İstanbul'da Fal - Falcılar

tolincim bana atar mısın? dejavu yiğit değil değil mi bu? onunla 6 fal deneyimim var 3 farklı arkadaş ile

bu telwe yıgıtmıs sanırım dejavuda calıstımı bılmıyorum bılen arkadaslar yazsın noyu atıyorum ozelden sen baktırdınmı memnun kalmışmıydın?
 
bu telwe yıgıtmıs sanırım dejavuda calıstımı bılmıyorum bılen arkadaslar yazsın noyu atıyorum ozelden sen baktırdınmı memnun kalmışmıydın?

baktırmadım canm.dejavu yiğit farklı.ona 6 defa falan baktırdık 3 arkadaş. 2 şer defa. falından çıkınca geleceği biliyorum diye çıkıyorsun. üçümüzede pat pat pat pat isim bildi. kafamızdan sayı tutturdu bildi her defasında. ama verdiği tarihler de o kadar çabuk patladı.
 

hımm ıns bu yıgıtın soyledıklerı cıkarda su falcı arayışına son verırız:)
 
Şu Yiğit'lerden biri başka bi isim kullansa ya ,iki gündür Telve Yiğit,Dejavu Yiğit beynim döndü.
 
Şu Yiğit'lerden biri başka bi isim kullansa ya ,iki gündür Telve Yiğit,Dejavu Yiğit beynim döndü.

benim merak ettiğim telden bakanlar ne bakıyorlar? su yada tarot mu açıyorlar? yoksa soruyorsun hissi mi yanıtlıyorlar? çok merak ettim şimdi yatakta ters döndüm meraktan
 
benim merak ettiğim telden bakanlar ne bakıyorlar? su yada tarot mu açıyorlar? yoksa soruyorsun hissi mi yanıtlıyorlar? çok merak ettim şimdi yatakta ters döndüm meraktan

Burak karalama bakıyor, yigit su, tarot hepsi. Benim şahsi fikrim şu; insanların auralarında hem gecmişin, hem bugünün hem de gelecekle ilgili bazı seylerin bilgisi var. Telepati ve clairvoyance( ileriyi görme) özelliği hepimizde var ama kullanamıyoruz ya da zaman zaman kullansak da düzenli olmadıgından bir anlamı olmuyor ki halk arasında 6. His dîyoruz. Annelerin 6. Hissinin kuvvetli olmasının sebebi evlatlarının enerjisiyle cok yogun ilişki içinde olmaları. Bu sebeple annelerin durugörüsü cok güçlüdür, hepimiz o yüzden annem demişti ama dinlemedik deriz :) anneler bu yüzden bilirler. Falcı dediğimiz insanların bir kısmı sizin enerjinizle etkileşine girip patır patır sayıyor ki onlar telepatiyi doğal olarak kullanıp auranızdan bugünün ve gecmişin enerjisini alıyorlar, az bir kısmında aynı zamanda durugörü yeteneği var, onlarda auranızda saklı bazı gelecek bilgilerini alabiliyorlar. Ama ben bu işin cinlerle falan alakalı oldugunu sanmıyorum, onlarla ilişkisi olanlar olabilir ama cinler neden gelecegi bilsin ki? Bu tamamen ilgili insanın metafizik dediğimiz ve su an bilimin hala acıklayamadıgı telepati ve durugörü ile ilgili. Tabii sunu da düsünmek lazım bir cafe falcısı günde 40 kişiye baksa bir süre sonra yorulur ve enerjinizi alamaz, enerji tutmaması bence bu. Yoruluyorlar. Bir de ayrı bakmalarının sebebi sîzin enerjinize baskası karısmasın diye. Benim düşüncem bu, paylaşmak istedim. Sevgiler...
 
Acaba bu rana 60 lı yaşlarda bir bayan mıydı?

eger o ise cetinkayanın üzerindeki kafede 16 dan sonra bulabilirsin, gerçekten ilginç şeyler bilebiliyor

Evet 60lı yaşlarda esmer bir bayandı...Bir iki sene önce fal baktırmıştım tekrar baktırmak istiyorum fakat bu sefer telefondan baktırmayı duşunuyorum. Kafenin adını hatırlıyorsanız süper olur...En azından telefon numarasını internetten bulabilirim.
 
Durugörü/duyu dışı algılama (DDA Türkçe veya İngilizce ESP; Extrasensory perception veya uzaktan görü/uzaktan hissetme adı verilen durumda bilinen duyu araçları ve organları (göz-kulak-dokunma...) kullanılmadan, zaman ve mekanla sınırlı olmayan uzak yerlerden bilgi edinmektir. Bazıları buna 6. his adını da verirler. Ya da sezgi. Durugörü (clairvoyance) ve uzaktangörü (Remote viewing, RV) ince farklılıklar içerir.
Toplumun %80'i duyu dışı algılama yeteneğine inanır. Akademisyenlerin ise %60'i böyle bir algılamanın var olabileceğini kabul eder. %20 akademik topluluk ise daha fazla bilimsel kanıt gerektiğini öne sürer. Her ne kadar katı bilim insanlarınca hala şüpheli karşılanıyorsa da, günüzmüzde artık uzaktan görü bir "inanç/inanma sorunu" değil bir "bilgi sorunudur". Yani konu artık bir çok yönüyle ispatlanmış ve bu ispatlı bilgileri görmek yeterli inanmayı sağlamaktadır. Bu duruma inanmayan ve şiddetle reddeden kişilerde sadece konu hakkında "bilgi eksikliği" vardır. Kanıtlar ve bilgiler görüldüğünde inanmak için bir sebep olmadığı görülmektedir.

Durugörü, en basit tanımla, normal duyularla ulaşılamayan bilgiye ulaşmaktır. Bu bilgiye ulaşma gözün önünde kısa bir görüntü (durugörü), ses işitme (duruişiti), tat (durutat) veya koku (durukoku) şeklinde olabilir. Ulaşılan bilginin erişim seviyesi, zamandan bağımsızdır: geleceğe (önceden bilme, öngörme), şimdiye ve geçmişe (psikometri ait olabilir. Aynı zamanda da yerden bağımsızdır. Durugörü uzaklıkla da sınırlı değildir. Buradaki tek sorun, görülenlerin ya da algılananların, normal duyu organlarımızla alıştığımız tarzda net ve canlı olmamasıdır. Daha uçucu, daha soluk olmasıdır. Genelde çalışılarak pek elde edilemez. Doğuştan gelen bir yetenek olarak ortaya çıkar ya da sonradan.

- Gelecekteki kötü tehlikeleri önceden görme, premonition
- Gelecekle ilgili iyi veya nötral olayları bilme, precognition
- Geçmişe ait olayları tarifleme, genelde, eski bir objeye dokunarak, psikometri şeklinde olabilir.

Durugörüde, çoğunlukla soluk, kısa süreli hızlı geçen, puslu görüntüler görülür. Buna eşlik eden, diğer duyumsal algılar da olabilir: tad, koku, işitsel algılar... Durugörü esnasında bazı kişilerde kaygı, korku, terleme, nazbız yükselmesi, bulantı, neşe gibi değişik duygu halleri ortaya çıkabilir. Görüntüler ve bu hisler bazen rahatsızlık verici olabilir ve kişide psikolojik sorunlara neden olabilir.

Uzaktangörü (Remote viewing, RV), durugörünün daha basit bir alt tipidir. Algılarımızın ulaşacağı mesafe dışında saklı bir nesnenin, fotoğrafın veya koordinati verilmiş (enlem-boylam) yerde ne olduğunu çizme, tanımlama, anlatmadır. Toplumda, daha çok kişide vardır bu yetenek. Durugörü bazen doğuştan yetenek olarak ortaya çıksa da, RV olmak için doğuştan yetenek şart değildir. Kendi kendine çalışma ile başarılabilir. Uzaktangörüde, durugörüde bashettiğimiz hiç bir kaygı, korku, endişe, görüntü görme olmaz. Sakin bir ortamda, yoğunlaşarak resim çizmeye benzer. Tabi bu resim çizmeyi sistematik ve aşamalı olarak yapmak gerekir.

Uzun yıllar, Amerikan ordusunda kullanılan ve üzerinde en çok araştırma yapılan konu uzaktangörüdür. Herkes bunu deneyebilir, başarabilir. Yanınızdaki bir çantada ne olduğunu anlamak olabileceği gibi, Neptünde ne oluyoru da araştırabilirsiniz. Yani mekanla sınırlı değildir bilgiye ulaşma. Herkeste olan bir yetenektir. Az ya da çok. Bazılarımızda az bazılarımızda çok. Ama bilinen, nasıl sporla kaslar büyür ve gelişir, bu yeteneğinde çalışma ile geliştirilebileceğidir (psi kası denilebilir buna).

Uzaktangörü, aslında her insanda bulunan doğal bir yetenektir. Ama, çoğu kişi bunun farkında değildir. Genellikle kendiliğinden ortaya çıkar ve ancak hazır bir beyin ona anlam verebilir. Gelişmemiş ve içimizde gizli kalmasının nedeni, unsurlarının bugüne kadar doğal durumlarda görülmemiş olmasıdır. Diğer yandan, duyu dışı algının varlığına inanan birinin yeteneği keşfetme şansı daha yüksektir. Buna "koyun" ve "keçi" örneği denir. Koyunlar, yani inananlar iyisonuçlar elde ederler! Ancak, herkesin kendi içinde yer alan bu yeteneği harekete geçirmesi, bazılarımızda çok kolay olurken, bazılarımızda çok zor olacaktır.

Durugörü ya da uzaktan algı, düşünce aktarımı, telepati diye adlandırlan fenomenlerin bir karışımıdır. Bu süreçte hassas kişi uzakta bulunan (zamansal uzaklık-gelecek veya mekansal uzaklık-görüş alanı dışında kalan) bir yer veya olay hakkında bilgiler edinir, ayrıntısıyla tarif etmeye çalışır.

Astral seyahat, reenkarnasyon, ruhlarla (medyumluk değildir) ve cinlerle ilişkisiz bir konudur. Tamamen bu sizin evrene sorduğunuz bir soruya karşılık, beynize ulaşan, kaynağı ve aracısının ne olduğu henüz anlaşılamayan bir yanıttan ibarettir.

Uzaysal çözünürlülüğü 1 mm kadar olabilir. Bazı nadir durumlarda atom altı tanımlamalar da yapılmıştır. Uzaklıktan bağımsızdır. Nanometre ölçeğinde bilgi edinilebileceği gibi, gezegenler veya daha da uzak olan başka galaksiler, evrenler hakkında da uzaktangörü çalışması yapılabilir.

Çoğu kişinin, hem de ne yazık ki bu işle iyi ilgilendiğini iddia ettiği gibi olayda elektromanyetik bir dalga işe karışmaz. Çünkü, elektromanyetik dalgaların geçişini engelleyen Faraday kafesinden, okyanusun 500 feet derinliğinde bu bilgi akışının işlediği gösterilmiştir. Bu 1978 yılında gösterilmiştir. başka bir aracı ile bilgi aktarılır ama neyle bilmiyoruz. Ama elektromanyetik bir dalga olmadığını biliyoruz.

Bu konu sadece bir merak ya da falcılık değil, ulusal bir güvenlik sorunudur da. Rusya 1960'llarda, Amerika 1970'lerde bu işe askeri çalışamlarla girmiş ve uzun yıllar gizli olarak çalışmaları sürdürmüşlerdir. Amerika bu işe 20 milyon dolar, Rusya 60 milyon ruble harcamıştır. Bu yöntemle anlaşılan "gizli" denilen şeyleri artık çok kalmadığıdır. 1996 yılınd Amerika, dosyayı kapattık desede, muhtemelen gizli oalrak devam eden çalışmalar varıdr.

Hedef olasılıkları hakkındaki önceki bilgi, geri bildirim yokluğu ve zihinsel analiz kullanımı uzaktangörüyü engeller. Resimler ve duygular, rakamlar ve harflere göre daha iyi algılanırlar. Buna karşın;
Amacın ciddiye alınması
Geri bildirim
Kalp-kalbe inanma (ikili çalışmalarda duygusal güven)
Pratik yapmış olmak, egzersizler
Çizimler yapma (anlatmaktan ziyade)
Birden fazla görücünün ortak çalışması performansı arttırır.
 
Falcılık Olabilir mi Gelecek Görülebilir mi?
Bilinen ve bedensel özürlü olmadıkça her insanda var olan beş duyu ötesinde altıncı duyu, altıncı his denilen sezgi, sezme özellikleri de az çok bulunmaktadır. Bazılarının örneğin Tibetli rahipler çeşitli tekniklerle bu yeteneklerini oldukça ileri düzeye geliştirebildikleri bilinmektedir. Günlük yaşamımız açısından usta poker oyuncularını da buna benzetebiliriz. Bilindiği gibi iyi bir poker oyuncusu karşısındakilerin çeşitli davranışlarından, örneğin mimiklerinden, göz hareketlerinden hatta nefes alışlarından bile blöf yapıp yapmadıklarını anlar. Zaten bu yeteneği olmayanlar pokerde kaybetmeye mahkumdur.

Kiminde altıncı his ile ilgili yetenekler Allah vergisi olarak daha fazladır. Bu yeteneği epey fazla olanlara “medyum” denmektedir. Kimisi de gelecekte başına gelecek bir olayı durup dururken, yani bilinçaltında böyle bir şeye şartlanmadığı halde, rüyasında görür. Kimisi bunu “istihareye yatarak” yapar, yani yatmadan önce bilinçaltını belli bir konuya odaklandırır, kendisini şartlandırır. Örneğin “beni isteyen delikanlı ile evlenirsem sonum iyi mi olur yoksa kötü mü” gibi.

Geçmiş ve geleceğe ait görüntüler

Gerçeğini bulmak zor olan falcı ya da medyumların yetenekli olanları büyük bir titizlikle karşılarındaki kişilerin beyinlerindeki açık düşüncelerine ve/veya bilinçaltına odaklanmakta derin bir konsantrasyon içinde bilinç üstü bir boyuta çıkmakta burada altıncı hislerinin açılan penceresinden geçmişe, o anki düşüncelere veya geleceğe ilişkin bazı görüntüler, sesler almaktadırlar. Bu yeteneklere “durugörü” ve “duru işiti” denir. Bu durum konsantrasyonla altıncı hissin yani sezgisel boyutun içine girilmesi ile geçmiş ve geleceğe ait bazı bilgiler edinilmesidir.Şunu özellikle vurgulamak gerekir ki geçmiş ve mevcut duruma ait söylenenlerin doğru olması ille de geleceğe ait söylenenlerin de doğru olacağının göstergesi demek değildir. Bazı medyumlar bir şekilde belki karşısındakinin aura yani vücudunu saran eterik ışık bedeninden aldıkları etkilerle, uzaktaki bir insanın eşyasını ellerine alarak vb. geçmişine ait bilgileri edinebilmektedirler. Geçmişe ait bilgilerin doğruluğunu saptamak nisbeten kolaydır. Ancak geleceğe ait bilgilerin doğruluğu ancak belirtilen süre geçtikten sonra anlaşılabilmektedir. Bu nedenle geçmişi bildiği görülenlerin geleceğe ait söylediklerine körükörüne inanmamak gerekir. Falcılar sahtekar olabilir, kafadan atmış, yanlış tahmin yapmış, yanılmış, yorulma sonucu konsantrasyonu kaybetmiş olabilirler. Hatta bir falcının gelecek bir süre için yaptığı tahminlerin gerçekten de o süre sonunda aynen çıkması bile aynı falcının daha sonraki süreler için söyleyeceklerinin de ille de çıkacağının garantisi değildir. Günümüzde havanın nasıl olacağının saatlik tüm öngörüleri yapılabilmekte, bu bilimsel verilerin modellenmesi ile mümkün olmaktadır. Gelelim insan geleceğine. İnsanın geleceği belli midir? Kaderi belliyse evet. Peki kısaca kader nedir? Varlıkların yaptığı her belli faaliyet-eylem belli sonuçlar doğurur. Buna sebep-sonuç ilişkisi, bir başka deyişle “karma” denilir. Basit anlatımla varlıklar ne ekerlerse onu biçerler. Atılan birinci adım ondan sonra atılacak ikinci adımın belirleyicisidir. Böylece bir varlığın yaşam süresince yaptığı faaliyetler, işler, hareketler, fiiller kısaca amelleri ilerdeki hayatını ve tekrar dünyaya geldiği zamanki kaderini belirler. Yani dünyaya gelmeden önce kader ana hatları ile bellidir, örneğin fiziki özellikler, maddi durum gibi. Yukarıda da belirttiğimiz gibi altıncı hisleri güçlü olanların bazıları bu yetenekleriyle çok zor da olsa insanların kaderlerini bir ölçüde görebilmektedirler. Bir tür kayıtları mı inceliyorlar, zaman içerisinde mi geziniyorlar? Bilemiyoruz. Ancak bunların olsa olsa tahminler olduğu unutulmamalıdır, öngörülen zaman uzadıkça tahminlerin doğruluk şansı da aynı oranla azalmaktadır. Örneğin ilk bir yıl için yapılan bir tahmine göre 25 yıl sonrası için yapılan bir tahminin doğruluk şansı çok daha azdır, hatta yok gibidir.
 
Arkadaşlar Kurtuluşta ki RİTAnın tlf nu arıyorum bilen varsa bana mesaj atabilirmi acaba çok önemli................

Kac defa yazdik burda, rita rezalettttt, fosssss, paraniza yazikkkkk... Zamaniniza yazikkkkk... Bir halt bilmiyor bu rita! Sana soruyor bide, bu kim! O kim! Sarisin biri var kim bu! Falci demeye bin sahit lazim, gittigime bin pisman oldummmm....
 
 
benim merak ettiğim telden bakanlar ne bakıyorlar? su yada tarot mu açıyorlar? yoksa soruyorsun hissi mi yanıtlıyorlar? çok merak ettim şimdi yatakta ters döndüm meraktan

Hahahhahah bunu içinmi ters döndün.Tarot tur ,sudur.Kahve içimeyeceğimiz için bunlardır.Ay bilsinde hiçbişeye bakmasın isterse.Vallahi verdiğim paralardan bunalmadım da,gelecekte hep patlayan falcılardan fenalık geldi artık.
 
Çok doğru diyosun vallaha,10 yıldır milyarlar döktüm falcılara,zaten artık öyle alıştımki bu konuda kazıklanmaya, paramın gitmesi hiç canımı acıtmıyo artık.Varsın Yiğit te bilemesin,oda falcı grafiğimde yerini almış olsun.
 
semahat hanım diye birini duydum. iki zar atım söylüyormuş. sanırım metro ile gidince Kartaltepe durağında iniyorsun. duyan bilen var mı
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…