Güvenmek veya güvenememek.. İşte tüm sorun bu..
Güveniyoruz, seviyoruz, sevgilisi oluyoruz,yeri geliyor annesi oluyoruz, yeri geliyor arkadaşı.. Tüm rollere bürünebiliyoruz erkeğimiz mutlu olsun diye.. Bunu da hesap ederek yapmıyoruz aslında, içimizden geldiği için yapıyoruz. Çünkü inanıyoruz başka türlüsü mümkün değil.. Bizim biricik sevgilimiz o.. Ana babamızın önüne geçiyor, tanıdığımız tüm arkadaşlarımızın dostlarımızın.. Onlara bile yalan söylüyoruz , sırf sevgilimizle aramız bozulmasın diye.. Gitme diyor bize , gitmiyoruz kaç yıllık arkadaşımızın yanına .. Gel diyor ... Tüm işimizi bi kenara bırakıp, onun yanına koşuyoruz.. Çünkü biz sonuna kadar yaşıyoruz aşkımızı da sevgimizi de.. Kadın vericidir ya , fedakardır ya böyle görmüşüz ya annemizden.. Biz de bu role bürünüyoruz. Sonra ne oluyor , kimine değiyor bu fedakarlıklar kimine değmiyor.. Ama öyle bir kumar ki bu, rus ruleti misali.. Şanslı olanlar yaralanmıyor, can evinden vurulmuyor.. Keşke daha iyi tanısaydım onu diyip kendimizi suçluyoruz .. Ama size kendine tamamen inandıran birine karşı nasıl şüphe duyabilirsiniz ki ? Biz kadınlar öyle bir inanıyoruz ki sevdiğimize.. Sorgulamıyoruz bile çoğu zaman.. Sonra hayat öyle bir darbe indiriyor ki , nakavt ediyor adeta.. Nasıl olaiblir diyorsunuz , olamaz bu, hayır ben bir kabustayım uyanacak bitecek diyorsunuz ama bitmiyor.. Çünkü o gerçeğin ta kendisi.. KAndırıldığınızı anlıyorsunuz, kendinize kızıyorsunuz nasıl göremedim ben bunu diye.. Yalanmıymış ? Aklınızda binbir türlü cevapsız sorularla günler geçmeye başlıyor.. Sonra ise artık güvenmeyeceğim diyorsunuz kimseye, bağlanmayacağım, böylelikle acı da çekmem diyorsunuz.. Ama aşktan da feragat ediyorsunuz böylece.. Güvenmeyeceğim kararı bir daha aşık olmayacağım cümlesiyle eş değer aslında..
Kısaca güveniyoruz ve kandırılıyoruz .. Acımız kalbimize hançer gibi saplanıyor..Hiç bitmeyecek bir işkence çekiyormuşuz gibi geliyor
Güvenmeyeceğim diyoruz sonra..Kimseye güvenmiyoruz.. Hissizleşiyoruz.. Kimseye kapılarımızı açmıyoruz..Duygularımıza hoyratça davranmaya başlıyoruz. Sahte gülüşler, sahte sevgiler yaşayıp kendimizi inandırmaya çalışıyoruz.. Kimseyi hayatımıza gerçekten sokmuyoruz.. Sadece kenarında dolaşmasına izin veriyoruz... Set çekiyoruz gönlümüzdeki çağlayan ırmağa..
Olmuyor tabi.. yapamıyoruz çoğu kez.. Çünkü güvenmek istiyoruz..Diğer yarımızı bulmak istiyoruz..Günün birinde yıkılıyor gönlümüzdeki o set.. Yine güveniyoruz bir daha kalbimizin kırılmasından ölesiye korkarak.. O kadar korkuyoruz ki aynı acıları yaşamaktan, adımlarımızı minik minik atıyoruz.. Ateşte yürüyormuşuz gibi geliyor.. Artık deli dolu olamıyoruz.. Ağır başlı rolleri seçiyoruz.. Büyüyoruz ister istemez, başımızda kavak yelleri esmiyor artık.. Bir de bakmışız ki olgunlaşmışız..
Birisi oluyor hayatımızda ama o kişi delice sevdiğimiz , aşık olduğumuz birisi olmuyor çoğu kez.. Evet belki artık o ilk heyecanları duymuyoruz, ama zaten huzuru heyecana tercih eder hale geliyoruz.. Çünkü kaldırmayacak bu kalp bir acıyı daha , biliyoruz..
Hayal kırıklığının ardından yaşanacak olan , duygu geçişlerini sizlerle paylaşmak istedim kızlar.. Çok uzun oldu biliyorum, ama bunlar benim içimden gelenler oldu.. En azından ben artık bunun böyle olduğunu biliyorum..