Öyle güzel anlatmışsınız ki. Benim yaşım sizlerden daha küçük, tanı konalı da çok olmadı (yaklaşık iki sene, üç senedir de doktora gidiyorum) (tam olarak klasik bir bipolar tanısı konmadı, tanımlanmamış bipolar bozukluk dendi, biraz daha hızlı döngülü ve ataklar kısa süreli seyrettiği, gün içinde defalarca aşırı uç duygudurum değişikliği yaşadığım için, ama ataklar aynı belirtilerle gidiyor) ve biliyor musunuz, yaşadıklarınıza benzer şeyler yaşadım. Ailemde şiddet yok, maddi durumumuz iyi. Ama annemle çok sorunum vardı. Ergenlikten ziyade ilkokul çağında çok sorun yaşadık. Hep de dışlanan bir insandım. Ama ailem iyiydi. Dışarıdan bakan herkes bunu görebilirdi. İlk kez depresyona girdiğimde hep yargılandım. Babam çok kızdı. "Ben neler yaşadım sen biliyor musun, ben intihar mı ediyorum" dedi, bağırdı, çağırdı. Annem de tam tersi, ilk defa anlayışlıydı bana karşı. Arada bir o da patlıyordu gerçi :) sonra iş yön değiştirdi, manik durumlar görüldü. Sizinki kadar ağır olmadı hiç, ama hastanelik oldum işte :) hastanede babamla kaldım, orada bile azarımı işittim ama "ne derdin var ki" diye. Kriz geçirip babamın bana trip attığı zamanları bilirim hastanede yatarken :) hep hemşireler destek oldu, beni teselli etti, sarıldılar, babama içten içe çok kızarlardı böyle yaptığı için :) Ama biz o kadar şey yaşadığımız halde sizin gibi bir aile olamadık. Uzun zamandır o hale gelmedim tekrar, ama gelsem babamın vereceği tepkinin olumsuz olacağına öyle eminim ki. Anneme arada bir açıldığımda onun da tepkisi olumlu olmuyor. Duygudurumum her bozulduğunda kendi kendime yaşamak zorunda kalıyorum. Psikiyatristime çoğu zaman dürüst bile olamıyorum, aileme söyleme ihtimali olan şeyleri anlatamıyorum, o da durumun ciddiyetini anlayamıyor. Keşke sizin aileniz gibi ders alsalardı, bunu çok isterdim. Babam ilacımın dozu arttırıldığında bana tavır yapmıştı çok iyi hatırlıyorum :) o yüzden doktor doz artırımı yapmak istediğinde babama söylemesin diye yalvarmak zorunda kalıyorum. Bazen de birçok semptomu gizlemek zorunda kalıyorum, halbuki dürüst olsam tedavi daha iyi gidecek. Ama olamıyorum. Haftaya doktorumu göreceğim aylar sonra, son gittiğimden beri o kadar zor zamanlar yaşadım ki, birçok semptom gösterdim, baş etmekte çok zorlandım, intihar düşünceleri arttı falan, ama hiçbirini adamakıllı anlatamayacağım muhtemelen. Belki bir gün doktor beni iyi sanarken atak geçirip canıma kast edeceğim, belki bu sefer başarıp öleceğim bilmiyorum :) Halbuki babam kızmasa, beni suçlamasa, ben de kötüye gittiğimde doktoruma açılabilirdim, o da tedavimi ona göre düzenlerdi. Doktora intihar düşüncesini söyleyememek nedir ya :) bir de zaten iki kere girişimim olmuştu, riskli bir durum. Ama elimden bir şey gelmiyor :) Benim babam iyi biridir, gerçekten. Ama benden hiç bu şekilde özür dilemedi. Çok çabuk parladığı, beni gerdiği, duygularımı bastırmak zorunda bıraktığı için hiç özür dilemedi. Hatta babam benden bugüne kadar kaç kere ciddi anlamda özür dilemiştir, inanın bilmiyorum. Hiç hatasını kabul etmez. Annem de çok katı bir anne olduğunu kabul etmedi hiç, aslında hiç bu konuyu onunla konuşmadım ama o da hiç söylemedi, hata yaptığına inandığını da sanmıyorum. Şu an katı değil, kendisi de antidepresan kullanıyor senelerdir. Aramız çok çok daha iyi. Ama sizin gibi olmadık hiç. Keşke sizin gibi olabilseydik. En azından bunların benim iradem dahilinde gerçekleşmediği konusunda hemfikir olabilseydik. Ama olsun, sizin hikayenizin bu şekilde devam etmesi beni çok mutlu etti. Niye bu kadar yazdın, ben senin derdini dinlemek zorunda mıyım dersiniz belki ama şundan yazdım, sizin anlattıklarınızın geçmiş kısmını ben kendi yaşadıklarıma çok benzettim, o yüzden yazmak istedim. Kimseye de anlatamıyorum, böyle arada bir bazen kağıda bazen buralara yazıyorum, bir de kendim tam normale dönmemişken bunları yaşayan insanlara tavsiye vermeye çalışıyorum. Keşke onlara verdiğim tavsiyeleri kendime uyarlayabilsem :) Çok konuştum. Umarım yorumunuzun altında bu kadar zırvaladığım için kızmazsınız :) sadece yakın hissettim, benzer hikayelerden dolayı. Umarım hep mutlu olursunuz.