Büyük ihtimal yavru kedi alacaksınız değil mi?
ayrıca umarım 'sahiplenmek' kelimesinin anlamına göre hareket edip parayla satın almaz, sokaktan sahiplenirsiniz.
kedi yavruysa evde siz yokken sıkıntı yaratır. eve alışık değilse, evin düzeni kediye göre değilse de sıkıntı yaşarsınız.
bir kere parayı pulu bir köşeye bırakın parayı gözünüz görmeyecek. gerekirse yemeyip yedirecek en iyisini ona alacaksınız.
veteriner en yakın arkadaşınız olacak. haliyle kaliteli mama, aşı ve bakım önceliğiniz olacak. bakımı hakkında ona sorular sorun.
kediniz varsa mutlaka ama mutlaka ona özel ilgi göstermelisiniz. yavru veya genç ise oyun oynayarak enerjisini atmalısınız ki ev eşyalarına zarar vermesin.
evde küçük süs eşyaları, değerli objeler, peçete, kıyafet ortada olmamalı. çoğu kedi ilgisiz kaldığında, birinden hoşlanmadığında işeme refleksi gösterebilir.
hijyen sizin için üst değil normal standartlarına inecek. buna alışmalısınız.
mutlaka ama mutlaka evdeki tüm pencerelere içten açılmaz tel taktırmalısınız. benim kedim düşmez o kadar da salak değil derseniz de bir kuşa ya da sineğe bakar yerde ölmüş veya sakat bulmanız.
perdelere ve eğer varsa keten eşyalarınızla vedalaşabilirsiniz:)
kediye siz şehir dışındayken bakabilecek bir kişi olduğundan mutlaka emin olun.
asla terketmeyin.
ipliği çıkmış giysilerle, kıllı pantalonlarla, siz yürürken etrafta uçuşan tüylerle, kemirilmiş terlikle, ayakkabılarla dost olun..
ve hayır. kedinin bebeğe hiç bir zararı yok. aksine hamileyken bile alerjiye karşı güçlü hale geliyor bebek.
bütün bunlara rağmen dünyanın en mükemmel duygusu. tüm eşyalarım, kıyafetlerim, param onların kölesi olsun. bazen onlarla daha çok vakit geçirmeyi istediğimden işten ayrılmak istiyorum.
kedime seslenirken 'söyle oğğğğluuummm dile gel, anne bunu istiyorum de dünyayı önüne sereyim senin, ölürüm yerine' diyorum. bambaşka bir aşk, kimsenin anlayamayacağı.