Leydi500'den Seçmeler

:) ÜÇ MAHKUM
Uc mahkum cezaevi yolundadir. Herbirine, hapiste gecirecekleri günler icin bir esya getirmelerine izin verilmistir.
Otobuste,biri digerine döner ve sorar; "Eeee sen ne getirdin?"
Diger mahkum, bir boya kutusu cikarir ve bununla her seyi boyayabilecegini soyler.
Ikinci mahkum bir deste iskambil kagidi cikarir ve "Bunlarla poker oynayabilir, fal bakabilir veya herhangi bir kagit oyunu oynayabilirim" der.
Ucuncu mahkuma merakla sorarlar; "Sen ne getirdin?"
Adi Temel olan ucuncu mahkum bir kutu cikarir ve gulerek; "Bu orkidleri getirdim" der.
Diger iki mahkumun kafasi karismistir. Merakla sorarlar; "Bunlarla ne yapabilirsin ki?" Temel siritir ve elindeki kutuyu göstererek;
"Kutuda yazdigina gore; bunlarla ata binebilir, yüzmeye gidebilir, hatta paten kayabilirmisim"



--------------------------------------------------------------------------------


:) KARIŞIK
Mehmet Bey köpeğinin tasmasından tutmuş yolda giderken, hoşlanmadığı bir komşusuyla karşılaştı. Komşu sordu:
- Bu eşekle nereye gidiyorsun?
- Yahu bu köpek be, diye tersledi Mehmet Bey. Köpekle eşeği birbirinden ayıramıyor musun?
Komşu aldırışsız:
- Ben köpekle konuşuyorum. Sen ne diye söze karışıyorsun?



--------------------------------------------------------------------------------


:) CİNSİYET TARTIŞMASI
Kadinlar diyor ki:
Bilgisayar erkektir. Çünkü bilgisayarlar aslinda sorunlari çözmek için yaratilmalarina ragmen ömürlerinin dörtte üçünü sorun yaratarak geçirirler.
Daha da önemlisi bunlardan bir tane aldiginiz an, biraz daha sabretmis olsaydiniz çok daha gelismis bir modeline sahip olabileceginizi görüp pisman olursunuz.
Erkekler diyor ki:
Bilgisayar disidir. Çünkü onun mantigini yaraticisindan baska kimsenin anlamasi mümkün degildir. Yaptiginiz en ufak hatayi bile hafizasina kaydedip tekrar tekrar önünüze koyar.
Ve bir bilgisayar aldiktan kisa bir süre sonra farkedersiniz ki, asil parayi ona gereken aksesuarlar için harcamak zorundasiniz.



--------------------------------------------------------------------------------


:) KADINLAR ÜNİVERSİTE SINAVI GİBİDİR...?
Benzerlikleri:
İkisinde de tercih sayısı çok görünür.
İkisi de ancak bitince rahatlarsınız.
İkisinde de tercihlerde çevre faktörü sinir bozucu ama önemlidir.
İkisine de girmeden önce şekerli birşeyler yemek iyi gelir.
İkiside esnasında terletir.
İkisini de kazanırsanız kaşındınız, kaybederseniz üzüldünüz demektir.
İkisinin de sonucu güzelleştikçe harçları yükselir.
İkisinden de erken çıkmak hoş karşılanmaz.
İkisinde de tercihler yıllara mal olabilir.
İkisinde de tercih sizin gibi görünür.
İkisinde de soruları kimse size önceden söylemez, ama üç aşağı beş yukarı aynı sorular çıkar.
İkisinde de çıkınca sigara iyi gelir.
İkisinde de yuvarlağın dışına taşırmamak gerekir.
Farkları:
Birinde kalemin ucu kırılırsa fena olur.
Birinde yanlış kararlar silgiyle düzeltilebilir.
Birinin gözetmenine röntgenci adı verilir ve ayıplanır.
Birinde kurallar baştan belirlenmiştir.
Birinde açık öğretim mümkündür.
Biri bittikten sonra kahvaltı hazırlamanız gerekmez.
Birinde kapıda veli beklemez. En azından beklemese iyi olur.
Birinde yardımcı cihazlar arasında müsvette kağıt bulundurmak tuhaf karşılanmaz.
Birinde acele etmek tuhaf karşılanır.
Birinde cevaplar duruma göre değişir.
Birinde bilgisayarlar değerlendirir.
Birinde yumuşak kalem makbul değildir.
Birinde tercih sayısı duruma göre değişir.



--------------------------------------------------------------------------------


:) OTO VE ERKEK
20 yasinda erkek FIAT gibidir. Kucuk ama hizli.
20-30 yas arasinda PORSCHE gibidir. Hizli ve konforlu.
30-40 arasi erkek VOLVO gibidir. Biraz sIkIcI ama teknik olarak mukemmel
40-50 yas arasi erkek OPEL gibidir. Yapabileceginden fazlasini vaat eder.
50-60; arasinda ise eski bir FORD gibidir. Harekete gecirmek icin karburatore biraz alkol koymak gerekir.



--------------------------------------------------------------------------------


:) TUTUKLAYIN
- Komiser bey, beni tutuklayın. Karıma beş el ateş ettim.
- Öldü mü?
- Hayır, hiçbiri isabet etmedi.
- Öyleyse neden tutuklanmayı istiyorsun?
- Karım beni arıyor da...



--------------------------------------------------------------------------------


:) MÜHENDİS AKLI
Bir rahip, bir doktor ve bir mühendis golf sahasinin bosalmasini beklemektedirler.
Mühendis:" Bu adamlar ne yapiyor böyle, 15 dakikadir bitirmelerini bekliyoruz."
Doktor: "Bilmiyorum ama hiç böyle bir saçmalik görmedim."
Rahip: "Iste görevli geliyor, onunla konusalim."
Rahip: "Merhaba, Su anda sahada olan grup ne zaman çikacak, neden bu kadar yavaslar?"
Görevli "Evet onlar kör itfayeciler. Klübümüzde geçen sene çikan yanginda gözlerini kaybettiler. Bu yüzden istedikleri zaman
burada ücretsiz oynamalarina izin verildi.
Rahip: "ne kadar üzücü, bu aksam onlar için dua edecegim."
Doktor: "Çok güzel bir fikir, ben de hastanedeki doktor arkadaslarla konusup onlar için bir seyler yapabilir miyiz diye bakacagim."
Mühendis: "Bu adamlar neden geceleri oynamiyorlar?"



--------------------------------------------------------------------------------


:) AMERİKALI MÜHENDİS
Kayseri'de yol çalismasi yapiliyomus. Köylüler esegin birini salip geçtigi yerden yolu geçiriyolarmis. O sirada oradan geçmekte olan Amerikali bir mühendis görmüs bunlari.
Merak etmis; gitmis yanlarina.
-Merhaba dayi nabiyonuz böyle? demis.
Köylü
-Yol yapiyoz diye cevap vermis.
-"E bu essek ne" diye devam etmis mühendis.
Köylü genel prosedürü söyle bir anlatmis. Essegin yolun nerden geçecegine karar verdigini söylemis.
Bizim Amerikali mühendis yerlere yatmis gülmekten, öyle sey mi olur diye.
Alayci bir tonla:
- "Eee demis, essek bulamiyinca napiyonuz?"
Köylü:
- "O zaman Amerika'dan mühendis getirtiyoz."



--------------------------------------------------------------------------------


:) CINDY VE ASIM
Cindy Crawford ve Asım bir gemi kazasi neticesinde ıssız adaya düşerler.
Ne yapsınlar can sıkıntısından sabah akşam sevişirler...
Ancak bir süre sonra Asım durumdan zevk almamaya başlar. Cindy çıldırır.
Asım'a ne olduğunu sorar, ne isterse yapabileceğini söyler. Her türlü fantaziyle, pozisyonla ve herşeyiyle emrine âmade olduğunu, nerede hata yaptıysa düzeltmeye çalışacağını anlatır.
Asım inatla Cindy'ye 'istediğim şeyi yapabilmen mümkün değil' der.
Cindy çaresizlik içinde israr eder ve herseyi goze aldigini soyler.
Asim en sonunda 'Bir denemeye' karar verir.
Önce Cindy'nin saçlarini kisacik keser. Sonra üstünü ortecek biçimde ceketini giydirir. Kestigi saçlardan biyik yapar. Cindy, ne oldugunu anlamaya çalisirken Asim onu mumkun oldugu kadar erkege benzettikten sonra aksam olunca sahile gelmesini soyler.
Aksam olur ve Cindy erkek kiliginda sahile gelir bakar ki Asim mukellef bir raki sofrasi hazirlamis ve masayi mezelerle doldurmustur. Asim ve Cindy masaya otururlar ve Asim elini kanka modunda Cindy' nin omzuna koyar ve soyle der:
- 'Ulan Kazim bir aydir kimi goturuyorum soylesem inanmazsin'



--------------------------------------------------------------------------------


:) ŞEYTANI DA
Fazlası ile zampara olan bir adam tövbekar olmak istemis. Ne yapayım ne edeyim derken "40 gün 40 gece bir mağaraya kapanıp dua etmesi" söylenmiş.
Eleman mağaraya kapanmış. 1 gün 2 gün 3 4 5 derken 39 gün olmuş.
39ncu gün disarida bir yagmur bir yagmur, ortaligi sel goturuyor. bir bakmis ki magranin kapisinda yagmur iliklerine kadar islemis bir bayan. Guzel mi guzel. Bayan hemen iceriye girmis. Eleman, bayanin ustunu kurutmak icin ates yakmis. Fakat bayana hic yaklasmamis. Bayan uzerindekilerini kurutmak icin cıkartınca, "kendisinin korkutugunu ve adamin kendisine sarilmasini" istemis. Adam sarilirken tovbesini bozmak istemiyor fakat bayan cilvelenince tovbe diye sey kalmiyor ve is bitiyo.
Sevismenin ardindan kadin kahkahalar ile gulmeye baslayinca merakla sormus.
- Neden guluyosun ?
Kadin:
- Ben seytanim. Senin tovbeni bozmak icin geldim ve basardim. demis.
Bu sefer adam kahkahalarla gulmeye baslamis ve bu sefer
- Niye guluyosun ? diye kadin sormus.
Adam:
- Bu dunyada becermedigim bi seytan kalmisti . Onu da becerdim ya, bosver gerisini. demis.


--------------------------------------------------------------------------------
 
kıs şu oto muhabbeti güseldi ona güldüm hele hele..

50-60; arasinda ise eski bir FORD gibidir. Harekete gecirmek icin karburatore biraz alkol koymak gerekir.

bu çok komikti..........
ellerine sağlık.......
 
:) BELEDİYE DAMGASI
Çok mutaasıp bir aile çocuğu yine kendi gibi mutaasıp eline el değmemiş bir kız bulur ve onunla evlenmeye karar verir, kız da kaşarmı kaşar, yatıp kalkmadığı erkek kalmamış.
Delikanlının ailesi ne hikmettirse tutturmuş kızlık muayenesi yaptıracağız diye, kız kendinden emin değil ama zoraki kabul etmiş ve kara kara düşünmeye başlamış ben ne diyeceğim diye, en samimi arkadaşına durumu anlatmış oda "canım bundan kolay ne var,git kasaba rica et herhangi bir etin üzerindeki zarı soyup sana versin,tanıdık bir doktor var,ona rica ederiz sana bir kızlık zarı yaparız" demiş.
Kızda dediğini aynen yapmış,artık içi rahat muayene olmaya gitmiş.Delikanlı orda, ailesi orda, doktor "uzan kızım demiş "kız uzanmış, doktor birden kafasını kaldırıp ordakilere bakmış "allah allah "demiş.
Ordakiler "ne oldu" demiş, "bir problemmi var doktor "doktor" bir dakika deyip raftan ansiklopedileri indirmiş bakmış bakmış sürekli şaşkın şaşkın kıza bakıp "allah allah" deyip duruyormuş.
Delikanlı dayanamayıp sormuş "doktor bey yoksa kız değilmi? "Doktor" kız olmasına kız ama benim anlayamadığım belediyenin damgasının burda ne işi var?"



--------------------------------------------------------------------------------


:) KÖTÜ BIR HABER VERMENIN EN AKILLICA YOLU NEDIR?...
Istanbul'da üniversitede okuyan genç kiz Ankara'daki babasina telefon etmis:
-"Baba, meraba. Ben Lale...."
-"Ooooo. Güzel kizim benim. N'abersin bakalim?..."
-"Hiç sorma babacigim. Hiç keyfim yok valla..."
-"Hayirdir? Bi sorun mu var?...
Kiz aglamaya baslar; babasi ise üzüntü ve meraktan kafayi yemektedir:
-"N'ooldu kizim? Anlatsana..."
-"Murat evi terketti. Bosanmak istiyormus..."
-"Ne evi lan? Ne bosanmasi? Sen ne zaman evlendin de bosaniyorsun?..."
-"Hani senin hiç hoslanmadigin esrarkes çocuk vardi ya. Ben onunla evlendim."
-"Iyi halt ettin, zilli. Neyse, artik yapacak bi sey yok. Versin mahkemeye, hemen bosanin..."
-"Bosanalim ama benden 10 milyar istiyor. Eger vermezsem, iyi zamanlarimizda çektigi çiplak fotograflarimi Internetten herkese yollayacakmis...."
-"Püüh. Rezil... Çiplak fotograf çektirdin, öyle mi?"
-"Ama babacigim. O benim kocamdi. Ne biliyim böyle bir pustluk yapacagini."
-"Peki. Olan olmus artik. Yarin havale ederim parayi...Ögleden sonra Bankaya gidip çekersin; sonra da alip yakarsin o kahrolasi fotograflari..."
-"Sagol baba. Eeee. Sey...Bi de kürtaj için 2 milyara ihtiyacim var..."
Adam artik iyice fenalasir. Boguk bir sesle konusur:
-"Kürtaj mi? Bi de hamile mi kaldin o çocuktan sen?..."
-"Aslinda ondan degil... Zenci bi çocuk vardi...Zaten o yüzden ayriliyoruz ya...."
Adam bayilmak üzeredir. Nabzi yükselir, tansiyonu düser, artik inleyerek konusmaktadir:
-" Biz seni oraya okumaya yollamistik. Sen ne haltlar çevirmissin. Allahim. Nedir bu basimiza gelenler...Okulu bititir bitirmez Ankara'ya dönüyorsun, yoksa kirarim bacaklarini..."
-"Istersen hemen dönebilirim babacigim. Ben geçen yil okuldan atildim çünkü..."
Adam masanin üzerindeki soguk su dolu sürahiyi basindan asagiya devirir ve ancak bu sekilde konusmasini sürdürebilir:
-"Okuldan mi atildin? Hani birlikte avukatlik yapacaktik, zilli?...Eh ulan? Sen hele bi gel buraya. Ben sana yapacagimi bilirim. Evden disariya adim attirmiycam sana. Ilk isteyenle de evlendiricem...."
-"O is zor be baba. Biliyorsun, moda oldu, artik evlenmeden önce esler birbirlerinden saglik raporu istiyorlar... Pek iyi bi rapor sunacagimi zannetmiyorum ben..."
-"Allahim, çildiracagim... Bir de cinsel hastaliklar haaa.....Kesin o zencidendir..."
-"Çok pis arkadaslari vardi. Bilmem artik hangisinden kapmisimdir..."
Güm diye bir ses duyulur. Adam kisa bir süre için kendinden geçmistir; ancak hemen kendisini toparlayip tekrar telefonu alir.
-"Hemen bu aksam dayini yolluyorum oraya. Seni alip gelecek. Adresini ver bakiyim..."
-" Mahmutpasa Karakolu'ndayim... Gelirken kefalet için de biraz para getirsin yaninda..."
-"Karakol mu?...Bi de karakola mi düstün layyynnn? Ne yaptin?...."
-"Dün kafam çok bozuktu, çok içmisim. Araba kiralayip dolasmaya çiktim. O kafayla Arnavutköy'de kokoreççi dükkanina girdim. Ama neyse ki kimse ölmedi. Dükkan sahibiyle kiralik araba firmasina biraz para vermek gerekir sanirim..."
Adam artik iyice fenalasmistir. Hatta fenalasmak ne kelime; adeta kahrolmustur. Telefonda kisa bir sessizlik olur. Kiz tekrar konusmaya baslar:
-"Babacigim. Sakin üzülme. Bütün bunlar bir sakaydi. Ben sadece sinifta kaldigimi söylemek için aramistim..."
Bunun üzerine adam sevinçle ve mutlulukla haykirir:
-"Canin sagolsun be güzelim, bosveeerrr. Okul da neymis? Hiç mühim degil, tatli canin sagolsun senin...."



--------------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------------


:) AFRIKA
Bir adam ucagiyla Afrika'nin uzerinde gezerken birden ucagi arizalanir ve ormanlik bir alana duser. Adam ne yapayim ne yapayim diye dusunurken birden bir Afrika kabilesinin ona dogru yaklastigini gorur. Adam icinden "Iste simdi boku yedik" der. O anda dusuncesinde Nur yuzlu dedenin sesini duyar.
- Hayir evladim boku yemedin.
- Peki ne yapmam gerek.
- Suradaki mizragi goruyor musun?
- Evet.
- Al onu ondeki renkli giysili adamin tam kalbine batir. Adam mizragi alir ve adamin tam kalbine batirir.
- Evladim iste simdi boku yedin.




:) 4 MÜHENDİSLER
Bir makine mühendisi, bir elektrik mühendisi ve bir de bilgisayar mühendisi binmişler bir arabaya gidiyolar. Yolun yarısına geldiklerinde araba bozuluyor ve makine mühendisi 'ben hallederim' deyip yatıyor arabanın altına, bi kaç yere çekiç vuruyo, vida sıkıyo falan, biniyorlar arabaya, hala bozuk.
Bu sefer elektrik mühendisi hemen atlıyo, 'bana bırakın' diye. Kabloları kontrol ediyo, elektrik aksamına bakıyo, biniyolar arabaya ama tık yok gene.
Makina ve elektrik mühendisi bilgisayar mühendisine dönüyorlar. sıranın kendisine geldiğini anlayan bilgisayar mühendisi: -eee..şey...arabadan çıkıp bi daha girsek?
Bu sırada elemanlarla ilgili gözlemlerini sürdüren endüstri mühendisi, etüd çalışmaları sonucunda her üç elemanın da verimsiz çalıştığına kanaat getirerek üçünü de arabadan indirir ve direksiyona geçerek diğerlerine arabayı ittirir.



--------------------------------------------------------------------------------


:) OĞLUM BENİM
Genç bir adam süpermarkette dolaşırken yaşlı bir kadının kendisini izlediğini fark eder. Fazla umursamadan alışverişine devam eder.
Bir şeyler alır ve kasaya gelir. Bu sırada yaşlı kadın adama:
- "Size bakmamdan rahatsız oldunuz ama yeni ölen oğluma çok benziyorsunuz bu yüzden size bakıyorum" der.
Bunun üzerine adam üzülerek:
- "Oğlunuzu kaybetmenize çok üzüldüm. Yapabileceğim bir şey varsa çekinmeyin söyleyin." der
Yaşlı kadında
- "Marketten çıkarken bana güle güle anne derseniz bu beni çok mutlu eder."
Ve kadın marketten çıkar. Adam da ona
- "Güle güle anne" diyerek veda eder.
Kasadaki tezgahtar alışverişinin 100 milyon tuttuğunu söyler.
Adam şaşırır ve
- "Ama nasıl olur ben sadece bir kaç ufak şey aldım." diye çıkışır.
Bunun üzerine tezgahtar kız
- "Anneniz onun aldıklarını da sizin ödeyeceğini söyledi."



--------------------------------------------------------------------------------


:) 3 ARKADAŞ
Adanali Cemal, Kayserili Kemal ve Temel bu uc arkadas Bogaz Koprusunde tamir yapiyorlarmis ve karilarida bunlara yemeleri icin bir seyler hazirliyormus. Ama hep ayni seyler.
Kayserili yemek torbasini aciyor pastirmali ekmek. Adanali aciyor kofte ekmek. Temel aciyor ekmek arasi hamsi. Bu hep boyle devam ediyormus.
Neyse gunlerden birgun bunlarin canina tak etmis ve demisler yine ayni seyleri hazirladilarsa kendimizi kopruden atalim. Adanali bakmis ekmege kofteli hop assaga atlamis, Kayserilininki de pastirmali,oda atlamis asagi. Temel bakmis hamsili, o da dayanamamis ve atlamis.Bunlarin evlerinde de agit yakiliyormus.
Adanalinin karisi:
- Vah zavalli kocacigim kofte ekmegi ne cok severdi hep kendi ellerimle hazirlardim.
Kayserili
- Vah zavalli kocacigim pastirmali ekmegi ne cok severdi hep kendi ellerimle hazirlardim
Karadenizli ise
- Vah zavalli kocacigim hamsi + ekmegi ne cok severdi her sabah kalkip kendi hazirlardi..
 
:) BELEDİYE DAMGASI
Çok mutaasıp bir aile çocuğu yine kendi gibi mutaasıp eline el değmemiş bir kız bulur ve onunla evlenmeye karar verir, kız da kaşarmı kaşar, yatıp kalkmadığı erkek kalmamış.
Delikanlının ailesi ne hikmettirse tutturmuş kızlık muayenesi yaptıracağız diye, kız kendinden emin değil ama zoraki kabul etmiş ve kara kara düşünmeye başlamış ben ne diyeceğim diye, en samimi arkadaşına durumu anlatmış oda "canım bundan kolay ne var,git kasaba rica et herhangi bir etin üzerindeki zarı soyup sana versin,tanıdık bir doktor var,ona rica ederiz sana bir kızlık zarı yaparız" demiş.
Kızda dediğini aynen yapmış,artık içi rahat muayene olmaya gitmiş.Delikanlı orda, ailesi orda, doktor "uzan kızım demiş "kız uzanmış, doktor birden kafasını kaldırıp ordakilere bakmış "allah allah "demiş.
Ordakiler "ne oldu" demiş, "bir problemmi var doktor "doktor" bir dakika deyip raftan ansiklopedileri indirmiş bakmış bakmış sürekli şaşkın şaşkın kıza bakıp "allah allah" deyip duruyormuş.
Delikanlı dayanamayıp sormuş "doktor bey yoksa kız değilmi? "Doktor" kız olmasına kız ama benim anlayamadığım belediyenin damgasının burda ne işi var?"



--------------------------------------------------------------------------------


:) KÖTÜ BIR HABER VERMENIN EN AKILLICA YOLU NEDIR?...
Istanbul'da üniversitede okuyan genç kiz Ankara'daki babasina telefon etmis:
-"Baba, meraba. Ben Lale...."
-"Ooooo. Güzel kizim benim. N'abersin bakalim?..."
-"Hiç sorma babacigim. Hiç keyfim yok valla..."
-"Hayirdir? Bi sorun mu var?...
Kiz aglamaya baslar; babasi ise üzüntü ve meraktan kafayi yemektedir:
-"N'ooldu kizim? Anlatsana..."
-"Murat evi terketti. Bosanmak istiyormus..."
-"Ne evi lan? Ne bosanmasi? Sen ne zaman evlendin de bosaniyorsun?..."
-"Hani senin hiç hoslanmadigin esrarkes çocuk vardi ya. Ben onunla evlendim."
-"Iyi halt ettin, zilli. Neyse, artik yapacak bi sey yok. Versin mahkemeye, hemen bosanin..."
-"Bosanalim ama benden 10 milyar istiyor. Eger vermezsem, iyi zamanlarimizda çektigi çiplak fotograflarimi Internetten herkese yollayacakmis...."
-"Püüh. Rezil... Çiplak fotograf çektirdin, öyle mi?"
-"Ama babacigim. O benim kocamdi. Ne biliyim böyle bir pustluk yapacagini."
-"Peki. Olan olmus artik. Yarin havale ederim parayi...Ögleden sonra Bankaya gidip çekersin; sonra da alip yakarsin o kahrolasi fotograflari..."
-"Sagol baba. Eeee. Sey...Bi de kürtaj için 2 milyara ihtiyacim var..."
Adam artik iyice fenalasir. Boguk bir sesle konusur:
-"Kürtaj mi? Bi de hamile mi kaldin o çocuktan sen?..."
-"Aslinda ondan degil... Zenci bi çocuk vardi...Zaten o yüzden ayriliyoruz ya...."
Adam bayilmak üzeredir. Nabzi yükselir, tansiyonu düser, artik inleyerek konusmaktadir:
-" Biz seni oraya okumaya yollamistik. Sen ne haltlar çevirmissin. Allahim. Nedir bu basimiza gelenler...Okulu bititir bitirmez Ankara'ya dönüyorsun, yoksa kirarim bacaklarini..."
-"Istersen hemen dönebilirim babacigim. Ben geçen yil okuldan atildim çünkü..."
Adam masanin üzerindeki soguk su dolu sürahiyi basindan asagiya devirir ve ancak bu sekilde konusmasini sürdürebilir:
-"Okuldan mi atildin? Hani birlikte avukatlik yapacaktik, zilli?...Eh ulan? Sen hele bi gel buraya. Ben sana yapacagimi bilirim. Evden disariya adim attirmiycam sana. Ilk isteyenle de evlendiricem...."
-"O is zor be baba. Biliyorsun, moda oldu, artik evlenmeden önce esler birbirlerinden saglik raporu istiyorlar... Pek iyi bi rapor sunacagimi zannetmiyorum ben..."
-"Allahim, çildiracagim... Bir de cinsel hastaliklar haaa.....Kesin o zencidendir..."
-"Çok pis arkadaslari vardi. Bilmem artik hangisinden kapmisimdir..."
Güm diye bir ses duyulur. Adam kisa bir süre için kendinden geçmistir; ancak hemen kendisini toparlayip tekrar telefonu alir.
-"Hemen bu aksam dayini yolluyorum oraya. Seni alip gelecek. Adresini ver bakiyim..."
-" Mahmutpasa Karakolu'ndayim... Gelirken kefalet için de biraz para getirsin yaninda..."
-"Karakol mu?...Bi de karakola mi düstün layyynnn? Ne yaptin?...."
-"Dün kafam çok bozuktu, çok içmisim. Araba kiralayip dolasmaya çiktim. O kafayla Arnavutköy'de kokoreççi dükkanina girdim. Ama neyse ki kimse ölmedi. Dükkan sahibiyle kiralik araba firmasina biraz para vermek gerekir sanirim..."
Adam artik iyice fenalasmistir. Hatta fenalasmak ne kelime; adeta kahrolmustur. Telefonda kisa bir sessizlik olur. Kiz tekrar konusmaya baslar:
-"Babacigim. Sakin üzülme. Bütün bunlar bir sakaydi. Ben sadece sinifta kaldigimi söylemek için aramistim..."
Bunun üzerine adam sevinçle ve mutlulukla haykirir:
-"Canin sagolsun be güzelim, bosveeerrr. Okul da neymis? Hiç mühim degil, tatli canin sagolsun senin...."

:) 4 MÜHENDİSLER
Bir makine mühendisi, bir elektrik mühendisi ve bir de bilgisayar mühendisi binmişler bir arabaya gidiyolar. Yolun yarısına geldiklerinde araba bozuluyor ve makine mühendisi 'ben hallederim' deyip yatıyor arabanın altına, bi kaç yere çekiç vuruyo, vida sıkıyo falan, biniyorlar arabaya, hala bozuk.
Bu sefer elektrik mühendisi hemen atlıyo, 'bana bırakın' diye. Kabloları kontrol ediyo, elektrik aksamına bakıyo, biniyolar arabaya ama tık yok gene.
Makina ve elektrik mühendisi bilgisayar mühendisine dönüyorlar. sıranın kendisine geldiğini anlayan bilgisayar mühendisi: -eee..şey...arabadan çıkıp bi daha girsek?
Bu sırada elemanlarla ilgili gözlemlerini sürdüren endüstri mühendisi, etüd çalışmaları sonucunda her üç elemanın da verimsiz çalıştığına kanaat getirerek üçünü de arabadan indirir ve direksiyona geçerek diğerlerine arabayı ittirir.
--------------------------------------------------------------------------------
:) OĞLUM BENİM
Genç bir adam süpermarkette dolaşırken yaşlı bir kadının kendisini izlediğini fark eder. Fazla umursamadan alışverişine devam eder.
Bir şeyler alır ve kasaya gelir. Bu sırada yaşlı kadın adama:
- "Size bakmamdan rahatsız oldunuz ama yeni ölen oğluma çok benziyorsunuz bu yüzden size bakıyorum" der.
Bunun üzerine adam üzülerek:
- "Oğlunuzu kaybetmenize çok üzüldüm. Yapabileceğim bir şey varsa çekinmeyin söyleyin." der
Yaşlı kadında
- "Marketten çıkarken bana güle güle anne derseniz bu beni çok mutlu eder."
Ve kadın marketten çıkar. Adam da ona
- "Güle güle anne" diyerek veda eder.
Kasadaki tezgahtar alışverişinin 100 milyon tuttuğunu söyler.
Adam şaşırır ve
- "Ama nasıl olur ben sadece bir kaç ufak şey aldım." diye çıkışır.
Bunun üzerine tezgahtar kız
- "Anneniz onun aldıklarını da sizin ödeyeceğini söyledi."
-----------------------------------------------------------------------

:) 3 ARKADAŞ
Adanali Cemal, Kayserili Kemal ve Temel bu uc arkadas Bogaz Koprusunde tamir yapiyorlarmis ve karilarida bunlara yemeleri icin bir seyler hazirliyormus. Ama hep ayni seyler.
Kayserili yemek torbasini aciyor pastirmali ekmek. Adanali aciyor kofte ekmek. Temel aciyor ekmek arasi hamsi. Bu hep boyle devam ediyormus.
Neyse gunlerden birgun bunlarin canina tak etmis ve demisler yine ayni seyleri hazirladilarsa kendimizi kopruden atalim. Adanali bakmis ekmege kofteli hop assaga atlamis, Kayserilininki de pastirmali,oda atlamis asagi. Temel bakmis hamsili, o da dayanamamis ve atlamis.Bunlarin evlerinde de agit yakiliyormus.
Adanalinin karisi:
- Vah zavalli kocacigim kofte ekmegi ne cok severdi hep kendi ellerimle hazirlardim.
Kayserili
- Vah zavalli kocacigim pastirmali ekmegi ne cok severdi hep kendi ellerimle hazirlardim
Karadenizli ise
- Vah zavalli kocacigim hamsi + ekmegi ne cok severdi her sabah kalkip kendi hazirlardi..
 
Üç kadin arkadas bir kaza sonucu ayni anda hayatlarini kaybedip cennete giderler. Cennetin kapisinda onlari karsilayan melek :



"Bizim burada uymaniz gereken tek kural var.. O da ördeklere dikkat edin sakin üstlerine basmayin" der. Sonra kapi açilir üç kadin cennete girerler.Gerçekten de etrafta ördek doludur.



Üstlerine basmamak adeta imkansizdir.Dikkat etmesine ragmen kadinlardan biri kazayla bir ördegin üstüne basar.Hemen Cebrail belirir. Yaninda son derece çirkin bir adam vardir. Kadini kolundan adama kelepçeler ve "Ördegin üstüne basmanin cezasi olarak sonsuza kadar bu çirkin adama kelepçeli olarak yasayacaksin" der.



Ikinci gün kadinlardan biri yine kazayla bir ördegin üstüne basar ve Cebrail aninda yaninda çok çirkin bir adamla gelip onlari kadina ceza olarak birbirlerine kelepçeler.



Üçüncü kadinin gözü bu olaylardan çok korkar. Digerlerinin akibetine ugramamak ve sonsuza kadar çirkin bir adama kelepçelenip yasamamak için her attigi adima acayip dikkat etmeye baslar.Aradan aylar geçer ve hiçbir ördegin üstüne basmaz.



Derken bir gün Cebrail belirir.Bu kez yaninda boylu poslu inanilmaz derecede yakisikli bir adam vardir.Cebrail hiçbir sey söylemeden yakisikli adamla kadini kelepçeler ve yine birsey söylemeden çeker gider. Kadin artik mutluluktan uçmaktadir. O güne kadar gördügü en yakisikli adamla kelepçelenmistir.



Adama döner ve "Ben acaba ne yaptim da sonsuza kadar senin gibi güzel bir adamla birlikte olmayi hak ettim" der.



Adam surati asik bir sekilde cevap verir. "Vallahi seni bilmem ama ben az önce bir ördegin üstüne bastim" der.
 
Aman kızlar dikkat edelimde ördeğe filan basmayalım. Muhahahaha:biggrin: :biggrin:
 
ben bunuda yazmıştım.lütfen forumdakileri kontrol edin.az önceden beri kendi yazdıgım yazılarla karşılaşıyorum bu 5. oldu.okumadan yorumlamadan yazıyosunuz.
 
:) BİYOLOJİ SINAVI
Biyoloji dersinden yapılacak sınav için sınıftaki herkez acayip çalışmış, notlar fotokopiler havada uçuşmuş. Daha sonra sınavın yapılacağı gün gitmişler bir de bakmışlar, ortada kağıt kalem yok sadece sıra sıra mikroskoplar.
Hocada başlarında bekliyorken demiş ki, "Bu mikroskaplarda lam'da bir böceğin bacağı var, sınavınız bacağından böceği tanımak"
Tabi hemen itirazlar ama fayda etmemiş, hoca dediği dedik. Öğrenciler mikroskopların başına geçmiş. Ama bir şey yapamıyorlar. En sonunda biri dayanamamış, kapıyı çarpıp çıkmış.
Hoca arkasından seslenmiş "Kimsin ulan sen, kapıyı çarpıp çıkıyorsun?"
Kapı hafifçe aralanmış ve bir bacak uzanmış" Tanısana hadi lan tanısana kim olduğumu"



--------------------------------------------------------------------------------


:) KUŞ YEMİ
Kadinin biri petshop'a gidip bir muhabbet kusu almak istemis.. ordan bir tane erkek kusu gozune kestirmis..adama sormus:
"Bu simdi erkek olduguna gore kesin konusur degil mi?"
"Tabiii efendim..hem de harika bir secim yaptiniz, bu oyle cinstir ki 2 haftaya kalmaz karsilikli sohbet bile edersiniz" Kadinin cok hosuna
gitmis,kusu alip eve goturmus. 2 hafta sonra kadin yine dukkana gelmis:
"Bu kus tek kelime etmedi!!"
"Imkani yok hanimefendi salincagina cikip sallana sallana gayet guzel konusuyor olmali"
"Iyi de siz salincak vermediniz ki bana?"
Boylece adam kadina bir salincak satmis, kadin eve donmus....
2 hafta sonra kadin yine dukkanda:
"Bakin beyefendi 4 hafta gecti bu hayvandan hala ses cikmiyor!!!"
"Gercekten anlamiyorum.... merdivenine cikip oynarken konusuyor olmasi gerekirdi!!!"
"Merdiven mi? Bunun merdiveni yok ki?"
Ve adam gule oynaya kadina bir de merdiven satmis. kadin yine evine donmus...
2 hafta sonra:
"Beyefendi bir bucuk ay oldu ve bu kustan hala tek bir kelime duyamadim, olmayacak bu is galiba!!"
"Bakin hanimefendicigim ben bunlardan onlarca sattim biliyorum merdivenine cikip ordan salincagina konarlar ve aynada kendilerini seyrederken bicir bicir konusurlar"
"Ayna mi."
Ve adam o gun de bir ayna satmis olmanin mutluluguyla kadini evine gondermis....
2 hafta sonra petshop'un kapisi acilmis,kadin iceri girmis....elinde kafes, kafesin icinde merdiven, salincak, ayna ve bacaklarini havaya dikmis olu muhabbet kusu....
"BENI KAZIKLADINIZ!!! ISTE KONUSMAYAN KUSUNUZ VE YANINDA BANA KAKALADIGINIZ IVIR ZIVIRLAR!!!" Adam cok sasirmis....
"Hanimefendi bu ilk defa basima geliyor inanamiyorum tek kelime etmedimi bu hayvan??????"
"Valla olmeden once tek bir cumle soyledi"
"Ne dedi??????????"
"O DUKKANDA KUS YEMI SATMAZLAR MI?"



--------------------------------------------------------------------------------


:) KALP KRİZİ
Adam işten eve erken gelir ve içeri girdiğinde yatak odasından sesler geldiğini duyar.. hemen odaya dalar ve karısını yatakta ter içinde ve çırılçıplak bulur:
"Neler oluyor???"diye sorar..
Kadın cılız bir sesle "kocacığım kalp krizi geçiriyorum" diye mırıldanır..
Adam hemen salona koşup ambulans cağıracağı sırada 4 yaşındaki oğlu koşa koşa gelir ve "Babaaaaaa!!! Mick amcam sizin gardropta saklanıyor ve çıplaaaaaak!!!!" diye bağırır..
Adam bunu duyunca hırsla telefonu fırlattığı gibi odaya koşar, gardrobun kapısını açar ve erkek kardeşi hakkaten de çıplak vaziyette oradadır..
Bunun üzerine adam hışımla bağırır:
"SENİ KALINKAFALI!!! BENİM KARIM IÇERDE KALP KRİZİ GEÇİRİYOR, SEN ETRAFTA ÇIPLAK DOLAŞARAK KÜÇÜCÜK BİR ÇOCUĞU KORKUTMA PESİNDESİN!!"



--------------------------------------------------------------------------------


:) RESSAM TEMEL
Clinton, Küba'ya gelecekmis.. Kübalilar toplanmis, bir hosluk yapacaklar.. Ulkenin en iyi ressamina basvurmuslar.. Bir tablo yap..
Adi, 'Clinton Kübada' olsun" diye.. Ressam "Hadi ordan" demis..
"Ben adami görmedim bile.. Adam hayatinda Küba'ya gelmedi.
Simdi ben nasil 'Clinton Küba'da' diye resim yaparim?.."
Tesadüf bu ya.. Bizim Temel, puro almaya Havana'ya gelmis o sirada.. konusmayi duymus..
"Ben size istediginiz tabloyu yaparim. Bana bir sandik puro verirseniz" demis ..
Vermisler.. Temel bir hafta sonra, Küba' lilari cagirmis.. "Iste tablonuz" demis..
Tuvalin üzerini örten bezi hizla asagi cekivermis.. Kübalilar da donuvermisler.. Tabloda, yatakta iki kisi .. "Bu ne" diye gürlemis, Turizm Bakani.:
"Bu ne?.. Bu kadin kim?.."
"Clinton'un karisi" demis, Temel..
"Peki bu üstündeki adam kim?"
"Clinton'un usagi!.."
"Peki Clinton nerde ulan!.."
"Clinton Küba'da" .....



--------------------------------------------------------------------------------


:) VİTES
Temel birgün son model bir mercedes araba ile Trabzon'a gelmiş ve arkadaşları ile muhabbete başlamış;
Konu arabalardan açılınca, Temel başlamış arabasını övmeye, Almanlar ne kadar zeki insanlar yahu, yaptıkları araba dört dörtlük. Şöyle iyi araba, böyle rahat araba, çok hızlı araba vs.
neyse böyle konuşulurken iş iddiaya binmiş ve
Temel 'Ben arabamla Trabzon'dan Samsuna 4 saatte giderim' demiş.
Arkadaşları gidemezsin demişler. Temel hemen heyecanlanarak arabasına binmiş ve 'gideyimde görün uşaklar'demiş.
Arkadaşları 'iyide biz senin oraya ne zaman vardığını nereden bileceğiz demişler.'
Temel'de 'Samsun'a varınca telefon ederim.' demiş.
Ordan hemen biri atılmış ve 'iyide Samsun'dan aradığını nereden bileceğiz. Sen git şu kişiyi bul ordan, o bizi arasın.' demiş.
Temel adresi alarak yola çıkmış ve 3,5 saatte Samsun'a varmış, sözü edilen kişiyi bulmuş ve Trabzon'a telefon etmişler.
Arkadaşları Temel'e 'oooo Temel iddiayı kazandın tamam hadi gel' demişler ve başlamışlar Temel'i beklemeye.
Aradan 5 saat geçmiş Temel yok. gece olmuş Temel yok.
Arkadaşları 'nerde kaldı bu yahu' diyerek evlerine gitmişler. Sabah erkenden herkes birbirine 'Temel geldimi? ' diye sormuş ama kimseden cevap yok.
O gün de Temel efendi Trabzon'a teşrif etmemiş.
Ertesi gün sabah yine yok, öğleden sonra çıkmış gelmiş!.
Arkadaşları Temel'e hemen 'yahu Temel Samsun'a 3,5 saatte gittin 3 günde ancak döndün, ne oldu uşağım' demişler
Temel de ' Sormayın be arkadaşlar bu Alman'lar ne gerizekalı bir millet' demiş.
Arkadaşları ' Ne oldu Temel' demişler
Temel ' Şu güzelim arabayı yapmışlar, 5 tane ileri vites koymuşlar ama 1 tane geri vitesi koymuşlar' demiş.



--------------------------------------------------------------------------------


:) AVCI
80 yaşında bir adam doktora gider. Doktor adamın sağlığını sorduğunda adam "harika, 18 yaşında bir karım var ve benden hamile" der. Doktor bir kaç dakika düşündükten sonra adama döner ve "sana bir hikaye anlatacağım "der";
Avlanmaktan çok hoşlanan bir adam varmış. Her gün tüfeğini alarak ava gidermiş. Fakat bir gün dalgınlıkla yanına tüfek yerine şemsiyesini almış. Ormana gitmiş. Ağaçların arasında yürürken karşıda bir geyik görmüş. Hemen şemsiyeyi çıkartmış nişan almiş ve ... pat ... geyik yere yığılmış. "Adam şaşırmış ve doktora dönerek" olamaz ... başka birisi vurmuş olmalı" demiş.
Doktor "KESiNLiKLE!"



--------------------------------------------------------------------------------


:) KÖPRÜ
Ücüncü Boğaz Köprüsü'nü Japon, Amerikan ve Türkler'den oluşan bir konsorsiyum almış. Tam açılışın yapılacağı sırada kurdela kesilirken köprü büyük bir gürültüyle yıkılmıs. Japon; 'gitti bütün emeklerim, mahvoldu kumlarım' diyerek harakiri yapmış.
Amerikalı; 'gitti çeliklerim, tonlarca çelik yıkıldı' diyerek tabancasını çekip intihar etmiş.
Tüm bunlari izleyen Türk müteahhit de derin bir 'Oh!' çekerek yanındakilere dönmüş: '
'İyi ki çimento koymamışım, yoksa bunlar gibi mahvolurdum'...'



--------------------------------------------------------------------------------


:) HAMİLE
Küçük Temel birgün sokakta oynarken yoldan geçen bir hamile bayani durdurur. Kadinin karnini isaret ederek Teyze o ne? der. Kadin da O benim çocugum der. Temel Çocugunu seviyor musun teyze sen? der. Kadin da: Tabii ki evladim" diye cevap verir. Temel de O zaman onu niye yedin? der



--------------------------------------------------------------------------------


:) DÖRT KİŞİLİK EĞİTİM UÇAĞI
Dört kişilik bir eğitim uçağı karadenizde mezarlığa düşmüş...... Lazlar 80 ceset çıkarmışlar ve ölü sayısının artmasından korkuyorlarmış.
 
:) PAPA
Amerika'ya gezmeye giden Papa, otelde sıkılmış ve şoföründen anahtarı alıp, limuziniyle dolaşmaya başlamış. Bir ara kırmızı ışıkta geçince polis durdurmuş. Memur bir bakmış ki arabayı Papa kullanıyor. Hemen telsizden âmirini aramış.
- Âmirim çok mühim birisini durdurdum, ne yapayım?
- Bill Gates'i mi?
- Hayır.
- Clinton'ı mı?
- Daha mühim...
- Daha mühim kim var?
- Valla âmirim, bilmiyorum ama, şoförlüğünü Papa yapıyor.



--------------------------------------------------------------------------------


:) BABA ÖLÜR
Birkac yillik evli ciftin bir bebekleri olur.. ancak gunler haftalar gectikce bebegin cok farkli ve insanustu yetenekleri oldugu ortaya cikar..
1 yasina geldiginde yetiskin gibi konusur, 2 yasinda akliniza gelen her dilde okuyup yazmaya baslar,3 yasinda ileri matematik profesorleriyle tartismaya oturur, ve 4 yasinda gelecekle ilgili inanilmaz tahminlerde bulunmaya baslar...der ki:
"Tam 1 yil sonra bugun ben olecegim... ben oldukten 2 yil sonra annem olecek.. annem oldukten 1 yil sonra babam olecek..." Ve kesinlikle..
bir yil sonra bebek ölür... baba cok uyanik oldugu icin karisini hemen milyarlar degerinde sigortalatir... ve 2 yil sonra da anne ölür.... ve baba 1 yillik omrunun kaldiginin farkinda, karisinin sigortasindan kazandigi milyarlarla evlere, arabalara, seyahatlere ve birbirinden guzel kadinlara yatirim yapar... ve olumune 1 gun kala son parasiyla bir dansci kiz kiralar,once superlux villanin havuzunda eglence, sonra yatakodasinda zevk dolu bir gece.. ve adam hersey bittiginde gozlerini kapatir ve "vay be yarin ölmüs olucam.. ama ne hayat gecirdim, herseyi yaptim dolu dolu yasadim herseyi.. helal olsun bana" diye keyifle uykuya dalar.. Ama o da ne...... sabah bir de gozlerini acar ki hala yasiyor..!!!!!!
Yatakta saskinlik icinde bakinirken geceyi beraber gecirdigi dansci kiz ciglik cigliga kosarak iceri girer...
"HEMEN ASAGI GELIN NOLUR.. KAHYANIZ SALONDA BOYLU BOYUNCA UZANMIS YATIYOR... GALIBA ÖLMÜS!!!!"



--------------------------------------------------------------------------------


:) DAVAYI KAYBEDECEĞİZ
12 yasinda bir cocuk bir kadina tecavuz etmekten yargilaniyormus. Ustelik cocugun avukati da bayanmis.
Mahkemede bayan avukat, cocugun pipisini disari cikarip eline almis ve sallayarak :
- Hakim bey, bu cocuk bu ufacik pipisiyle bu kadina nasil tecavuz edebilir?
Tam bu sirada cocuk avukatin kulagina egilerek fisildamis :
- Avukat hanim biraz daha sallarsaniz davayi kaybedicez!



--------------------------------------------------------------------------------


:) EN DEĞERLİ MADEN
Ögretmen sinifta madenleri ve ne kadar degerli olduklarini anlatiyormus.
Dersin bitiminde çocuklara sormus:
- "Çocuklar! Kim hangi madene sahip olmak ister?"
Önce David cevap vermis:
- "Platin, ögretmenim. Onunla kendime bir Porsche alirdim."
Ardindan Mike cevaplamis:
- "Altin, ögretmenim. Altinlarimla kendime sonmodel bir Cadillac alirdim."
En son Küçük Joe yanitlamis:
-"Silikon, ögretmenim. Ablamda iki tane var, kapinin önündeki arabalari hayal bile edemezsiniz!..."



--------------------------------------------------------------------------------


:) KURUSUN DİYE ASTIM
Jim ile Mary akil hastanesinde iki hastadir. Birgun hastanenin yuzme havuzunun etrafinda dolasirken Jim aniden suya atlayip en dibe batar. Bunu goren Mary hemen ardindan atlar ve dibe kadar yuzup Jim'i kurtarir. Tabii Mary'nin bu kahramanca davranisi hastanede olay olur. Bunu duyan bashekim de Mary'nin artik iyilestigini dusunup, hastaneden derhal taburcu edilmesi emrini verir. Islemler yapilir, belgeler cikartilir, Bashekim ayni gun Mary'nin yanina gider:
- Mary, sana bir iyi bir de kotu haberim var. Iyi haberim, yaptigin kahramanca davranistan oturu anladik ki akli dengen tamamen yerinde ve boylece hastanemizden taburcu oluyorsun. Kotu habere gelince, kurtardigin hasta, Jim, intihar etmis. Az once odasinin banyosunda kendisini asmis bulundu.
Mary gayet sakin yanit verir:
- O intihar falan etmedi ki. Ben onu astim kurusun diye.



--------------------------------------------------------------------------------


:) SARIŞIN
Temel ile Cemal bir gece kulübünde içki içmektedirler, Temel, Cemal'e barda oturan güzel sarisini gostererek, "Cemal ben kariyi tavlarim" demis. Ve kalkmis sarisin bayanin yanina gitmis.
Sarisin bayana "Birlikte bir icki icebilir miyiz" demis.
Kadin, "BMW araban varmi?" diye sormus,
Temel, "Yoktur"
Kadin, "Karadeniz'de iki katli, genis bahcesi olan bir villan varmi?" diye sormus,
Temel, "Yoktur"
Kadin, "Senin bankada yüksek meblagli bir hesabinda yoktur" demis.
Temel, "Yoktur"
Kadin, "O zaman çek arabani" der, ve Temel Cemal'in yanina gider,
Temel, "Ula Cemal benim Limuzini sana versem senin BMV'yi bana verir misin"
Cemal, "Veririm"
Temel, "Acaba benim bankaya gitsem bana bir hesap acarlar mi?"
Cemal, "Acarlar"
Temel, "Bunlari hallettikte, acaba babama Karadenizdeki villanin ücüncü katini nasil yiktiracagiz?"



--------------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------------


:) SEX
Temel Amerikaya gelir ucaktan iner passaport olayi filan falan immigration office alirlar bunu Memur sorar
- What's your name Sir?
-Temel
-Surname?
-Kaya
-Sex?
Temel gayet sakin cevaplar
- 3 times a week
Memur sasirir ve olayi toparlamaya calisir...
- Sir you understood me wrong..I mean male? or female?
Temel yine hic beklemden cevaplar
- Doesn't matter



--------------------------------------------------------------------------------


:) BOYANIR
Tanri once yer kuresini yaratir.Bakar ve der:
- Guzel
Sonra atmosferi yaratir. Kenardan bakar ve yine:
- Guzel
Daha sonra topraklari, daglari ve denizleri yaratir. Bakar ve der :
- Guzel
Erkegi yaratir, bir bastan sona seyreder :
- Guzel
Sonra kadini yaratir ve bir hayli baktiktan sonra der:
- Onemli degil, boyanir...



--------------------------------------------------------------------------------


:) EVLİLİK
Yeni evli genc cift, dugun gecesi balayi suitlerine cikmişlar.. yataga girmek icin hazirlanirken genc adam pantalonunu cikarip kadinin onune ativermiş:
- şunu bi giysene....?
Kadin giymeye calişmiş ama pantalon kadina en az 2 beden buyuk, tabi giyememiş..
- "olmuyor işte, ben senin pantalonunu nasil giyeyim..." demiş...
Bunun uzerine adam siritmiş:
- "Evvet işte anlaman gereken budur karicim,
sen benim pantalonumu giyemezsin ve benim yerime evin reisi olamazsin."
Kadin bunun uzerine adama bakmiş bakmiş, sonra cikarmiş kulodunu adamin suratina firlatmiş:
- "Sen şunu bi giysene."
Adam kadinin minicik kulodunu giymeye calişmiş ama dizlerine kadar bile çekememiş, "ben bunun icine giremem" diye soylenmiş.
Bunun uzerine kadin
- "evvet işte anlaman gereken budur kocaciim, giremezsin." demiş "ve az onceki tavrin degişene kadar da hayatta giremeyeceksin."
 
:) KERİZ
Temel tatil için gittiği sahil kentinde, sabah erkenden kalkar ve plaj kumsalında yürümeye başlar. Bu esnada bir çift de sabah sporu için plaja gelmiştir. Kadın sabah güneşinden yararlanmak için kumsalda güneşlenirken, eşi de hemen yanında şınav çekmektedir.
Temel bu manzarayı görür ve şöyle der:
- "Ula kerize bak, kari altindan kaçmiş haberi yok..!"




--------------------------------------------------------------------------------


:) SAAT
Yakısıklı bir genç ve yaslı bir Yahudi uzun bir tren yolculugunda aynı kompartımanı paylasırlar. Ihtiyar biner binmez, genç adam saati sorar,ancak yanıt almaz. Tüm gece süren yolculuk boyunca da hiç konusmazlar. Ertesi sabah, varıs¸ istasyonuna gelmeden önce, ihtiyar
- "Simdi saat 8.30 oldu!" der.
Genç, saskınlıkla
-"Niye ancak simdi cevap verdiniz ki?" diye sorar.
- "Bakınız, genç adam: Size dün aksam saati söylemis olsaydım,sohbete baslayacaktık. Bana muhtemelen, benim de gittigim kente yolculuk ettiginizi ve belki de oraya ilk kez gittiginizi söyleyecektiniz. Ben de,iyi bir insan oldugum için, sizi evime davet edecektim. Orada kızım ile tanısacaktınız. Çok güzel bir kız oldugu için, onu kesinlikle begenecektiniz. Eh, siz de çirkin sayılmazsınız - o da sizi begenecekti.Kuvvetle ihtimaldir ki,bu is evlilige kadar gidecekti. Ben de düsündüm:Saati bile olmayan meteliksiz bir damatla, benim ne isim var?!?"



--------------------------------------------------------------------------------


:) ŞEF NE DERSE O OLUR
Teksasta haydutluk eğitimi gören bir öğrenciyi azılı haydutların yanına staja verirler. İlk ders olarak bir posta arabası soyulacaktır. Araba durdurulur; Şef haydut:
- "Herkesi indirin arabadan" der.
Bu sırada stajer arabada yaşlı bir ninenin oturmakta olduğunu farkeder ve
- "Nine otursun bari" der.
Haydutlar hep bir ağızdan
- "Sen karışma, şef ne derse o olur" derler.
Bu sefer şef;
- "Bütün paralarını alın" der.
Stajer yine atlar:
- "Yaşlı nineninkileri de mi?" diye sorar.
Haydutlar yine hep bir ağızdan
- "Sen sus, şef ne derse o olur" derler.
Bütün paralar alınmıştır. Şef atına biner adamlarına döner ve
- "Bütün kadınlara tecavüz edin" der.
Tam stajer konuşacakken nine atılır:
- "Sen sus, şef ne derse o olur"



--------------------------------------------------------------------------------


:) GURUR KAZAZEDESİ
Temel bir arkadasindan cok iyi tuyo veren bir adamin adini ogrenir.
Hemen kosar;
- " Bugun yapilacak yarista hangilerine oynamaliyim" der.
Adam soyle bir bakar;
- " Sen kac yasindasin?" diye sorar.
- " 28 " der Temel. Adam da;
- " Tamam, git 2 ve 8' e oyna."
Gercekten adamin verdigi tuyo yarislar sonunda tutmustur. Temel ikinci hafta yine gider. Yine soru aynidir.
Adam:
- "Sen kac kilosun? " der.
Temel " 76 kiloyum." deyince;
- " Bu hafta da git 7 ve 6' ya oyna." der.
Bu yarisin sonuclarini da adam dogru tahmin etmistir. Arkadaslari da saskinlik icinde izlemektedirler. Bu kez Temel neyi var neyi yok satar.
Parasini cebine koyar, yine ayni adamin yolunu tutar.
Adam bu kez
- " Senin ....şeyin... uzunluğu ne kadar? der.
Temel saskinlik icinde
- " 25 cm. " deyince adam da
- "Bu sefer de 2 ve 5'e oynayacaksin" der.
Arkadaslari yarisin sonuclarini cok merak etmektedirler.
Ertesi gun hemen Temel' in yanina kosarlar ki bir bakarlar Temel' in yuzu cok kotudur. Hemen sorarlar ne oldu diye.
Temel' in verdigi yanit ise sudur:
- " Gururumun kurbani oldum. 1 ve 3 kazandi."



--------------------------------------------------------------------------------


:) FURDİK ONİ
Babam öldü, demis Temel.
ilyas sormus:
- Neden öldü?
- Apartmanin sekizinci katinin balkonundan düstü.
- Eyvah parçalandi mi?
- Yok, giristeki bakkalin tentesine düsünce oradan havalanip karsi apartmana yöneldi.
- Apartmana mi çarpti, nasil oldu?
- Yok, karsi apartmanin balkonunda çamasirlar asili idi.Çamasir ipine vurup fabrikanin bahçesine düstü.
- Orada mi öldü?
- Yok, fabrika çelik yay fabrikasi, bahçedeki yaylarin üzerine düsüp havalandi yeniden...
- Peki sonra?
- Sonrasi ne? Baktik ki yere inmiyor, biz de furdik oni..




--------------------------------------------------------------------------------


:) AKILLI İNSAN
Bir bilgeye sormuşlar :
''Bir insanın zekasını nereden analarsınız?''
''Konuşmasından ''diye cevap vermiş.
''Ya hiç konuşmazsa ? '' demişler;
''O kadar akıllı insan yoktur ki....''



--------------------------------------------------------------------------------


:) BEŞİNCİ KAT
Tatile cikmis bir grup kiz arkadas, bes yildizli bir otelin onunden gecerken bir an duraklarlar. Otelin kapisinda;
"Yalnizca bayanlar icin..." yazan bir afis asilidir. Yanlarinda esleri ya da erkek arkadaslari olmadigi icin, bu otelde konaklamaya karar verirler. Resepsiyondaki akillara ziyan derecede yakisikli genc, bayanlara otelin "usulleri" uzerine kucuk bir brifing verir:
"Otelimiz bes katlidir. Teker teker katlari cikin. Arzunuza hitap eden katta kalabilirsiniz. Hangi katta ne oldugunu aciklayan kucuk tabelalar size yardimci olacaktir. Yalniz dikkat edin, bir kez ust kata ciktiniz mi, bir daha bir alt kata inemezsiniz.
Bizimkilerin icini bir heyecan kaplar. Bu epey ilginc bir tatil olacaga benziyordur. Hemen merdivenlere davranirlar.Birinci kattaki tabelada;
"Bu kattaki erkeklerin hepsi kisa boylu ve vasat tiplidir," yazmaktadir.
Hep birlikte burun kivirip, ikinci kata dogru hamle ederler. Buradaki tabela da cok parlak seyler vaad etmez:
"Bu kattaki erkeklerin hepsi kisa boylu ve yakisiklidir."
Kadinlar elbette ki buna da bir omuz silkerler. Ucuncu kata geldiklerinde gozlerine uzerinde;
"Bu kattaki erkeklerin hepsi uzun boylu ve vasat gorunumludur," yazan tabela carpar..
"Dogal olarak" dorduncu katta sanslarini dememeye karar verirler.
Nihayet karsilarina;
"Bu kattaki erkeklerin hepsi uzun boylu ve yakisiklidir," yazan ilan cikar. Kadinlar, hormonlari bedenine dar gelen ergen kizlarin coskusuyla bagirisir ve birbirlerine sarilirlar.
Fakat yine de o galeyan icinde, hala yukarida bir kat daha kalmis oldugunu hatirlarlar. Kisa ama yogun bir istisare sonucu, son katta sanslarini denemeye karar verirler. Oyle ya, sonucta her ciktiklari kat, bir oncekinden daha iyi bir "cesit" vaad etmektedir.
Heyecanla besinci ve sonuncu kata tirmanirlar. "Zirve"deki tabelada yazanlari dehset icinde okurlar:
"Burada erkek falan yok. Bu kat, yalnizca kadinlari memnun etmenin bir yolu olmadigini kanitlamak amaciyla insa edilmistir..."




--------------------------------------------------------------------------------


:) YANLIŞ TARAF
Vahsi Batida bir gun, bardan iceri izbandot gibi cift tabancali bir kovboy girer. Herkesin saskin bakislari arasinda son derece hizli bir hareketle iki tabancayi da cekip havaya birer el ates eder ve bagirir:
-Sag tarafimdakiler o.. cocugu, sol tarafimdakiler pe.... Var mi lan itirazi olan? Varsa kalksin ayaga!
Temel, hemen ayaga kalkar, kovboy derhal tabancalari adama dogrultur:
- Hey, senin itirazin var galiba!
- Yok be abicum, ha pen yanlis tarafa oturmisum da...


--------------------------------------------------------------------------------
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…