Kapanan konu, dilimde kelimeler ve gençlik..!

İnanın her kelimesini beynıme kazıya kazıya okudum.
Allah nasıp eder de bır evladım olursa bır cok konuya cok daha dıkkat edecegıme emınım artık. yazıdan cok etkılendım.
ınsanların gunluk yasamda kacırdıgı tum ayrıntılara degınmıs ve bır şamar gıbı yuzumuze vurmus bu yazı.

her evebeynın okuması gereken mukemmel bı konu olmus.

gerçekten birçok kavramı bız yitirdık. kı cocuklarımızdan beklememızde olanaksız. kaç kişi evine günlük gazete alır oldu. veya kac kısı oturup cocuguyla bır bulmaca cözer oldu. yada kaç kişi ayda bır kez de olsa bır kıtap alır oldu.
cocuklarımızdan önce kendımızı yargılamamız gereken bır durum bu.
 
yahu hakkaten ilginç! "okumadım"lar "çok uzun"lar ?? başladım ve bir anda sonu geldi. şu an çocuk sahibi olup eleştirilen durumları yapmış olanlar aşırı bir savunmaya geçmiş.
gerçekten kim berkli kankalı konudaki tip gençlere yapılan bu eleştirilere "abartıyorsun" diyebilir? tüm gençlik elbette böyle değil. ama işte konu sahibi de bu tip cahil nesilin azalması için biraz farkındalık oluşturmaya çalışmış. kendisi de söylemiş zaten mübalağalarda bulunduğunu. ki anlatımlarda dikkat çekmek için kullanılan bir teknik şaşırılacak bir şey değil bence.
konu sahibine katılıyorum sonuna kadar. çocuk doğmadan başlanılıyor gösteriş içeren hazırlıklara. doğum odası süslemeleri, bebek arabaları, beşikleri şusu busu... hepsi de en pahalısından. kimin gücü neye yetiyorsa onun biraz daha pahalısını alma çabasında. hepsini resimleyip sosyal paylaşım sitelerine koyma durumları... yani amaç üzüm yemekten çoktan çıkmış durumda. bir milyon adet oyuncağı olan dikkat eksikliğine , hiperaktiviteye aday mini mini çocuklar büyüyor.
ben çocuğumu düzenle yetiştireceğim diye uyku saati, yemek saati belirleniyor. oysa çocuk zaten acıktığında annesine sinyal gönderir, keza uykusu geldiğinde de..
15 yaşındaki bir çocuğun cinsellik yaşamasına bile normal diyelim ama bu çocukların hayatı bundan ibaret olmuş! başka konularda hiçbir bilgi birikim edinmeye çalışmaksızın sırf beğenilmek, populer olmak adına ellerine sigara alıp, erkeklerle düşüp kalkmayı marifet sayan çocuklar acınası değil mi?
konu sahibi de işte bu zavallı çocukların azalması için, bırakalım maddiyatı biraz daha maneviyata dönelim diyor..
sonuna kadar katılıyorum..
 
Bayadır kaynana, görümce, kocasız yazı görmemiştim. konu sahibine teşekkürler.

Yine de çok fazla abartılmamalı diye düşünüyorum. konu içinde gerçekten uzaklaşmış şeyler de var.
toplumsal olarak en büyük sorunumuz özenti hayatlar.

toplumsal olarak en genel sorunumuz 6 yaşından 22 sine kadar bir çocuğun sadece iyi bir meslek sahibi olmak için eğitim görmesi. İyi bir birey, iyi alışkanlıklar edinmek, geçmişi bilmek, iyi bir aile olmak değil maleseffff....

Son yıllarda entrikalı filmlere özenip çocuğumuzun yanında izliyorsak, eğitici, toplumsal filmlere rağbet göstermeyip yayından kaldırtıyorsak tvnin de, berkacanın da suçu yok bence. Geçenlerde burda bir konu vardı, eşi filmdeki bir kadına hak verdi diye kavga yapan ve burda bdv ye konu açan YETİŞKİNLERİMİZ..

Bütün çocuklarımız grup telaşında da değil. Derdi su oranını mıknatısla ölçmeyi icat etmek olanlarda var. Senin projenin bize bir yararı yok diyebiliyoruz. Sonra da Nobel Fizik ödülü almasını uzaktan izliyoruz. Kendi aralarında bir grup oluşturup, mahallerindeki yaşlı insanların evlerini temizlemeye giden gençlerimize destek olmuyoruz.

Topluma yararı dokunacak bilim adamlarının uçakta katledilmesine göz yumarak, ülkemizde değer görmeyen nice aydın insanların diğer ülkeler tarafından kapılmasına izin vererek kendi çocuklarımızı bu sona biz hazırlıyoruz. Neyse bu konu benim açımdan siyasallaşmaya başladı. konuyu bitiriyorum.

Saygılar..
 
Avrupaya ayak uydurucaz diye, benim çocugumun ne eksiği var Ayşenin çocugundan diye, ben modern bir ebeveynim diye, yapmadıkları şaklabanlık kalmadı.
Konu çok yerinde ve çok anlamlı tebrik ederim toplumun bir nevi kanayan yarası olmuş bir derdi ,bu kadar güzel bir dille yazdığınız için sizi ayrıca tebrik ederim konu sahibi.
Okuyamadım diye yazmaya gelenlerde az kaynana konularından başınızı kaldırıp okumanızı tavsiye ederim.
 
Ben istanbul'dayken Maslak bölgesinde calisan cogu yabancilarla ayni sitede oturdum. Cocuklardan dolayi bazi davetlerine katildim. Hic birinde baby shower, garden party, konseptli dogum günleri falan görmedim. Yan evimde oturan Hollandali kadin hamileydi. Bir aksam gitmis dogurmus, ertesi gün diger cocuklarina bahcede sofra hazirlarken gördüm ki kadinin karni inmis. Öyle anladim dogurdugunu. Bir hafta sonra da kendi milletinden arkadaslariyla beni de cagirdi eve bebek görmeye. Kadin bir cesit kek yapmis, cay, kahve ve kücük cocuklara bebeklere de kemirmeleri icin havuc, salatalik, kereviz sapi kesmis o kadar. Bebek de salonun bir kösesinde sepetinde yatiyor.

Bir de bunlar böyle davetleri saatli söylerler. Yani saat 2-4 arasi dediler mi herkes 2 de gelir ve 4 te gider. Coluk cocuk ögretmisler herkes tabagini bardagini icinde kalanlari döker mutfaga koyar. Diger cocuklarinin yas günlerinde de anne kendi evde pasta yapar, diger cocuklarin anneleri de birlesir tek bir oyuncak getirirlerdi cocuga. Bana cok yabanci geliyordu bunlar. Cocuklara sabah 1 saat aksam üstü okuldan gelince 1 saat tv acardi o kadar. Teknoloji yerine kadin hic üsenmeden cocuklar okuldan her geldiginde yeni dogan bebegi de alip Belgrad ormanina götürür yürütürdü cocuklarini.

Simdi 6 senedir baska bir ülkede yasiyorum. Burada da insana dogaya eskiye kiymet var. Adamlar o kadar refah icindeler ama mesela en kalitelisinden bir tane ayakkabi aliyorlar cocuklarina. Yazin birer tane terlik, sandalet ve spor ayakkabilari olur. Meyveyi sebzeyi gider tarlasindan toplarlar. Hem tarla sahibine yardim hem de dogal gida. Üzülerek görüyorum ki konu sahibinin yazdigi konular hep bizim ülkemizde var. Her seyin en iyisi en lüksü olsun, hic yürümeyelim, markette ne kadar hazir gida varsa alalim kendimiz yapmayalim. Cocuklara hep yeni kiyafet alalim tamir etmeyelim. Baby shower nedir ya. Ben zaten uzagim ama orada olsam bile cagirana gitmem. Burada millet asgari ücretle 5-6 tane iphone alabiliyor, bizde 4 asgari ücretle 1 telefon alinabiliyor yine de dünya borcun altina girip aliyorlar. Refah seviyesi yüksek toplumlar mütevazi yasiyorlar, bizim gibi gelir ve yasam kalitesi düsük ülkeler de en lüksün en pahalinin pesinde.
 
Doğru noktalara değinilmiş ama abartılan noktalarda bir o kadar fazla. Kısaca gerkes doğru bildiğini yapar yapacaktır...
 
yahu hakkaten ilginç! "okumadım"lar "çok uzun"lar ?? başladım ve bir anda sonu geldi. şu an çocuk sahibi olup eleştirilen durumları yapmış olanlar aşırı bir savunmaya geçmiş.
gerçekten kim berkli kankalı konudaki tip gençlere yapılan bu eleştirilere "abartıyorsun" diyebilir? tüm gençlik elbette böyle değil. ama işte konu sahibi de bu tip cahil nesilin azalması için biraz farkındalık oluşturmaya çalışmış. kendisi de söylemiş zaten mübalağalarda bulunduğunu. ki anlatımlarda dikkat çekmek için kullanılan bir teknik şaşırılacak bir şey değil bence.
konu sahibine katılıyorum sonuna kadar. çocuk doğmadan başlanılıyor gösteriş içeren hazırlıklara. doğum odası süslemeleri, bebek arabaları, beşikleri şusu busu... hepsi de en pahalısından. kimin gücü neye yetiyorsa onun biraz daha pahalısını alma çabasında. hepsini resimleyip sosyal paylaşım sitelerine koyma durumları... yani amaç üzüm yemekten çoktan çıkmış durumda. bir milyon adet oyuncağı olan dikkat eksikliğine , hiperaktiviteye aday mini mini çocuklar büyüyor.
ben çocuğumu düzenle yetiştireceğim diye uyku saati, yemek saati belirleniyor. oysa çocuk zaten acıktığında annesine sinyal gönderir, keza uykusu geldiğinde de..
15 yaşındaki bir çocuğun cinsellik yaşamasına bile normal diyelim ama bu çocukların hayatı bundan ibaret olmuş! başka konularda hiçbir bilgi birikim edinmeye çalışmaksızın sırf beğenilmek, populer olmak adına ellerine sigara alıp, erkeklerle düşüp kalkmayı marifet sayan çocuklar acınası değil mi?
konu sahibi de işte bu zavallı çocukların azalması için, bırakalım maddiyatı biraz daha maneviyata dönelim diyor..
sonuna kadar katılıyorum..[/QUOTE

Ha bir de konu uzun diye okumadık diyorlar ya, başlığa aldatılıyorum yazsaydınız okunurdu...
Abartı buldum, katılmadığım yerler var, hayır benim doğrum bu vb diyenlere saygım sonsuz, tartışma ve diyalog da böyle gelişir.
Neler yapılır, nelere dikkat etmek gerekir, bir fikir oluşur herkeste.
Ama, kendisi yaptığı için sebepsiz alınan ve şiddetli/yıkıcı şekilde atarlanan,
Farklı görünmek için karşı çıkan,
Dil Bilgisi dersi vermeye kalkan,
Retro ya da banal bulduğu için "kişisel gelişim hede hödesi" diye ayar vermeye çalışan (ironiye bakın ki, irrite olurum K.g den ve onların dilinden, para tuzağı kitaplarından) oluyor, trajikomik :)
Gençlere şaşırmamak gerek:) tam da bu yüzden işte diye düşünüyor insan.
...
Çok güzel açıklamışsınız, kaleminize sağlık, derdim yerini bulmuş..
....

Aklıma gelmedi değil.
Ama bu kez bunun savunması ile uğraşacaktım sayfalarca.
Bebek aldırma, zar dikme, kayına yürüme, görümceye iç çekme, kp derle alışveriş olunca uzun yazı çok sıkıcı olmuyor belki de.

İronik olan da, sabır ve okuma alışkanlığı olmayan gençlerin sebebi biziz dediğimiz yazıyı uzun diye okumaya üşenmemiz:):)
 
Son düzenleme:
Ben istanbul'dayken Maslak bölgesinde calisan cogu yabancilarla ayni sitede oturdum. Cocuklardan dolayi bazi davetlerine katildim. Hic birinde baby shower, garden party, konseptli dogum günleri falan görmedim. Yan evimde oturan Hollandali kadin hamileydi. Bir aksam gitmis dogurmus, ertesi gün diger cocuklarina bahcede sofra hazirlarken gördüm ki kadinin karni inmis. Öyle anladim dogurdugunu. Bir hafta sonra da kendi milletinden arkadaslariyla beni de cagirdi eve bebek görmeye. Kadin bir cesit kek yapmis, cay, kahve ve kücük cocuklara bebeklere de kemirmeleri icin havuc, salatalik, kereviz sapi kesmis o kadar. Bebek de salonun bir kösesinde sepetinde yatiyor.

Bir de bunlar böyle davetleri saatli söylerler. Yani saat 2-4 arasi dediler mi herkes 2 de gelir ve 4 te gider. Coluk cocuk ögretmisler herkes tabagini bardagini icinde kalanlari döker mutfaga koyar. Diger cocuklarinin yas günlerinde de anne kendi evde pasta yapar, diger cocuklarin anneleri de birlesir tek bir oyuncak getirirlerdi cocuga. Bana cok yabanci geliyordu bunlar. Cocuklara sabah 1 saat aksam üstü okuldan gelince 1 saat tv acardi o kadar. Teknoloji yerine kadin hic üsenmeden cocuklar okuldan her geldiginde yeni dogan bebegi de alip Belgrad ormanina götürür yürütürdü cocuklarini.

Simdi 6 senedir baska bir ülkede yasiyorum. Burada da insana dogaya eskiye kiymet var. Adamlar o kadar refah icindeler ama mesela en kalitelisinden bir tane ayakkabi aliyorlar cocuklarina. Yazin birer tane terlik, sandalet ve spor ayakkabilari olur. Meyveyi sebzeyi gider tarlasindan toplarlar. Hem tarla sahibine yardim hem de dogal gida. Üzülerek görüyorum ki konu sahibinin yazdigi konular hep bizim ülkemizde var. Her seyin en iyisi en lüksü olsun, hic yürümeyelim, markette ne kadar hazir gida varsa alalim kendimiz yapmayalim. Cocuklara hep yeni kiyafet alalim tamir etmeyelim. Baby shower nedir ya. Ben zaten uzagim ama orada olsam bile cagirana gitmem. Burada millet asgari ücretle 5-6 tane iphone alabiliyor, bizde 4 asgari ücretle 1 telefon alinabiliyor yine de dünya borcun altina girip aliyorlar. Refah seviyesi yüksek toplumlar mütevazi yasiyorlar, bizim gibi gelir ve yasam kalitesi düsük ülkeler de en lüksün en pahalinin pesinde.


Harika,
10 kere beğen tuşu niye yok..?!

Yaptığı saçmalıklara medeni ve garbe dönük diye kılıf uyduran,
olması gerekeni/ insanı/ aileyi hatırlatan öğelere de gerici/ şovenist ve çağın gerisinde diye çamur atanlara, umarım güzel bir örnek olmuştur yaşadıklarınız...
 
Abartı buldum, katılmadığım yerler var, hayır benim doğrum bu vb diyenlere saygım sonsuz, tartışma ve diyalog da böyle gelişir.
Neler yapılır, nelere dikkat etmek gerekir, bir fikir oluşur herkeste.
Ama, kendisi yaptığı için sebepsiz alınan ve şiddetli/yıkıcı şekilde atarlanan,
Farklı görünmek için karşı çıkan,
Dil Bilgisi dersi vermeye kalkan,
Retro ya da banal bulduğu için "kişisel gelişim hede hödesi" diye ayar vermeye çalışan (ironiye bakın ki, irrite olurum K.g den ve onların dilinden, para tuzağı kitaplarından) oluyor, trajikomik :)
Gençlere şaşırmamak gerek:) tam da bu yüzden işte diye düşünüyor insan.
...
Çok güzel açıklamışsınız, kaleminize sağlık, derdim yerini bulmuş..
....

Aklıma gelmedi değil.
Ama bu kez bunun savunması ile uğraşacaktım sayfalarca.
Bebek aldırma, zar dikme, kayına yürüme, görümceye iç çekme, kp derle alışveriş olunca uzun yazı çok sıkıcı olmuyor belki de.

İronik olan da, sabır ve okuma alışkanlığı olmayan gençlerin sebebi biziz dediğimiz yazıyı uzun diye okumaya üşenmemiz:):)
Kendi adıma yazınızın çok faydası oldu ve birtakım konularda kendimde hatalar buldum. Şu an çocuğum yok ama en azından hayallerimdeki hataları farkettim :p
Mesela ikinci el eşya konusu düşünmediğim birşeydi ama yazını okuduktan sonra neden olmasın ki temiz ve iş görür durumda olduktan sonra dedim. Yada doğum odası süslemesi bir an gereksiz ve gösteriş amaçlı olduğunu farkettim.

Kendim ailemin yanından ayrıldığımdan beri onlarda gördüğüm ve yanlış olduğunu düşündüğüm şeyleri yapmamaya çalışıyorum. Tvnin antenini sökmek, elimden geldiğince spora zaman ayırmak, yeni yerler görebilmek, haftada bir kitap okumaya çalışmak, okurken boş değil bir taraftan dönem hakkında bilgi toparlamak gibi..
Çocuğum olduğunda ise hayalim onu benim malım olarak görmek değil bebekliğinden itibaren bir birey olduğunu unutmamak, bu şekilde davranmak. Elbette herkes çocuğunu sever ama sevgi adına büyük yanlışların yapıldığı da bir gerçek.
Çocuklar kendilerine verilen öğütlerle değil en yakınındakileri yani anne babasını taklit ederek büyüyüp öğreniyor.
Kişisel gelişime karşı değilim pedagogların kitaplarını da okuyorum zaman zaman. Ama önemli olanın doğru fikirlere sahip uzmanların kitaplarını bulmak olduğunu düşünüyorum.
Çok yerde eleştirdim ama burda yine örnek vereceğim mesela "süper dadı " programı başlı başına facia!! Ödüller cezalar havada uçuşuyor! Yada "Sabiha paktuna keskin " tamamen saçmalık! Evde annenin her zaman ikinci planda kalması gerektiğini falan anlatıyor kadın! Dominant bir karakterde iseniz rol yapın çocuğun yanında diyor! Ve kitapları çok satanlar içinde!
Çocuk yetiştirirken sağdan soldan duyduklarımızla değil içimizden kalbimizden gelenlerle yetiştirmeliyiz diyorum. Alışmasın diye el kadar bebeği beşiğine tek başına uyumaya bırakmayalım mesela.
Fikirleriniz "adem güneş " tadında. Adem güneş kitapları ise uyku saati yemek saati şeklinde değil doğal içgüdüsel ebeveynliği destekler şekilde.
Her konuda bişeyler okuyoruz çocuk yetiştirme konusu ise hayatımızın en hassas konusu yani öyle olmalı. O yüzden uzmanların görüşleri önemli diyorum ama daha önemlisi hangi uzmanın görüşü olduğu.. çocuk sahibi olan herkese adem güneş in kitaplarını okumayı yada radyo programlarını (youtube da mevcut) dinlemeyi öneriyorum.
 
İste aynen boyle. Ellerinize saglik. Hatta ilk yorumlara bakacak olursak da acikca diyebiliriz ki "okumaktan uzak bir nesil" yetistirildi.!
 
Bir çocuğun ailesinin ve dolayısıyla toplumun aynası olduğuna inan bir insanım.
Ve dünya öyle bir hale geldi ki çağa ayak uyduramazsan geride kalıyorsun.
10 sene önceki ihtiyaçlarla 10 sene sonraki bir birini tutmuyor o yüzden çalışma şartlarına birbirini tutmuyor.
Annenin çocuğuna vakit ayırmamasından yakınmışsınız kim çocuğunu bırakıpta gitmek ister ki
Tamam konuşmayı bilmeyen bir nesil var karşımızda ama biraz eğitim sistemini de sorgulamak gerekmez mi?
Bence burada eleştirilmesi gereken başka unsurlarda var.
 
ilk defa bir konunun ilk mesajını tam okumadım ama cevabı yazdıktan sonra dönüp okuyacağım elinize sağlık :)
ama yanlış anlamadıysam uzun uzadıya tasvir ettiğiniz bu ebeveynlik tutumları son yılların trendleri... yani bu tür ebeveynlerin çocukları taş çatlasın ilkokula gidiyorlardır.
bizim şikayet ettiğimiz kesim lise-üniversite hatta mezun ve işsiz gençlik değil mi?
o açıdan ben ebeveyn tutumundan ziyade ülkenin konjonktürel yapısını, popüler kültürü hatta küreselleşmeyi çok daha önemli rol oynayan failler olarak görüyorum. çünkü ebeveyn tarzı, konumu ve imkanları farklılaşsa da benzer özellikler taşıyan bir gençlik kesimi var.

Ekleme: Şimdi tamamını okudum, satır satır sindire sindire :) elinize gözünüzün nuruna sağlık gerçekten çok beğendim müthiş bir sosyolojik analiz olmuş, üslubunuz da çok akıcı ve temiz, tebrik ediyorum...
bir anne olarak birtakım hassasiyetleri kendimde de bulmakla birlikte bazı noktalarda bana ihtar oldu bu yazı çok teşekkür ederim.
beni her anlamda çok ilgilendiren bir konu ve devam ettikçe katılım sağlayacağım.
 
Son düzenleme:
Bana abartı geldi doğum günü partileri, baby Showerlar, bir sürü kurslar oyuncaklar vs. Benim çevremde bunlar yok. Dediğiniz gibi tüketim çılgını dilden bihaber gençlik yetişiyor ama o dediğiniz şeyleri zenginler yapıyor olsa gerek

maalesef abartı değil, doğunun küçük bir ilinde yaşamama rağmen benim çevremde var ve bu durumdan çok muzdaribim. ister istemez çocuğumun da etkilenmesinden korkuyorum. kızımın ilk doğum gününde sade bir pastane pastası ve akşam tv karşısında yenecek çerez vs.. ile kurduğum sade bir sofraya birkaç yakın arkadaşımı davet etmiştim hediye olarak da kızıma o gün giydiği uygun fiyatlı cici bir elbise almıştım. yadırgandığımı söyleyebilirim.
bunları yapan kesim içinde en şaşaalısını tabi ki çok zengin bir arkadaşım yapıyor (anlatsam inanmazsınız tanınabilirlik kaygısıyla anlatamıyorum) ama inanın diğerleri de iyi ekonomik seviyelere sahipler bunun yanı sıra eğitim ve mesleki durumları da çok iyi olmasına rağmen aynı hırsı ve çabayı onlarda da gözlemliyorum.
 
Çok doğru tespitlerde var, katılmadığım durumlarda.

Ne yazık ki çağa ayak uyduralım derken çağın da önünde koşturuyoruz. Ya da çocuklarımızı koşturuyoruz. Sade yaşayamıyoruz, zorlanıyoruz. Yarış atı gibiyiz çocuklarımızı da bu şekilde yetiştiriyoruz.

Benim en hassas olduğum nokta çocuklarınızın güzel konuşmasını, güzel yazmasını, varlığı da yokluğu da bilmesini sağlayın.

Yazdıklarınızın katıldığım kısımlarında değişimler yaşanmasını çok isterim ama mümkün görünmüyor. Tüketim çılgınlığı baş edilebilir durumda değil. Çocuklar birbirlerine karşı çok acımasız.

Son bir ekleme lütfen çocuğunuzun kitap okuyan, gelişen bir insan olmasını istiyorsanız siz de kitap okuyun. Ancak o şekilde bu alışkanlığı edinebilir.

kesinlikle katılıyorum size :KK9::KK9:
çocuk söyleneni değil gördüğünü model alıyor. bir arkadaşımın kızıyla benim kızım yaşıtlar. bir kere kendisine kızımın en çok kalem kağıtla uğraştığını ve kitaplarla oyalanabildiğini söylemiştim. hatta iğne yapılırken ve ağlarken doktorun kalemini cebinden çekip susmuştu. ve arkadaşım bana şimdiye kadar kızının hiç öyle bir merakı olmadığını söylemişti. sonra düşündüm, evin içinde ortalıkta kalem kağıt kitap olmazsa çocuk nereden bilecek nereden merak edecek?
 
Kardeş sen eskisi gibi olsun istiyorsun çok zor hiçbirine katılmıyorum tabiki cocugum için en iyisini isterim devir böyle çünkü ayrıca kolejde okuyup senden daha iyi münazara yapanı biliyorum her koleje giden öyle olmaz sacmalamissin
 
maalesef abartı değil, doğunun küçük bir ilinde yaşamama rağmen benim çevremde var ve bu durumdan çok muzdaribim. ister istemez çocuğumun da etkilenmesinden korkuyorum. kızımın ilk doğum gününde sade bir pastane pastası ve akşam tv karşısında yenecek çerez vs.. ile kurduğum sade bir sofraya birkaç yakın arkadaşımı davet etmiştim hediye olarak da kızıma o gün giydiği uygun fiyatlı cici bir elbise almıştım. yadırgandığımı söyleyebilirim.
bunları yapan kesim içinde en şaşaalısını tabi ki çok zengin bir arkadaşım yapıyor (anlatsam inanmazsınız tanınabilirlik kaygısıyla anlatamıyorum) ama inanın diğerleri de iyi ekonomik seviyelere sahipler bunun yanı sıra eğitim ve mesleki durumları da çok iyi olmasına rağmen aynı hırsı ve çabayı onlarda da gözlemliyorum.
Tabii ki vardır. Bizim zamanımızdaki gençliğin de başka sorunları vardı. Bak görüyoruz bizle yaşıt, bizden büyük insanların şurda nasıl yazdığını. Dili hepimiz süper kullanmıyoruz ergenken nasıldı acaba.
 
Hepsini sıkılmadan okudum, çok doğru gerçekten.
Ama ilk sayfadaki yorumları okuyunca pekişti, toplumumuz uzun yazılar okumaktan uzak.
Uzun yazılar korkutuyor nedense. Böyle olmamalı.
 
Harika,
10 kere beğen tuşu niye yok..?!

Yaptığı saçmalıklara medeni ve garbe dönük diye kılıf uyduran,
olması gerekeni/ insanı/ aileyi hatırlatan öğelere de gerici/ şovenist ve çağın gerisinde diye çamur atanlara, umarım güzel bir örnek olmuştur yaşadıklarınız...

Kizimin oyun grubunda annelerle tanistim. Cocuklari biraktiktan sonra bir yerde cay kahve iciyorlarmis. Bir iki gittim baktim ücüncü sefer kadinlarin biri digerinin cocugu icin giysiler getirdi. Artik olmuyorlar sen kullanabilirsin dedi, diger kadin da cok tesekkür etti ve aldi. Ben biraz da samimi olmalarina güvenerek benim kizlarimin da var kücülen giysileri isterseniz getirebilirim dedim Bir sonraki hafta götürdüklerimi kapistilar. Ben de zamaninda ay cok güzel, bu ne tatli diye diye gözünü cikarmisim giysi almanin. Bu kadinlarin hepsinin de geliri cok iyi yani Isvicre'de banka calisani mesela cok kazanir. Eski yeni demeden benim kizlarin giysilerini ayakkabilarini kullandilar ve kendi cocuklarina kücülünce baska cocuklara da verebilirmiyiz diye izin istediler. O parayi yine harciyorlar cimrilik yapip kismiyorlar. Ama nedir tiyatroya götürüyorlar, el becerisi kursuna yazdiriyorlar, bilim merkezlerini ziyaret ediyorlar hatta ilk bahar yaz mevsimiyse ciftlikleri ziyaret ediyorlar. Bir gün boyunca tohum nasil ekilir, sulanir, toplanir hayvanlar nasil beslenir bunlari ögreniyorlar. Hadi Anadolu'da az cok kaldi böyle seyler. Memleket ziyaretinde cocuk toprak tarla görüyor, ya büyük sehirdekiler?? Teknolojinin kucaginda oturan hangi cocugu kaldirip ta ciftlige götürebilirsin??

Cocuk 2 ya da 2,5 yasina geldi mi bebek arabasini kaldirirlar. Yürütürler, scooter veya kücük pedalsiz bisikletler var ona bindirirler. Okula yürüyerek ya da 3. siniftan itibaren bisikletle giderler. Cogu yerde yasli calisan var. Kadin erkek gocunmadan her iste calisiyorlar. Postacimiz yasli bir bayan, yine marketteki kasiyer yasli, yanimizdaki bina boyandi boyacilar kadin. Trendeki cöp kutularini bosaltan adam veya insaatta calisan isci aksam mesaisi biter evine gidip temizlenir esiyle sevgilisiyle kaliteli bir restorana yemege gidebilir. Bu ülkelerin bizden yüksek refah icerisinde yasamalarinin nedeni herseyi basit tutup mütevazi olmalari. Meclisin önünde otobüs duragi var, belki yanimda oturan kisi milletvekili ama otobüsten inip meclise giriyor. Biz en lüks arabanin pesindeyiz. Meclisin bahcesinde bankta oturup öglen yemegi yiyebilirsin ya da satranc kösesinde oynayabilirsin. Ego sifir adamlarda.

Kuzenim ablamdan 2 yas büyük, ablam da benden 2 yas büyük. Ben cocukken bana yeni bir sey alindigini bilmem. Hep baska birine kücülen kiyafeti giydim. Bu insanlar yüksek gelirlerine ragmen alt tarafi cocuk giysisi en fazla 3 ay giyebiliyor zaten deyip varsa baskasindan geleni kabul ediyorlar. Yoksa da uygun magazalardan aliyorlar. Bu H&.. ve C&... gibi magazalardaki ürünler disarda cay kahve icme parasi. Bizde bu magazalar lüks semtlerde yüksek rakamlarda satis yapiyor. 2. el bebek cocuk ürünleri satan dükkanlar full doludur hep. Oyuncak, kitap, giysi... akliniza gelebilecek herseyi satiyorlar hem de cok ucuz. Büyük oyuncaklari da mesela Barbie evi gibi satin alamiyorsan kiraliyorlar. Atiyorum 20'ye satiyorsa 5'e kiraliyorlar. Bir iki ay cocuk oynuyor sonra ayni sekilde kutusunda geri götürüyorsun. Kendi annem bile alma kizim hastalik filan bulasir dedi bana. Yani koca ülkede herkes aliyor kullaniyor ama bir tek bizim cocuklarimiza hastalik bulasir. Görümcemin kizi oldu, daha dogurmadan önce nerdeyse iki bavul dolusu esya götürmüstüm Cogu da organic bio pamuk. Burada büyük markete gir yiyecek alisverisini yap ayni anda da organic kiyafet al cocuguna. Üretme, ithal gelsin, döviz patlayinca da hersey ates pahasi olsun.

Bu ikinci el dükkani yeni geldigimizde esimin müdürü de söylemisti. Cahillik iste önce kizdim ne saniyor bizi de gidin 2. el dükkana diyebiliyor diye. Yani 2. el giymek giydirmek hakaret gibi algiladim. Esim sacmalama adam kendi cocuklarina da gidip aliyormus dedi. Sonra baktim her oyun grubu, kres yaninda bu dükkanlardan var ve her gelirden insan girip alip cikiyor. Yavas yavas alici gözle bakmaya basladim ve zaman zaman ben de birseyler aldim. En cok oyuncak ve kitap aldim.

Bizdeki bozulma 90'larda basladi. Hersey ithal, üretim yok tüketim fazla fazla. Ben simdi disaridan bakinca cok net görebiliyorum. Kiyafet alip ne olacak canim alt tarafi kac para, iki giyer atarim diyen cok. E saticilar da ona göre ürün satmaya basladi. Bir tane alsin uzun kullansin yerine her mevsim gelsin alsin sonra onu atsin yenisini alsin... Ben cocukken annem bir etek gömlek alirdi. Kaliteli iyi dikilmis bir kiyafet ama yillarca giyerdi. Cizme bot yine, en az 3-4 sene giyerdi bir kadin.
 
maalesef abartı değil, doğunun küçük bir ilinde yaşamama rağmen benim çevremde var ve bu durumdan çok muzdaribim. ister istemez çocuğumun da etkilenmesinden korkuyorum. kızımın ilk doğum gününde sade bir pastane pastası ve akşam tv karşısında yenecek çerez vs.. ile kurduğum sade bir sofraya birkaç yakın arkadaşımı davet etmiştim hediye olarak da kızıma o gün giydiği uygun fiyatlı cici bir elbise almıştım. yadırgandığımı söyleyebilirim.
bunları yapan kesim içinde en şaşaalısını tabi ki çok zengin bir arkadaşım yapıyor (anlatsam inanmazsınız tanınabilirlik kaygısıyla anlatamıyorum) ama inanın diğerleri de iyi ekonomik seviyelere sahipler bunun yanı sıra eğitim ve mesleki durumları da çok iyi olmasına rağmen aynı hırsı ve çabayı onlarda da gözlemliyorum.

Niye hırs olsun ki,çocuğuna doğumgünü yapmanın nesi kötü, benim çevremde bunu hırs yapan kimse yok, olsa olsa özenme olabilir, bende çok özendim ilk yaş gününe,evde oldu ama pastasına iyi para bayıldım yakın aile cevresi olarak 30 kişiydik,ama her sene yapamam bunu o ayrı, etrafında bukadar sidik yarıştıran insan varsa ciddi mesafe koymalısın bence
 
X