Yazınızın ana fikrine bazı noktalarda katılıyorum ama biraz sert cümleler kurmuşsunuz.
Öncelikle ev işi yapmak hizmetçilik değildir.Biz Türk kadınları fedakar birer anne olarak yetiştirildiğimiz için herşeye yetişmeye çalışıyoruz.
Çalışan veya çalışmayan bütün kadınların evlilikte erkeklerden çok daha fazla sorumluluk aldıkları bir gerçek.
Hayat müşterek lafını da kabul etmiyorum çünkü gördüğüm bütün evliliklerde hep kadınlar daha fedakar.
Eşi çalıştığı için ev işlerine yardım eden hiç bir erkekte karısı kadar sorumluluk almıyor.
Dışardan bakan arkadaşlarım benim çok şanslı olduğumu düşünüyorlar çünkü eve geldiğimde yanlızca yemek yapıp sofra topluyorum.Evdeki bütün işleri 3 gün gelen kadınım yapıyor.Ama ben bile eşimden çok daha fazla sorumluluk alıyorum.Eşim eve gelince tv karşısında yatar,ben yemek yetiştirmeye çalışrım,sofrayı toplarım sonra çocukların dersleriyle ilgilenirim.Hafta sonları pazar alışverişi,market alışverişi,çocukların kursları ,misafir ağırlanması benim üstümdedir tabi.Sürekli koşturma halindeyim.Ama eşim işi dışında yan gelip yatar.Nerde bu hayatın müşterekliği ozaman?
O yüzden evi geçindirmesi gereken kişinin erkek olduğunu düşünüyorum bende.Tabii ki eve katkım oluyor,evde senin paran ,benim param mevzuusuda dönmüyor ama ben maaşımı eşime vermem.Gerektiği kadar katkıda bulunurum ,paramın kalanını ne yapacağıma ben karar veririm.Ev işlerinde sorumluluğun büyük kısmı bende ise,ev geçindirirken sorumluluğun büyük kısmıda eşimde olmalı.