kv- görümce ile görüşme sıklığı?

Aman bu ziyaret konusu bile başlı başına bir sorunken insan cidden evlenmeyi gerekli bulmuyor.
 
Benim 3 görümcem var.

Birisi, evlendiğim gün evimde (bu 3 görümce kişisi, bana ait kutular içindeki eşyalarımı, kıyafetlerimi, anneme bile göstermediğim özel eşyalarımı güya düzenlemek "iyi" niyetiyle benden habersiz yerleştirme teşebbüslerini nikahtan eve gelip, paçavra gibi saçılmış kıyafetlerimi dolabın içinde görünce "keşke yapmasaydınız" dediğim için) bana "ben ömrümde böyle rezil insan, böyle rezil aile görmedim" ifadelerini kullanarak bağırmak suretiyle evlendiğim günü burnumdan getirdiği günden beri;

Diğeri, (1) yukarıdaki olayın fiştekleyeni olması, (2) bana pazarda unuttuğum torba için salak demesi, (3) gelin arabasında yanımıza oturup yengem hakkında "kadına bak, ne biçim... yüzüklere bak... gibi alaycı konuşması, (4) (2 günlüğüne temmuz sıcağında, kv-görümce cehennemine eş kişisinin hatrına gittiğimde, güneşe hassasiyetim nedeniyle şapka taktığımda kendince laf sokma bahanesiyle mahalledeki başında şapka ile gezen kadını işaret ederek) bu deli... renk renk şapkalar takıp gezer dediği, (5) ankaradan İstanbula evlerine ziyarete gittiğimde bana hoşgeldin bile demekten aciz bu insanı öpmeye yeltendiğimde hastayım deyip uzaklaşırken, 1.5 yaşındaki bebeğimi öpmeye kalkması, (6) kp.in ben seviyorum diye aldığı palamut balıklarını fırında kasten yaktırması, (7) TV.seyretmediğim için benimle her daim alay etmesi, (8) nefret dolu bakışları, (9) 16 aylık bebeğim varken ve 5 aylık da hamileyken (zerre kadar yardımları olmadığı gibi) (üstelik 168 boy 52 kiloyken) evime geldiklerinde yaptığım yemekleri yerken eline sağlık demek şöyle dursun, "sen şişmansın diye bizi de mi şişmanlatıcan" demesi, (10) (benim evimdeyken) iki dilim pastayı paylaşalım da ziyan olmasın dediğimde "tamam şu büyüğü ben yerim küçüğü sen ye deyip, (saçmaladığını farkedince) ya da istersen büyüğü sen ye diyecek kadar nezaket yoksunu olduğu, (11) evlerine gittiğimde herkese ikinci çayını hemen kalkıp koyarlarken, bana "sen içiyor musun" demeleri, (12) örneğin herkese çekirdek ikramı yaparken, "sen sevmiyordun değil mi" deyip beni es geçmeleri, (13) bir akşam saat 9da kapı çalıp, benim evime (yani 2si bebek 3 çocuklu kadının evine) bizden habersiz (müsait olmadığımızı ablalarına belirttiğimiz halde) yatılı misafir gelip, "telaş etmeyin diye habersiz geldim" gibi asılsız bahaneleri, (14) benim ablama bizim memleketimizin ismini söyleyerek "allahın........lısı...insan mı çıkar oradan" gibi laf sokuşturması, (15) benim nikahımda çalan şarkıyı (Ferhat göçer) tam 8 sene sonra sinsice laf sokarak eleştirme çabaları (bazı şarkılar var sözleri çok aptalca, cenneti değişmem saçının teline diyor, saçmalığa bak demesi), (16) arkamdan fesatça konuşmaları,.... vb yüzlercesinden dolayı,

Diğeri arkamdan sınırsız konuşmaları, her şeyi yanlış anladığımı söylemeleri, 3.bebeğim 1 yaşına gelene kadar (yukarıdaki görümce kişisi ve kv dolduruşlarına bağlı olarak, ne hamilelikte, ne doğumda, ne de doğumdan sonra, ne beni, ne eşimi arayıp) hayırlı olsun demediği için,

Kv. (1) bana her fırsatta laf soktuğu, (2) daha yeni evliyken gelinin çok iyiymiş....... hanım diyen komşusuna yüzünü domuşturup bakması, (3) bana evlerine ikinci gidişimde su içerken "içtiğin suyun parasını ödedin mi kııaazzz" diye nağra atıp sonra (güya şaka yapmış) karşımda kahkahayla gülmesi, (4) beni köşede bucakta sıkıştırıp eşimin ailesinde beni seven tek insan kp.imi kötüleme çabası, (5) komşunun 50 yıl önceki nişan tarihine kadar hatırlayan hafızaya sahip olmasıyla sürekli övünürken, 2.çocuğumun doğumuna 10 gün kala eşime "iznin yok mu oğlanım, (İstanbula) gelcen mi" demeleri (beni nasıl götürecekse, hadi beni götürmeyip oğlu kendisi gitse, beni (Ankara'da) kime emanet edecekse, Ankara'da hiç kimsem yok yaşlı 79 yaşındaki annemden başka, kapıcıya mı bırakacak acaba, töbe est.), (6) 11 yıldır bana ismimi asla söylemeyip, benden o, zeynebin anası gibi hitaplarla bahsetmesi, (7) bekar çocuklarından da (o zaman bekar oğlu 34, kızı 42 yaşlarındalar, ben de 36) torun görme mevzusu gündeme gelince, hiç konu değilken araya beni sokuşturup, beni işaret ederek "sizden geçti gari" demeleri, (4) 4.evlilik yılımızda eşimle ilk kez tatile gidecekken (balayına dahi gitmedik, yani ilk tatilimiz) "beni de götürün" demeleri, (5) eşim yurt dışı görevden 2 ay ayrılıktan sonra döndüğü akşamın ertesi gününde bize yatılı misafir gelmeleri, (6) eşim ameliyat olduğunda "kardeşlerin merak ediyor, gel de görsünler" diyecek kadar haddi aşan, sabrı taşıran talimatlar vermeleri (bize geçmiş olsuna gelinecekken, biz gidiyoruz geçmiş olsun desinler diye), (7) benim evimde yatılı misar oldukları zamana denk gelen, eşimde ani gelişen böbrek taşı problemi nedeniyle, eşimin yanında hastanede refakatçi kalacağım sadece 1 gece için, o zaman 19 aylık olan bebeğime bakmasını istediğimde "torun da olsa emanet" deyip, bakmadığı için beni, çocuğumu (abim, eşi ve 4 yaşındaki çocuğu annemde yatılı misarken) anneme götürmek zorunda bırakıp, sabah eve döndüğümde kendisini benim evimde çay demlemiş TV seyrederek bulduğumda, (8) her daim telefonda eşime ağlayıp, zırlayıp duygu sömürüsü yaparak evliliğimin ilk yılları eşimi bana karşı kışkırttığı (yok gidince surat yapıyormuşum, aramıyormuşum, soğuk duruyormuş vb), daha sonraları eşimin kardeşlerini ayni timsah gözyaşlarıyla eşime karşı kışkırtmaları neticesinde hiçbir bireysel olay yaşamadığı kardeşleriyle arasını açtığı, (9) giydiğim kıyafetteki yazıya varana kadar alaycı üsluplarla durduk yere anlamsız sözler söylediği (örn, "Bizim gelin de süperstar, hıh"), (10) yıllarca sen daha okulu (odtude doktora yapıyorum) bitiremedin mi diye laf sokarken, bizzat rektörün elinden diploma aldığımın videosunu izlettiğimde yüzündeki üzgün, haset dolu ifadelerle videoyu izleyip tebrik dahi etmediği, (11) eşim kv.lerde olduğu benim izin durumlarından dolayı ilk kez tek başıma evlerine gittiğim zaman, kahvaltı edip evden çıktığım ank.dan ist.a seyahat edip, akşam saat 9da evlerine vardığımda bana "karnın açsa yemek koyayım" deyip, ben daha bir yılı doldurmamış yeni evli gelin olarak nezaket yalancılığı ile aç olduğumu söyleyemediğim için evlerinde aç yattığımda, (12) yatarken herkese temiz çarşaf verip, bana yüklüğün üzerine tozlanmasın diye örttüğü çarşafı, gözümün önünde tostoparlak toplayıp kucağıma "al yatağına ser" diye verdiğinde,.... vb milyonlarca durumda

bana yaşattıklar bu travmatik duygulardan dolayı, sevemiyorum.

Ama 2 yıldır hiç aramıyorum. Ne zaman bana olan davranışlarını eşime çevirdiler, ben de sınırlarımı çizdim. Mecbur değilsem görüşmüyorum. Ama eşime ara diyorum, çocuklarla konuştur.

Evime gelirlerse ağırlıyorum elimden geldiğince, fakat, yalnız kalmıyorum onlarla kesinlikle. Ekmek almaya bile ben gidiyorum onlar bizdeyken o derece. Artık yukarıdakilere yeni kötü hatıralar eklenmesine tahammülüm yok.

Neden 2 yıl... ipleri koparan, bardağım taşıran son nokta:
Kv ve en çok problem çıkartan görümce, Mayıs 2016 da ben hamileyken gelip, hamileliğimi o gün öğrenip, iki gün kalıp, ist.döndüklerinde (oradakilere ne dediler ya da demedilerse) eşimi "kardeşim bir bebeğin daha olacakmış hayırlı olsun" diyen olmadığı gibi doğunca da arayan olmadığından bu yana (Haa, abisi bebeğim kasımda 2 aylıkken arayıp eşime "kurban bayramına - ertesi hafta ben doğurdum- niye gelmedin" diye fırça çekmek için aramıştı "sen anana mı inanıyorsun karına mı" gibi şeyler de söylemişti) tlf görüşmesini kestim. Hiçbirisi ile telefon görüşmesi yapmıyorum..
 
Son düzenleme:
Mesafemiz araba ile 10dk fln haftada 1 gorusuyoruz genelde ben gidiyorum. Ama bazen haftada 3u bile bulabiliyor oda oturma gezme durumu vs olursa
 
Esim 49, ben 37 yasindayim. Artik ebeveynlerden ayri hayatimiz var. 2 saati lafin gelisi dedim, ama hadi olsun 3-4 saat. Keza benim ailemle de görüsme durumu böyle. Hemen hemen hergün Whatsapp tan konusuruz, ama biraraya gelmeyi minimuma indirdik. Biz böyle mutluyuz. Cok yakinda ikizlerim oluyor, yine yalniziz, burada 1 akraba bile yok. Tüm hamileligimi kari-koca gecirdik (2 kisi de full time calisiyoruz) Allahin yardimiyla, yine kari koca yavrularimizi büyütecegiz. Biz cekirdek aileyiz ve mutluyuz. Hayat yeterince yorucu, diisaridan en ufak bir olumsuzlugu kaldiramam, hayati kendim gögüslerim Allahin izniyle.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…