Henüz 6 sayfa yorum okudum ama seni çok iyi anlıyorum.
Yakın yaşlardayız ve evliliğim,arkadaşlarımın evlilikleri aşağı yukarı seninki kadar.
Bazen çok kızıyorum bazı yorumlara.Burada da aynı düşünülüyor,gerçek hayatta da...
20 yıl sonra mı anladın deniyor.Evet 20 yıl sonra da anlanır,30 yıl sonra da anlanır.
Gençlikte hayat,hay huy içinde,bir şekilde akıp gidiyor.Hep daha iyi olur,şu da geçsin düzelir,bu da bitsin rahatlarız derken bakıyorsun birşey düzeldiği yok.
Misal,tanıdığım bir ablanın kayınvalidesiyle sorunu vardı.Hep o yüzden mutsuz olurdu.
Sonra kayınvalide vefat etti ve o kadın baktı ki eşiyle sorunları bitmedi.Üzerine geçmiş yılların kızgınlığı ve kiniyle kalakaldı.
Çocuklar küçükken oyalanacak çok şey oluyor.Çocuklar büyüyünce kişi daha çok kendine dönüyor.
Bir de yaşla beraber hayat muhasebesi yapılıyor.Ne kadar zamanım kaldı,bari kalan zamanımı istediğim gibi mutlu ve huzurlu geçireyim gibi...
Daha okudukça yazarım.Sadece çok iyi anlıyorum demek istedim.
Sanırım bu bir tıp mucizesi aksi halde 2. hamileliğinizde sizin kan zehirlenmesi geçirmeniz lazımdı. İlklerde sorun çıkmaz ama 2 gebelik anneyi zehirler. Hatta kürtaj bile olsa bir sayılır 2. için mutlaka uyuşmazlık iğnesi yapılır.
Siz çektikleriniz daha iyi biliyorsunuz o zaman şapkayı önünüze alıp düşünmek zamanı
yerden göğe haklısınız
ama eşim işi gereği ya şehir dışındaydı ya da yurt dışında
mecbur kaldım herşeyi halletmeye
evet yapımda müsait tabi ama şartlar da çok etkili
sizin söylediklerinizi yakın bir arkadaşımda söylemişti bana
mükemmel olma diye ama her denediğimde yine eşim yoktu ve yine mecbur kaldım
düşünebiliyor musunuz hamile kaldım adam ayağını kırdı
buyrun mükemmel olmayın hadi
inanın evimin kapısı kapanmadı ziyaretçilerden tabi allah razı olsun hepsinden sorun o değil
düşük yaptım ertesi gün sabahın köründe geliyoruz diye arıyorlar bi de üşütmüşüm nefes alırken bile acı çekiyorum
dedim nolur bugün olmaz de
sana ne zaraı var onların dedi bana
üstelik geçmiş olsuna değil en az 3. gelişleri iş konuşmak için
bi de kaza yaptım o dönem
akşama kadar işlemlerle uğraştım eve geldim
2 oda dolusu misafir
onların ne suçu var tabi
surat bile asmadım ama buna rağmen en sıkıntılı dönemlerimi yaşadım
çok eziyet etti bana
herkes ayağı kırıldığı içindir dedi ama ben de bebeğimi kaybetmiştim değil mi
o zaman da onun da bebeği dediler
acıyı o çekti ya
psikolojik olarak ben de etkileniyorum
işin fiziksel acısı yok
neyse ben bu evde hiçbir zaman rahat edemedim
gelene bile karışamıyorum sen rahat et evinde dedim
topladım bavulu
neredeyse dayak yiyordum
kusura bakmayın
benim iletişim dilim konuşmak
yazarken pek ifade edemem kendimi her şeyi tam anlatamıyorum o yüzden
zaten yazarken sinirlerim bozuldu
Geçmişte çok haksızlıklar yaşanmış,eminim her yaşanan üzüntü film şeridi gibi geçiyor gözlerinizden burda anlatırken..bence anlatın yazı dilinizde gayet güzel anlatıyorsunnuz..hatta söz uçar yazı kalır..şu yaşadığınız sıkıntılı dönemleri ve ondan beklentilerinizi tüm çıplaklığıyla anlatan bir mektup yazın ona...hem siz yazıp rahatlamış olursunuz hemde belki bir farkındalık yaratırsınız
Ne bileyim 20 yıldan sonra da ben mutsuzum demek için ' harbi ' sebepler olmalı insanın hayatında..
Belki biraz yılların yorgunluğu belki de yaşın oturmuş olmasından olabilir ama..
Genelde 7 sinde ne ise 70 inde de öyle oluyor insanlar..
İç huzur çok önemli , o yoksa nerede olursan ol nelere sahip olursan ol ' mutlu olamaz ' sın...
Belki biraz maneviyatsızlık belki de memnuniyetsiz olmaya alışma veya kabuğuna çekilme olabilir..
Ben kendi adıma cips alınca bile çocuklar gibi mutlu olurum hala.. Ve belki de anlatsam roman olacak bi hayata sahibimdir.. Ama herşeye rağmen ne hayattan zevk almaktan ne de tebessüm etmekten vazgeçmedim / vazgeçmeyeceğim.. Çok şükür bugünümüze
yanlış anladıysam kusura bakmayın ama benim sebeplerimi harbi bulmadınız mı
ben de yıllarca en ufak birşeyi mutluluk sebebi olarak gördüm
ama bunlar geçici çözümler olmaktan öteye gidemiyor ne yazık ki
hayat o kadar basit değil
mutluluk beklentilerle ilgilidir
ve de herkesin evlilikten beklentileri farklıdır
dışarıdan bakınca çoğu kimsenin imrendiği bir hayatım var
ama ben bunları istememiştim evlenirken
öyle olsa zengin birini bulurdum amacıma ulaşırdım
zaten bulunduğum noktaya birden gelmedim
çok aşamalardan geçtim
ama bir kere bile maddi durumlardan dolayı sorun çıkarmadım
çünkü derdim değil benim para
bülbülü altın kafese koymuşlar
herşeyin tamam başka birşey isteme demişler
kolay mı sizce
tşk ederim önerinize ilk etapta sıcak yaklaşmamıştım
çünkü dertlerimi anlatıyorum zaten ona ama adam tın
zaten anlattığım halde yapınca iyice moralim bozuluyor
ben de duygularımdan artık bahsetmemeyi düşünüyordum
ama önerinize kulak vermeyi düşünüyorum
doğru
söz uçar yazı kalır
inşaallah duygularımı toparlayıp uzun bir mektup yazarım
ya da acaba kısa kısa birkaç tane mi olsa neyse bakarız
en kötü karar, kararsızlıktan iyidir. gerek yaşca, gerek tecrübe olarak benden çok büyüksünüz. size tavsiyede bulunmak haddimi aşar. ama bir şey dikkatimi çekti, siz istemediğiniz şeyleri söylemişsiniz, ifade etmişsiniz. ama kendini ifade sadece konuşarak olmaz, tavrın duruşun hiç mi önemi yoktu? madem yapmak istemiyordunuz, YAPMAYACAKTINIZ. kayınlarınızı evde istemiyordunuz, dile getirdiniz. ama yeterli olmadı. o zaman icraate geçecektiniz. siz mecbur bıraklılmamışsınız, kendinizi mecbur hissetmişsiniz. konuşup, sızlanıp yine başkalarının belirlediği yolda devam edince, konuştuklarınızın hiç bir önemi kalmamış. bu yıllarca devam etmiş. eşiniz de konuşur konuşur yine yapar demiş. burda hata sizin bence.
allah size şimdiden sonraki yaşantınızda huzur versin.
icraata nasıl geçecektim anlatırsanız sevinirim
zaten eşimin işleri yoğun diye birkaç yıldır tek başına tatil yapıyorum
benim isteğim tam tersi
kendime çok fazla vakit ayırıyorum inanın
emin olmayın yani
sürekli gezip tozuyorum gayet bakımlıyım herkes bana bayılır ve eşimden 9 yaş küçüğüm
saçımı beyazlardan dolayı her ay boyuyorum mecburen
ama benim sorunum zaten yalnızlık
hem de kalabalığın içinde
değerli görüşleriniz için tekrar çok tşk ederim
şimdi şöyle anlatayım ki benim en belirgin özelliğimdir hakkını savunmak
her yaşımda böyleydim ve mücadele ederim haklarım için
benim fedakarlık yapmayı kendim seçmedim
4 kişilik çekirdek bir ailede büyüdüm aile büyükleriyle senede bir görüşürdük yıllık izinlerde
dolayısıyla aile ilişkilerinin iç içe olması ne demek bilmiyordum
evlendikten sonra mesela kaynımın gelme olayına gayet güzel tepkimi gösterdim
bağırıp çağırıp tehdit ederek falan da değil
eşimle konuştum benim yapabileceğim birşey yok mecburum dedi
kibarca ailesiyle konuştum kalmak zorunda dedi
sonuç olarak kaynını istemeyen gelin oldum ama tıpış tıpış ta yaşadım
kendi ailem de eşin ne derse o olacak dediler konu bitti
sonrasında her neye itiraz edip tepki koyduysam eşim surat astı olmadı bağırdı
o da olmadı ben mecburum annem babam istiyor dedi
onların haklarını düşünüyorsun benimki ne olacak dedim
sen idare et mecburum dedi
yani ben evliliğin en başından deveyi gütme ya da gitme durumundaydım
ailem zaten gelenekçi insanlar
boşanıp nereye gitseydim bile demiyorum
iş oraya gelmeden sanırım annem ya da babam çok üzülürdü büyük sorunlar çıkardı
ben çok sessiz
herşeye boyun eğen bunu da bir erdem olarak gören birisi olmadım hiçbir zaman
ama hep mecbur bırakıldım her çeşit anlatma yolunu seçtim ama nafile
karşımdaki çok zor bir insan
yetiştirilme tarzı önce sen ve biz geliriz şeklinde
her eltim aynı dertlerden muzdarip
ve hepsinin dediği bunlar bambaşka insanlar
evet ben gönüllü fedakarlık yapsaydım karşılık beklemezdim tabi
ama şimdi sadece eşimin bana yeni sorunlar çıkarmamasını bekliyorum
olaylar karşısında empati yapmasını
birşeye karar vereceği zaman benim neler hissedebileceğimi hesaplamasını istiyorum
kızımızı liseye kaydedeceğimiz zaman kendimize uygun birkaç okul belirledik
daha doğrusu o belirlemiş
iyi tamam dedim ki tek tek görüşelim ona göre karar veririz
tmm dedi çıktık yola
neyse görüştük bi kaç okulla
diğerine geldik
içeri girdik
eşim okul müdiresine aynen şunu söyledi
iyi günler... hanım dün gelmiştim ya hani
şimdi kayıt yaptırmaya geldik
şok oldum bana göre bu bana değer vermemmektir
hadi diyelim öyle değildir
ben öyle hissettiğimi açıkça söylüyorum
duygularım ya da düşüncelerim yanlış bile olsa ki duygular gerçektir
hatırım için sesime kulak vermesi gerekmez mi
ona dedim ki okulu hiç gözüm tutmadı
gel yapma etme
yok dedi biz falanca arkadaşla anlaştık vericem buraya
eeee tmm sen bilirsin tabi benim moral sıfır 2 yıl o okulda okudu tek bir veli toplantısına gitmedi
bana bir de ararba aldı yol uzak diye
tmm adamın her sorumluluğu bitti
dedim sen beni çiğneyeyrek verdin bu okula
o zaman kendin ilgilen
el cevap hadi hadi uzatma
zaten işinden dolayı vakit te bulamadı ya da bahanesi
şimdi ben ne yapsaydı ortada çocuğum söz konusu onunla inatlaşırsam çocuğu etkileyecek
neyse bizim kız azdı kudurdu 2 sene sonra okuldan atıldı
eşim bi daha seni dinliycem dedi
ama hiçbir zaman da dinlemedi
her şey aynı oldu baskıyla yapmak zorunda kaldım
çok uzun oldu özür
kızımızı liseye kaydedeceğimiz zaman kendimize uygun birkaç okul belirledik
daha doğrusu o belirlemiş
iyi tamam dedim ki tek tek görüşelim ona göre karar veririz
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?