KK'nın Tatlı Cadıları Buyrun Yeni Evimize

VikingPrincess

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
6 Aralık 2009
1.183
4
0
İstanbul
Artık yeni topiğimiz burası.Sohbetimize buradan devam edelim.Konumuz her zamanki gibi parapsikoloji,meditasyon,tarot,fallar,vs.Yalnız bu sefer cin,peri hikayeleri yok.Bir de dini tartışmalara girilmezse sevinirim.Bu topikte fal açmıyoruz.Amacımız sadece bilgi paylaşmak ve sohbet.Buyrun çaylar kahveler şirketten
 
Yeni konumuz hayırlı olsun

Bu topiğin başlığına nazarlık mı koysak, bu 3. oldu

Ya da karanlık bir bölüm olsa, sadece paranormal konulara ilgi duyanlar gelse (bir çeşit seçici geçirgenlik olsa) :))

Bir de ben diğer konuşulması yasaklı konular hakkında da konuşmak istiyorum aslında merak ediyorum sormak istediklerim vardı çünkü ama napalım böyle olacak artık
 
Son düzenleme:

aslında o konularda bir sakınca yoktu da 2 gün önce aşırı tepki gösterdi bir arkadaşımız,ondan mütevellit 2.cadılar evinden kovulduk :) yoksa kimseyi rencide edicek birşey yoktu.Neyse elbette (yeni) kurallara uyacağız.Bugün biraz meleklerle yaşamak kitabından bahsetsek mi?okuyan var mı?inanıyo musunuz kitapta anlatılanlara?ben kitabı okuduktan sonra çok pozitif duygular uyandırdı.
 
Merhaba tatlı cadılaaarrrrr

Habire ew değişip duruyoruz.

Aynı hızda muhabbete dewam

Prenses eline sağlık canım
 
Meleklerle nasıl iletişim kuracağız? Bunun için mutlaka sizin kitabınızı mı okumalıyız?

“Ne olur meleklerim, bana şu konuda yardım edin” deyin.

Lotoda kazanmak istiyorum. Bu hafta kazanacak numaraları sorsam söylerler mi?

Hayrınıza olacaksa muhtemelen söylerler. Melekler her zaman hayrınıza olanların gerçekleşmesi için yardım eder. Unutmayın, her şey doğru zaman ve yerdeyken olur. Yeter ki isteyin.

Arınmak için hangi melekten yardım istiyorsunuz?

Başmelek Mikail’in kötü enerjiden arındırma yardımı vardır. Biri gelir, size dert yanar, kötü enerjisi size geçer. Sağlıksız enerji akışını düzeltmek için Mikail’den yardım isteyin. “Başmelek Mikail, enerjimi alan tüm bağları lütfen kes!” deyin, size geçen olumsuz enerjiden kurtulursunuz. Özellikle nazara inananlar “Bana bir şey olmaz, Başmelek Mikail’in o kusursuz kalkanı beni hep korur” diyebilir.
 
hmm anladım bu tarz kitaplar var hep.bana çok gerçekçi gelmiyor ama insanları iyiyi düşünmeye teşvik etmesi güzel yine de

bu tarz kitapların türkiyedeki öncüsü bu hatun oldu.Kitabı okudum ama kolay alışılabilecek bişey değil tabi ama düşünüce astral seyahatten daha az inanılabilecek bişey gibi de gelmedi yani biraz polyannacılık gibi,küçük şeylerle mutlu olmak aslında anlatılan.Yöntemleri de denedim.mesela trafik sıkışık,x melek yardım et trafik açılsın diyin,yardım gelir diyor ama ben denedim olmadı.Var mı okuyan,kitaptaki teknikleri başarıyla uygulayan?
 
okumadım maslowcum. ama meleklerden de yardım isterim dua ederken.

melek kartları war. bazen kart açıyorum internetten.
 
ahanda gerçek vampir

--ALINTI--
Dünyadaki İlk Resmi Vampir Türk Çıktı

Art arda yaşadığı travmalar nedeniyle kan içme hastalığına yakalanan ve “vampirizm” belirtisi gösteren 23 yaşındaki Türk genci, tıp literatürüne girdi. 2011’de askerlik yaparken hastanın tedavisini üstlenen psikiyatrist Prof. Dr. Direnç Sakarya dünyanın ilk resmi vampirini VATAN’a anlattı
Dünyada fenomen haline gelen ve gençlerin ilgiyle izlediği vampir filmi serilerinin bir benzerinin Türkiye’de yaşandığı ortaya çıktı. Dünyanın en prestijli dergilerinden Journal of Psychotherapy and Psychosomatics son sayısında dünyanın ilk vampiri olduğu tespit edilen 23 yaşındaki bir Türk’ün tıbbi hikayesine yer verdi. Yaşadığı “dissosiyatif kişilik bozukluğu” rahatsızlığı nedeniyle kan içme hastalığına yaklanan ve “vampirizm” belirtisi gösteren genç dünyanın ilk resmi vampiri oldu.
Kan satın alıyordu
2011 yılında 23 yaşındayken asker olarak geldiği Denizli’de hastalığı fark edilen ve Psikiyatrist Prof. Dr. Direnç Sakarya, Prof. Dr. Vedat Şar, Doç. Dr. Erdinç Öztürk ve Dr. Cengiz Güneş’in oluşturduğu bir ekip tarafından tedavi edilen gencin, kan içmeden duramadığı öğrenildi. Makaleye göre, hasta hayatında geçirdiği birkaç travmatik deneyimden sonra kan içmeye başladı ve bu artık kendisi için nefes almak gibi bir ihtiyaç haline geldi. Önce kendini sonra da başkalarını yaralayıp kanlarını içti. Çaresiz kalan gencin babası çareyi kan bankasından kan satın almakta ve vampirlik özelliği taşıyan oğluna getirmekte buldu. Ailesinin çabalarıyla tedavi olmak için doktara giden gencin çabaları sonuçsuz kaldı.
Genç, 2011 yılında askere alınınca yaşadığı şehirden Denizli’ye gönderildi. Ancak burada da benzer davranışlar sergilemeye başladı. Denizli Askeri Hastanesi’ne sevk edilen genç, burada Psikiyatrist Prof. Dr. Direnç Sakarya, Prof. Dr. Vedat Şar, Doç. Dr. Erdinç Öztürk ve Dr. Cengiz Güneş’in oluşturduğu bir heyet tarafından tedavi edilmeyen başlandı. İlk bulgulara göre hastanın çoklu kişilik sorunu, travma sonrası stres bozukluğu kronik depresyon ve alkol bağımlılığı yaşadığı tespit edildi ve bunların sonucuna bağlı olarak da “vampir özelliği” gösteren ilk hasta olduğu anlaşıldı.
Evli ve 23 yaşında
Vampir özellikleri taşıyan Türk gencinin tedavisini gerçekleşetiren ve söz konusu makaleyi yazan Prof. Dr. Sakarya konuyu VATAN’a değerlendirdi. Halen Kastamonu Dr. Münif İslamoğlu Devlet Hastanesi’nde görev yapan Sakarya, evli ve o dönem 23 yaşında olan hastanın, Denizli Askeri Hastane’de 2011 yılında, rahatsızlığı nedeniyle karşılarına geldiğini söyledi. O dönemde vatani görevini yaptığını ve hastanede de psikiatrist olarak görev aldığını belirten Sakarya, “Hastanın, ilk bulgularında çoklu kişilik sorunu, travma sonrası stres bozukluğu kronik depresyon ve alkol bağımlılığı yaşadığını tespit ettik. Hasta öyküsü ve yapılan araştırmalar sonucunda hastanın ‘vampirizm’
belirtisi gösteren dünyanın ilk ‘dissosiyatif kimlik bozukluğu’ hastası olduğu kanısına vardık” dedi.
4 aylık kızını kaybetti amcası öldürüldü
PROF. Dr. Direnç Sakarya, hastanın dört aylık kızını kaybettiği, amcasının gözlerinin önünde öldürüldüğü, bir arkadaşının önünde cinayet işlediği, çocukken annesinin ona sık sık saldırdığı ve 5-11 yaş arasında hiçbir şey hatırlamadığını belirtti. Sakarya, hastanın 3 ay arayla iki kez yatırılarak tedavi edildiğini belirterek şunları kaydetti: “Tedaviden hasta fayda gördü. Hastanın kan içme davranışı bir bağımlılık değildi, ruhsal bozukluğun sonucuydu. Bu bozukluğa odaklanmak, kan içme davranışını sonlandırdı. Problem yaratan davranışları geçince hasta sosyal hayata katıldı. Bu vaka üzerinde durmamamızın nedeni travmatik stres ile şiddete başvurma arasındaki ilişkiyi araştırmaktı. Hasta, hayatta pek çok güçlükle karşılaşmış ve yardım arayan konumdaydı. Davranışlarının nedeni kötü niyetli olması değildi. Yardım arayan konumdaydı.”
Dünya tıp literatüründe “vampirizm” olarak belirti gösteren ilk vaka olarak geçen bir Türk gencinin hikayesi doktoru tarafından bir makale ile anlatıldı.
Journal of Psychotherapy and Psychosomatics'te yayımlanan ve dünya tıp literatüründe “vampirizm” olarak belirti gösteren ilk vaka olarak geçen bir Türk gencinin yaşadığı “dissosiyatif kişilik bozukluğu” rahatsızlığını konu edinen makaleyi yazan Türk hekimlerden psikiyatrist Direnç Sakarya, hastanın kan içme davranışının, bir bağımlılık olmadığını, yaşadığı ruhsal bozukluğun bir sonucu olduğunu bildirdi.
Journal of Psychotherapy and Psychosomatics'te 2011 yılında yayımlanan ve “vampirizm” belirtisi gösteren dünyanın ilk vakası olarak tıp literatürünü giren bir Türk gencinin durumunu konu alan makalenin Türk yazarlarından psikiyatrist Sakarya, makalenin yayınlandığı yıl Denizli Askeri Hastanesi'nde bir heyet olarak tedavisini üstlendikleri hastanın hikayesini ve son durumunu anlattı.
Halen Kastamonu Dr. Münif İslamoğlu Devlet Hastanesi'nde görev yapan Sakarya, evli ve o dönem 23 yaşında olan hastanın, Denizli Askeri Hastane'de 2011 yılında, rahatsızlığı nedeniyle karşılarına geldiğini söyledi.
Hastanın tedavisini Prof. Dr. Vedat Şar, Doç. Dr. Erdinç Öztürk ve Dr. Cengiz Güneş ile birlikte üstlendiklerini belirten Sakarya, “ hastanın, ilk bulgularında çoklu kişilik sorunu, travma sonrası stres bozukluğu kronik depresyon ve alkol bağımlılığı yaşadığını tespit ettik. Hasta öyküsü ve yapılan araştırmalar sonucunda hastanın “vampirizm” belirtisi gösteren dünyanın ilk “dissosiyatif kimlik bozukluğu” hastası olduğu kanısına vardık”dedi.
“Kan içme bağımlısı değildi”
Sakarya, ismini açıklamadığı hastanın 3 ay arayla iki kez yatırılarak tedavi edildiğini ve uygulanan tedaviden önemli ölçüde başarı sağlandığını ifade ederek, şunları kaydetti:
“O dönemde uyguladığımız tedaviden hasta fayda gördü. Hastanın kan içme davranışı bir bağımlılık değildi, altta yatan ruhsal bozukluğun sonucuydu. Bu bozukluğa odaklanmak, kan içme davranışının sonlanmasına neden oldu. Hastanın problem yaratan davranışları geçince sosyal hayata katıldı. Bizim bu vaka üzerinde durmamamızın nedeni travmatik stres ile şiddete başvurma arasındaki ilişkiyi araştırmaktı. Burada sözü edilen kişi, hayatta pek çok güçlükle karşılaşmış ve yardım arayan konumdaydı. Bu tür davranışların nedeni başkalarına karşı kötü niyetli olması değildi.”
 
Neler olmuş kızlar ben pek uğrayamamıştım ama takip ediyordum 2. topik de kapanmış.
Umarım daimi olur hepinize selam cadılar.
 
selam kızlar ben geldim yeni baslık hayırlı olsun

şu kurallar ne bi bilsek nerde yazıyo selam vermeye korkar oldum
 
neyse artık bize bi kural verirlerse yöneticiler bizde onun dışına çıkmayız sürekli baslık degiştirmek zorunda kalmayız
bu gidişle hepimiz forumdan atılıcaz

bugun reiki den konusuyomusuz konusalım bakalım bende okudugum bi kitapta gördügüm yazıları paylasıcam birazdan bana ilginç geldi faydası olabilir
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…