- 28 Kasım 2010
- 42.523
- 141.250
- 798
- Konu Sahibi twins scorpion
-
- #61
Bosa bu sorumsuzuailesinde yok ki bize yardım etsin borçlar zaten hep öyle anlık kurtarıyor seni aliden al veliye ver ahmetten al aliye borcunu öde gibi borç üstüne borç bakalım nereye kadar ben hasta oluyorum ya hipotroidim çıktı evlendikten sonra vertigom var daha neler olacak bakalım
sanırım bu tarz mesajlar duymaya ihtiyacım var.çünkü eşimin de düşündüğünü ve uğraştığını biliyorum ama her zamanı aynı olmuyor bu günlerinde geçeceğini düşünmem gerek sanırım ve eşime destek olmak.destek vermek çok istiyorum ama ağzımdan bir söz çıkıyor onunda bütün hevesini kırıyorum.napacağım bakalımEşiniz ne iş yapıyor sorması ayıp?
Belki biraz sizinde destek olmanız gerek, fikir verin, çıkar yol bulun.
Bazı insanlar böyledir, birilerinin yanında yapamaz, sürekli kendi işinin hayalini kurar birini batırsa başka iş kurar. Benimde kuzenim öyledir. Sağlık memuru maaşı iyi ama 40 yaşına kadar 7-8 iş batırdı arada bilmediğimiz de vardır ve en az 2-3 ev parasını kaybetti. Adam böyle biri yani ticaret insanı, kimisi yanlış iş kolu olduğundan dolayı bitti, kimisinde öngörü eksikliği, kiminde beceremedi vs vs.
Ama en son işini tutturdu, yani bata çıka öğrendi. Şimdi sizin eşinize kızmak yerine ona destek olmanız, dua etmeniz, inanmanız gerek. Eğer adam çalışmıyorsa çalış çalış demek yersiz, ya bu deveyi güdeceksiniz ya diyardan gideceksiniz.
Eşinize sürekli bu iş olmaz, çalış boşver az olsun bizim olsun demek yerine destek olup, bu işi kurdun ve ben inanıyorum bu iş olacak, buradan rızkımızı alacağız vs şeklinde konuşun, bu onu motive eder ve işe inancı artar ve sonrasında başarılı olur.
Unutmayın korkular, endişeler başarısızlık getirir, biraz iyi yönde motive olun ve eşinizi iyi yönde motive edin, çekim yasası ile bu pozitifliği kazanıp eşinize aktarabilirsiniz, bence bide bunu deneyin....
boşanmak ya da lafta boşamak çok kolaydır ama önemli olan herşeye rağmen sürdürebilmek evliliği ayakta tutabilmek için çaba harcamak bende pes etmek yerine çaba harcamayı seçtim ve burdaki hanımlardan destek bekliyorum sadece :)Bosa bu sorumsuzu
Ee o zaman cekmeye devam ne diyeyimboşanmak ya da lafta boşamak çok kolaydır ama önemli olan herşeye rağmen sürdürebilmek evliliği ayakta tutabilmek için çaba harcamak bende pes etmek yerine çaba harcamayı seçtim ve burdaki hanımlardan destek bekliyorum sadece :)
bende asla boşanmam deyip büyük konuşmak istemiyorum sadece ama eğer bir gün böyle birşey olursa bittiğinde elimden geleni yaptım ama olmadı demem gerekEe o zaman cekmeye devam ne diyeyim
Bosanmak hic de kolay degildir ben de farkindayim
Esler arasinda bu gibi seyler varsa bosanmadan yanayim sadece
sanırım bu tarz mesajlar duymaya ihtiyacım var.çünkü eşimin de düşündüğünü ve uğraştığını biliyorum ama her zamanı aynı olmuyor bu günlerinde geçeceğini düşünmem gerek sanırım ve eşime destek olmak.destek vermek çok istiyorum ama ağzımdan bir söz çıkıyor onunda bütün hevesini kırıyorum.napacağım bakalım
Möhh artık,parayı bulmak mı?Buldun da kullanamıyorsun ki,dediğine bak.ben geçen ay ödemeleri yarıya bölelim demiştim.2 tane kredi var birini sen birini ben ödeyeyim falan dedim hiç oaralı olmadı birde zaten ben parayı bulunca değişeceğini biliyordum gibi sözler söyledi.ne diyeceğimi şaşırdım bende
Sorumsuz erkek degismezbende asla boşanmam deyip büyük konuşmak istemiyorum sadece ama eğer bir gün böyle birşey olursa bittiğinde elimden geleni yaptım ama olmadı demem gerek
Film gibi vallaTicari kafa ayrı bir şey herkesin kafası basmaz ticarete.
Çok hoş örnekler verilmiş pozitif, ben de negatifini göstereyim, ölç biç, tart, değer mi bak:
Seneleeer önce, en küçük teyzemin eşi olan o zamanki enişte bey, kendi yağında kavrulan 2 çocuklu bir memurdu.
Ancak hırslı bir adamdı... Belki arkadaşlarının gazıyla, belki daha başka sebeplerden ticarete atılıp kendi işinin patronu olmaya karar verdi. Sermaye olarak neyi kullandı? Teyzemin dedemden kalma evini...
Neyse, ufak yatırımlar, atılımlar...
Okul kantinini aldı ihaleyle, oradan cebi para gördü, üzerine kola bayiliği aldı, baya baya zenginlediler.
Ancak babam uyardı (Babam muhasebecidir): "Çok dallanıp budaklanıyorsun, hangisinin başında duracaksın, öyle her muhasebeciye güvenme"
Pek kulak asmadı, hatta babamı tiye almaya kalktı. Gel zaman git zaman, muhasebecileri bir dolandırdı... Tepe taklak indiler.
Elde ne varsa, alınan evler, arabalar teker teker satıldı. Kiraya düştüler. Rahmetli dedem, bazı mülklerini ipotekten çıkardı, teyzemin diğer dairesi elden gitmek üzereyken, dedem satın alıp tekrar teyzeme verdi. Bu arada tüm kardeşler de ayrı yardım etti teyzemlere.
Bi daha bi şeyler yapmaya kalktı. Yapma dedi herkes, "Millet yanında çalışamam ben" dedi. Patron olacak...
Bir daha batırdı. Bu sırada diğer kuzenim de doğdu. Elde son olanlar da gitmekle birlikte, çok fena bir borcun altına girdi.
Borcu kapatmak için, Almanya'ya çalışmaya gitme kararı aldı. Formalite bir evlilik lazım oturma -çalışma izni için.
Teyzemden nikahı aldı, orada yaşlı bir kadınla evlilik ayarladığını söyleyerek gitti.
Meğer evlendiği gencecik bir kadınmış, onu da bekarım diye kandırmış. Bir çocuk da ondan.
Para biriktirip borç ödeyecekti ha. Gerisin geri kadını da aldı geldi teyzemin tepesine.
Ödeyemediği borçlar yüzünden bir de hapis geldi üzerine.
Yattı çıktı.
Neymiş, ticaret adamıymış o, teyzemin bütün varlığını yedi, yedirdi. Diğer almanyadan getirdiği zavallı kadını da yedi bitirdi.
Yine iş kuracakmış bey efendi, en büyük oğlu 18 yaşına basacağında götürmüş çocuğu imza attırmış. O kadar uyardık "Güvenme, o adam yakar, evladım diyen bir adam değil, sakın seni kandırmasına izin verme, babam deyip sakın gardını indirme"
Full bir iş de 18indeki kuzenimin üstüne aç.
Al onu da batır, ufacık kal.
Hırslar... Hırslar...
Kuzenimin üzerindeki borcu, tüm aile bir araya gelip temizledik.
Teyzemin -aşığım- salaklığı yüzünden, bütün malı mülkü gitti, anneannemin yanına oturdu.
Diyeceğim o ki, eşini iyi tahlil et canım. O hırs yok mu o hırs... "Başkasının yanında çalışamam, kendi işim olacak" durumu... Her adama gitmez... Can yakar.
Aza kanaat etmeyen de çoğu bulamaz derler.
Çoğu ticaret adamı, fakirliğin içinden, her işte ayırt etmeden çalışarak, bileğinin hakkıyla kendi sermayesini toplayarak bu günlere geldiler.
Burnu büyüklük yapıyor gibime geldi eşin,
Umut ediyorum ki ben yanılırım.
Neyse, Allah kolaylık versin.
çok teşekkür ederim yazdıkların için bir süre de böyle denememde fayda var sanırım ona sadece maddi yönden destek olmak yetmiyor asıl önemli olan manevi yönden destek olmak bende onu yarı yolda bırakamam.Bu kısır döngüdür, bak iş olmuyor olmayacak, dünde olmadı zaten bu adam iş batırdı yine batacak dersen öyle olur, bu kanıtlanmış bir gerçek, ne ekersen o biçilir, yani endişe korku ekip kimse başarı biçemez.
Bugün iş olmayacak diye işe giderse eşin iş olmaz çok net. Korktuğun başına gelir.
Ama bakarsan etrafına genelde başarılı olup pes etmeyenler, inananlar bir şekilde başarılı olur. Çoğu işveren ünv mezunu bile değildir, çünkü insanlar okudukça beynini daha çok fizibilite çalışması yapar, hesap kitap yapar sonra ya vazgeçer iş kurmaktan ya da başaramaz. Ticaret sadece hesap kitap işi değildir, gönül işidir, bağlılık, direnç ve inanç işidir. Çoğu fabrika sahibi bata çıka başarılı olmuş ilköğretim mezunudur. Ünv mezunu iş adamı çok azdır.
Bence kocan başaramıyorsa sen de suçlusun çünkü kocana güvensizliğin onuda güvensizliğe itiyor ve sonuç hüsran.
Bir süre eşini motive et, başaracaksın olacak rüyamda gördüm oldu, müşterilerin çoktu de. Yani sen ona kızınca borçlar ödenmiyor dimi ama onu motive edersen ve sen de motive olursan işlerin değişeceğine şahit olacaksın. Her sabah onu öperek işe uğurla, iş olmazsa üzülme ama emin ol olacak de.
Tezahür etmenin kaybolan sırrını keşfet, aç google'a bak, Allah isterse kuşlar filleri yener unutma
teyzen adına çok üzüldüm gerçekten hırs insana herşeyi yaptırıyor inşallah bizim sonumuz iyi olurTicari kafa ayrı bir şey herkesin kafası basmaz ticarete.
Çok hoş örnekler verilmiş pozitif, ben de negatifini göstereyim, ölç biç, tart, değer mi bak:
Seneleeer önce, en küçük teyzemin eşi olan o zamanki enişte bey, kendi yağında kavrulan 2 çocuklu bir memurdu.
Ancak hırslı bir adamdı... Belki arkadaşlarının gazıyla, belki daha başka sebeplerden ticarete atılıp kendi işinin patronu olmaya karar verdi. Sermaye olarak neyi kullandı? Teyzemin dedemden kalma evini...
Neyse, ufak yatırımlar, atılımlar...
Okul kantinini aldı ihaleyle, oradan cebi para gördü, üzerine kola bayiliği aldı, baya baya zenginlediler.
Ancak babam uyardı (Babam muhasebecidir): "Çok dallanıp budaklanıyorsun, hangisinin başında duracaksın, öyle her muhasebeciye güvenme"
Pek kulak asmadı, hatta babamı tiye almaya kalktı. Gel zaman git zaman, muhasebecileri bir dolandırdı... Tepe taklak indiler.
Elde ne varsa, alınan evler, arabalar teker teker satıldı. Kiraya düştüler. Rahmetli dedem, bazı mülklerini ipotekten çıkardı, teyzemin diğer dairesi elden gitmek üzereyken, dedem satın alıp tekrar teyzeme verdi. Bu arada tüm kardeşler de ayrı yardım etti teyzemlere.
Bi daha bi şeyler yapmaya kalktı. Yapma dedi herkes, "Millet yanında çalışamam ben" dedi. Patron olacak...
Bir daha batırdı. Bu sırada diğer kuzenim de doğdu. Elde son olanlar da gitmekle birlikte, çok fena bir borcun altına girdi.
Borcu kapatmak için, Almanya'ya çalışmaya gitme kararı aldı. Formalite bir evlilik lazım oturma -çalışma izni için.
Teyzemden nikahı aldı, orada yaşlı bir kadınla evlilik ayarladığını söyleyerek gitti.
Meğer evlendiği gencecik bir kadınmış, onu da bekarım diye kandırmış. Bir çocuk da ondan.
Para biriktirip borç ödeyecekti ha. Gerisin geri kadını da aldı geldi teyzemin tepesine.
Ödeyemediği borçlar yüzünden bir de hapis geldi üzerine.
Yattı çıktı.
Neymiş, ticaret adamıymış o, teyzemin bütün varlığını yedi, yedirdi. Diğer almanyadan getirdiği zavallı kadını da yedi bitirdi.
Yine iş kuracakmış bey efendi, en büyük oğlu 18 yaşına basacağında götürmüş çocuğu imza attırmış. O kadar uyardık "Güvenme, o adam yakar, evladım diyen bir adam değil, sakın seni kandırmasına izin verme, babam deyip sakın gardını indirme"
Full bir iş de 18indeki kuzenimin üstüne aç.
Al onu da batır, ufacık kal.
Hırslar... Hırslar...
Kuzenimin üzerindeki borcu, tüm aile bir araya gelip temizledik.
Teyzemin -aşığım- salaklığı yüzünden, bütün malı mülkü gitti, anneannemin yanına oturdu.
Diyeceğim o ki, eşini iyi tahlil et canım. O hırs yok mu o hırs... "Başkasının yanında çalışamam, kendi işim olacak" durumu... Her adama gitmez... Can yakar.
Aza kanaat etmeyen de çoğu bulamaz derler.
Çoğu ticaret adamı, fakirliğin içinden, her işte ayırt etmeden çalışarak, bileğinin hakkıyla kendi sermayesini toplayarak bu günlere geldiler.
Burnu büyüklük yapıyor gibime geldi eşin,
Umut ediyorum ki ben yanılırım.
Neyse, Allah kolaylık versin.
Ticari kafa ayrı bir şey herkesin kafası basmaz ticarete.
Çok hoş örnekler verilmiş pozitif, ben de negatifini göstereyim, ölç biç, tart, değer mi bak:
Seneleeer önce, en küçük teyzemin eşi olan o zamanki enişte bey, kendi yağında kavrulan 2 çocuklu bir memurdu.
Ancak hırslı bir adamdı... Belki arkadaşlarının gazıyla, belki daha başka sebeplerden ticarete atılıp kendi işinin patronu olmaya karar verdi. Sermaye olarak neyi kullandı? Teyzemin dedemden kalma evini...
Neyse, ufak yatırımlar, atılımlar...
Okul kantinini aldı ihaleyle, oradan cebi para gördü, üzerine kola bayiliği aldı, baya baya zenginlediler.
Ancak babam uyardı (Babam muhasebecidir): "Çok dallanıp budaklanıyorsun, hangisinin başında duracaksın, öyle her muhasebeciye güvenme"
Pek kulak asmadı, hatta babamı tiye almaya kalktı. Gel zaman git zaman, muhasebecileri bir dolandırdı... Tepe taklak indiler.
Elde ne varsa, alınan evler, arabalar teker teker satıldı. Kiraya düştüler. Rahmetli dedem, bazı mülklerini ipotekten çıkardı, teyzemin diğer dairesi elden gitmek üzereyken, dedem satın alıp tekrar teyzeme verdi. Bu arada tüm kardeşler de ayrı yardım etti teyzemlere.
Bi daha bi şeyler yapmaya kalktı. Yapma dedi herkes, "Millet yanında çalışamam ben" dedi. Patron olacak...
Bir daha batırdı. Bu sırada diğer kuzenim de doğdu. Elde son olanlar da gitmekle birlikte, çok fena bir borcun altına girdi.
Borcu kapatmak için, Almanya'ya çalışmaya gitme kararı aldı. Formalite bir evlilik lazım oturma -çalışma izni için.
Teyzemden nikahı aldı, orada yaşlı bir kadınla evlilik ayarladığını söyleyerek gitti.
Meğer evlendiği gencecik bir kadınmış, onu da bekarım diye kandırmış. Bir çocuk da ondan.
Para biriktirip borç ödeyecekti ha. Gerisin geri kadını da aldı geldi teyzemin tepesine.
Ödeyemediği borçlar yüzünden bir de hapis geldi üzerine.
Yattı çıktı.
Neymiş, ticaret adamıymış o, teyzemin bütün varlığını yedi, yedirdi. Diğer almanyadan getirdiği zavallı kadını da yedi bitirdi.
Yine iş kuracakmış bey efendi, en büyük oğlu 18 yaşına basacağında götürmüş çocuğu imza attırmış. O kadar uyardık "Güvenme, o adam yakar, evladım diyen bir adam değil, sakın seni kandırmasına izin verme, babam deyip sakın gardını indirme"
Full bir iş de 18indeki kuzenimin üstüne aç.
Al onu da batır, ufacık kal.
Hırslar... Hırslar...
Kuzenimin üzerindeki borcu, tüm aile bir araya gelip temizledik.
Teyzemin -aşığım- salaklığı yüzünden, bütün malı mülkü gitti, anneannemin yanına oturdu.
Diyeceğim o ki, eşini iyi tahlil et canım. O hırs yok mu o hırs... "Başkasının yanında çalışamam, kendi işim olacak" durumu... Her adama gitmez... Can yakar.
Aza kanaat etmeyen de çoğu bulamaz derler.
Çoğu ticaret adamı, fakirliğin içinden, her işte ayırt etmeden çalışarak, bileğinin hakkıyla kendi sermayesini toplayarak bu günlere geldiler.
Burnu büyüklük yapıyor gibime geldi eşin,
Umut ediyorum ki ben yanılırım.
Neyse, Allah kolaylık versin.
boşan demek çok kolay zaten millet için benim eşimin dışarıda gözü yok içkisi yok kumarı yok Allahıma şükürler olsun eline para geçse nereye götüreyim sizi der hemen sadece kendi işimi yapmak istiyorum sende bana destek ol diyor bende ne yapabilirim diye sormak istedim ama bu boşanma sebebi değildir ki.ben dediklerini uygulayacağım canım inşallah da olurArkadaşlar neden kadını kötü örneklerle doldurduğunuzu anlamıyorum, eniştenin hırsıyla bu bayanın eşinin ilgisi nedir ki?
Hayır efendim herkes ticaret yapabilir ama temiz olmalı, içine fesatlık karışmamalı, kul hakkı girmemeli.
Boşan eşinden demekle oluyor mu ortada çocuk var.
Adama denilmeyen kalmamış, o da işini kurup bişey yapma derdinde, o da halinden çok memnun değil belli. Bence iş olmadıkça psikolojisi bozulmuş, bozuldukça da daha batmış.
Yanlız siz değil burada konu açana boşan, ayrıl, kaç demek kolay bu işler öyle değil, bir yola çıkıldıysa o yolda beraber olacaklar.
Ben de örnek vereyim çok yakın arkadaşımın eşi iş batırdı, boşanıyorlardı, borç batağına battılar, herkes kıza ayrıl mayrıl dedi ama o eşine yuvasına sahip çıktı. İş kurdular, inandılar, 2 yıl sebat ettiler ve 3 yıldır iyi para kazanıyorlar, borçlar ödendi, ev araba alındı, adam çok çalışıyor, arkadaşım ona yardım ediyor, cidden çok mutlular.
Ben de mühendisim ve kendi işimi kurdum, mesleğimle hiç alakası yok, çok zorluk yaşadım, borçlara girdim yeni yeni düzeliyor çok şükür. Her iş kuran çok para olsun, yan geleyim yatayım diye iş kurmuyor. Ben de inanarak üstesinden geldim zorlukların.
Kimsenin başarısızlığı kimseyi ilgilendirmez, o başaramadı bende başaramam diye bişey olabilir mi ya, başaranları örnek almamız gerek.
Arkadaşım kocana destek ol, olur Allah'ın izniyle...
Arkadaşlar neden kadını kötü örneklerle doldurduğunuzu anlamıyorum, eniştenin hırsıyla bu bayanın eşinin ilgisi nedir ki?
Hayır efendim herkes ticaret yapabilir ama temiz olmalı, içine fesatlık karışmamalı, kul hakkı girmemeli.
Boşan eşinden demekle oluyor mu ortada çocuk var.
Sen benim verdiğim örnekte kullandığım kelimeleri, uyarıyı ve temennileri görmemişsin zannedersem. Daha önceki sayfada iyi örnekler vardı, ben de tersine bir örnek sundum. İnsanları hayale sürüklemek kolaydır, "Aslansınız, koçsınız, yaparsınız" demek en kolayı. Ancak yer yönüyle gösterip "Ölç, biç, tart, değer mi bak" demenin neresi kötü olabilir?
"Boşan" kelimesini nerede ne şekilde kullanmışım yazımın içinde gösterir misin, konu sahibesini boşanmaya mı itekliyorum bu nasıl bir itham? Kaldı ki konu sahibinin benim ne demek istediğimi gayet anladığını görüyorum, size ne oluyor?
Sizin zannınızca herkes ticaret yapabilir olsun, benim fikrimce de ticaret bir yetenektir, hatta eskiler "Ticari kabiliyet" lafını kullanır, herkes layığıyla yapamaz. Eee? Noldu? Biz bilmiyor muyuz ticaretteki ahlak kurallarını da burada belirtme gereği hissettin? Peygamberimizin - Hatice anamızın mesleği ticaret, ne olduğunu elbet biliriz ok? Sağ ol hatırlattın diyelim.
Ayrıca teyzemin yolunu ayırdığı insandan bahsediyoruz, "enişten" diyerek şahsım üzerinden kimlik kazandırmayın öylesi birine, rica ediyorum.
Yani bir yazı bu kadar amacının dışında anlaşılabilir, pes.
Bu örneği verme amacınız neydi ki?
Paragrafın sonunda teyzem aşıktı boşanmadı böyle oldu alt metnini yanlış anladım sanırım, yani bu derece olumsuz bir örnek, boşanmadığı için hüsrana uğrayan teyze örneğini konu sahibi niye boşan kurtula çekecek doğru ben yanıldım. Bazı şeyleri açık söylemek ile paragrafa gömmek aynı şeydir halbuki.
Ayrıca lafım sadece sana değil boşan diyen herkese.
İki örnekte de hüsran var. Bunu yazma amacınız daha ulvi bir sebepse anlatın da bilelim.
Benim de bi dolu olumsuz örneğim çıkar ama gerek var mı? Ben bunu anlayamıyorum cidden, sadece sen değil burada her konu açılınca hep bi olumsuz motivasyon. Zaten kişi olumsuz, biraz moral alma ihtiyacında.
Ayrıca hayalle bişey olmaz demek ne demek. Zaten işleri kurulmuş, adam kendi işini yapmak istiyor, bunun nesi hayal. Başarılı olabilir, destek ol demek mi hayale sürüklemek.
Ticaret yapanların çoğu önce başarısız olmuştur, hatta son çalıştığım yerin sahibi 70 yaşında bir beyfendi ve 45 yaşında Bulgaristandan göç edip Tr'de iş kurmuş 15 yıl hep batmış, borca girmiş, pes etmemiş. Şu an inanılmaz cirosu yüksek bir firması var. İlkokul mezunu. Bu adam sizin gibi aman ben yapamadım, ticaret erbabı değilim deseydi şu an bu noktada değildi. Ve en büyük desteği eşi olmuş. Eşi çocukları sabaha kadar işçi gibi çalışmış ve adam hep bize anlatırdı inanmak başarmanın yarısı, çok doğru, ben hep inandım asla vazgeçmedim derdi. Ticaret yapmak insana verilen bir yetenek değil, yapa yapa, bata çıka öğrenilir.
İyiki bizim tonton patronu birileri çıkıp kötü öykülerle yolundan döndürmemişte birçok insana istihdam sağlayan bir firma sahibi olmuş...
Dümdüz bir hikaye var orada, bak gör diye açıkça anlatılmış, benzettiğin yerler varsa kendini nerede çekmen gerektiğini tahlil et diye... "Ben de eşinin çalışmak istemediği huyunu buna benzettim ilk okuduğumda", anlatayım sen mukayese et eşini bilen gören sensin diye.
Nitekim yazı dili uzak düşer- soğuktur, burada karakter analizi yapamıyoruz, eşini elbette kendisi biliyor-yaşıyor-görüyor, bu örneğin neresinden ne kadar alacağı da konu sahibesinin bileceği iş.
Evet, alt metni gayet yanlış anlamışsınız, çünkü bu yazının olabilecek en uygun alt metni: "Bazı şeyleri sadece sevdiğin için göre göre-bile bile yapma, değiyor mu bak, çocuğunu da kolla" dır. "Boşan" değil.
"Koşa koşa gitme, bir adımını geride tut" dur olsa olsa bu yazının amacı.
Tatmin etmiştir umarım sizi bu ulvi sebepler, ancak gerçekten çok gereksiz zan ve dikteler içinde olduğunuzu görüyorum.
Ticarete bakışlarımız belli ki farklı, siz neyi kime kabul ettirmeye çalışyorsunuz ben onu anlamıyorum. Çünkü sizin yazdığınız pek olumlu örnekler kadar, pek olumsuzlarını buraya sıralayabilirim.
Söylediğim şeyin amacını yanlış gördüğünü söylüyorum, kinayeyle gördüğün şeyde ısrar ediyorsun.
Ya kusura bakma da ben bu muameleye gelemem. Kişisel bir tartışmaya dönmeden, lütfen siz de kesin.
Bariz farklı düşünen iki insanız, yorulduğumuza değmez.
Anladığım kadarıyla krediyi sizin cekmenizi istiyor. Madem oyle cekme krediyi. Siz o yan gelip yatarken çektiği kredinin parasını odemek zorunda degilsiniz. Çok açık bi sekilde bu evin erkegi sensen evi sen gecindirceksin diceksin. Ve maaşını alip bi kenara oturcaksin. 5kyrus para vermiceksinmerhaba hanımlar ben 27 yaşında evli ve bir çocuk annesiyim.devlet dairesinde memur olarak çalışıyorum.öncesindede çalıştım taşeron olarak eşimde çalışıyordu taşeron şirket elemanı olarak.evlendiğimizden beri eşimin kendi işini kurma hayali vardı nitekim gerçekleştirdi de.bundan yaklaşık 3 yıl önce çalıştığı halde bir yer açtı oraya birini koydu gelgelelim işler tutmadı ve zararına devrettik.hatta arabamızı da satıp kalan borçlara verdik neyse dedim bundan aldı hevesini bir daha girmez o işlere.sonra çalıştığı iş yerinde yer değişikliği gibi birşey yaptılar ve bizimkisi hazmedemedi ve çocuğum var evliyim demeden istifayı bastı tabi kendisi çıkınca da ne tazminatını alabildi nede işsizlik maaşını.kendi işimi yapcam dedi yine girdi.elde birikim yok sermaye yok anne babadan destek hiç yok.beni de o ara işten çıkardılar.maddi olarak sıkıldık çok.kredimiz vardı zaten yine çektik başkasının üstüne ama biz ödüyoruz.borçlar çoğaldı hep dedim gir bir işe az gelsin ama geldiği zaman belli olsun miktar belli olsun hayrını görelim diye ama dinlemedi.ben memur oldum rahatlarız dedim ama yine olmadı.evin bütün giderleri bana ait.hatta bazılarına yetmiyor bile para o buluyor ya da iş yaparsa geliyor ordan ayarlıyoruz.ama çok sıkılıyoruz ve zorlanıyoruz.yine kredi çekme yolları arıyor bu ara beni de banka banka gezdiriyor ne diyeceğimi ne yapacağımı bilmiyorum.uzun oldu kusura bakmayın ama gerçekten çok doluyum.ben yardım etmek istiyorum ama bu bir ay değil üç ay değil yaklaşık 2 yıldır böyle.işe girmeyi düşünmüyor bile.rahatına düşkün biri ama bende kendi çapımda düşünüyorum biz hep mi böyle olacağız diye.çalışıyorum elimde avucumda 5 kuruş kalmıyor bu da benim zoruma gidiyor.eve geldi mi de ben sohbet etmek kafamı dağıtmak istiyorum o bilgisayar başında.bir de bu konuya deli oluyorum resmen.kahve yapıyorum gelsin mutfakta içelim diye sohbet edelim diyorum ne konuşcaz diyor borç konusunu zaten hiç sevmez konuşmayı açtırmazda ama ben normal günlük şeylerden konuşalım diyorum hemen kızıyor.bana fikir verecek olan hanımlar vardır mutlaka!!!
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?