- 19 Nisan 2009
- 23.600
- 17.905
- 498
- Konu Sahibi _asmunikal_
-
- #17.021
Günaydın..
Anne Frank ın Hatıra defterini okuyorum ama günde 3-5 sayfa. Yarından sonra misafir serüvenim bitiyor. Rahat rahat okuyacağım inş. Aaaa aslında haftaya cumartesi en tatlı en harika en sevdiğim misafirlerim gelecek. Azıcık kıskanınKimler kimler acaba
Selam kızlar
Dün akşam hiç okuyamadım. Arabamla ufak bir kaza yaptım. Can sıkıntısı moral bozukluğu akşam gelen giden komşular arkadaşlar derken geçti gitti. Ben iyiyim çok şükür. Arabamda da ufak olduğunu düşündüğümüz hasar var.
@ayperest benim de çok değişiyor. Bazen hiç okuyamıyorum. Bazen 2-3 saat oluyorum.
Ayda 3-5 kitap okuyorum. 100 sayfa olan da var 1000 sayfa olan da.
Kitap yurdunda uzun bir alışveriş listem var. Her ay onlardan seçiyorum. 40-50 liralık alıyorum.
Neler kattığına gelirsek. Burada eşsiz insanlar tanıdım. Reelde tanıdıklarımdan daha içten daha samimi. Çoğuyla da sosyal medya üzerinden tanışıyoruz.
Farklı konularda Bilgi düzeyim arttı. Kelime dağarcığım arttı. İnsanlara hayata bakışım değişti. Hayatı artık çok daha farklı algılıyorum.
harika bir paylasim yapmissin. Cok tesekkurler. Not ettim.Merhaba güzel kızlar. :)
Bugün Daniel Kahneman'ın Hızlı ve Yavaş Düşünme kitabını bitirdim. O kadar müthiş bir kitap ki sırf bu kitap hakkında sayfalarca yazabilirim. Okumak isteyenler için biraz detay vereyim, tamı tamına olmasa da sizi meraklandırabilecek detaylar. :) Daniel Kahneman beynimizdeki karar mekanizmaları üzerine yaptığı araştırmalar ile 2002 Nobel Ekonomi Ödülü'ne layık görülmüş bir psikolog. Kitabında da birçok psikolog ve araştırmacının deneylerinden örnekler vererek bu karar mekanizmalarını açıklamış. Kahneman karar mekanizmalarını 2 kısım üzerinden inceliyor. Birincisi otomatik olarak düşünerek karar verdiğimiz durumlar mesela acemi bir şöför değilseniz araba kullanırken nerede vites değiştireceğinizi bilmek gibi (acemiyseniz bunu otomatik yapamazsınız çünkü düşünürsünüz), ikinci kısım ise belli bir enerji harcayarak karar verdiğimiz durumlar mesela 29x32'yi kafadan hesaplamak gibi.
Kahneman'ın bahsettiği birkaç tane karar alma mekanizmasından örnek vereyim. Mesela "Bulunabilirlik Kısayolu (Availability Heuristic)" var. Herhangi bir konu hakkındaki tahminlerinizi istatistiksel olarak değil de en kolay hatırladığınız olaylara göre yapmanız. Örn: Etrafınızda kalpten ölen birileri varsa "Kalp hastalığı 40'lı yaşlarda çok riskli yaa" falan diyorsunuz; istatistiksel olarak bakıldığında böyle bir şey yok mesela. Ya da "Donanım Etkisi (Endowment Effect)" var mesela, bu da insanların sahip oldukları mallara biçtikleri değerin sahip olmadıkları mallara kıyasla daha fazla olduğuna dair bir kavram. Bunun için çok basit bir deney yapmışlar. Bir kahve fincanını bir grup insana bedava vermişler ve kaça satacaklarını sormuşlar. Bir gruba da hiç vermemişler, sadece fincanı gösterip kaça satın alacaklarını sormuşlar. Fincana biçilen fiyatı "fincana sahip olan grup" çok daha yüksek söylemiş. Eski eşyalardan, sevgililerden neden kurtulamadığımızı ve sahip olduğumuz şeyi neden çok kıymetli gördüğümüzü açıklıyor bir bakıma. :) Mesela pazarlamayla ilgili en çok bilineni örnek vereyim, IKEA Etkisi. :) O kadar başarılı bir pazarlama stratejisi ki, literatüre geçmiş. Mantık, "Daha çok emek harcadığın şeye daha çok bağlanırsın." Biliyorsunuz IKEA mobilyalarının parçalarını evde kendimiz birleştiriyoruz. Sonuçta çıkan şey kötü de olsa, tam olarak yapamamış olsak bile "Vay be ne kadar güzel yaptım haa, aşırı iyi oldu" falan diyoruz. IKEA Etkisi'nin olayı da bu.
Çok uzattım, özür dilerim. :) Yani kitap bunun gibi pek çok bilgiden, kuramdan, etkiden bahsediyor. Okumak isteyenlere mutlaka ama mutlaka öneriyorum. Şu an Erich Fromm'un Sevme Sanatı'na devam ediyorum, kitap yanımda değil kaçıncı sayfadayım tam bilmiyorum. :)
harika bir paylasim yapmissin. Cok tesekkurler. Not ettim.
Merhaba güzel kızlar. :)
Bugün Daniel Kahneman'ın Hızlı ve Yavaş Düşünme kitabını bitirdim. O kadar müthiş bir kitap ki sırf bu kitap hakkında sayfalarca yazabilirim. Okumak isteyenler için biraz detay vereyim, tamı tamına olmasa da sizi meraklandırabilecek detaylar. :) Daniel Kahneman beynimizdeki karar mekanizmaları üzerine yaptığı araştırmalar ile 2002 Nobel Ekonomi Ödülü'ne layık görülmüş bir psikolog. Kitabında da birçok psikolog ve araştırmacının deneylerinden örnekler vererek bu karar mekanizmalarını açıklamış. Kahneman karar mekanizmalarını 2 kısım üzerinden inceliyor. Birincisi otomatik olarak düşünerek karar verdiğimiz durumlar mesela acemi bir şöför değilseniz araba kullanırken nerede vites değiştireceğinizi bilmek gibi (acemiyseniz bunu otomatik yapamazsınız çünkü düşünürsünüz), ikinci kısım ise belli bir enerji harcayarak karar verdiğimiz durumlar mesela 29x32'yi kafadan hesaplamak gibi.
Kahneman'ın bahsettiği birkaç tane karar alma mekanizmasından örnek vereyim. Mesela "Bulunabilirlik Kısayolu (Availability Heuristic)" var. Herhangi bir konu hakkındaki tahminlerinizi istatistiksel olarak değil de en kolay hatırladığınız olaylara göre yapmanız. Örn: Etrafınızda kalpten ölen birileri varsa "Kalp hastalığı 40'lı yaşlarda çok riskli yaa" falan diyorsunuz; istatistiksel olarak bakıldığında böyle bir şey yok mesela. Ya da "Donanım Etkisi (Endowment Effect)" var mesela, bu da insanların sahip oldukları mallara biçtikleri değerin sahip olmadıkları mallara kıyasla daha fazla olduğuna dair bir kavram. Bunun için çok basit bir deney yapmışlar. Bir kahve fincanını bir grup insana bedava vermişler ve kaça satacaklarını sormuşlar. Bir gruba da hiç vermemişler, sadece fincanı gösterip kaça satın alacaklarını sormuşlar. Fincana biçilen fiyatı "fincana sahip olan grup" çok daha yüksek söylemiş. Eski eşyalardan, sevgililerden neden kurtulamadığımızı ve sahip olduğumuz şeyi neden çok kıymetli gördüğümüzü açıklıyor bir bakıma. :) Mesela pazarlamayla ilgili en çok bilineni örnek vereyim, IKEA Etkisi. :) O kadar başarılı bir pazarlama stratejisi ki, literatüre geçmiş. Mantık, "Daha çok emek harcadığın şeye daha çok bağlanırsın." Biliyorsunuz IKEA mobilyalarının parçalarını evde kendimiz birleştiriyoruz. Sonuçta çıkan şey kötü de olsa, tam olarak yapamamış olsak bile "Vay be ne kadar güzel yaptım haa, aşırı iyi oldu" falan diyoruz. IKEA Etkisi'nin olayı da bu.
Çok uzattım, özür dilerim. :) Yani kitap bunun gibi pek çok bilgiden, kuramdan, etkiden bahsediyor. Okumak isteyenlere mutlaka ama mutlaka öneriyorum. Şu an Erich Fromm'un Sevme Sanatı'na devam ediyorum, kitap yanımda değil kaçıncı sayfadayım tam bilmiyorum. :)
Kitabı çok merak ettim. Senin tavsiyelerinden dolayı listem psikoloji kitaplarıyla dolacak sanırım
Ikea etkisi de ilgi çekici geldi, ben ikea'ya gitmeyi severim lakin eşyalarımızı aldığımız zaman alt kısımda işkence çektim resmen, ben uğraşamam bunları aramakla diyip taşıma arabalarında eşimle birbirimizi sürmeye bile başlamıştık, hatta eşyaları kendimiz de kurmadık, demek kendimiz yapsaymışız anlamlı olacakmış
Ahaha ay ne mutlu olurum, birlikte tartışırız böyle. Ben çok roman okumayı sevmiyorum çünkü.
Evet olabilirdi kendiniz kursaydınız çünkü sizin vereceğiniz bir emek olacaktı ortada. Kimi insan çok seviyor mesela oradan bir şey alayım, evde yapboz birleştirir gibi kurayım falan. Ortaya çıkan sallanan kıytırık bir kitaplık olsa bile "Ayy ne güzel yaptım yaa" diyor. Başkası gelip o sallanan kitaplığı kursa şikayet telefonları eder oysa. :)
Eveet, biz İkea'da mantık hatası yapmışız demek ki
Evet, birlikte fikir alışverişi yaparız
Erich Fromm'un kitabını da çok beğendim ama altını çize çize okuyorum genelde, hızlı bitsin istemiyorum, özellikle Anne sevgisi ve Baba sevgisi çok dikkatimi çekti, bitince üzerine konuşuruz
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?