Evin en küçüğüyum ben. Hayatim boyunca diğer aile bireylerine herseyi yaptım. Sadece 1 gün yardım istedim. Ki oda kendime bi yardım değildi. O gün bedenen bitik durumdaydim ve rahmetli babama hastahane de refakat edilmesini talep ettim. Dünyanın son günüymüş gibi ağızlarını geleni söylediler. Sonra ben o konuşma ile cildirip kendimden geçmişim. O gün gene üstüme düşen vazifeyi yaptım. Cok geçmeden ağır depresyon teşhisi aldım. Tek öğünde 250 mg yakın antideprean kullanmam gerekiyordu. Red edip ertelemek istediğimi belirttim doktoruma. Cunku o ilaçları alırsam uyuyacaktim ve babamla ilgilenemeyecektim. Bu teshisten tam 1 ay sonrasında babamın cenazesini aldım hastahaneden. Herkes per perişan oldu. Öleceğini düşünmedik dediler. Ki doktorlar bana bende bütün yakınlarıma demiştim kaybedecegimizi. Akabinde herkesi ateşe verdim. Annem bu süreç oncesi ve sonrasında ben evlat ayrımı yapmıyorum dedi hep. Oysa öyle değildi. Onada bi zaman tavır aldım. Bakıldığında annemin suçu yoktu ve sadece gereken kişilere gereken cevabi vermediği için kızgındim. Sonra bu işin ahireti de vat diyerek annemle arayı yumuşattim. Kardeşlerim çok pişman olup bunu da beni ikna etmeye çok çalıştılar. Biriyle hafif limoniyiz diğeriyle iletişim yok. Bu süreçte babamın vefatından sonra yaşadıklarımı unutmamak yumusamamak adına ilac kullanımı red edip sadece psikoterapi aldım. 2 buçuk yıl ortasında depresyonu kendi kendime yendim. Terapi pandemiye geldiği için kendi kendimin doktoru oldum yani. Simdi özellikle babamın tarafı benden köşe bucak kaçar adım geçtiği anda titriyorlar. Tabii ben burda çok çok üstün körü anlattım 30 kusur sene içinde yaşadıklarım burda sayfalar dolusu yazı çıkartır. Velhasil benim için öncelikli olan esim ve çocuğumla olan ailem sonra başkaları. Haa bide tedavim sırasında bi söz beni kendime getirmişti. Herseyi kapsadığına inanıyorum. Bizler alt soyumuzdan sorumluyuz üst soyumuzdan degil..