- 7 Ağustos 2011
- 14.263
- 14.668
- 498
1 yıldır birlikteyiz canım daha önce bu kdar çok takmıyodu yani mesela bakıyosun falan diyodu ama sonra hemen kapanıyodu konu ilk defa bu konu uzadı cok dha önce hiç ayrılmadıkta
seni mantıklı bulan insanlar da var yani, e hayat işte, beni de çok seven sayan takdir eden insanlar var hoş olmasa da gördüğümü söylemekten geri durmam
Arkadaşlar az önce zil çaldı bana orkide göndermiş of offf
Not vs. yok mu
Ne diyo
Özür dilesin bari
Suçlamalarını unutturmaz ama bi süre bakarsın tavırlarına..
Evet not var 'seni çok seviyorum' yazmış
Ne yapmayı düşünüyosun
Cevap yazarsan 'ona göre davran o zaman, nsan sevdiğini üzer mi?' gibi şeyler söyle
Çok zor biri hayatını birleştirmeyi düşündüğün insan ama ayrılmayı göze alamazsın galiba
Biraz ders ver en azından
Evet not var 'seni çok seviyorum' yazmış
Arkadaşlar az önce zil çaldı bana orkide göndermiş of offf
anlıyorum, her kadın böyle özür çiçeklerinden, aşk sözlerinden hoşlanır ama
senin hasta ruhlu sözlün yine kendi kendine barışmaya karar vermiş. yine bir tiyatro sahnesinde sanıyor galiba kendini.
sana diyeceğim, kendini kullandırma. böyle oyunlar oynayacaksa başka kapıya gitsin. evlilik oyun oynamak için fazla narin bir müessese.
elin hastasınıda sana yamamaya kalkmasınlar, bir genç kız daha telef olmasın.....
Cevap olarak çiçek göndermşsin teşekkür ederim ama ben senden bana inanmanı güvenmeni istiyorum başka hiç bişy değil yazdım. Dediğin gibi bi süre gözlemlemeyi düşünüyorum
Evet not var 'seni çok seviyorum' yazmış
Evet doğru bilmişsin canım :) Keşke çiçek göndermek yerine iki güzel kelime etseydi bana güvenseydi beni cok daha mutlu ederdi. Evlilikte güven herşeyden daha önemli bunu çok iyi biliyorum başıma ağrılar girdiDoğru bilmişim desene.
Çiçek vs. işe yaramaz arkadaşım, kırılan kalbini onarmaz. Sana ayrıl vs. demiyorum ama ithamları gerçekten çok ama çok ağır.
İnan 8 senelik evliyim ne eşimin maillerimi kontrol ettiğini bilirim, ne cep telefonumu kontrol ettiğini bilirim, ne bana güvenmediğini gösteren bir sözü bırak bakışını bilirim.
Öncelikle kimseyi doğrudan şizofren olarak nitelendiremeyeceğimizi belirtmek istiyorum. Bu birkaç hareketle tanısı koyulabilecek bir hastalık değil, evet yaşananlar belirtilerinden ama şizofren diyemeyiz. Bu durumda her kıskanç erkeğe şizofren tanısı koymamız gerekir.
Kişinin hal ve hareketleri sana inanmayışı ve sürekli durumu sorgulayışı ortada bir güven eksikliği olduğunu gösteriyor. Ama bunun ikinci boyutu da kişi kendisinin daha önce yaptığı/ya da o bahsettiğin süreç içerisinde asıl kendisinin yaptığı şeyleri senin üzerine yıkarak, kendisini rahatlatmaya çalışıyor olma ihtimali. İşte bu hastalıklı bir ruh halidir, ama yine tek başına şizofreni değildir.
İşin özüne gelirsek; bu bir eksikliktir, kendinde olmayanları senden başka şeyleri eksilterek orantılamaya çalışmaktır. Bu yine hastalıklı bir ruh halidir ve kişi karşısındakini çok yıpratır. Evlendiğinizdeyse, durum uç boyutlara ulaşır. Evden dışarı çıkartmama, camdan dahi baktırmama vs.
Yüksek lisans asistanlığım sırasında hocama bir kişi gelirdi, ayda bir. Kocasına ailevi şeyleri bahane eder, ailesinden biri yanında olup gelirdi hep. Hem de aynı zaman aralıklarında değil, onun geleceği zaman aralıklarını hocanın sekreteri matematik işlemi çözer gibi ayarlardı ki aynı günlere/dönemlere denk gelmesin, adam işkillenmesin diye. Adam diyorum ama pek adam değildi. Bırakın dışarı çıkmayı, camdan bakmayı adam evin perdelerini bile açtırmıyormuş. Ev karanlık, malum perdeler kapalı. Işıkları dahi yaktırmıyormuş akşam kendisi gelene kadar. Ağlar ağlar giderdi, kaç kutu antidepresan tüketti onu dahi bilmiyorum. Ailesinden yanında gelen kişi de ya halası ya teyzesi olurdu, durumu bilirlerdi ama ailenin erkekleri ilgilenmediğinden bir şey yapamazlardı. Daha sonra nasıl oldu bilmiyorum, bir gün bu adamı kadının ailesinden birisi bir güzel dövmüş. Ama öyle böyle değil hastanelik olana kadar. Sonra mı? ben o hocanın asistanlığı bıraktığım dönemde tam bir melek olduğunu biliyorum. Karısına artık hiçbir şekilde karışmadığı ve elini dahi sürmediğini. Kadın kendisi tek başına gelirdi, gülerek "çıktım, geldim" derdi.
Kısacası, bu tür insanlarla evlilikler arkanda sağlam biri olmadıkça zor, baş edemezsin. Annene, kardeşine ya da çevrendekilere daha yapmayacağım der, arkasını döner yine aynı şeylere başlar. Kimse kusursuz değildir elbette ama, kendinde kusur aramadan kusur bulmaya çalışanlardan her daim uzak durmak gerekir. Ayrıl demiyorum, ancak iyi gözlemle. Baktın gerçekten bu adam iflah olmaz, işi ciddiyete bindirmeden yol ver gitsin.
Kimse senden, canından daha önemli/değerli değil..
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?