Sevmiyorum,sevmeyeceğim!!!
Çünkü bu şehrin güzelliklerinde ben hiç yararlanamıyorum ki..
Boğazı çok severim,evimden boğaza gitmek 2,5 saat sürüyor,tam bir eziyet..
Hele bir de trafik varsa..
Haftasonu kavaklara gidelim dedik,yolda kaza olmuş tam 1 saat 20 dk yolun açılmasını bekledik..
Zaten sıcak,zaten oruç..Sinirler bozuldu,vazgeçip eve döndük..
4 kişi bir hafta sonu hem şehir dışına yeşillik bir yere gidelim hem de yemek yiyelim dedik..
Yemin ediyorum tam 3 saatte gittik 40 dakikalık yolu..Yol çalışması varmış..
Ayrıca o gün kendi evimde pişiresem beğenmeyeceğim yemeklere 250 tl verdik..
Benziniydi,çekirdeğiydi,kolasıydı,sinemasıydı bir hafta sonu tam 300 tl harcadık..İnanılır gibi değil..
Her gün okula gidiyorum..Okul yolu 2 saat sürüyor..2 saatte dönmek..4 saat..
Her gün bir insanın 4 saati yollarda geçse psikolojisi de sağlığı da cebi de ne hale gelir?
Eve gelince 4 saat yollarda sarsılmaktan ne yemek yapabiliyorum ne ödev ne iş..
Her gün 7 tl yol parası veriyorum..
Eşimin işyeri evimize 1 saat uzaklıkta..Arabaya konulan benzinden bahsetmek bile istemiyorum..
Evi değiştiremiyoruz,kendimizin..
Eşim iş değiştiremiyor,devlet memuru..
Ben okulu bırakamıyorum,bitmesine 1 yıl kaldı..
Şimdi ben İstanbul'un neresini seveyim?
Topkapı sarayını,Kızkulesini,Ortaköy'ü görmeyeli belki 6 ay olmuştur..
Bu koşturma ve bu hayat temposu İstanbul'da yaşanırsa elbette sevilmez İstanbul..
Ben evde otursaydım,eşimin yorucu hem de çook yorucu bir işi olmasaydı,Bebek senin,Galata benim,Çamılca'da yemekler,Kanlıca'da yoğurtlar,Kavaklar'da balıklar yeseydik,bunlara zamanımız olsaydı ben de İstanbul'u çok severdim..
Benim ulaşım sorunu yaşanmayan bir yerde yaşamam lazımdı..Küçük bereketli bir kasabada..
Hatta köyde ..