Bunu mu dert ettim? Evet ettim.
kadınların sosyal medyada sürekli yenilenen akımlar arasında sürüklenip giderken, bir baktım ki artık adı da yok olmuş...
Ahmet’in Ayşe’si
Mehmet’in prensesi
Zeynep’in annesi
İki çocuk annesi
Eren ile Emre’nin kraliçesi vs vs...
Bunu romantik yada adanmışlık falan mı buluyor insanlar bilmiyorum.
Ben bir kadının kendini böyle tanımlamasına üzülüyorum.
birinin eşi yada annesi olmak o kadının hayatının bir parçası olur, ama bu kadar kendini yok etmek neden?
Kendinizi 5 cümle ile anlatsanız, kaçıncı sırada .... annesiyim, evliyim, dersiniz?
Evet kendi kendimi alıntılayarakta zirveyi yaptım sanırım :) zira hatlar karıştı...
Yargıladığımı, ezmeye çalıştığımı yada böyle olmayanları yücelttiğimi düşünenler, mesajlarında yazanlar var.
Herkesin fikrine saygı duyuyorum.
Yukarıda alıntıladığım mesajı yazarken 3-4 kere okudum.
Ve hem derdimi anlatayım, hem aşağılayıcı olmasın gözüyle okudum.
Beceremediysem, özür dilerim.
Yargılama yada ezme olsun istemedim, yapmak istediğim eleştiri idi, öğrenmek istediğim başkalarının ne düşündüğü idi.
Herkes tabiki istediğini yazmakta özgür.
Aidiyetleri ile kendilerini tanımlama kısmı bana yanlış gelen.
Hepimizin evlatları kıymetli, özellikle evladım için daha fazlası olmak isterim. Bu Çalışan, çalışmayan, okuyan okumayan, gibi bir ayrım değil.
Kendi anneannem okuma-yazma bilmiyor, sadece çocukların ve kendisinin ismini tanır yazılarda. Bahçe işi hariç çalışmamış.
Ama gitsem desem anlat anneanne sen kimsin?
Önce epey güler muhtemelen :)
‘Ben Fatma, Karadeniz karısıyım.
(Burada karı=kadın)
Tuttuğumu koparırım. Bizim oraların insanı biraz sert olur, şartlar öyle... hep çok çalıştım, 7 çocuk büyüttüm’
Der.
Ve bence özümüzde de bu var.
Biz ne zaman bundan uzaklaşıp, kendimizi birine bağlı tanımlamaya başladık bilmiyorum.