İyi geceler hanımlar,
Ben neden böyleyim? diye direkt konuya gireyim. Hayatımın ve hareketlerimin temel motivasyonun başkalarını mutlu etmek olduğunu farkediyorum. 8 ay önce ailemden uzağa taşındım, bazı şeyleri yakından göremeyiz ama biraz dışardan bakınca farkederiz ya, şu an karakterime yapışmış olan bu garip duyarlılık gözüme batmaya başladı.
Sürekli bir mutluluk gözetme havası, aman kırılır mı üzülecek mi düşüncesi.. küçüklüğümden beri böyle, 5-6 yaşlarındayken babamın kaşlarının o günkü duruşundan ruh hali tespiti yapmayı öğrenmiştim. Şimdi hasret gidermeye ailemin yanına geldim, her birine ayrı ayrı sürpriz planladım falan filan. Zaten dışardan gelince hediye alınır, çok da severim hediyeleşmeyi ama şöyle bir durum farkettim ; kendime bir şey alacaksam 50 saat düşünür sonra aman boşver der cimrileşirim, yeğenlerime, aileme, arkadaşlarıma hediye alacağım zaman çılgınlarca savururum. Başkası bana maddi manevi bi iyilikte bulunduğu zaman gözümde aşırı derece büyür o iyilik ama kendim bişey yapıyorsam ‘tamam bu kadar yeterli’ düğmem yok, hep yaptığım azmış gibi hissederim. Sadece maddi konularda açığa çıkan bişey değil, mesela karşı taraf son mesajı yazarsa huzursuz olup mutlaka son bir emoji göndermek, restoranda manzarası güzel olan tarafı arkadaşa bırakıp diğer sandalyeye oturmak, buluşmaya geç kalmamak için epey kasmak ama karşı tarafın sallana oyalana geç geldiğini farketmek gibi küçük deneyimlerle dolu hayatım. Sıradan şeyler esasında ama üzerinde düşününce biraz rahatsız etti. Dışardan bakılınca da kendine güvenli biri gibi duruyorum, konuşkanım, atılganım ama ruhumun derinliklerinde bir yerlerde birilerine yaranmaya çalışıyormuşum gibi geliyor artık. Bencil olmak istiyorum olamıyorum, kendi isteklerimi ön plana koymakta başarısızım. Bunla alakalı epey sıkıntı çektim, hayatımı etkileyen bazı konularda elimi yeterince sert masaya vuramadığım da oldu.
Evliliğimde ise daha inatçıyım, eşimle aramızda aşikar bi zıtlık varsa isteğimde inat ederim ama temel olarak aile, bazen de akraba ve arkadaş ortamında birleştirici, minnok, sevgi pıtırı olma görevini vermişim kendi kendime. Yordu..
İyilik meleğiyim gibi durdu böyle yazınca ama temelinde iyilik değil sevilme-sevilmeme endişesi var gibi hissediyorum. Ay bilemedim garip garip hisler...