Kitap okumaya var mısınız ? Kafe Kitap

"İnsanların kusurlarını, özellikle böyle kusurlar kendinde
varsa, onların yüzüne vurmaktan sakın!"
 

Bir seyyahla, onun çölde karşılaştığı yırtıcı hayvanları
anlatan o şark masalını kim bilmez ki! Seyyah, yırtıcı bir
hayvandan kurtulmak için kendini kurumuş bir kuyuya
atar. Tam o anda, kuyunun dibinde onu yutmak için ağzını
açmış bekleyen bir ejderha görür. Yırtıcı hayvan tarafından
parçalanmamak için yukarı çıkmaya cesaret edemeyen ama
ejderha tarafından yutulmamak için aşağıya da atlayamayan
bu zavallı seyyah, kuyunun duvar taşları arasında boy vermiş
bir dalı yakalar ve ona sımsıkı tutunur. Az sonra elleri
uyuşmaya başlar ve kendisini her iki tarafta bekleyen felâketin
kucağına düşeceğini anlar; ancak dala hâlâ sımsıkı tutunmaktadır.
O sırada birkaç farenin, onun tutunduğu delğn
çevresinde dolaşmakta ve dalı kemirmekte olduğunu görür.
Dal kopacak ve o da canavarın ağzının ortasına düşecektir.
Seyyah bunu görünce kurtulma ümidinin artık hiç kalmadığını
anlar. Çaresizlik içinde çevresine bakarken, dalın yapraklarında
bal damlaları görür; dilini uzatır ve bunları yalamaya
başlar. İşte, ben de aynen bu seyyahın benzeriydim;
ölüm ejderhasının kaçınılmaz bir şekilde beni beklediğini,
beni parçalamaya hazır olduğunu bildiğim hâlde, son bir


ümitle hayatın dallarına tutunuyordum ve bu azaba niye
düştüğümü de aklım bir türlü almıyordu. Bana o güne kadar
teselli vermiş olan balı yalamayı deniyordum; ancak bal artık
tat vermez olmuştu. Ölüm ejderhası ağzını açmış beni
yutmak için beklerken, yaşamın kemirgen fareleri de tutunduğum
dalı kopartmaya çalışıyorlardı. Bense artık sadece
kendilerinden kaçamayacağım o ejderha ile fareleri görüyor,
gözümü onların üzerinden ayıramıyordum. Üstelik bu bir
masal değildi; gerçeğin ta kendisiydi. Bu, aksinin ispatlanamayacağı
ve herkesin algılayabileceği bir gerçektir.
Soru: "Ne için yaşıyorum?"
Cevap: "Sonsuz büyük mekânda, sonsuz zaman irinde,
sonsuz küçük parçacıklar, sonsuz küçük bileşimler içinde
değişirler ve sen eğer bu değişimlerin yasalarını kavrayamamışsan,
yeryüzünde niçin yaşadığını da kavrayamamışındır."
 
O güne
kadar hastalığı hiç bilmeyen prens arabayı durdurur ve
Arabacıya sorar:
-Bu nedir?
-Bir cenaze efendim.
-Cenaze ne demek?
-Bu herkesin sonudur.
Prens ölüye yaklaşır, örtüyü açar ve yüzüne bakar.
-Şimdi ne yapacaklar onu? diye sorar.
-Onu gömecekler.
-Niye?
-Çünkü artık kesinlikle canlanmayacak ve gelecekte ondan
sadece pis bir koku ve kurtçuklardan başka hiçbir şey
kalmayacak.
-Ve bu insanların kaderi öyle mi? Benim de mi? Beni de
gömecekler, benden geriye de pis bir kokudan başka bir şey
kalmayacak, öyle mi? Beni de kurtçuklar mı yiyecek?
-Evet.
-Geri dönelim. Artık gezmek istemiyorum ve bir daha
da bunu istemeyeceğim.
Sakya-Muni bu defa bir teselli bulamadı ve yaşamın en
büyük dert olduğu sonucuna vardı. Bütün gücünü, kendini
ve başkalarını bundan kurtarmaya harcadı. Yaşamdan öyle
kurtulsunlar ki, ölümden sonra da hiçbir biçimde tekrarlanmasın
ve yaşam kökünden kazınmış olsun.
 
Yaşamın sorusuna cevap verdiği zaman, insan bilgeliğinin
kesin cevaplan bu doğrultudadır.
Sokrates: "Maddî hayat bir derttir ve yalandır. Bu yüzden
maddî hayatın yok edilmesi bir mutluluktur ve biz bunu
dilemeliyiz." der.
Schopenhauer: "Hayat, olması gereken bir şeydir ama
bir derttir; hiçliğe geçiş ise hayattaki tek mutluluktur." der.
Hz. Süleyman: "Dünyadaki her şey: delilik ve bilgelik,
zenginlik ve yoksulluk, sevinç ve acı; bunların hepsi boştur,
hiçtir. İnsan ölüp gider ve ardında hiçbir şey kalmaz. Ve bu
saçmadır." der.
Buda: "Istırabın, acının, güçten düşmenin, ihtiyarlığın
ve ölümün kaçınılmazlığının bilinciyle yaşanmaz. İnsan kendini
hayattan, hayatın her imkânından kurtarmak zorundadır."
der.
 
selam okuyucu bilgeler
'' tolstoy-Hz Muhammed '' adlı kitabını bitimiş bulunuyorum
kesinlikle okumanızı tavsıye ederım
 
yeni kitabım ''john steinbeck-fareler ve insanlar''
2 gün verıyorum kendıme 128 sayfa

bu kıtabı çok çok önceden okudum aslında, ama hatırlamıyorum işte
 
Son düzenleme:
Kelebeklerin Dili bitti, başlangıçtaki öyküleri daha güzeldi, en güzeli de kitaba ismini veren öykü(bu öykü ayrıca bir ödül almış) idi bence
kitaptaki 3 öykü, bir sinema filmine uyarlanmış, başarılı bulunan bir filmmiş. ama bahsedilen öykülerden birinde şiddet içerikli bir son var, hayvanları çok sevdiğim için hiçbir şekilde o öyküyü sevemem. diğer iki öyküsü ise, benim de çok sevdiğim öykülerdi..

Görmek kitabını bitirmeye çalışacağım.
kitap okumak = uyku saati oldu resmen benim için hemen uykum geliyor, kahve de içemiyorum benim yerime de kitap-kahve keyfi yapın sevgili okuyucular
 
:124:tebrikler okuyucu sör:124: hızına yetişemiyoruz vallahi


evet bazen benim için de öyle oluyor, felaket uyku bastırıyor
 
selam okuyucu bilgeler
'' tolstoy-Hz Muhammed '' adlı kitabını bitimiş bulunuyorum
kesinlikle okumanızı tavsıye ederım

Okuyalı oluyor baya . Ve unutmuşum şu an senin mesajı görünce hatırlamaya çalıştım ama yok yani. Tekrardan okuyup tazelemem gerek anlaşılan. :44:
 
Okuyalı oluyor baya . Ve unutmuşum şu an senin mesajı görünce hatırlamaya çalıştım ama yok yani. Tekrardan okuyup tazelemem gerek anlaşılan. :44:

evet, insan okuduğu bir çok kitabı unutuyor
unuttuğum o kadar çok var ki, okuyunca çok nadir hatırlıyorum
 
Son düzenleme:
ben de lise ortaokul yıllarında okuduğum bir çok kitabı sadece konu olarak hatırlıyorum, çoğunu tekrar okumak hevesindeyim şimdiki düşüncelerimle bir çok şeyin daha anlamlı geleceği fikrindeyim
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…