Köpek gibi büyütülmüş bir çocuk...

Merhaba çok kötü yetiştirildim 4 kardeşiz ama bilinen kardeşlikler ile hiç alakası yok. Ablam ve abim tarafından sürekli şiddete maruz kalarak , kalmadığım zamanlarda da onların birbirilerine annemin de zaman zaman onlara en çokta küçük kardeşime şiddet uyguladığına tanık olarak, cehennem gibi bir evde büyüdüm...

Hiç çocukluğumu yaşayamadım, hep dayak hep hakaret hep aşağılanma.. hala daha zaman zaman maruz kalıyorum. Haliyle kardeşler arasında bir sevgi bağı oluşmadı. Hiçbirini uğradığım haksızlıklar yüzünden sevmiyorum onlarında beni ve birbirilerini pek sevdiği söylenemez.. Hepsi birer ruh hastası ve benimde pek sağlıklı olduğum söylenemez ama birine onlar gibi kolay kolay zarar veremem... Mesela hepsi anneme baba karşı aşırı saygısızdır hakaret bazen küfür ederler bağırırlar ben anneme babama öyle davranamam ses tonumu dahi yükseltemem..

Kendimi bildim bileli yaşadığım evde hep kendimi kardeşlerimden korumaya çalışıyorum hiç bir zaman güvende hissedemedim mesela banyodayım saçımı yıkıyorum dışardan ses geliyor bu şerefsiz hala banyoda ne yapıyor bu bir örnek banyoda saçımı yıkadığım için bile "şerefsiz" kelimesine maruz kalarak bunun gibi yüzlerce uğradığım, unutamadığım zulüm var. Kafam darbe aldiğimda genelde şimşekler çakardı o şimşekler düşündükçe yeniden beynimde çakıyor, işittiğim hakaretler kulaklarımda çınlıyor.

Bir biri için canını veren biri yaşasın diye böbreğini veren kardeşler görünce hayattaki en büyük kötülüğü kardeşlerinden görmüş biri olarak ister istemez çok üzülüyorum... Bu boşluk hiç bir zaman dolmayacak... Abim var ama yok ablam var yok dışarıdan bakınca koca bir aileyiz ama içeriden bakınca en büyük düşmanlarınla aynı evi aynı anneyi babayı paylaşıyorsun. Daha kötüsü 30 yıldır içine doğduğu evde en yakınları tarafından çocukluğundan beri hep şiddet görmüş, aşağılanmış biri olarak kendimi çok değersiz hissediyorum.. Özgüvenim sıfır...

İş ve eş konusunda da yüzü gülmemiş biri olarak hala alıp başımı gidememek beni zaman zaman intihara sürüklüyor. Ben ne zaman bi yere ait olacağım ait olamadığım bir ailenin içinde neden yaratıldım hadi yaratıldım neden kanatlanıp uçma fırsatı bulamadım diye sorgulayıp taşıdığım yükü ağır buluyorum... Biyere ait olamadan sevgi göremeden ölüp gitmekten korkuyorum...
Bir arkadaşım "bana dost lazım annem düşmanlarımı doğurdu" derdi. ÜZülmeyin bunları yaşayan sadece siz değilsiniz. Elbbette bu bir teselli olamaz ama sizinde vaktiniz gelecek, kanatlanıp güzel yerlere uçacaksınız. Sabır ve çaba...
 
Günaydın , konunuzu üzülerek okudum .Öncelikle kendınızı ıyı hıssetmek adına elınızden gelen herseyı yapın gerekırse psıkologa gıdıp yardım alabılırsınız , sız ıyı olmazsanız evlensenız de karsınıza dunyanın en ıyı erkegı de cıksa her zaman kotu hıssetmeye devam edersınız cunku .
 
Konu sahibi sirkelenip kendine gelmeni siddetle tavsiye ediyorum.Sana cocuklugumu anlatsam kendi derdini unutup bana aglarsin.Uvey anne elinde buyumus bir cocuktum ve kizkardesimi surekli ondan ve cevreden aklina gelebilecek her seyden korumakla sorumlu hissediodum kendimi.Yedigim dayaklar burdan oraya yol olur ve anlatamayacagim bir cok sey hep icime attim belki babama bir seyler soylesem farkli olacakti ama 7 yasinda bak babana dersen babanda ölür tehditleriyle sustum.Sonucta annemin cesedini gormustum ve zaten şoka girmistim.Ha bu arada sadece uvey anne degildi doven kardesi de doverdi.Babam sehir disina giderdi o gece bizi kaldirirlardi zevk icin degistire degistire döverlerdi.Susardim babam kalp hastasiydi.Okulda adim ayy yazik annesi yoktu ever yoktu bu etiketle ortaokul 2ye kadar özguvensiz sessiz haksizliga susan biri olarak kaldim.Ama uvey annemin halama kizip bana attigi tokatla kendime geldim.Babam halamgili yolcu etmeye cikmisti yalnizdik yani.Kadini elime bir aldim lavaboya kafasini soktum ordan yere firlatip ne yaptigimi bilmeden yumruk tokat atmaya basladim kadinin burnu kirilmis benden ilk hatirasiydi tabi onun icimde actigi yaralarin yaninda hic kalirdi.Sonra okulumu degistim kimseye annem yok demedim lisede populer kizlar arasindaydim universitede gene oyle.Ciktim o evden babama da her seyi anlattim zaten o gece bosanacakti hayir dedim ondan oglun var sonra onada uvey baba gelir ya da okulda bir etiket yer.Sonrasinda kadin benden helallik istedi ama gecti tabi.Vermedim.Ama kendimi sindirmedim ayaga kalktim evlendim esimin ailesi var benim yok ama inan hepsine karsi buyuk kavgada bile tek ciktim hatta dedim siz hepiniz ben tek😅Bosanacaktim kimsem yok olsun dedim ben yaparim esim bakti ki yemio aradi barismak istedi actigi davayi kendi cekti.Su hayatta kimseye boyun egmeyeceksin ve ben òldüm bittim demeyeceksin kardesim ölsende ayakta öl seni 1 gun dinlerler 2 gun 3.gun off derler.Sen sana yeteceksin rezil bi hayat istersen onu alirsin ama dik durursan guzel hayatin olabilir
İyi etmiş helal etmemişsiniz. Ben bile okurken beddua ettim yanına bırakma o kadınların diye. Dövmüşsünüz ya içime serin sular serpildi. Güçlü karakterinize de ayrıca hayran kaldım.
 
Merhaba çok kötü yetiştirildim 4 kardeşiz ama bilinen kardeşlikler ile hiç alakası yok. Ablam ve abim tarafından sürekli şiddete maruz kalarak , kalmadığım zamanlarda da onların birbirilerine annemin de zaman zaman onlara en çokta küçük kardeşime şiddet uyguladığına tanık olarak, cehennem gibi bir evde büyüdüm...

Hiç çocukluğumu yaşayamadım, hep dayak hep hakaret hep aşağılanma.. hala daha zaman zaman maruz kalıyorum. Haliyle kardeşler arasında bir sevgi bağı oluşmadı. Hiçbirini uğradığım haksızlıklar yüzünden sevmiyorum onlarında beni ve birbirilerini pek sevdiği söylenemez.. Hepsi birer ruh hastası ve benimde pek sağlıklı olduğum söylenemez ama birine onlar gibi kolay kolay zarar veremem... Mesela hepsi anneme baba karşı aşırı saygısızdır hakaret bazen küfür ederler bağırırlar ben anneme babama öyle davranamam ses tonumu dahi yükseltemem..

Kendimi bildim bileli yaşadığım evde hep kendimi kardeşlerimden korumaya çalışıyorum hiç bir zaman güvende hissedemedim mesela banyodayım saçımı yıkıyorum dışardan ses geliyor bu şerefsiz hala banyoda ne yapıyor bu bir örnek banyoda saçımı yıkadığım için bile "şerefsiz" kelimesine maruz kalarak bunun gibi yüzlerce uğradığım, unutamadığım zulüm var. Kafam darbe aldiğimda genelde şimşekler çakardı o şimşekler düşündükçe yeniden beynimde çakıyor, işittiğim hakaretler kulaklarımda çınlıyor.

Bir biri için canını veren biri yaşasın diye böbreğini veren kardeşler görünce hayattaki en büyük kötülüğü kardeşlerinden görmüş biri olarak ister istemez çok üzülüyorum... Bu boşluk hiç bir zaman dolmayacak... Abim var ama yok ablam var yok dışarıdan bakınca koca bir aileyiz ama içeriden bakınca en büyük düşmanlarınla aynı evi aynı anneyi babayı paylaşıyorsun. Daha kötüsü 30 yıldır içine doğduğu evde en yakınları tarafından çocukluğundan beri hep şiddet görmüş, aşağılanmış biri olarak kendimi çok değersiz hissediyorum.. Özgüvenim sıfır...

İş ve eş konusunda da yüzü gülmemiş biri olarak hala alıp başımı gidememek beni zaman zaman intihara sürüklüyor. Ben ne zaman bi yere ait olacağım ait olamadığım bir ailenin içinde neden yaratıldım hadi yaratıldım neden kanatlanıp uçma fırsatı bulamadım diye sorgulayıp taşıdığım yükü ağır buluyorum... Biyere ait olamadan sevgi göremeden ölüp gitmekten korkuyorum...
Hayatta en korktuğum ve şahit olduğumda en üzüldüğüm durumun içinde büyümenize inanın çok çok üzüldüm..Keşke elimden bişey gelse...Dualarım sizinle allah kalbinize göre insanlar çıkarsın karşınıza.Hiçbir zaman pes etmeyin inanın bu sabrınızın ve kalbinizin karşılığını alıcaksınız.
 
Konusahibi kendinize acımayı bırakın. Kardeşlerinize öfkelenmeyi de bırakın,unutmayın her zorba öncesinde kurbandır ailenizdekiler gibi. Madem küçük bi yerde yaşıyorsunuz büyükşehirde iş bulup o evi terkedin,gerekirse izinizi kaybettirin görüşmeyin. Ben de kötü bi çocukluk geçirdim ama olan oldu deyip önüme baktım hayatımdaki her sınavı bi şans olarak gördüm, üniversite sınavı olmayaydı o üniversiteyi rüyanda görürdün ders çalış burçak dedim,güzel bi bölüm okudum sonra kpss olmasa memuriyete seni kim alır sınavlar senin şansın sakın unutma dedim ve istediğim ile atandım. Eşimi ben seçtim ve psikolojik şiddet dahi görmüyorum,çocuklarımla ilişkimi de ben yönetiyorum kesinlikle şiddetin hiçbir türünü görmeden büyüyorlar. Artık hayatın senin ellerinde bu saatten sonra olan/olmayan için sen sorumlusun,sirkelen hayatına sahip çık.
 
Dertleri ne ,yani yapılan bu terbiyesizliklerin altında yatan bi sebep vardır
 
Nasıl bir aile anlamadım. Abin ve ablan da şiddetle büyüdüğü için böyle görmüşler, aynısını yapıyorlar. Kaç yaş var aranızda çalışıyorlar mı? Annen baban bir dur demiyorlar mı? Ama işte küçüklükte öyle yetiştirdikleri için artık güçleri de yetmiyordur. Size tavsiyem ancak fazla muhatap olmayın, kendi kabuğunuzda yaşayın. Kurtulmak için yanlış bir evlilik yapmayın.
 
Tamam şanssız bir çocukmuşsunuz, sevgi ve ilgi görmeden, başınız okşanmadan büyümüşsünüz. Bunlar ciddi travmalara sebep olur, kapatılması zor yaralar açar vs vs. Eeee sonrası...

30 yaşındasınız, sizin yaşınızda çoğu kadının ev sorumluluğu aldığı, evlat yetiştirdiği, bazısının kariyerinde ciddi yerlere geldiği, kurumsal bir firmada müdür olabildiği, önemli projelere ismini yazdırdığı, kiminin isminin önüne doç./prof. yazdırabildiği bir yaştasınız.

Peki siz bunca yaşadıklarınıza, tecrübelerinize, negatif getirilerine rağmen kendiniz için ne yaptınız?

Önlisans mezunu oldunuz, iş/para/kariyer getirmedi. Başka bir bölümden lisans tamamlayabilirdiniz???
Kavganın, gürültünün bitmediği bir evde yaşıyorsunuz. Huzurunuz için kendi evinizi açabilirdiniz ???
26 yaşına kadar okumanız engellenmiş! 18 yaşından sonra bütün başvurularınızı, okul kaydınız dahil kendiniz yapabilirdiniz???
Neredeyse nefret kustuğunuz bir aileniz var. 30 yaşında bir yetişkin olarak maddi bağımsızlığınızı kazanabilirdiniz???

Sizin tek eksiğiniz cesaret, oturduğunuz yerden ağlanmak daha zahmetsiz dimi.

Bir manifaturacıda tezgahtar, butikte satış, markette kasiyer, beyaz aşyacıda ön muhasebe... 30 yaşına kadar her işten geri çevrilmiş olamazsınız. Buna inanmam mümkün değil. Savaşmadınız, kabul edin. Eğer bunu kabul ederseniz savaş boyalarınızı sürer, hayatın zorluğuna karşı gardınızı alır ayaklanırsınız.

Buraya yazdınız ben ah vah dedim, iki arkadaşla dertleştiniz sırtınızı sıvazladı, anne/babanız haksızlıklarını anladı... Eee bunun şikayetçi olduğunuz hayatınıza faydası ne??? Eğer faydam olacaksa 24 saat senin için üzülebilirim. Ama??

Bırakın sızlanmayı, kalkın kendiniz için bir şeyler yapın. Bu dünya kendine vahlananları değil, derdini bilip çaresini arayanları mukafatlandırır unutmayın. 50 yaşında hala bu kadın olmak istemiyorsanız, atın üstünüzde ki ölü topağını harekete geçin. Yada ölene dek kendinize üzülmeye devam edin. Seçim tamamen sizin.
 
Mesafe zaten uçurum ama bizim evde birine tekme tokat dalmak yemek içmek gibi normal gibi bişey... Kendimi ezdirmeme şansım yok çünkü fiziksel olarak onlardan zayıfım..
Son zamanlarda daha yürek burkan bir cümle okumadım.
Tekme tokat, yemek içmek gibi....
Allah ıslah etsin ya da cayır cayır yaksın bu vahşileri!!!
Ne diyeyim bacım sana, çocukken gördüğün bu, kocadan gördüğün bu.
Sana desem ki, tenine ısırgan otu değse gözleri dolacak insanlar var dünyada, içi titreyerek bakacak sana, bilemezsin anlayamazsın ki...
Gerçeklik görüp bunun için savaşacak gücü bulamazsın çünkü senin gerçeğinle, normal gerçekler bambaşka.
Bizlerin anlatımı sana peri masalı.
Ne desem boş, çok üzüldüm çok...
 
Son zamanlarda daha yürek burkan bir cümle okumadım.
Tekme tokat, yemek içmek gibi....
Allah ıslah etsin ya da cayır cayır yaksın bu vahşileri!!!
Ne diyeyim bacım sana, çocukken gördüğün bu, kocadan gördüğün bu.
Sana desem ki, tenine ısırgan otu değse gözleri dolacak insanlar var dünyada, içi titreyerek bakacak sana, bilemezsin anlayamazsın ki...
Gerçeklik görüp bunun için savaşacak gücü bulamazsın çünkü senin gerçeğinle, normal gerçekler bambaşka.
Bizlerin anlatımı sana peri masalı.
Ne desem boş, çok üzüldüm çok...
Kocadan henüz bişey görmedim çünkü evlenme şansım da olmadı... Karşıma evlenebileceğim biri çıkmadı çıkanlar kullanma peşinde aşağılama peşinde kötü niyetli kişilerdi... Evlensem bile yaşadığım ne varsa aynını yaşatacak birine denk gelirim diye korkuyorum evlilik diyince zihnimde beliren şiddet hakaret aldatılma gibi kavramlar mutlu olanlarda var elbet ama bende bu şans varken bana denk gelirmi onu bilmiyorum
 
hayatın için bir şeyler yapmayı dene, çalışmıyorsan bir işe gir önce kendine yetmeyi öğren, insan darbe ala ala güçlenir, tabi ki yaşadıkların kolay değil ama azimle güzel günleri elde etmeye çabalayabilirsin. inşallah mutlu bir yuvan ve sevgiyle büyüttüğün çocukların olur.
 
Tamam şanssız bir çocukmuşsunuz, sevgi ve ilgi görmeden, başınız okşanmadan büyümüşsünüz. Bunlar ciddi travmalara sebep olur, kapatılması zor yaralar açar vs vs. Eeee sonrası...

30 yaşındasınız, sizin yaşınızda çoğu kadının ev sorumluluğu aldığı, evlat yetiştirdiği, bazısının kariyerinde ciddi yerlere geldiği, kurumsal bir firmada müdür olabildiği, önemli projelere ismini yazdırdığı, kiminin isminin önüne doç./prof. yazdırabildiği bir yaştasınız.

Peki siz bunca yaşadıklarınıza, tecrübelerinize, negatif getirilerine rağmen kendiniz için ne yaptınız?

Önlisans mezunu oldunuz, iş/para/kariyer getirmedi. Başka bir bölümden lisans tamamlayabilirdiniz???
Kavganın, gürültünün bitmediği bir evde yaşıyorsunuz. Huzurunuz için kendi evinizi açabilirdiniz ???
26 yaşına kadar okumanız engellenmiş! 18 yaşından sonra bütün başvurularınızı, okul kaydınız dahil kendiniz yapabilirdiniz???
Neredeyse nefret kustuğunuz bir aileniz var. 30 yaşında bir yetişkin olarak maddi bağımsızlığınızı kazanabilirdiniz???

Sizin tek eksiğiniz cesaret, oturduğunuz yerden ağlanmak daha zahmetsiz dimi.

Bir manifaturacıda tezgahtar, butikte satış, markette kasiyer, beyaz aşyacıda ön muhasebe... 30 yaşına kadar her işten geri çevrilmiş olamazsınız. Buna inanmam mümkün değil. Savaşmadınız, kabul edin. Eğer bunu kabul ederseniz savaş boyalarınızı sürer, hayatın zorluğuna karşı gardınızı alır ayaklanırsınız.

Buraya yazdınız ben ah vah dedim, iki arkadaşla dertleştiniz sırtınızı sıvazladı, anne/babanız haksızlıklarını anladı... Eee bunun şikayetçi olduğunuz hayatınıza faydası ne??? Eğer faydam olacaksa 24 saat senin için üzülebilirim. Ama??

Bırakın sızlanmayı, kalkın kendiniz için bir şeyler yapın. Bu dünya kendine vahlananları değil, derdini bilip çaresini arayanları mukafatlandırır unutmayın. 50 yaşında hala bu kadın olmak istemiyorsanız, atın üstünüzde ki ölü topağını harekete geçin. Yada ölene dek kendinize üzülmeye devam edin. Seçim tamamen sizin.
Her işten geri çevrilmedim garsonluk tekstil gibi vasıfsız işlere kabul edildim ve bi işim olsun diye en kötü şartlara bile razı geldim oyüzden savaşmadınız diyemezsiniz haksızlık edersiniz bikere yeri geldi aç yeri geldi sokaklarda kalarak bin bir zorlukla bitirdim okulu bitirir bitirmez başvurmadığım yer kalmadı...En son tekstile girdim 3 kişinin yapması gereken işi sadece bana yaptırmaya çalıştılar 13 saat ayak topuklarım patlayana kadar yemek yemeden lavaboya gitmeden çalıştım boğazım kurudu işi yetiştirmek için su bile içemedim ama buna rağmen gelip bağırıp çağıran çocuk gibi fırçalayan boğazımı sıkmaya çalışan bir adi herifin emri altında çalıştım savaşmadınız diyemezsiniz. Zahmetsiz oturdunuz diyemezsiniz garsonluk için biyere girdim eve 2 dakika ilaç almaya gittim diye beni itekleye itekleye işten atan insanların yanında çalıştım.. savaşmadınız diyemezsiniz ben işim olsun diye okadar adi insanların yanında bile çalışmaya razı geldim yeri geldi tacize uğradım yeri geldi paramı alamadım Türkiye burası... dikkatinizi çekerim küçük bi yerde iş imkanı nekadar olabilir olsa bile şartlar özelde bir bayan için nekadar düzgün olabilir ?
 
bunun kader ya da şans olduğunu düşünmüyorum. Bu yaşa kadar ailede ne görürseniz, standardı o sanıyor ve gidip o ayarda bir eş seçiyorsunuz. Eş adayı kaba, kötü biri de olsa sizin alıştığınız bir durum olduğu için çok çok anormal gelmiyor ve hata yapıp evleniyorsunuz. Bence kurtuluş evlilik değil, iş bulmak
 
Bence başka bir şehirde iş bulup hayatınızı kurun. Baska bir kucuk sehir olabilir. Cunku bir aile kurup kendi ailenizden ayrilmak en buyuk hata olur sizin her seyden once kendi kendinize huzurlu oomaya ihtiyaciniz var. Allah yardimciniz olsun. :KK43:
 
Her işten geri çevrilmedim garsonluk tekstil gibi vasıfsız işlere kabul edildim ve bi işim olsun diye en kötü şartlara bile razı geldim oyüzden savaşmadınız diyemezsiniz haksızlık edersiniz bikere yeri geldi aç yeri geldi sokaklarda kalarak bin bir zorlukla bitirdim okulu bitirir bitirmez başvurmadığım yer kalmadı...En son tekstile girdim 3 kişinin yapması gereken işi sadece bana yaptırmaya çalıştılar 13 saat ayak topuklarım patlayana kadar yemek yemeden lavaboya gitmeden çalıştım boğazım kurudu işi yetiştirmek için su bile içemedim ama buna rağmen gelip bağırıp çağıran çocuk gibi fırçalayan boğazımı sıkmaya çalışan bir adi herifin emri altında çalıştım savaşmadınız diyemezsiniz. Zahmetsiz oturdunuz diyemezsiniz garsonluk için biyere girdim eve 2 dakika ilaç almaya gittim diye beni itekleye itekleye işten atan insanların yanında çalıştım.. savaşmadınız diyemezsiniz ben işim olsun diye okadar adi insanların yanında bile çalışmaya razı geldim yeri geldi tacize uğradım yeri geldi paramı alamadım Türkiye burası... dikkatinizi çekerim küçük bi yerde iş imkanı nekadar olabilir olsa bile şartlar özelde bir bayan için nekadar düzgün olabilir ?

Senelerdir özel sektördeyim, bir kadın olarak sizin anlatmaya çalıştığınız tarzda negatif bir şey yaşamadım diyebilirim. (Sözlü imalar oldu, cevabını aldı muhattap kişi) Beğenmediğim iş, ortam, patron oldu vazgeçmedim yenisini aradım. Özel sektörde şartlar kadına uygun değil sözünü kabul etmiyorum. Siz namusunuzu evde oturarak koruyun o zaman ne diyeyim.

Madem o küçük yer sizi bu kadar mutsuz ediyor neden kendinizi inatla oraya mahkum ediyorsunuz. Yeni bir yerde iş bulabileceğiniz , hayatınızı istediğiniz gibi yönlendirebileceğiniz bir düzen kurun kendinize. Bununla ilgili bir girişiminiz oldu mu?

Keşke asabileşip bu tarz cevap vermek yerine kendinize bir öz eleştiri yapsaydınız. İstediğiniz kadar ailenizi, kardeşlerinizi suçlayın insanın kendisine yaptığı kötülüğü hiç kimse ona yapamaz.
Size bunu farkettirebilmek ve gözlerinizi açmanız için yazmıştım aslında. Ama siz bilirsiniz, hayatınıza ağlamaya devam edin o zaman. Bir önceki yazımda da söylemiştim. 50 yaşında bu kadın mı olmak istiyorsunuz diye.


Dipnot: Bir arkadaşım babası tarafından terkedilmiş, annesi ve kardeşiyle birlikte yaşıyordu. Babadan dayak, hakaret fazlasıyla gördü. Üniversite kazandı onu okutacak kimsesi yoktu. Akraba çevresi az çok harçlığını verdi eline, gündüz okuluna gitti akşam part time fast food da çalıştı. Burs kazandı, erasmusla başka ülkeyi gördü dil öğrendi, bölümünü dereceyle bitirdi vs vs. Şimdi gıptayla baktığım bir hayatı var. En son off road yapmaya başlamış resimlerini atıyordu sosyal medyada. Oturup kendine ağlamak yerine hayatla mücadelesinin meyvelerini topluyor ne güzel.
 
Kitabi okumussunuz sanirim. Insan hayatinda ilk yillarin insanin davranis ve karakterini nasil sekillendirdigini gormussunuzdur. Daha boyle bir cok kitap var. Nihan kaya kitaplarini tavsiye ederim. "Iyi aile yoktur" mesela.
Yanlis davranislara maruz kaldiginizin farkina varmissiniz. Bu guzel bir sey. En onemli ilk adim. Anne baba kutsal degildir. Onlar da insandir. Bizi dunyaya getirdikleri ve temel ihtiyaclarimizi karsiladiklari icin onlara borclu degiliz. Yapmak zorundalardi.( bunlari bir anne olarak soyluyorum) kardeslerinizle de muhtesem baglariniz olmak zorunda degil. Sınırınızı çizin. Ama onlar senin ailen kardesin vs diyenlere kulak tikayin. Kimse kimseye duygusal fiziksel zulmedemez. Neyin olursa olsun. Kendinizi istismar ettirmeyin artik.
Keske ailelerimizle muhtesem baglarimiz olsa. Ama malesef bunu insaa edememisler. Bu onlarin sorumlulugunda sizin degil. Hani filmlerde falan olur ya hayirsiz evlat ana babayi dover sokaya atar, iste o evlat kendi kendine o hale gelmedi. O iliskiyi ebeveyn insaa etti. Kumdan apartman insaa edip yikildi diye apartmana suc bulunur mu? Bu da boyle bir sey iste. Bu konularsa okuyun kendinizi gelistirin. Kafaniz acilsin, bakis aciniz genislesin. Sınırlarınızın farkına varın.
Çok sevgiler
 
Konu sahibi sirkelenip kendine gelmeni siddetle tavsiye ediyorum.Sana cocuklugumu anlatsam kendi derdini unutup bana aglarsin.Uvey anne elinde buyumus bir cocuktum ve kizkardesimi surekli ondan ve cevreden aklina gelebilecek her seyden korumakla sorumlu hissediodum kendimi.Yedigim dayaklar burdan oraya yol olur ve anlatamayacagim bir cok sey hep icime attim belki babama bir seyler soylesem farkli olacakti ama 7 yasinda bak babana dersen babanda ölür tehditleriyle sustum.Sonucta annemin cesedini gormustum ve zaten şoka girmistim.Ha bu arada sadece uvey anne degildi doven kardesi de doverdi.Babam sehir disina giderdi o gece bizi kaldirirlardi zevk icin degistire degistire döverlerdi.Susardim babam kalp hastasiydi.Okulda adim ayy yazik annesi yoktu ever yoktu bu etiketle ortaokul 2ye kadar özguvensiz sessiz haksizliga susan biri olarak kaldim.Ama uvey annemin halama kizip bana attigi tokatla kendime geldim.Babam halamgili yolcu etmeye cikmisti yalnizdik yani.Kadini elime bir aldim lavaboya kafasini soktum ordan yere firlatip ne yaptigimi bilmeden yumruk tokat atmaya basladim kadinin burnu kirilmis benden ilk hatirasiydi tabi onun icimde actigi yaralarin yaninda hic kalirdi.Sonra okulumu degistim kimseye annem yok demedim lisede populer kizlar arasindaydim universitede gene oyle.Ciktim o evden babama da her seyi anlattim zaten o gece bosanacakti hayir dedim ondan oglun var sonra onada uvey baba gelir ya da okulda bir etiket yer.Sonrasinda kadin benden helallik istedi ama gecti tabi.Vermedim.Ama kendimi sindirmedim ayaga kalktim evlendim esimin ailesi var benim yok ama inan hepsine karsi buyuk kavgada bile tek ciktim hatta dedim siz hepiniz ben tek😅Bosanacaktim kimsem yok olsun dedim ben yaparim esim bakti ki yemio aradi barismak istedi actigi davayi kendi cekti.Su hayatta kimseye boyun egmeyeceksin ve ben òldüm bittim demeyeceksin kardesim ölsende ayakta öl seni 1 gun dinlerler 2 gun 3.gun off derler.Sen sana yeteceksin rezil bi hayat istersen onu alirsin ama dik durursan guzel hayatin olabilir
Ne kadar güçlüsünüz hayran kaldım, dilerim bundan sonra ki hayatınız hakettiginiz gibi güzel olur 😊
 
Kitabi okumussunuz sanirim. Insan hayatinda ilk yillarin insanin davranis ve karakterini nasil sekillendirdigini gormussunuzdur. Daha boyle bir cok kitap var. Nihan kaya kitaplarini tavsiye ederim. "Iyi aile yoktur" mesela.
Yanlis davranislara maruz kaldiginizin farkina varmissiniz. Bu guzel bir sey. En onemli ilk adim. Anne baba kutsal degildir. Onlar da insandir. Bizi dunyaya getirdikleri ve temel ihtiyaclarimizi karsiladiklari icin onlara borclu degiliz. Yapmak zorundalardi.( bunlari bir anne olarak soyluyorum) kardeslerinizle de muhtesem baglariniz olmak zorunda degil. Sınırınızı çizin. Ama onlar senin ailen kardesin vs diyenlere kulak tikayin. Kimse kimseye duygusal fiziksel zulmedemez. Neyin olursa olsun. Kendinizi istismar ettirmeyin artik.
Keske ailelerimizle muhtesem baglarimiz olsa. Ama malesef bunu insaa edememisler. Bu onlarin sorumlulugunda sizin degil. Hani filmlerde falan olur ya hayirsiz evlat ana babayi dover sokaya atar, iste o evlat kendi kendine o hale gelmedi. O iliskiyi ebeveyn insaa etti. Kumdan apartman insaa edip yikildi diye apartmana suc bulunur mu? Bu da boyle bir sey iste. Bu konularsa okuyun kendinizi gelistirin. Kafaniz acilsin, bakis aciniz genislesin. Sınırlarınızın farkına varın.
Çok sevgiler
Evet okudum okuyan psikoloji ile ilgilenen, kültürlü birilerinden daha çok yanıt almak istediğim için algıda seçicilik amacıyla konu başlığı kitap adı olarak seçtim... Şimdi kpss ye hazırlanıyorum umarım atanıp kurtulurum...
 
Senelerdir özel sektördeyim, bir kadın olarak sizin anlatmaya çalıştığınız tarzda negatif bir şey yaşamadım diyebilirim. (Sözlü imalar oldu, cevabını aldı muhattap kişi) Beğenmediğim iş, ortam, patron oldu vazgeçmedim yenisini aradım. Özel sektörde şartlar kadına uygun değil sözünü kabul etmiyorum. Siz namusunuzu evde oturarak koruyun o zaman ne diyeyim.

Madem o küçük yer sizi bu kadar mutsuz ediyor neden kendinizi inatla oraya mahkum ediyorsunuz. Yeni bir yerde iş bulabileceğiniz , hayatınızı istediğiniz gibi yönlendirebileceğiniz bir düzen kurun kendinize. Bununla ilgili bir girişiminiz oldu mu
Keşke asabileşip bu tarz cevap vermek yerine kendinize bir öz eleştiri yapsaydınız. İstediğiniz kadar ailenizi, kardeşlerinizi suçlayın insanın kendisine yaptığı kötülüğü hiç kimse ona yapamaz.
Size bunu farkettirebilmek ve gözlerinizi açmanız için yazmıştım aslında. Ama siz bilirsiniz, hayatınıza ağlamaya devam edin o zaman. Bir önceki yazımda da söylemiştim. 50 yaşında bu kadın mı olmak istiyorsunuz diye.


Dipnot: Bir arkadaşım babası tarafından terkedilmiş, annesi ve kardeşiyle birlikte yaşıyordu. Babadan dayak, hakaret fazlasıyla gördü. Üniversite kazandı onu okutacak kimsesi yoktu. Akraba çevresi az çok harçlığını verdi eline, gündüz okuluna gitti akşam part time fast food da çalıştı. Burs kazandı, erasmusla başka ülkeyi gördü dil öğrendi, bölümünü dereceyle bitirdi vs vs. Şimdi gıptayla baktığım bir hayatı var. En son off road yapmaya başlamış resimlerini atıyordu sosyal medyada. Oturup kendine ağlamak yerine hayatla mücadelesinin meyvelerini topluyor ne güzel.
O kadar güzel yorumlamış sınız ki 2002 krizi de bana tekme tokat girdi kaba tabirle.
Liseyi bıraktım tezgahtar olarak çalışmaya başladım Öyle ki yol parası bulamadım yürüyerek gittim geldim işe.
Müdür kışın mağazada durduğu zaman Klimayı yakıyordu çıkarken de söndürüp gidiyordu biz soğukta çalışıyorduk. Baktım olacak gibi değil 26 yaşında girdim açık liseden diplomamı aldım sınava girdim 2 yıllık kazandım önlisans bitirdim 4 yıllığa tamamladım diplomamı aldım. şu an 3. üniversite mi okuyorum.atanamadım asgari ücrete kamuda çalışıyorum ama şükrediyorum. Sadece maaş sıkıntılı rahatım yerinde işimi seviyorum.
Ben bittim demekle olmuyor mücadele etmek gerek
 
Back
X