zamanında elalemin dedikoduculuğu ve geri kafalılığı yüzünden az canı yanmamış biri olarak niye bu kızı elalemin lafıyla yargıladığınızı anlamış değilim...
eğer babam beni elalemin lafıyla yargılamış olsaydı (ki yapmadı değil, ama eğer fiziki şiddet uygulayan bir insan olsaydı) şimdiye hayatım kalmamıştı..
oturduğum yerdeki bütün erkeklerle düşüp kalktım mesela... (çünkü benim hiç kız arkadaşım yoktu, ben hep erkeklerle arkadaşlık ederdim ve bundan büyük zevk aldığım için kızlarla arkadaşlık etmeye de çalışmazdım bile, çünkü kızlar basketbol oynamazdı, 15 yaşından sonra bisiklete binmezlerdi, banka oturmuş elalem ne giyer ne içer onları süzer, milletin sevgilisinin dedikodusunu yapardı...
üstelik benim o zaman sevgilim de vardı ama babamın bana saydığı isimler arasında onun adı bir kere bile geçmedi. demekki ben ulu orta milletin gözünün önünde bir şey yapmıyordum.
babam defalarca bir yerlere gitmemi sokağa çıkmamı vs. yasakladı. ama ben kendimi biliyordum masumdum o zaman neyin cezasını çekecektim ki? "erkek" arkadaşlarımda köşe başlarında da oturdum akşam geç saate kadar muhabbet de ettim..
ama elin ağzı torba değil ki büzesin! onları evime almadığım mı kaldı (ki eve alsam ne olacak yahu!) daha neler neler..
benim erkek arkadaşıma da yalnızca babam bana sayıp döktükten sonra beni teselli etmek düşüyordu :) şimdi o da bizim komşulara göre kördür, malum kaç erkekle işi pişirdiğimi artık ben bilmiyorum sayısını unuttum :) hoş dediğim gibi gerçekte erkek arkadaşımı bilen bile yoktu :)
siz doğruyu gerçekten biliyor olabilirsiniz...
ama yazdığınız kadarıyla burdaki bayanların ne babamdan ne o ağzı torba olmayan komşulardan hiç farkı yokmuş ağzı olan konuşmuş.. kaç kişi demiş ki "günahını almayın" diye.. bir elin beş parmağını geçmez... ya günahını alıyorsanız?? niye gidip kendisine sormuyorsunuz ki düzgün bir şekilde. ya da bu konuyu ve dedikoduları düzgün ve yargılamadan kardeşinizle konuşmuyorsunuz ki... hiç mi iletişiminiz yok?
eğer babam beni elalemin lafıyla yargılamış olsaydı (ki yapmadı değil, ama eğer fiziki şiddet uygulayan bir insan olsaydı) şimdiye hayatım kalmamıştı..
oturduğum yerdeki bütün erkeklerle düşüp kalktım mesela... (çünkü benim hiç kız arkadaşım yoktu, ben hep erkeklerle arkadaşlık ederdim ve bundan büyük zevk aldığım için kızlarla arkadaşlık etmeye de çalışmazdım bile, çünkü kızlar basketbol oynamazdı, 15 yaşından sonra bisiklete binmezlerdi, banka oturmuş elalem ne giyer ne içer onları süzer, milletin sevgilisinin dedikodusunu yapardı...
üstelik benim o zaman sevgilim de vardı ama babamın bana saydığı isimler arasında onun adı bir kere bile geçmedi. demekki ben ulu orta milletin gözünün önünde bir şey yapmıyordum.
babam defalarca bir yerlere gitmemi sokağa çıkmamı vs. yasakladı. ama ben kendimi biliyordum masumdum o zaman neyin cezasını çekecektim ki? "erkek" arkadaşlarımda köşe başlarında da oturdum akşam geç saate kadar muhabbet de ettim..
ama elin ağzı torba değil ki büzesin! onları evime almadığım mı kaldı (ki eve alsam ne olacak yahu!) daha neler neler..
benim erkek arkadaşıma da yalnızca babam bana sayıp döktükten sonra beni teselli etmek düşüyordu :) şimdi o da bizim komşulara göre kördür, malum kaç erkekle işi pişirdiğimi artık ben bilmiyorum sayısını unuttum :) hoş dediğim gibi gerçekte erkek arkadaşımı bilen bile yoktu :)
siz doğruyu gerçekten biliyor olabilirsiniz...
ama yazdığınız kadarıyla burdaki bayanların ne babamdan ne o ağzı torba olmayan komşulardan hiç farkı yokmuş ağzı olan konuşmuş.. kaç kişi demiş ki "günahını almayın" diye.. bir elin beş parmağını geçmez... ya günahını alıyorsanız?? niye gidip kendisine sormuyorsunuz ki düzgün bir şekilde. ya da bu konuyu ve dedikoduları düzgün ve yargılamadan kardeşinizle konuşmuyorsunuz ki... hiç mi iletişiminiz yok?