- 29 Eylül 2017
- 58
- 59
- 3
- Konu Sahibi oversensitive
-
- #1
Ya öyle saçma şeyleri sorun ediyor ki bazıları.
Yaşına başına yaşadığın yıla yazık diye geçiyor içimden.
Derdi var diye yaptığı saçmalıkları yüzüne vurmamak ne kadar dürüst olur hem?
İnsana bazen soğuk duş gerekir ki ayıksın gerçeklere.
Evet feminist olalım ama haksıza da haksızsın diyelim arkadaşım.
Bunu anlatmanın kibar yolları var haklısın ama cidden bazı hemcinslerim kendini o kadar çok hor görüyor ki, yaptığım yorumda kendisine gösterdiği saygıyla doğru orantılı oluyor ister istemez...
Kendi hayatımdan örneklemek istiyorum.Sadece burası için değil gerçi ama her yerden her sınıftan insan var, kimbilir bunu söyleyenin annesi babası var mıydı, nasıl koşullarda büyümüştü. Mesela ben kendim büyük şehirde güzel imkanlarla büyüdüm yine de yıllarca çok bariz komik hatalar yaptım. Sanki yüze vurulma olarak değil şefkat lazım. Çok az bulunuyor. Biz kadınız kalbimiz daha kolay yumuşuyor keşke bunu açığa çıkarsak biraz.
Çünkü nedeni şu.
Biz kadınlar o kadar baskı altına alındık ki.
En okumuşumuzdan en cahilimize kadar.
Dünyaya o kadar dar bir gözle bakmaya alışmışız ki...
Etrafımız, gidecek yerimiz, gözleyebileceğimiz tek şey akrabalarımız, eşlerimiz, dostlarımız, mahallemiz, iş yerindekiler vs.
Oysa erkekler o kadar özgür ki. Gidecek, keşfedecek, görecek o kadar imkanları var ki.
Hayatlarında kimse onlara
sen erkeksin bunu giyme,
sen erkeksin dışarı çıkma,
erkekler anlamaz, bilmez,
sen erkeksin kimse sana bakamaz, namusumuzu temsil ediyorsun,
erkekler bu saatte dışarda dolaşmaz,
erkek okumaz, kalabalıkta gülemez,
erkek başını yerden kaldırmaz,
erkeğin görevi çocuk doğurmak, bakmak demedi ki.
Onlara her şey serbestken bizim tek işimiz dünyaya baktığımız dar çerçeveden gördüğümüz kadınları sırf bizim gibi olmadıkları için yerden yere vurmak oldu.
Bizden daha iyi bir hayatı varsa bu yüzden kıskandık, güzelse kıskandık, yarışa soktuk.
Üst düzey bir yönetici olmuşsak o düzeye gelene kadar çektiğimiz tüm çileleri başkasından çıkardık.
Üstümüzde tonlarca ağırlıkla var olmaya çalışıyoruz.
O yüzden kadınlar lütfen kız çocuklarınızı prenses, erkek çocuklarınızı ağa gibi yetiştirmeyin.
Üzgünüm ama kimse ne prenses, ne paşa ne de ağa.
Kızları güçlü kadınlar olarak yetiştirin.
Okuyun, okutun, kocaya teşvik etmeyin.
Erkekleri de bir beyefendi gibi merhametli, kibar ve kadının insani haklarına saygılı yetiştirin.
Erkeksin yapar, kızsın yapamazsın demeden eşit yetiştirin.
Çünkü nesiller bizlerin elinde.
Kadın kadına en büyük kötülüğü her aldatılma, şiddet, psikolojik şiddet gibi konuda “erkekleri haklı bulup, çek, biraz kendine düzen ver, seksi çamaşır giy vs.” diye öğüt vererek yapıyor bence.
Tek çabalayanın kadın olmasını söylemek bu yönde tavsiye vermek belki sizin hoşunuza gider ama ben bu zihniyete sinir oluyorum. Böyle cevap verenler olumlu karşılanıyor ama aslında en büyük kötülüğü onlar yapıyor. Çünkü erkek ne yaparsa yapsın sen çekeceksin ey yüce kadın! Diyorlar.
Yücelik nedense hep kadında maşallah! Cefakar çileli kadınımız da “dik dur, sen kendine güven, yapabilirsin, bu eziyetleri çekme” diyene bileniyor da “sabret, çamaşır giy, güzel sofra hazırla “ diyene “kadın dostu” diyor!
Ben de bundan şikayetçiyim.
Sabredilecek şey vardır, sabredilemeyecek şey vardır!
Nickinin hakkini veriyorsun.
Benim de gordugum insanlarin kendilerine yapildigi icin elestirdiklerinin 10 katini karsi tarafa yapiyorlar. Kendisinin farkinda olmamak bu demek.
Dişiliği hangimizin eteği daha kısa, hangimizin makyajı daha alımlı olarak ve erkekleri de ödül olarak görürsek zaten kendi topuğumuza sıkarız. Ben de o zihniyete katılmıyorum, kadınlığın daha derin anlamı olduğuna inanıyorum ve erkekliğin de. Psikolojik şiddet konularında içte değişmesi gereken şeyler var, kesinlikle dışta değil. Hele sabır hiç cevap değil.
İşte bazı kadınlarla empati kuramıyorum nasıl kurabilirim bir örnek vereyimAh işte haksıza haksız diyelim ama onu söyleme şeklimiz empatik olsun diyorum ben de. Pek çok kadın (erkekler de hatta) kendimize saygı göstermenin ne olduğunu bilmiyor bile. Hiç görmemiş ki, etrafında gözlemlememiş. Kendimi hep annemle kıyaslarım bu konuda. benim yaşımdayken çalışmayan babam ne derse yapan çocukluğunu köyde geçirmiş bir kadıncağızmış. Daha sonra çevresini genişlettikçe gördü anladı pek çok şeyi. Daha da önemlisi çevresinde gördüğü daha bilinçli kadınlar hor görmedi yardım edip, şefkat gösterdi ona. Haksız olduğu konuda tatlı tatlı yardımcı oldular. Aynı şekilde ben de sevgiyle yaklaşılınca abla tavsiyesi gibi alınca asıl mesajı gören bir insanım. Bu yüzden merak ediyorum zaten niye böyle her şey?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?