- 3 Eylül 2012
- 21.854
- 57.513
- 798
- Konu Sahibi kirmizilihatun
- #101
Kızınız sınıf değişimini kendisi istiyor direk değiştirin öyleyse.
Bu yılı da sayarsanız 1 yıl değil 2 yıl oluyor.
Direk değiştirin niye dert ediyorsunuz ki?
Kullandığı kelimeler hoş değil, ancak azarlama konusunda fazla atıp tutan velilere hastayım.
Boğaz patlatmaya hiç bir öğretmen meraklı değildir.
Eve dönerken daha yutkunamıyoruz acıdan.
Keşke hepsi güzellikten anlasa da hiç yormasam boğazımı, keyifle ders işlesem.
Gülücüklerle girdiğim sınıftan gülücüklerle çıkabilsem.
Benim 2. sınıflar taş gibi sandalyeyi kırdılar bugün bilinçli olarak, babalarının malı sanırsın.
Aidat getir desen üç kuruş vermek istemezler ama.
Güzellikle 40 kere uyardım. 41. de kusura bakmayın iyi bir azarladım.
Hatta duysanız bu ne yahu yazık o kadar bağrılır mı dersiniz.
Bağrılır efendim bağrılır.
Okulda bugün öğretmenimi nasıl çıldırtsam, sınıfta huzur bırakmayıp arkadaşlarımı nasıl rahatsız etsem diye
plan yaparcasına gelmiş çocuk dolu. Bazen diyorum ki yavrum gerçekten yemin ederek mi geliyorsun okula.
Bir gün beni sinirlendirecek bir şey yapma bir gün yalvarırım.
Diğer çocuklar bile ufacık aklıyla öğretmen bugün nasıl neşeliydi yine sinirlendirdin diye uyarıyor.
Hep aynısını yapıyor, söz verip verip tutmuyor, onun yüzünden ders işleyemiyoruz dimi öğretmenim diyorlar.
Bazen küçüklerin aklı büyüklerden daha büyük görüldüğü üzere..
Bugün nöbetçiydim zil çalmış, sınıfa sokamıyorum 4. sınıfları. Uzaktan beni görüyor sınıfa artık diye sesleniyorum.
Öyle kapı açık birbirlerini itmeye devam ediyorlar.
Yürüyorum sınıflarının önüne kadar burnunun ucuna kadar gelmemi bekliyor en son kapı çattt diye kapanıyor yüzüme.
İlle bir fırça yiyecek zorla bağırtacak ya hani..
Diğeri futbol topuyla koridorda maç yapıyor diğerinin kafasına geldi top. Aldım topu ellerinden yalvar yakar peşimde gezdiler. Vermedim sizi kaç kez uyardım.
Bir daha koridorda, sınıfta top oynamazsınız çöpte bilin bunu da dedim.
Şimdi bu topun sahibi oğlanın velisi beni kınar, kafasına topu yiyen çocuğun velisi alkışlar dimi?
Uzaktan davulun sesi hoş gelir doğru..
Kusura bakmayın her birinizin gönlünü yapamam zaten.
Umrumda da değil. Ben doğru olan neyse onu yaparım veli keyfini değil.
Biz de çocuk olduk, öğretmenimizden de çekindik anne babamız duysa ne der eyvah diye korktuk.
Çok da iyi oldu. Edepsizlik yapmadık bunlar gibi.
Dört dörtlük veli olmadığı gibi dört dörtlük öğretmen de yoktur tabi.
Keşke şu çok bilmiş, atıp tutan veliler öğretmen olsalar. Çok zor değil aslında.
Hiç bir şey olmasan da öğretmen ol demişler nasılsa.
Yata yata, hiç azarlamadan para kazanırlardı ne hoş olurdu.
Bu yılı da sayarsanız 1 yıl değil 2 yıl oluyor.
Direk değiştirin niye dert ediyorsunuz ki?
Kullandığı kelimeler hoş değil, ancak azarlama konusunda fazla atıp tutan velilere hastayım.
Boğaz patlatmaya hiç bir öğretmen meraklı değildir.
Eve dönerken daha yutkunamıyoruz acıdan.
Keşke hepsi güzellikten anlasa da hiç yormasam boğazımı, keyifle ders işlesem.
Gülücüklerle girdiğim sınıftan gülücüklerle çıkabilsem.
Benim 2. sınıflar taş gibi sandalyeyi kırdılar bugün bilinçli olarak, babalarının malı sanırsın.
Aidat getir desen üç kuruş vermek istemezler ama.
Güzellikle 40 kere uyardım. 41. de kusura bakmayın iyi bir azarladım.
Hatta duysanız bu ne yahu yazık o kadar bağrılır mı dersiniz.
Bağrılır efendim bağrılır.
Okulda bugün öğretmenimi nasıl çıldırtsam, sınıfta huzur bırakmayıp arkadaşlarımı nasıl rahatsız etsem diye
plan yaparcasına gelmiş çocuk dolu. Bazen diyorum ki yavrum gerçekten yemin ederek mi geliyorsun okula.
Bir gün beni sinirlendirecek bir şey yapma bir gün yalvarırım.
Diğer çocuklar bile ufacık aklıyla öğretmen bugün nasıl neşeliydi yine sinirlendirdin diye uyarıyor.
Hep aynısını yapıyor, söz verip verip tutmuyor, onun yüzünden ders işleyemiyoruz dimi öğretmenim diyorlar.
Bazen küçüklerin aklı büyüklerden daha büyük görüldüğü üzere..
Bugün nöbetçiydim zil çalmış, sınıfa sokamıyorum 4. sınıfları. Uzaktan beni görüyor sınıfa artık diye sesleniyorum.
Öyle kapı açık birbirlerini itmeye devam ediyorlar.
Yürüyorum sınıflarının önüne kadar burnunun ucuna kadar gelmemi bekliyor en son kapı çattt diye kapanıyor yüzüme.
İlle bir fırça yiyecek zorla bağırtacak ya hani..
Diğeri futbol topuyla koridorda maç yapıyor diğerinin kafasına geldi top. Aldım topu ellerinden yalvar yakar peşimde gezdiler. Vermedim sizi kaç kez uyardım.
Bir daha koridorda, sınıfta top oynamazsınız çöpte bilin bunu da dedim.
Şimdi bu topun sahibi oğlanın velisi beni kınar, kafasına topu yiyen çocuğun velisi alkışlar dimi?
Uzaktan davulun sesi hoş gelir doğru..
Kusura bakmayın her birinizin gönlünü yapamam zaten.
Umrumda da değil. Ben doğru olan neyse onu yaparım veli keyfini değil.
Biz de çocuk olduk, öğretmenimizden de çekindik anne babamız duysa ne der eyvah diye korktuk.
Çok da iyi oldu. Edepsizlik yapmadık bunlar gibi.
Dört dörtlük veli olmadığı gibi dört dörtlük öğretmen de yoktur tabi.
Keşke şu çok bilmiş, atıp tutan veliler öğretmen olsalar. Çok zor değil aslında.
Hiç bir şey olmasan da öğretmen ol demişler nasılsa.
Yata yata, hiç azarlamadan para kazanırlardı ne hoş olurdu.