bir kaza geçirseniz ve o kadın ölse siz ne yaparsanız yapın hapistesiniz. kendi konforunuz için aldığınız araçta, sürüc olarak bir kaza bela durumu için kendiniz için risk alırsınız, aileniz ve sevdikleriniz için alırsınız ama başkası için bu iş görev haline gelmemeli kanısındayım ben de. aracım yok ama alıcak olursam ben de herkesi arabamla taşıma fikrine karşıyım, ara ara gelen bine olur ama zaten yolunun üstü ne var diye kimseyi taşıyamam. zira gün olur ben kafama esip de hadi şuraya gideyim hadi şuraya uğrayım diyemem arabadakine ayıp olmasın diye. biraz daha fazla özgürlük ve biraz daha fazla konfor için ortalama 20 aylık maaşın kadar olan bir meblağı koy kenarıya, belki kredilerle boğuş, belki arabanın belli arızalarıyla masraflarıyla boğuş, belki aile içinde sıkıntılara göğüs ger arabaya kavuş, sonra da zaten yolunun üstü diye bunu sana görev bellesinler. valla kimse kusura bakmasın ben kimseye öyle her gün her gün yük olamazdım utanırdım. bir iş olduğu zaman eğer sen de müsaitsen şuraya kadar gelebilir miyim derim bir iş arkadaşıma, neticede insanız ama her gün binemem. ayıp denen bir şey var.
belli bahanelerle işini aksatın onun, eve geç gitmesine sebep olun. o sizden yaka silksin. isterse arkanızdan konuşsun boşverin, duymayın. dolmuş, otobüs, ring, metro, metrobüs, vapur, tren vs herhangi bir toplu taşımanın geçtiği yerde ulaşamamak diye bir şey yoktur, geç varmak vardır beklemek vardır biraz yürümek vardır ve bu şahsi meselelerdir. onun arabasının olmamasının suçlusu siz değilsiniz.