İŞTEN AYRILINCA PİŞMAN OLUR MUYUM??

35 yaşındayım ..Zaten işten ayrıldığımda tekrar çalışma gibi bir durumum olmaz. Lise mezunuyum . Fakat aynı şirkette bu kadar yıl çalışınca iyi bir statüye yükseldim tecrübemden dolayı.

Yaşınız gençmiş, bence durumu işverene izah edip bir izin talep edin. İşinizdeki maaş ve pozisyonunuz iyiyse ayrılmayın derim. En azından bir beş sene daha.
 
İşveren aynı kişi mi

Grup şirketiyse çok ortaklıdır muhtemelen. İşveren(ler) aynıdır. Ben de bir grup şirketindeyim, şirketler arasında geçiş yapan elemanlar yasal haklarını muhafaza ediyorlar. Sorun olmaz yani.
 
günde 10 saat. haftada 60 saat ... maaş 3400

Resmi tatillerde vs de calisiyormussun. Yillik izin de kus kadar. Bence ayril. Birkac ay dinlen. Issizlik maasi falan alirsin. Sonra sıkılmaya baslayinca is ararsin. Nasil olsa tecruben var. Seninki kölelik resmen bu is yerinde. Ancak bundan sonra baktigin yerler kurumsal firmalar olsun. Onlar daha iyi oluyor
 
Grup şirketiyse çok ortaklıdır muhtemelen. İşveren(ler) aynıdır. Ben de bir grup şirketindeyim, şirketler arasında geçiş yapan elemanlar yasal haklarını muhafaza ediyorlar. Sorun olmaz yani.
Evet ama bazen işveren değişince problem olabiliyor ama konu sahibinin aynı işverenmiş ondan haklarını alır diye düşünüyorum.
 
yaklaşık 7 senedir calısma hayatındayım maddi durum sebebi ile ve sanıyorum ki maddi sıkıntı ortadan kalksa bir gün fazla çalışmam, bir şekilde kendimi oyalarım ben ne bileyim kursa giderim, gezerim sıkılmam yani.
yine de uzun bir izin alın bi bakın derim ben, her kişi farklıdır çünkü.
ama şunu bilin ki çalışmakzorunda kalmamak harika bişey, bigün bize de nasip olsa :)
 
günde 10 saat. haftada 60 saat ... maaş 3400
Mesai saatiniz çok fazla. İş kanununa göre haftalık 45 saati alıyorsanız fazla mesai vermek zorunda. İşten çıkınca fazla mesailerinizi mailler vs. Yoluyla ispatlarsanız güzel bir tazminat alırsınız. Bu arada bana kalırsa da 2 yıl sabredip prim gününüzü doldurun bu krizde dışarıdan prim ödemeyin.
 
Mesai saatiniz çok fazla. İş kanununa göre haftalık 45 saati alıyorsanız fazla mesai vermek zorunda. İşten çıkınca fazla mesailerinizi mailler vs. Yoluyla ispatlarsanız güzel bir tazminat alırsınız. Bu arada bana kalırsa da 2 yıl sabredip prim gününüzü doldurun bu krizde dışarıdan prim ödemeyin.

FAZLA MESAİ SAATİNİ NASIL İSPATLAYABİLİRİM DİYE DÜŞÜNÜYORDUM BENDE. " MAİL" DAVADA GEÇERLİ OLUYOR MU?
 
FAZLA MESAİ SAATİNİ NASIL İSPATLAYABİLİRİM DİYE DÜŞÜNÜYORDUM BENDE. " MAİL" DAVADA GEÇERLİ OLUYOR MU?
Bizim bir arkadaş cumartesi günü attığı mailler gelen mailler falan sundu mahkemeye 5 yıllık iş yerinden yüklü miktar tazminat aldı. İş maillerinizi saklayın. Haftaiçi geç saatlerde atılan mailler de olabilir tabii. İşten hakkınızı alıp çıktıktan sonra da bu davayı açın kaybetme şansınız yok zaten. Maddi hakkınızı yasal faizi ile birlikte geri alırsınız.
 
17 Yıldır bir şirkette çalışıyorum.
Çalışan bayanlar bilirler . Hem evli hemde çocuklu olup bir de çalışma şartları zor bir yerde çalışmak yeterince depresyon sebebidir.
Ama maddi sebeplerden dolayı çalışmak zorunda kaldım hep. Çok şükür şimdi artık maddi sıkıntılarımızı atlattık. Çocuklarımızı büyüttük.
Ama artık o kadar yoruldum ki çalışmak istemiyorum. Çık o zaman işten diyeceksiniz. Bende bunu düşünüyorum uzun süredir. Ama o kadar kolay değil buna karar vermek. Kendimi bildim bileli aynı yerde çalışıyorum. Hayat düzenim hep buna uygun. Sanki işe bırakınca çok pişman olacakmışım gibi geliyor. Kendi kendime diyorum " evde artık çocuklarınla ilgilen evinin hanımı ol :) " Kafam o kadar karışık ki..

İşyerine karşı da kendimi sorumlu hissediyorum. İyi kötü günlerimiz oldu . İşten çıkmak istediğimi söylediğimde tepki alacağım. Duygusal düşünüyorum . zaten hep hayatım boyunca kendimden çok ödün verdim başkalarını düşünmekten. Yine aynı şeyi yapıyorum. İşten ayrıldığımda üzerimden bir yük gidecek sanki. Anlatabildim mi bilmiyorum tam olarak ..
Bence pişman oluraunuz hemde çok pişman olursunuz.
 
17 Yıldır bir şirkette çalışıyorum.
Çalışan bayanlar bilirler . Hem evli hemde çocuklu olup bir de çalışma şartları zor bir yerde çalışmak yeterince depresyon sebebidir.
Ama maddi sebeplerden dolayı çalışmak zorunda kaldım hep. Çok şükür şimdi artık maddi sıkıntılarımızı atlattık. Çocuklarımızı büyüttük.
Ama artık o kadar yoruldum ki çalışmak istemiyorum. Çık o zaman işten diyeceksiniz. Bende bunu düşünüyorum uzun süredir. Ama o kadar kolay değil buna karar vermek. Kendimi bildim bileli aynı yerde çalışıyorum. Hayat düzenim hep buna uygun. Sanki işe bırakınca çok pişman olacakmışım gibi geliyor. Kendi kendime diyorum " evde artık çocuklarınla ilgilen evinin hanımı ol :) " Kafam o kadar karışık ki..

İşyerine karşı da kendimi sorumlu hissediyorum. İyi kötü günlerimiz oldu . İşten çıkmak istediğimi söylediğimde tepki alacağım. Duygusal düşünüyorum . zaten hep hayatım boyunca kendimden çok ödün verdim başkalarını düşünmekten. Yine aynı şeyi yapıyorum. İşten ayrıldığımda üzerimden bir yük gidecek sanki. Anlatabildim mi bilmiyorum tam olarak ..

6 ay önce sizin gibi 17 yıl çalıştığım iş yerimden ayrıldım
Toplamda 25 yıl iş hayatım oldu
Ama bir noktada yoruluyor artık insan, bırakma kararı aldığımda 5.500 liraydı maaşım onu bile görmedi gözüm
17 yıl aynı yerde olunca boğulma raddesine geliyorsunuz ki benim işim ciddi yorucu ve stresliydi
İşi bırakmam fikri eşimden çıktı, o kadar uzun zamandır çalışıyordum ki çalışmamak aklımın ucundan bile geçmemişti hiç, zor ve çalışmaya mecbur bir hayatım vardı hep, sıkıntılar geçince de alışkanlıktan herhalde çalışmamayı hiç düşünmedim
Eşim bırak dediğinde şoka girdim resmen :)))) iş arkadaşlarım aile gibi olmuş, patronlarım babacan bana o kadar emekleri geçmiş, yıllar devirmişiz beraber, velhasıl bu kararı bir yılda aldım ve bıraktım. İlk iki ay ah ben ne yaptım modundaydım, inanılmaz bir işe yaramamazlık duygusuyla boğuşup durdum. Sonra yine eşim yetişti imdadıma, daha ne yapacaktın, 25 yıl kaç insan baktın, yatırım yaptın hala da benim rahatım için uğraşıyorsun dedi, bir kaç hafta terapi yaptı bana sonra evde düzen oturdu. Hala 6 da kalkıyorum ama gün o kadar dolu geçiyor ki bazen yattığım yeri bilmiyorum ve çocuğum yok :)) Çalışmak harika bir şey ama ben 25 yılda kaçırdığım bir şeyler olduğunu yeni yeni anladım. Gün ışığında dışarı çıkmak, sabah sakin sakin kahvaltı yapmak, istemediğim işi yapmamak gibi lükslerim oldu, günde üç saat okuyorum ki bu benim için cennet demek, kütüphanemde vakit geçirebiliyorum artık. İlk zamanlar ev işlerine fazla sardım ama sonra toparladım kendimi yani yine eşim dürttü daha çok çalışasın diye bırakmadın işi değil mi diye :)) dikiş dikiyorum, kitap okuyorum, yürüyorum, tiyatro, sinema, alış veriş için vaktim oluyor. Para kazanmak alışkanlığım diktiklerimi satıyorum o da hoşuma gidiyor. İş arkadaşlarımla görüşüyorum arada hepsi gençleşmişsin diyor en güzeli tüm mide ilaçlarımı bıraktım, stresmiş beni hasta eden. Sigorta günlerim de çoktan doldu kafam rahat o konuda. Yıllarca çalışıp bir misyonu tamamlamışsan fazla düşünmeye gerek yok, çalışmak güzel şey ama hayatı da kaçırmamak lazım, yıllarca süren o koşturmada kendimi çok ihmal ettiğimi evde olunca anladım. İnsan ömrünün belirli aşamaları var, şu an 42 yaşındayım yaşamaktan keyif almak için çok zamanım yok aslında, hastalıklar başlamadan belki bir kaç yıl, o yüzden şu an diyorum ki pişman değilim. İşverenlere gelince inanın umurları olmuyor, işler aksar diye bir kaç gün endişe edip sonra onlarda yolunu buluyor, şirketler insanlara, insanlar da şirketlere baki değil iş hayati böyle
 
6 ay önce sizin gibi 17 yıl çalıştığım iş yerimden ayrıldım
Toplamda 25 yıl iş hayatım oldu
Ama bir noktada yoruluyor artık insan
17 yıl aynı yerde olunca boğulma raddesine geliyorsunuz ki benim işim ciddi yorucu ve stresliydi
İşi bırakmam fikri eşimden çıktı, o kadar uzun zamandır çalışıyordum ki çalışmamak aklımın ucundan bile geçmemişti hiç, zor ve çalışmaya mecbur bir hayatım vardı hep, sıkıntılar geçince de alışkanlıktan herhalde çalışmamayı hiç düşünmedim
Eşim bırak dediğinde şoka girdim resmen :)))) iş arkadaşlarım aile gibi olmuş, patronlarım babacan bana o kadar emekleri geçmiş, yıllar devirmişiz beraber, velhasıl bu kararı bir yılda aldım. İlk iki ay ah ben ne yaptım modundaydım, inanılmaz bir işe yaramamazlık duygusuyla boğuşup durdum. Sonra yine eşim yetişti imdadıma, daha ne yapacaktın, 25 yıl kaç insan baktın, yatırım yaptın hala da benim rahatım için uğraşıyorsun dedi, bir kaç hafta terapi yaptı bana sonra evde düzen oturdu. Hala 6 da kalkıyorum ama gün o kadar dolu geçiyor ki bazen yattığım yeri bilmiyorum ve çocuğum yok :)) Çalışmak harika bir şey ama ben 25 yılda kaçırdığım bir şeyler olduğunu yeni yeni anladım. Gün ışığında dışarı çıkmak, sabah sakin sakin kahvaltı yapmak, istemediğim işi yapmamak gibi lükslerim oldu, günde üç saat okuyorum ki bu benim için cennet demek, kütüphanemde vakit geçirebiliyorum artık. İlk zamanlar ev işlerine fazla sardım ama sonra toparladım kendimi yani yine eşim dürttü daha çok çalışasın diye bırakmadın işi değil mi diye :)) dikiş dikiyorum, kitap okuyorum, yürüyorum, tiyatro, sinema, alış veriş için vaktim oluyor. Para kazanmak alışkanlığım diktiklerimi satıyorum o da hoşuma gidiyor. İş arkadaşlarımla görüşüyorum arada hepsi gençleşmişsin diyor en güzeli tüm mide ilaçlarımı bıraktım, stresmiş beni hasta eden. Sigorta günlerim de çoktan doldu kafam rahat o konuda. Yıllarca çalışıp bir misyonu tamamlamışsan fazla düşünmeye gerek yok, çalışmak güzel şey ama hayatı da kaçırmamak lazım, yıllarca süren o koşturmada kendimi çok ihmal ettiğimi evde olunca anladım. İnsan ömrünün belirli aşamaları var, şu an 42 yaşındayım yaşamaktan keyif almak için çok zamanım yok aslında, hastalıklar başlamadan belki bir kaç yıl, o yüzden şu an diyorum ki pişman değilim. İşverenlere gelince inanın umurları olmuyor, işler aksar diye bir kaç gün endişe edip sonra onlarda yolunu buluyor, şirketler insanlara, insanlar da şirketlere baki değil iş hayati böyle
Aynı yaşlardayız 25 yıllık çalışma hayatım var 18 yaşından beri birilerine bakıyorum, üstelik 2 çocuğum var ve ben aynı şirketteyim 25 yıldır. Çok sıkıldım bıktım ama işte ama evim arabam var ama çocuklar büyüyünce o kadar çok ihtiyaçları artıyor ki emekli de olamadık. Dinlenmeye, evlatlarımla vakit geçirmeye, sakince tv izlemeye, evi düzene sokmaya, israf etmemeye ve huzura ihtiyacım var. Ve en kötüsü her ay başı para kalmayınca ya ben niye çalışıyorum oluyorum. Emekli etsinler bizi
 
6 ay önce sizin gibi 17 yıl çalıştığım iş yerimden ayrıldım
Toplamda 25 yıl iş hayatım oldu
Ama bir noktada yoruluyor artık insan, bırakma kararı aldığımda 5.500 liraydı maaşım onu bile görmedi gözüm
17 yıl aynı yerde olunca boğulma raddesine geliyorsunuz ki benim işim ciddi yorucu ve stresliydi
İşi bırakmam fikri eşimden çıktı, o kadar uzun zamandır çalışıyordum ki çalışmamak aklımın ucundan bile geçmemişti hiç, zor ve çalışmaya mecbur bir hayatım vardı hep, sıkıntılar geçince de alışkanlıktan herhalde çalışmamayı hiç düşünmedim
Eşim bırak dediğinde şoka girdim resmen :)))) iş arkadaşlarım aile gibi olmuş, patronlarım babacan bana o kadar emekleri geçmiş, yıllar devirmişiz beraber, velhasıl bu kararı bir yılda aldım ve bıraktım. İlk iki ay ah ben ne yaptım modundaydım, inanılmaz bir işe yaramamazlık duygusuyla boğuşup durdum. Sonra yine eşim yetişti imdadıma, daha ne yapacaktın, 25 yıl kaç insan baktın, yatırım yaptın hala da benim rahatım için uğraşıyorsun dedi, bir kaç hafta terapi yaptı bana sonra evde düzen oturdu. Hala 6 da kalkıyorum ama gün o kadar dolu geçiyor ki bazen yattığım yeri bilmiyorum ve çocuğum yok :)) Çalışmak harika bir şey ama ben 25 yılda kaçırdığım bir şeyler olduğunu yeni yeni anladım. Gün ışığında dışarı çıkmak, sabah sakin sakin kahvaltı yapmak, istemediğim işi yapmamak gibi lükslerim oldu, günde üç saat okuyorum ki bu benim için cennet demek, kütüphanemde vakit geçirebiliyorum artık. İlk zamanlar ev işlerine fazla sardım ama sonra toparladım kendimi yani yine eşim dürttü daha çok çalışasın diye bırakmadın işi değil mi diye :)) dikiş dikiyorum, kitap okuyorum, yürüyorum, tiyatro, sinema, alış veriş için vaktim oluyor. Para kazanmak alışkanlığım diktiklerimi satıyorum o da hoşuma gidiyor. İş arkadaşlarımla görüşüyorum arada hepsi gençleşmişsin diyor en güzeli tüm mide ilaçlarımı bıraktım, stresmiş beni hasta eden. Sigorta günlerim de çoktan doldu kafam rahat o konuda. Yıllarca çalışıp bir misyonu tamamlamışsan fazla düşünmeye gerek yok, çalışmak güzel şey ama hayatı da kaçırmamak lazım, yıllarca süren o koşturmada kendimi çok ihmal ettiğimi evde olunca anladım. İnsan ömrünün belirli aşamaları var, şu an 42 yaşındayım yaşamaktan keyif almak için çok zamanım yok aslında, hastalıklar başlamadan belki bir kaç yıl, o yüzden şu an diyorum ki pişman değilim. İşverenlere gelince inanın umurları olmuyor, işler aksar diye bir kaç gün endişe edip sonra onlarda yolunu buluyor, şirketler insanlara, insanlar da şirketlere baki değil iş hayati böyle
teşekkür ederim vaktinizi ayırıp uzunca bir yorum yaptığınız için. Gerçekten hayalim olan şeyleri yaşıyorsunuz. Kafamdaki karışıklığa iyi geldi yazdıklarınız
 
Mantıken haklısınız ama yukarıda saydığım çalışma şartlarından dolayı artık gözüm primi falan görmüyor
Anlıyorum.
Ben başka bir konuda soru soracağım size. Bende 2001 girişliyim. 18 yıl dolmuş. Ama ben 2000 yılindan sonra girenler için prim yılının 25 yıl diye biliyorum. Yanlış mı biliyorum. 20 yıl olduğundan emin misiniz?
 
Aynı yaşlardayız 25 yıllık çalışma hayatım var 18 yaşından beri birilerine bakıyorum, üstelik 2 çocuğum var ve ben aynı şirketteyim 25 yıldır. Çok sıkıldım bıktım ama işte ama evim arabam var ama çocuklar büyüyünce o kadar çok ihtiyaçları artıyor ki emekli de olamadık. Dinlenmeye, evlatlarımla vakit geçirmeye, sakince tv izlemeye, evi düzene sokmaya, israf etmemeye ve huzura ihtiyacım var. Ve en kötüsü her ay başı para kalmayınca ya ben niye çalışıyorum oluyorum. Emekli etsinler bizi

Keşke etseler, bende yaş bekliyorum, 53 te emekli olacağım inş
Yasa çıksa bir çok insan emekli olur, gençlere de yer açılır aslında, üniversite mezunu gencecik çocuklar heba oluyor bizim gibiler iş bırakamadığı için, 95 girişliyim ben, aslında hakkım olan emeklilik elimden alındı, tabi olduğum yasa da günlerim dolunca emekli olmam gerekiyordu
Bize eşimin maaşı yeterli olduğu ve benim yatırımlarım olduğu için maddi yanı beni zorlamadı bırakırken, ileride şartlar ne olur bilmiyorum ama şimdi de boş hissetmemek için dikiş dikiyorum. Çocuklu ailelerde düzen daha başka tabi ama şunu net hatırlıyorum annem çok çalışırdı, sonra 50 yaşında hastalandı, 59 da öldü bazen düşünürüm biraz az çalışsaydı bizimle vakti olsaydı diye ama nasip işte. Hayatı hep planlayamıyoruz ama dediğim gibi kapasite dolmuşsa çok zorlamamak lazım, insanın birazda kendisini düşünmesi gerek
 
Son düzenleme:
Keşke etseler, bende yaş bekliyorum, 53 te emekli olacağım inş
Yasa çıksa bir çok insan emekli olur, gençlere de yer açılır aslında, üniversite mezunu gencecik çocuklar heba oluyor bizim gibiler iş bırakamadığı için
Bize eşimin maaşı yeterli olduğu ve benim yatırımlarım olduğu için maddi yanı beni zorlamadı bırakırken, ileride şartlar ne olur bilmiyorum ama şimdi de boş hissetmemek için dikiş dikiyorum. Çocuklu ailelerde düzen daha başka tabi ama şunu net hatırlıyorum annem çok çalışırdı, sonra 50 yaşında hastalandı, 59 da öldü bazen düşünürüm biraz az çalışsaydı bizimle vakti olsaydı diye ama nasip işte. Hayatı hep planlayamıyoruz ama dediğim gibi kapasite dolmuşsa çok zorlamamak lazım, insanın birazda kendisini düşünmesi gerek
Benim kapasite doldu ama bırakamıyorum geçinemeyiz net olarak biliyorum ama 52 yaşına kadar nasıl çalışırım onu gözüm kesmiyor ve ben hiç ara vermedim sadece 2 dogum içi 3 'er ay.
 
Back
X