• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Kendimle evliliğim arasında kaldım.

ahbubenn

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
20 Eylül 2016
761
1.122
113
29
Kızlar biraz uzunca içimi dökeceğim vakti olan, sıkılmayacak olan okusun. Daha önce de burda benzer dertlerden yakınmıştım ama hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim. 30 yaşındayım yaklaşık 2 buçuk yıl oldu evleneli. Eşimle çoook severek evlendik ama biz de muhafazakar aile yapısının sarstığı evliliklerden biriyiz. İstenmeyen gelin olarak (dindar olmadığım için) evlendim ve sonrasında sevildim. Çünkü her şeye uyum sağlamaya, ailesiyle zıtlıklarımızı bile bile verdiğim bu kararın arkasında durmaya çalıştım ama tükendim artık. Beklentileri karşılamaya çalıştım, kimseyle yüz göz olmadım. Cici kız olursan herkes sever tabi. Bu yaşam tarzına alışkın olmadığı halde muhafazakar aileye gelin olan hemcinslerim belki beni anlar. Ben iki kişilik bir yaşam hayaliyle evlenmiştim ama maalesef kendimi bir koloninin üyesi olarak buldum.

Sadece son olayı anlatayım, bir sene eşimin ailesiyle aynı şehirde yaşadıktan sonra benim şehrime taşındık. Nefes alabileyim diye. Eşim bu konuda destekçimdi çünkü o da her şeyin farkındaydı. Peşimden görümcem de buradan biriyle evlenmeye karar verdi. Geçen gün görümcemin düğünü oldu. Zaten hengameleri asla bitmeyen bir aile. Mevlidler, düğünler, bayramlar, ramazanlar, toplanmalar her şey bir olaydır. Düğün de bizim yaşadığımız şehirdeydi. Evini yerleştir, kınası, düğünü, kuaförü derken perişan oldum. Bugün kayınvalidem eşime telefonda dedi ki “Aslında biz babanla düğünden sonra birkaç gün sizde kalacaktık eşyalarımı bile getirmiştim ama moralim bozuktu o yüzden vazgeçtim.” Peşinden de (eşim ufak bir operasyon geçirecek kıl dönmesi) “senin ameliyatına gelir kalırız artık” dedi. Eşim gerek yok falan deyince de ısrar etti. Benim tabi moralim o kadar bozuldu ki anlatamam. Sen eşyalarını bile yanında getirmişsin ama bırak sormayı haber verme nezaketinde bile bulunmamışsın. Ben de düğün telaşı, evi hazırlanırken oluşan dağınıklıkla bırakmıştım. Her şey bir yerde. Ev de hiç müsait değildi yani. Çünkü eşime sordum “buraya gelme planı var mı” diye “hayır direk döneceklermiş” dedi.

Nitekim olay belki basit gözükse de ben artık doldum. İnsan demez mi bu kız da bizim için günlerdir perişan oldu, yorgundur. Düğün ertesi bir de bizle mi uğraşsın? Ya da eşim alt tarafı üç dakikalık kıl dönmesi aldıracak, gör ve git, 1 saatlik mesafe. Neden bir de o arada kendini ağırlatma derdindesin? Görümcem de buraya geldiği için artık benim işim çok zor olacak. Kv damadının olduğu evde kalmaz, kızını da oğlunu da görmek için sürekli benim başımda olacaklar. Ben yatılı misafir hiç ama hiç sevmiyorum. Zaten evim küçük gece geç saatlerde çalışırım, rutinim misafire uymuyor. Görümcem evlenmeden önce canı sıkıldıkça gelir kalırdı, abisi, kuzeni vs. gelip kaldılar. Hiçbirinde ben davet etmedim tabiki. Onlar oğlumun evi rahatlığındalar ama kim ne derse desin ev kadının evidir. Sizinle oğlunuz ilgilenmiyorsa kalkıp kahvaltınızı, akşam yemeğinizi oğlun hazır etmiyorsa sen benim evime geliyorsundur. Adam zaten evde akşamları 2 saat oturuyor sonra yatıp işe gidiyor. Siz bütün gün karı koca benimle oturup ne yapacaksınız? Oğlun yokkk. Gerçekten bu kafayı anlamıyorum ve İnanın bunların üstesinden de kolay gelemiyorum. Bir gün misafir ağırlamak bile benim gücümü aşıyor. Bu işler yani ev hanımlığı, insan ağırlamak da bence altyapı isteyen şeyler. Fakat ben kendimi hiç bu düzene hazırlamadım. Evlendim ve bir anda hayatım değişti. Beni aldılar büyüdüğüm aileden bambaşka bir aileye hop diye bıraktılar. Hayatım değişti ama ben tabi aynı kaldım. Bu hayatla kendim arasındaki zıtlığı da kaldıramıyorum. Eski hayatımı çok özlüyorum.

Zaten görümcem için de “size emanet artık” deyip duruyorlar, burda çok sıkılacakmış, onu yalnız bırakmayacakmışım vs. Yani evlendiğimden beri gelin olma görevlerim hiç bitmedi. Görümcemle de yaşıtız ama ilişkim çok zorlama. Kendisiyle normal şartlarda asla oturup kalkamam, hiç benim anlaşabileceğim türden biri değil. O anlatır anlatır, ben de he he deyip geçerim, mesaimi bitirir yanlarından ayrılırım. Aslında hepsiyle mecbur olduğum sürece görüşüyorum. Haricinde samimiyet kurmayan, geride duran, mesafeli bir tutum içindeyim. Ama bunu delme konusunda çok kararlılar. Mecburiyetler o kadar fazla ki..

Freelance çalışan biriyim, çoğunlukla evden çalışırım. Sırf bu yüzden beni resmen ev hanımı sanıyorlar. İşim varken var, yokken yok evet ama neticede bir işim var. Ben sürekli ajandamı size gösteremem ki. Maaşlı bir işe girsem de kariyerimde gerilemiş olacağım. Kendi işimi yaparken bırakıp başkasının işini yapmak istemiyorum. Gerçi o şekilde çalışsam da haftasonuna denk getirirler, bir yolunu bulurlar. Mutsuzum, hatta depresyondayım. Görümcemin evliliği de burnumun dibinde bitince yok ben kurtulamayacağım, git gide tükeniyorum dedim ve boşanma fikri aklıma düştü.

Eşimi çok seviyorum, bizim yaşam tarzımız, fikirlerimiz tamamen uyuşuyor ama ailesi işte.. Anneci değil ama annesine düşkündür. O sonuçta bu düzene alışık, belki beni anlamayacak. Beni kendinden yana hiç üzmedi de ama onunla evlendiğim için hayatım hep eksi yöne doğru gitti. 3 yıldır kötüyüm, sağlığım bozuluyor stresten artık. Migren ataklarım arttı, cildim bozuldu, kendimi saldım. Eşim doğru seçim olsa bile bu evlilik yanlış seçimdi. Zaten evlilik insanı olmadığımı hep biliyordum fakat içimde yetişkin olduğumdan beri büyüyen bir anne olma isteği var. Sevdiğim adamla tanışınca bu isteğim haliyle katlandı. Bilmem yargılanır mıyım ama sanırım bu istek olmasa ben evlilik düşünmezdim. (Zaten eşimle bir dönem birlikte de yaşadık, o şekilde bir yol düşünürdüm.) İşe bakın ki 1 buçuk yıldır denememize rağmen çocuğumuz da olmuyor..

Neticede ben bu evlilikte ne eş olabildim ne anne, sadece gelin oldum. Artık kimsenin gelini olmak istemiyorum. Galiba bitsin istiyorum. Eşimi suçlamıyorum ama tabiki çoğu erkek gibi ailesine hayır diyemiyor. Zaten ben bu talepler nasıl reddedilir bilmiyorum, karşımda davet beklemeden plan yapan insanlar var ve kötü olmadan reddetmenin yolu da yok. Sorsalar bile hayır deme şansımız yok. Bilmiyorum kv geleceğim dediğinde siz dümdüz hayır istemiyorum diyebiliyor musunuz? Çünkü bahane sununca da alternatif üretiyor tamam deyip geçmiyor.

Bilmiyorum sizce boşanmak dışında bir yol var mıdır? Yanlış anlaşılmasın ben doğruyum onlar yanlış da demiyorum. Ben böyleyim, onlar öyle diyorum. Onlara göre de kendi iç içe geçmiş yaşam biçimleri en doğrusu. Ben sadece buna alışık değilim, kendi aile evimde dahi bireyselliğini koruyan biriydim. Evlenince de evim ayrı, ailem ayrı oldu. (Canım annem evime gelmez bile, beni özlediğinde sen gel ben seni yedirip içireyim der. Eşin de canı istiyorsa gelsin istemiyorsa sakın mecbur hissetmesin der.) Bugüne kadar zorlanmama rağmen hep ben onlara uymaya çalıştım ama gücüm yok artık birilerinin düzenini, idealini, beklentisini yaşamaya. Ben bir insanım diye bağırasım geliyor. Birinin eşi, birinin gelini olmaktan öte gününü nasıl geçireceğini seçme şansını hakeden bir insanım.
 
Size şu klasik cümleyi yazayım. Eş ailesi sorunu yoktur, eş sorunu vardır. Sizin aileniz böyle davransa hemen müdahale edersiniz, gerekirse eşinizi kollarsınız değil mi? Eşiniz de aynısını yapmalı. Sevgi tek başına yetmiyor. Eşiniz kötü biri olmayabilir ama ailesine ters yapıda biriyle evlendiyse elini taşın altına koyacak. Gerekirse onlarla ters düşecek hatta mesafe koyacak. Ben bu kadınla bilerek severek evlendim, işine gelmeyen rahatsız olan kapımızı çalmaz diyecek. Ailesine hayır diyemeyen erkeğe pek güvenmemek lazım. Kayınvalide aramadan sormadan gelemez, beni olmasa bile eşimi aramak zorunda, çantamı hazırladım gelecektim ne demek? Eşinize bunu söylediği zaman anne eşime sormam lazım, başka planımız var mı, müsaitmiyiz bir konuşalım demesi lazım.

Görümcenin evlenmesine niye bu kadar müdahil oldunuz, size ne kuaföründen ev yerleştirmesinden? Samimiyetiniz yokmuş, normalde bile görüşmüyormuşsunuz. Size güvenerek mi evlendi veya evlendirildi? Yorgunluktan mahvolmuşsunuz, değdi mi? Yengesi olarak evet bir işin ucundan tutulur, ihtiyaç varsa yardım edilir ama kendi çocuğunuz evleniyor gibi ne bu telaş? Annesi babası akrabaları vs kimse yapmadı mı bir şey de kuaförüne kadar siz hallettiniz?
Anneci değil ama annesine düşkündür. O sonuçta bu düzene alışık, belki beni anlamayacak. Beni kendinden yana hiç üzmedi de ama onunla evlendiğim için hayatım hep eksi yöne doğru gitti. 3 yıldır kötüyüm, sağlığım bozuluyor stresten artık. Migren ataklarım arttı, cildim bozuldu, kendimi saldım. Eşim doğru seçim olsa bile bu evlilik yanlış seçimdi.
Eşiniz doğru seçim değildi kendinizi kandırmayın. Evliliğin bu hale gelmesinde onun da katkısı var. Benim düşünceme göre zamanla yumuşayıp gevşeyip şartlara uyması gerekenin ailesi değil siz olacağınızı düşünmüş. Arada kaynar gider alışır demiş. Anneci değil ama annesine düşkün nasıl oluyor?

Teşhisi kendiniz koymuşsunuz zaten. Bunu fark ettiğiniz andan itibaren yapacaklarınız ve yapmayacaklarınızdan siz sorumlusunuz. Sadece fiziksel değil ruhsal olarak da iyi değilsiniz. Kendimi saldım demek vazgeçtim demek. Yapmayın bunu kendinize. Ya bu aileyle görüşmeyi keseceksiniz ve sadece eşiniz gidip gelecek ya da evliliğinizi bitireceksiniz. Canınızın kıymetini bilin, değmiyorsa değmiyordur. Kimseye kendinizden fazla değer vermeyin.
 
Neticede ben bu evlilikte ne eş olabildim ne anne, sadece gelin oldum. Artık kimsenin gelini olmak istemiyorum. Galiba bitsin istiyorum.
Bu yazdiginiz bana cok dokundu ya.. kendinizi es hissedemediginiz bir evliligin devam etmesi ne kadar anlamli bilemiyorum ama esinizle konusarak belki asabilirsiniz. Bu sekilde ona da icinizi doktunuz mu hic?
 
Eşiniz doğru seçim değildi kendinizi kandırmayın. Evliliğin bu hale gelmesinde onun da katkısı var. Benim düşünceme göre zamanla yumuşayıp gevşeyip şartlara uyması gerekenin ailesi değil siz olacağınızı düşünmüş. Arada kaynar gider alışır demiş. Anneci değil ama annesine düşkün nasıl oluyor?
Haklısınız, aslında ikili ilişkimiz açısından öyle söyledim. Ailesi mevzu olmadığında hiç sorunumuz yoktu. Ne zaman evlendik, biz kavramı genişledi ben o zaman mutsuz birine dönüştüm. Kendisi zaten bu konularda beni haklı buluyor ama “ne diyeyim, gelmeyin mi diyeyim?” şeklinde işin içinden çıkıyor. Bir de ailesinin olduğu şehirden benim şehrime taşındık, elinden geleni yapmış sayıyor sanırım kendini. Ben olsam böyle yapmazdım evet. Onun huzurunu sağlamak için daha fazlasını yapardım
 
Bu yazdiginiz bana cok dokundu ya.. kendinizi es hissedemediginiz bir evliligin devam etmesi ne kadar anlamli bilemiyorum ama esinizle konusarak belki asabilirsiniz. Bu sekilde ona da icinizi doktunuz mu hic?
Evet gelin sıfatım eş sıfatımın önüne geçeli çok oldu maalesef.. Bu kadarını söylemesem bile genel olarak düşüncelerimi, zorlandığımı biliyor ve görüyor. Ama ailesinin daha fazla değişeceğine inancı asla yok. Eşimin kafasında onlar geliyoruz dediğinde reddetme gibi bir ihtimal yok
 
Sizi çok iyi anlıyorum. Kendiniz değilsiniz, eşsiniz ve gelinsiniz.
Uzağa taşınma durumunuz var mı?
Aynı şehirdeydik taşındık zaten ama daha uzağa taşınamayız şu an iş sebebiyle. Şehir değiştirince yoluna girecek sanmıştım daha kötü oldu
 
bafelis muhteşem bir yorum yapmış.
Ben evliliğimden de eşimden de memnunum ama olmasaydım hayatta kendimi yok saymazdım. Seviyorsam sevilmem lazım, değer veriyorsam değer görmem lazım, koruyorsam kollanmam lazım. Alışır, değişir, kıvama gelir gelir, bizim aile onu yola getirir... Erkeklerin geneli böyle düşünüyor. Kocası da ağaç kovuğundan çıkmadı, sevdiği değer verdiği bir ailesi var. Kimse anasını babasını silsin demiyor ama istenmeyen kabul görmeyen bir kadınla evleniyorsa da iki kat efor sarf edecek. Ayrıca istenmeyen gelin lafı da ayrı bir saçmalık, ben bu lafı hiç bir hemcinsime layık görmüyorum. Bir kadınla evlenen aynı yatağa giren, aile kuran kişi istiyorsa geri kalana ne oluyor?
 
Haklısınız, aslında ikili ilişkimiz açısından öyle söyledim. Ailesi mevzu olmadığında hiç sorunumuz yoktu. Ne zaman evlendik, biz kavramı genişledi ben o zaman mutsuz birine dönüştüm. Kendisi zaten bu konularda beni haklı buluyor ama “ne diyeyim, gelmeyin mi diyeyim?” şeklinde işin içinden çıkıyor. Bir de ailesinin olduğu şehirden benim şehrime taşındık, elinden geleni yapmış sayıyor sanırım kendini. Ben olsam böyle yapmazdım evet. Onun huzurunu sağlamak için daha fazlasını yapardım
Aynen öyle, gelmeyin diyecek. Ya da ahbuben le konuşmam lazım, belki bir plan yapmıştır, işi vardır... Medeni ilişkiler böyle olur. Çantasını hazırlayıp gelmeye karar veremez kimse. Sizinleyken sizi haklı buluyor, onlarlayken de onları haklı buluyor. tipik tavşan kaç tazı tut erkeği.

Taşınınca sorunu halletmemiş, sorunu halının altına süpürmüş. Sorunu mekan çözsün ben kimseyle kötü olmayayım demiş. Evet taşınmayı size lütuf görüyor, ben bunu kabul ettim sen de her şeye he de geç diyor. Arkadaşım kusura bakmayın ama eşiniz problem çözecek ağırlığını koyacak biri değil. Ortam gerildiğinde kızıştığında sizin arkanıza saklanacak, nolur şunu yap bunu yapma diyecek. Buna gerek var mı, maharet iki tarafı da karşı karşıya getirmemek. Ailesiyle kırmadan ama açıkça konuşacak. Benim artık kendi evim ailem düzenim var, böyle giderse evliliğim biter diyecek. İşlerine gelince kızlarının kınasından kuaförüne koştursun, temizliğini yapıp evini dizsin, gelen giden misafiri ağırlasın ama işlerine gelmeyince biz onu kendimize uygun görmüyoruz. Uyanıklara bak. Sizin gibi naif kadınlara gerçekten üzülüyorum. Sizin de ailenizin de layığı değil bu insanlar.
 
Size şu klasik cümleyi yazayım. Eş ailesi sorunu yoktur, eş sorunu vardır. Sizin aileniz böyle davransa hemen müdahale edersiniz, gerekirse eşinizi kollarsınız değil mi? Eşiniz de aynısını yapmalı. Sevgi tek başına yetmiyor. Eşiniz kötü biri olmayabilir ama ailesine ters yapıda biriyle evlendiyse elini taşın altına koyacak. Gerekirse onlarla ters düşecek hatta mesafe koyacak. Ben bu kadınla bilerek severek evlendim, işine gelmeyen rahatsız olan kapımızı çalmaz diyecek. Ailesine hayır diyemeyen erkeğe pek güvenmemek lazım. Kayınvalide aramadan sormadan gelemez, beni olmasa bile eşimi aramak zorunda, çantamı hazırladım gelecektim ne demek? Eşinize bunu söylediği zaman anne eşime sormam lazım, başka planımız var mı, müsaitmiyiz bir konuşalım demesi lazım.

Görümcenin evlenmesine niye bu kadar müdahil oldunuz, size ne kuaföründen ev yerleştirmesinden? Samimiyetiniz yokmuş, normalde bile görüşmüyormuşsunuz. Size güvenerek mi evlendi veya evlendirildi? Yorgunluktan mahvolmuşsunuz, değdi mi? Yengesi olarak evet bir işin ucundan tutulur, ihtiyaç varsa yardım edilir ama kendi çocuğunuz evleniyor gibi ne bu telaş? Annesi babası akrabaları vs kimse yapmadı mı bir şey de kuaförüne kadar siz hallettiniz?

Eşiniz doğru seçim değildi kendinizi kandırmayın. Evliliğin bu hale gelmesinde onun da katkısı var. Benim düşünceme göre zamanla yumuşayıp gevşeyip şartlara uyması gerekenin ailesi değil siz olacağınızı düşünmüş. Arada kaynar gider alışır demiş. Anneci değil ama annesine düşkün nasıl oluyor?

Teşhisi kendiniz koymuşsunuz zaten. Bunu fark ettiğiniz andan itibaren yapacaklarınız ve yapmayacaklarınızdan siz sorumlusunuz. Sadece fiziksel değil ruhsal olarak da iyi değilsiniz. Kendimi saldım demek vazgeçtim demek. Yapmayın bunu kendinize. Ya bu aileyle görüşmeyi keseceksiniz ve sadece eşiniz gidip gelecek ya da evliliğinizi bitireceksiniz. Canınızın kıymetini bilin, değmiyorsa değmiyordur. Kimseye kendinizden fazla değer vermeyin.
İç sesim olan bir yorum.Altına imzamı atmaya geldim.Konu sahibinin yaşadığı sıkıntıların en büyük müsebbibi eşidir.Ailesine fırsatı veren de odur.Düşüncesiz bir ailesi var eşinin o ayrı.Yengem 30 senelik evli abimle.Aynı mahalle içinde oturuyoruz.Yengem arayıp çağırmadığı sürece bir kez bile evine çat kapı yapmadık.Çağırdığı zaman bile zorla gider annem rahstsız edeceğini düşünür.Ama yengem en ufak bir sıkıntıya düşse her daim yanındayız .Konu sahibinin görümce için kendini paralaması da çok yanlış.Sonuç olarak tecrübeyle sabit,eşin sana destek ise kralı gelse bir şey yapamaz
 
Kızlar biraz uzunca içimi dökeceğim vakti olan, sıkılmayacak olan okusun. Daha önce de burda benzer dertlerden yakınmıştım ama hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim. 30 yaşındayım yaklaşık 2 buçuk yıl oldu evleneli. Eşimle çoook severek evlendik ama biz de muhafazakar aile yapısının sarstığı evliliklerden biriyiz. İstenmeyen gelin olarak (dindar olmadığım için) evlendim ve sonrasında sevildim. Çünkü her şeye uyum sağlamaya, ailesiyle zıtlıklarımızı bile bile verdiğim bu kararın arkasında durmaya çalıştım ama tükendim artık. Beklentileri karşılamaya çalıştım, kimseyle yüz göz olmadım. Cici kız olursan herkes sever tabi. Bu yaşam tarzına alışkın olmadığı halde muhafazakar aileye gelin olan hemcinslerim belki beni anlar. Ben iki kişilik bir yaşam hayaliyle evlenmiştim ama maalesef kendimi bir koloninin üyesi olarak buldum.

Sadece son olayı anlatayım, bir sene eşimin ailesiyle aynı şehirde yaşadıktan sonra benim şehrime taşındık. Nefes alabileyim diye. Eşim bu konuda destekçimdi çünkü o da her şeyin farkındaydı. Peşimden görümcem de buradan biriyle evlenmeye karar verdi. Geçen gün görümcemin düğünü oldu. Zaten hengameleri asla bitmeyen bir aile. Mevlidler, düğünler, bayramlar, ramazanlar, toplanmalar her şey bir olaydır. Düğün de bizim yaşadığımız şehirdeydi. Evini yerleştir, kınası, düğünü, kuaförü derken perişan oldum. Bugün kayınvalidem eşime telefonda dedi ki “Aslında biz babanla düğünden sonra birkaç gün sizde kalacaktık eşyalarımı bile getirmiştim ama moralim bozuktu o yüzden vazgeçtim.” Peşinden de (eşim ufak bir operasyon geçirecek kıl dönmesi) “senin ameliyatına gelir kalırız artık” dedi. Eşim gerek yok falan deyince de ısrar etti. Benim tabi moralim o kadar bozuldu ki anlatamam. Sen eşyalarını bile yanında getirmişsin ama bırak sormayı haber verme nezaketinde bile bulunmamışsın. Ben de düğün telaşı, evi hazırlanırken oluşan dağınıklıkla bırakmıştım. Her şey bir yerde. Ev de hiç müsait değildi yani. Çünkü eşime sordum “buraya gelme planı var mı” diye “hayır direk döneceklermiş” dedi.

Nitekim olay belki basit gözükse de ben artık doldum. İnsan demez mi bu kız da bizim için günlerdir perişan oldu, yorgundur. Düğün ertesi bir de bizle mi uğraşsın? Ya da eşim alt tarafı üç dakikalık kıl dönmesi aldıracak, gör ve git, 1 saatlik mesafe. Neden bir de o arada kendini ağırlatma derdindesin? Görümcem de buraya geldiği için artık benim işim çok zor olacak. Kv damadının olduğu evde kalmaz, kızını da oğlunu da görmek için sürekli benim başımda olacaklar. Ben yatılı misafir hiç ama hiç sevmiyorum. Zaten evim küçük gece geç saatlerde çalışırım, rutinim misafire uymuyor. Görümcem evlenmeden önce canı sıkıldıkça gelir kalırdı, abisi, kuzeni vs. gelip kaldılar. Hiçbirinde ben davet etmedim tabiki. Onlar oğlumun evi rahatlığındalar ama kim ne derse desin ev kadının evidir. Sizinle oğlunuz ilgilenmiyorsa kalkıp kahvaltınızı, akşam yemeğinizi oğlun hazır etmiyorsa sen benim evime geliyorsundur. Adam zaten evde akşamları 2 saat oturuyor sonra yatıp işe gidiyor. Siz bütün gün karı koca benimle oturup ne yapacaksınız? Oğlun yokkk. Gerçekten bu kafayı anlamıyorum ve İnanın bunların üstesinden de kolay gelemiyorum. Bir gün misafir ağırlamak bile benim gücümü aşıyor. Bu işler yani ev hanımlığı, insan ağırlamak da bence altyapı isteyen şeyler. Fakat ben kendimi hiç bu düzene hazırlamadım. Evlendim ve bir anda hayatım değişti. Beni aldılar büyüdüğüm aileden bambaşka bir aileye hop diye bıraktılar. Hayatım değişti ama ben tabi aynı kaldım. Bu hayatla kendim arasındaki zıtlığı da kaldıramıyorum. Eski hayatımı çok özlüyorum.

Zaten görümcem için de “size emanet artık” deyip duruyorlar, burda çok sıkılacakmış, onu yalnız bırakmayacakmışım vs. Yani evlendiğimden beri gelin olma görevlerim hiç bitmedi. Görümcemle de yaşıtız ama ilişkim çok zorlama. Kendisiyle normal şartlarda asla oturup kalkamam, hiç benim anlaşabileceğim türden biri değil. O anlatır anlatır, ben de he he deyip geçerim, mesaimi bitirir yanlarından ayrılırım. Aslında hepsiyle mecbur olduğum sürece görüşüyorum. Haricinde samimiyet kurmayan, geride duran, mesafeli bir tutum içindeyim. Ama bunu delme konusunda çok kararlılar. Mecburiyetler o kadar fazla ki..

Freelance çalışan biriyim, çoğunlukla evden çalışırım. Sırf bu yüzden beni resmen ev hanımı sanıyorlar. İşim varken var, yokken yok evet ama neticede bir işim var. Ben sürekli ajandamı size gösteremem ki. Maaşlı bir işe girsem de kariyerimde gerilemiş olacağım. Kendi işimi yaparken bırakıp başkasının işini yapmak istemiyorum. Gerçi o şekilde çalışsam da haftasonuna denk getirirler, bir yolunu bulurlar. Mutsuzum, hatta depresyondayım. Görümcemin evliliği de burnumun dibinde bitince yok ben kurtulamayacağım, git gide tükeniyorum dedim ve boşanma fikri aklıma düştü.

Eşimi çok seviyorum, bizim yaşam tarzımız, fikirlerimiz tamamen uyuşuyor ama ailesi işte.. Anneci değil ama annesine düşkündür. O sonuçta bu düzene alışık, belki beni anlamayacak. Beni kendinden yana hiç üzmedi de ama onunla evlendiğim için hayatım hep eksi yöne doğru gitti. 3 yıldır kötüyüm, sağlığım bozuluyor stresten artık. Migren ataklarım arttı, cildim bozuldu, kendimi saldım. Eşim doğru seçim olsa bile bu evlilik yanlış seçimdi. Zaten evlilik insanı olmadığımı hep biliyordum fakat içimde yetişkin olduğumdan beri büyüyen bir anne olma isteği var. Sevdiğim adamla tanışınca bu isteğim haliyle katlandı. Bilmem yargılanır mıyım ama sanırım bu istek olmasa ben evlilik düşünmezdim. (Zaten eşimle bir dönem birlikte de yaşadık, o şekilde bir yol düşünürdüm.) İşe bakın ki 1 buçuk yıldır denememize rağmen çocuğumuz da olmuyor..

Neticede ben bu evlilikte ne eş olabildim ne anne, sadece gelin oldum. Artık kimsenin gelini olmak istemiyorum. Galiba bitsin istiyorum. Eşimi suçlamıyorum ama tabiki çoğu erkek gibi ailesine hayır diyemiyor. Zaten ben bu talepler nasıl reddedilir bilmiyorum, karşımda davet beklemeden plan yapan insanlar var ve kötü olmadan reddetmenin yolu da yok. Sorsalar bile hayır deme şansımız yok. Bilmiyorum kv geleceğim dediğinde siz dümdüz hayır istemiyorum diyebiliyor musunuz? Çünkü bahane sununca da alternatif üretiyor tamam deyip geçmiyor.

Bilmiyorum sizce boşanmak dışında bir yol var mıdır? Yanlış anlaşılmasın ben doğruyum onlar yanlış da demiyorum. Ben böyleyim, onlar öyle diyorum. Onlara göre de kendi iç içe geçmiş yaşam biçimleri en doğrusu. Ben sadece buna alışık değilim, kendi aile evimde dahi bireyselliğini koruyan biriydim. Evlenince de evim ayrı, ailem ayrı oldu. (Canım annem evime gelmez bile, beni özlediğinde sen gel ben seni yedirip içireyim der. Eşin de canı istiyorsa gelsin istemiyorsa sakın mecbur hissetmesin der.) Bugüne kadar zorlanmama rağmen hep ben onlara uymaya çalıştım ama gücüm yok artık birilerinin düzenini, idealini, beklentisini yaşamaya. Ben bir insanım diye bağırasım geliyor. Birinin eşi, birinin gelini olmaktan öte gününü nasıl geçireceğini seçme şansını hakeden bir insanım.
Ben durumla tek bir şey diyebilirim. Geleni geldiğine pişman edeceksiniz. Onlar varken dışarda işim var diyip bir kütüphanede saatlerce çalışıp gelin mesela. Yemek vs yapmayın. Çok yorgunum diyip 12 de kalkın ve kalkınca da geç kaldım diye çıkın yine. Hizmet görmeyen bir daha gelmiyor.
 
Bence eşinizle ciddi konuşmanın zamanı gelmiş
Ya sınırlarını çizecek ya da sizin çizdiğiniz sınırlara razı olacak

Gemileri yakmaktan korkmayın ya da kırıp dökmekten
Kendinizden vazgeçecek kadar mutsuzsanız zaten bu eş doğru bir eş değildir
Ee o zaman neden tahammül edeceksiniz

İnsan kendi değerini kendi belirler kendi sınırını kendi çeker
Benim eş ailesi ben davet etmeden asla gelmez
Kayınvalidem sık sık bekler davet edeyim diye
Kendisi aramadan gitmem hatta der burası sizin eviniz istediğinizde çıkın gelin diye
Çünkü aynı tavrı benden de bekliyor
Hep derim insan müsait olmaz canı birilerini görmek istemez hasta olur evi pis olur
Annesinin evi bile olsa haber vermek gerekir diye
 
Ben durumla tek bir şey diyebilirim. Geleni geldiğine pişman edeceksiniz. Onlar varken dışarda işim var diyip bir kütüphanede saatlerce çalışıp gelin mesela. Yemek vs yapmayın. Çok yorgunum diyip 12 de kalkın ve kalkınca da geç kaldım diye çıkın yine. Hizmet görmeyen bir daha gelmiyor.
Benim halamlar yıllarca anneme eziyet ettiler
O da garibim hep hizmet etti
Babam gık diyemeyen bir adamdı ailesine
Habersiz gelir birde yanında dünya misafiri ile elini kolunu sallayarak evde yemek yok diye de kavga çıkarırdı halam hazretleri
Yok ev dağınıkmış da pismişte
Bu yaz kovdum hepsini
Ev pisse gelmeyin illa gelecekseniz elinize bir süpürge alın süpürün annem hizmetçiniz değil dedim
Eliniz bomboş gelip yemek yok diyemezsiniz dedim

Anneme de dedim ben arkandayım hiç birini çekme bir laf diyen olursa haber et babam da yaparsa boşan
Babam her sabah amcamı kahvaltıya çağırıp anneme kahvaltı hazırlatıyordu
Çağırmayacaksın dedim hele bir çağırsın ya da sana laf etsin ver eline bardak çatal koy kapının önüne babamı da dedim
İki aydır suratı asık kahvaltı ediyor baban diyor
Neresini asarsa assın hiç umurumda değil senin de olmasın bak sakın geri adım atma dedim
Zorla insanı çileden çıkarıyolar

Annem biz çok sabrettik giden ömürden gidiyor
Biri dur demediğinde her seferinde azıtıyor bunlar
 
Evet gelin sıfatım eş sıfatımın önüne geçeli çok oldu maalesef.. Bu kadarını söylemesem bile genel olarak düşüncelerimi, zorlandığımı biliyor ve görüyor. Ama ailesinin daha fazla değişeceğine inancı asla yok. Eşimin kafasında onlar geliyoruz dediğinde reddetme gibi bir ihtimal yok

nasıl yok işine gelmiyordur taşın altına elini koymak. diyecek ki ahbubene sorayım müsait mi yeni iş almıştı biliyorsun evden çalışıyor bu sefer büyük ve önemli bir iş aldı misafire vakti olmayabilir. bu kadar. sonra da siz arayacaksınız anne aramışsın gelmek istiyormuşsunuz ama ben bu ara müsait değilim başka zamana artık deyip kapatacaksınız.
 
Eşini suçlamiyorsan sorun sendedir. Kimi suclayacaksin bunun icn ? Abim bana 1 saat mesafede 8 yillik evliler annem , biz ve bugune kadar toplam 2-3 kez gitmisizdir evlerine musait olduklarinda gelirler anneme gorusuruz cikariz. Asla karismayiz free alan birakiriz ve abim asiri annecidir ama
Bu siniri koruruz. Esimde oyle annesi tek farkli kardesi yok yurtdisinda yasiyo annesi ve ailesi ama kisitli gorusurz esim beni de zorlamaz. Bi keresinde annem bazen bozuluyo askim telefonda gorusurken seni soruyo ki 10 gunde bi konusuurlar goruntulu bazen hep mesgul diyorum vs üzülüyor dedi bu bile beni sinir etti ben esimi asla darlamam cunku banane onlar benim ailem ben görüşmeliyim yeterli. Esimde isterse gorur arar. Ben bu konusmayi net yaptim sinirimi da kimse asamazz. Bence konusun kimsenin de hizmetciligini yapmayin yormayin kendinizi bi kere geliyorsunuz dunyaya doya doya yasayin
 
insanlar rahat etmedikleri yere gelmezler canım. Bence böyle bir konudan yuvanı yıkma. Geldiklerinde çalışıyorum de tabiri caizse bilgisayarın başından kalkma, yalandan bir iki gül. Yemeklerini temizliklerini kendi yapsınlar ya da yallah kızının evine… bunu birkaç kez tekrarla eminim artık gelmek istemeyecek.
 
Öncelikle kendinizi kandırmak yerine eşinizde de sorun olduğunu kabul etmeniz gerekiyor.
Eşiniz sınır çizmiş olması gerekiyordu. Yazılanlar biraz fazla dramatik geldi bana. Arkaplanda başka şeyler olmamışsa siz de evlenmiş biri olarak bunun sorumluluğu ile eş ailesine karşı görevlerinizi yerine getirmeniz gerekir.
Sizin aileniz nasıl ki ben gelmeyeyim sen gel yedirip içireyim diyorsa başka bir ailenin de farklı bir yaşam tarzı olduğunu kabul edip kendi sınırlarınız içinde bunu hayatınıza adapte etmeniz gerekiyordu.
Ama en başında sorun eşinizde. Ailesi evinize geliyorsa erkenden yatıp sizi muhattap bırakmayacak mesela. Önce bunu kabul edin sonra eşinizle oturup açık açık konuşun.
 
Kızlar biraz uzunca içimi dökeceğim vakti olan, sıkılmayacak olan okusun. Daha önce de burda benzer dertlerden yakınmıştım ama hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim. 30 yaşındayım yaklaşık 2 buçuk yıl oldu evleneli. Eşimle çoook severek evlendik ama biz de muhafazakar aile yapısının sarstığı evliliklerden biriyiz. İstenmeyen gelin olarak (dindar olmadığım için) evlendim ve sonrasında sevildim. Çünkü her şeye uyum sağlamaya, ailesiyle zıtlıklarımızı bile bile verdiğim bu kararın arkasında durmaya çalıştım ama tükendim artık. Beklentileri karşılamaya çalıştım, kimseyle yüz göz olmadım. Cici kız olursan herkes sever tabi. Bu yaşam tarzına alışkın olmadığı halde muhafazakar aileye gelin olan hemcinslerim belki beni anlar. Ben iki kişilik bir yaşam hayaliyle evlenmiştim ama maalesef kendimi bir koloninin üyesi olarak buldum.

Sadece son olayı anlatayım, bir sene eşimin ailesiyle aynı şehirde yaşadıktan sonra benim şehrime taşındık. Nefes alabileyim diye. Eşim bu konuda destekçimdi çünkü o da her şeyin farkındaydı. Peşimden görümcem de buradan biriyle evlenmeye karar verdi. Geçen gün görümcemin düğünü oldu. Zaten hengameleri asla bitmeyen bir aile. Mevlidler, düğünler, bayramlar, ramazanlar, toplanmalar her şey bir olaydır. Düğün de bizim yaşadığımız şehirdeydi. Evini yerleştir, kınası, düğünü, kuaförü derken perişan oldum. Bugün kayınvalidem eşime telefonda dedi ki “Aslında biz babanla düğünden sonra birkaç gün sizde kalacaktık eşyalarımı bile getirmiştim ama moralim bozuktu o yüzden vazgeçtim.” Peşinden de (eşim ufak bir operasyon geçirecek kıl dönmesi) “senin ameliyatına gelir kalırız artık” dedi. Eşim gerek yok falan deyince de ısrar etti. Benim tabi moralim o kadar bozuldu ki anlatamam. Sen eşyalarını bile yanında getirmişsin ama bırak sormayı haber verme nezaketinde bile bulunmamışsın. Ben de düğün telaşı, evi hazırlanırken oluşan dağınıklıkla bırakmıştım. Her şey bir yerde. Ev de hiç müsait değildi yani. Çünkü eşime sordum “buraya gelme planı var mı” diye “hayır direk döneceklermiş” dedi.

Nitekim olay belki basit gözükse de ben artık doldum. İnsan demez mi bu kız da bizim için günlerdir perişan oldu, yorgundur. Düğün ertesi bir de bizle mi uğraşsın? Ya da eşim alt tarafı üç dakikalık kıl dönmesi aldıracak, gör ve git, 1 saatlik mesafe. Neden bir de o arada kendini ağırlatma derdindesin? Görümcem de buraya geldiği için artık benim işim çok zor olacak. Kv damadının olduğu evde kalmaz, kızını da oğlunu da görmek için sürekli benim başımda olacaklar. Ben yatılı misafir hiç ama hiç sevmiyorum. Zaten evim küçük gece geç saatlerde çalışırım, rutinim misafire uymuyor. Görümcem evlenmeden önce canı sıkıldıkça gelir kalırdı, abisi, kuzeni vs. gelip kaldılar. Hiçbirinde ben davet etmedim tabiki. Onlar oğlumun evi rahatlığındalar ama kim ne derse desin ev kadının evidir. Sizinle oğlunuz ilgilenmiyorsa kalkıp kahvaltınızı, akşam yemeğinizi oğlun hazır etmiyorsa sen benim evime geliyorsundur. Adam zaten evde akşamları 2 saat oturuyor sonra yatıp işe gidiyor. Siz bütün gün karı koca benimle oturup ne yapacaksınız? Oğlun yokkk. Gerçekten bu kafayı anlamıyorum ve İnanın bunların üstesinden de kolay gelemiyorum. Bir gün misafir ağırlamak bile benim gücümü aşıyor. Bu işler yani ev hanımlığı, insan ağırlamak da bence altyapı isteyen şeyler. Fakat ben kendimi hiç bu düzene hazırlamadım. Evlendim ve bir anda hayatım değişti. Beni aldılar büyüdüğüm aileden bambaşka bir aileye hop diye bıraktılar. Hayatım değişti ama ben tabi aynı kaldım. Bu hayatla kendim arasındaki zıtlığı da kaldıramıyorum. Eski hayatımı çok özlüyorum.

Zaten görümcem için de “size emanet artık” deyip duruyorlar, burda çok sıkılacakmış, onu yalnız bırakmayacakmışım vs. Yani evlendiğimden beri gelin olma görevlerim hiç bitmedi. Görümcemle de yaşıtız ama ilişkim çok zorlama. Kendisiyle normal şartlarda asla oturup kalkamam, hiç benim anlaşabileceğim türden biri değil. O anlatır anlatır, ben de he he deyip geçerim, mesaimi bitirir yanlarından ayrılırım. Aslında hepsiyle mecbur olduğum sürece görüşüyorum. Haricinde samimiyet kurmayan, geride duran, mesafeli bir tutum içindeyim. Ama bunu delme konusunda çok kararlılar. Mecburiyetler o kadar fazla ki..

Freelance çalışan biriyim, çoğunlukla evden çalışırım. Sırf bu yüzden beni resmen ev hanımı sanıyorlar. İşim varken var, yokken yok evet ama neticede bir işim var. Ben sürekli ajandamı size gösteremem ki. Maaşlı bir işe girsem de kariyerimde gerilemiş olacağım. Kendi işimi yaparken bırakıp başkasının işini yapmak istemiyorum. Gerçi o şekilde çalışsam da haftasonuna denk getirirler, bir yolunu bulurlar. Mutsuzum, hatta depresyondayım. Görümcemin evliliği de burnumun dibinde bitince yok ben kurtulamayacağım, git gide tükeniyorum dedim ve boşanma fikri aklıma düştü.

Eşimi çok seviyorum, bizim yaşam tarzımız, fikirlerimiz tamamen uyuşuyor ama ailesi işte.. Anneci değil ama annesine düşkündür. O sonuçta bu düzene alışık, belki beni anlamayacak. Beni kendinden yana hiç üzmedi de ama onunla evlendiğim için hayatım hep eksi yöne doğru gitti. 3 yıldır kötüyüm, sağlığım bozuluyor stresten artık. Migren ataklarım arttı, cildim bozuldu, kendimi saldım. Eşim doğru seçim olsa bile bu evlilik yanlış seçimdi. Zaten evlilik insanı olmadığımı hep biliyordum fakat içimde yetişkin olduğumdan beri büyüyen bir anne olma isteği var. Sevdiğim adamla tanışınca bu isteğim haliyle katlandı. Bilmem yargılanır mıyım ama sanırım bu istek olmasa ben evlilik düşünmezdim. (Zaten eşimle bir dönem birlikte de yaşadık, o şekilde bir yol düşünürdüm.) İşe bakın ki 1 buçuk yıldır denememize rağmen çocuğumuz da olmuyor..

Neticede ben bu evlilikte ne eş olabildim ne anne, sadece gelin oldum. Artık kimsenin gelini olmak istemiyorum. Galiba bitsin istiyorum. Eşimi suçlamıyorum ama tabiki çoğu erkek gibi ailesine hayır diyemiyor. Zaten ben bu talepler nasıl reddedilir bilmiyorum, karşımda davet beklemeden plan yapan insanlar var ve kötü olmadan reddetmenin yolu da yok. Sorsalar bile hayır deme şansımız yok. Bilmiyorum kv geleceğim dediğinde siz dümdüz hayır istemiyorum diyebiliyor musunuz? Çünkü bahane sununca da alternatif üretiyor tamam deyip geçmiyor.

Bilmiyorum sizce boşanmak dışında bir yol var mıdır? Yanlış anlaşılmasın ben doğruyum onlar yanlış da demiyorum. Ben böyleyim, onlar öyle diyorum. Onlara göre de kendi iç içe geçmiş yaşam biçimleri en doğrusu. Ben sadece buna alışık değilim, kendi aile evimde dahi bireyselliğini koruyan biriydim. Evlenince de evim ayrı, ailem ayrı oldu. (Canım annem evime gelmez bile, beni özlediğinde sen gel ben seni yedirip içireyim der. Eşin de canı istiyorsa gelsin istemiyorsa sakın mecbur hissetmesin der.) Bugüne kadar zorlanmama rağmen hep ben onlara uymaya çalıştım ama gücüm yok artık birilerinin düzenini, idealini, beklentisini yaşamaya. Ben bir insanım diye bağırasım geliyor. Birinin eşi, birinin gelini olmaktan öte gününü nasıl geçireceğini seçme şansını hakeden bir insanım.
Eşimo çok seviyorum deyip durmussunuz ama eşiniz sizi sevmiyor bunca şey yaşayıp karakterinizin. Edilmesine izin verdiği ize göre. Bir kendiniz olmayı deneyin bakalım eşiniz halaniyi olacak mı. Cici kızı herkes sever etkisiz elemansiniznşuan . Yap deyince yapan. Sizi niye sevmesin. Sizi değil de sizin oluşturduğumuz bu karakteri seviyor. Az bir keni benliğimizi ortaya koyun da eşinizin gerçek yüzünü gorun
Böyle olmadığınız biri gibi görünüp yaşamaya çalışırsanız hasta olursunuz. Vücut birsure sonra isyan eder. Ruh ile beden cakisiyor şuan
 
Kızlar biraz uzunca içimi dökeceğim vakti olan, sıkılmayacak olan okusun. Daha önce de burda benzer dertlerden yakınmıştım ama hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim. 30 yaşındayım yaklaşık 2 buçuk yıl oldu evleneli. Eşimle çoook severek evlendik ama biz de muhafazakar aile yapısının sarstığı evliliklerden biriyiz. İstenmeyen gelin olarak (dindar olmadığım için) evlendim ve sonrasında sevildim. Çünkü her şeye uyum sağlamaya, ailesiyle zıtlıklarımızı bile bile verdiğim bu kararın arkasında durmaya çalıştım ama tükendim artık. Beklentileri karşılamaya çalıştım, kimseyle yüz göz olmadım. Cici kız olursan herkes sever tabi. Bu yaşam tarzına alışkın olmadığı halde muhafazakar aileye gelin olan hemcinslerim belki beni anlar. Ben iki kişilik bir yaşam hayaliyle evlenmiştim ama maalesef kendimi bir koloninin üyesi olarak buldum.

Sadece son olayı anlatayım, bir sene eşimin ailesiyle aynı şehirde yaşadıktan sonra benim şehrime taşındık. Nefes alabileyim diye. Eşim bu konuda destekçimdi çünkü o da her şeyin farkındaydı. Peşimden görümcem de buradan biriyle evlenmeye karar verdi. Geçen gün görümcemin düğünü oldu. Zaten hengameleri asla bitmeyen bir aile. Mevlidler, düğünler, bayramlar, ramazanlar, toplanmalar her şey bir olaydır. Düğün de bizim yaşadığımız şehirdeydi. Evini yerleştir, kınası, düğünü, kuaförü derken perişan oldum. Bugün kayınvalidem eşime telefonda dedi ki “Aslında biz babanla düğünden sonra birkaç gün sizde kalacaktık eşyalarımı bile getirmiştim ama moralim bozuktu o yüzden vazgeçtim.” Peşinden de (eşim ufak bir operasyon geçirecek kıl dönmesi) “senin ameliyatına gelir kalırız artık” dedi. Eşim gerek yok falan deyince de ısrar etti. Benim tabi moralim o kadar bozuldu ki anlatamam. Sen eşyalarını bile yanında getirmişsin ama bırak sormayı haber verme nezaketinde bile bulunmamışsın. Ben de düğün telaşı, evi hazırlanırken oluşan dağınıklıkla bırakmıştım. Her şey bir yerde. Ev de hiç müsait değildi yani. Çünkü eşime sordum “buraya gelme planı var mı” diye “hayır direk döneceklermiş” dedi.

Nitekim olay belki basit gözükse de ben artık doldum. İnsan demez mi bu kız da bizim için günlerdir perişan oldu, yorgundur. Düğün ertesi bir de bizle mi uğraşsın? Ya da eşim alt tarafı üç dakikalık kıl dönmesi aldıracak, gör ve git, 1 saatlik mesafe. Neden bir de o arada kendini ağırlatma derdindesin? Görümcem de buraya geldiği için artık benim işim çok zor olacak. Kv damadının olduğu evde kalmaz, kızını da oğlunu da görmek için sürekli benim başımda olacaklar. Ben yatılı misafir hiç ama hiç sevmiyorum. Zaten evim küçük gece geç saatlerde çalışırım, rutinim misafire uymuyor. Görümcem evlenmeden önce canı sıkıldıkça gelir kalırdı, abisi, kuzeni vs. gelip kaldılar. Hiçbirinde ben davet etmedim tabiki. Onlar oğlumun evi rahatlığındalar ama kim ne derse desin ev kadının evidir. Sizinle oğlunuz ilgilenmiyorsa kalkıp kahvaltınızı, akşam yemeğinizi oğlun hazır etmiyorsa sen benim evime geliyorsundur. Adam zaten evde akşamları 2 saat oturuyor sonra yatıp işe gidiyor. Siz bütün gün karı koca benimle oturup ne yapacaksınız? Oğlun yokkk. Gerçekten bu kafayı anlamıyorum ve İnanın bunların üstesinden de kolay gelemiyorum. Bir gün misafir ağırlamak bile benim gücümü aşıyor. Bu işler yani ev hanımlığı, insan ağırlamak da bence altyapı isteyen şeyler. Fakat ben kendimi hiç bu düzene hazırlamadım. Evlendim ve bir anda hayatım değişti. Beni aldılar büyüdüğüm aileden bambaşka bir aileye hop diye bıraktılar. Hayatım değişti ama ben tabi aynı kaldım. Bu hayatla kendim arasındaki zıtlığı da kaldıramıyorum. Eski hayatımı çok özlüyorum.

Zaten görümcem için de “size emanet artık” deyip duruyorlar, burda çok sıkılacakmış, onu yalnız bırakmayacakmışım vs. Yani evlendiğimden beri gelin olma görevlerim hiç bitmedi. Görümcemle de yaşıtız ama ilişkim çok zorlama. Kendisiyle normal şartlarda asla oturup kalkamam, hiç benim anlaşabileceğim türden biri değil. O anlatır anlatır, ben de he he deyip geçerim, mesaimi bitirir yanlarından ayrılırım. Aslında hepsiyle mecbur olduğum sürece görüşüyorum. Haricinde samimiyet kurmayan, geride duran, mesafeli bir tutum içindeyim. Ama bunu delme konusunda çok kararlılar. Mecburiyetler o kadar fazla ki..

Freelance çalışan biriyim, çoğunlukla evden çalışırım. Sırf bu yüzden beni resmen ev hanımı sanıyorlar. İşim varken var, yokken yok evet ama neticede bir işim var. Ben sürekli ajandamı size gösteremem ki. Maaşlı bir işe girsem de kariyerimde gerilemiş olacağım. Kendi işimi yaparken bırakıp başkasının işini yapmak istemiyorum. Gerçi o şekilde çalışsam da haftasonuna denk getirirler, bir yolunu bulurlar. Mutsuzum, hatta depresyondayım. Görümcemin evliliği de burnumun dibinde bitince yok ben kurtulamayacağım, git gide tükeniyorum dedim ve boşanma fikri aklıma düştü.

Eşimi çok seviyorum, bizim yaşam tarzımız, fikirlerimiz tamamen uyuşuyor ama ailesi işte.. Anneci değil ama annesine düşkündür. O sonuçta bu düzene alışık, belki beni anlamayacak. Beni kendinden yana hiç üzmedi de ama onunla evlendiğim için hayatım hep eksi yöne doğru gitti. 3 yıldır kötüyüm, sağlığım bozuluyor stresten artık. Migren ataklarım arttı, cildim bozuldu, kendimi saldım. Eşim doğru seçim olsa bile bu evlilik yanlış seçimdi. Zaten evlilik insanı olmadığımı hep biliyordum fakat içimde yetişkin olduğumdan beri büyüyen bir anne olma isteği var. Sevdiğim adamla tanışınca bu isteğim haliyle katlandı. Bilmem yargılanır mıyım ama sanırım bu istek olmasa ben evlilik düşünmezdim. (Zaten eşimle bir dönem birlikte de yaşadık, o şekilde bir yol düşünürdüm.) İşe bakın ki 1 buçuk yıldır denememize rağmen çocuğumuz da olmuyor..

Neticede ben bu evlilikte ne eş olabildim ne anne, sadece gelin oldum. Artık kimsenin gelini olmak istemiyorum. Galiba bitsin istiyorum. Eşimi suçlamıyorum ama tabiki çoğu erkek gibi ailesine hayır diyemiyor. Zaten ben bu talepler nasıl reddedilir bilmiyorum, karşımda davet beklemeden plan yapan insanlar var ve kötü olmadan reddetmenin yolu da yok. Sorsalar bile hayır deme şansımız yok. Bilmiyorum kv geleceğim dediğinde siz dümdüz hayır istemiyorum diyebiliyor musunuz? Çünkü bahane sununca da alternatif üretiyor tamam deyip geçmiyor.

Bilmiyorum sizce boşanmak dışında bir yol var mıdır? Yanlış anlaşılmasın ben doğruyum onlar yanlış da demiyorum. Ben böyleyim, onlar öyle diyorum. Onlara göre de kendi iç içe geçmiş yaşam biçimleri en doğrusu. Ben sadece buna alışık değilim, kendi aile evimde dahi bireyselliğini koruyan biriydim. Evlenince de evim ayrı, ailem ayrı oldu. (Canım annem evime gelmez bile, beni özlediğinde sen gel ben seni yedirip içireyim der. Eşin de canı istiyorsa gelsin istemiyorsa sakın mecbur hissetmesin der.) Bugüne kadar zorlanmama rağmen hep ben onlara uymaya çalıştım ama gücüm yok artık birilerinin düzenini, idealini, beklentisini yaşamaya. Ben bir insanım diye bağırasım geliyor. Birinin eşi, birinin gelini olmaktan öte gününü nasıl geçireceğini seçme şansını hakeden bir insanım.
Eş ailesine karşı bu kadar iyi olmak zorunda değilsiniz. Ufak bir cinnet geçirme her şeyi halleder. Yani ben olsam canım istemiyorsa asla görüşmem. Evime zora ki mi geldiler asla yaşam şeklimden ödün vermeden hayatıma devam ederim. Öyle çat kapı geline biliyorsa pek ala kahvaltıda hazırlana bilir, yemekte hiç karışmam.

Kendi hayatımda kayınvalideler ya da annemler fark etmez öyle yatıya falan gelmişlerse mutfağa girmiyorum, evi de temizlemiyorum (pis kalsın) çocuğu onlara bırakıp kocamı da alıp dışarı çıkıyorum. Misafirperverlik mi umurumda bile değil, iyi gelin değilim olmayıda düşünmüyorum, beni kocam sevsin yeter anası babası sevmese de olur.

Görümce sorunsalımı asla dert etmem davetsiz gelirse kapıyı açmam evde yokumdur. Telefon mu etti meşgulüm arkadaşlarımla dışarıdayım, yeni bir kursa yazıldım müsait değilim.

Kocam mı ısrar etti görüş diye kırmamak için görüşürüm ağız ucuyla konuşur kalkarım.
 
Back
X