Hem de çok iyi yaptınız. Yolunuz bahtınız açık olsun. Bursa'ya gidiyorsunuz; ne güzel...Arabanız da var. Osmangazi demek hem Bursa hem civar şehirler demek. Bambaşka bir iklim, başka bir dünya. Ben olsam sevinç ve heyecan duyardım.
Biz bir grup yakın arkadaş-akraba , 10 gün kadar önce, sevdiğimiz bir insanı, anî bir şekilde kaybettik. Pek çok nedenle, çok koşuşturmamız oldu, ancak dün şöyle bir oturup soluklanabildik. İçimizde biri ; " Farkında mısınız" dedi, hep 'şunu diyordu yapamadı, bunu keşke şunun arkasına bırakmadan yapsaydı, ne zamandır şuna hevesi vardı, tam da bunu yapmaya hazırlanmıştı diyoruz , en çok hüngür hüngür bunlara ağladık..." Hepimizi çok etkiledi bu lâf. Şuna heveslenmişti onu da yaptı hiç olmazsa, şunu da yaşayabildi... diyebilseydik, gerçekten böyle katbekat ağlamayacaktık belki de. Yaşadığımız günün bir tekrarı yok, bunu lâf olarak biliyoruz ama kavrayamıyoruz.
Gençsiniz, meslek sahibisiniz, çok sıkıntılı şeyleri aştınız. Şimdi küçük bir sınır ilçesini arkanızda bırakıp, sadece kendinizi yanınıza alıp, yepyeni bir dünyaya adım atıyorsunuz, ne güzel... Bu yeni başlangıcı, ortada olmayan şeyler için kaygılanmak yerine, sizi bekleyen güzel günler için heyecanlanmak ve heveslenmekle de geçirebilirsiniz. İkisinde de, aslında ortada henüz bir şey yok. İlkinde beyniniz kaygı ve endişe üretiyor, ikincide pozitif heyecan ve heves. Karışık duygular içinde bir orada bir buradasınız, biliyorum. Ama siz hep ikincinin yanında durmaya şartlayın beyninizi.
Ben niyete çok inanırım. Kaygıyla değil, çok güzel günler yaşamak niyetiyle gidin. Osmangazi size güzellikler huzur ve bol şans getirsin.