Leydi500'den Seçmeler

Yassı Tavuk
Karadeniz'i gezen bir adam yolda aniden önüne çıkan tavuğu ezmiş. Hayvanı ezdiği için üzüntü duymuş ve gidip sahibine en azından parasını vermek istemiş. Almış tavuğu ve hemen oradaki köye gitmiş. Elindeki tavukla kahveden içeri girmiş ve :
- Afedersiniz; ben hemen köy dışında bu tavuğu ezdim. Sahibini arıyorum, en azından parasını vereyim diye. Acaba bu tavuğun sahibi kim ? Bunun üzerine hep beraber tavuğa bakan Lazlar :
- Hemşerim sen yanlış geldin. Bizim köyde böyle yassı tavuk bulunmaz.



--------------------------------------------------------------------------------


:) PİPO
Lazlar kahvede otururken bir arkadaşları içeri girmiş :
- Temel, ineklerinden pipo içen var mı ?
- Yok
- O zaman ahırın yanıyor



--------------------------------------------------------------------------------


:) DÜŞÜŞ
Temel, New York'taki gökdelenlerden birinin 53. katında çalışırken aniden ayağı kaymış ve aşağı doğru uçmaya başlamış... 52, 51, 50, 49, 48... Katları yıldırım hızıyla geçen Temel 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2... Ve 1'inci kata geldiğinde kafasından şimşek gibi şu düşünceler geçmiş:
- Sağa çok şükür Tanrum, haburaya kadar sağ sağlim celduk... Birinci kattan düşsen de nasil olsa pişeycukler olmaz.



--------------------------------------------------------------------------------


:) SAHİPSİZ
Yargıç, otomobil çalmak suçundan sanık olarak karşısına getirilen Temel'esordu:
- Otomobil çalmışsın, bunu neden yaptın söyler misin?
- Sahibi yok sanmiştum...
- Peki, sahibi olmadığı kanısına nereden vardın?
- Mezarluğun önine parketmiştu da...



--------------------------------------------------------------------------------


:) TÜRK'ÜN DOLAR AŞKI
Türk'e sormuslar:
- Yarin dünyaya dev bir meteor çarpacak. Okyanuslar tasacak, dünya nüfusunun yarisi o anda ölecek. Havaya yükselen tozlar dünyayi karanliga gömecek. Buzul çagi baslayacak. Kalanlar da bu çagda ortadan kalkacaklar. Insanligin sonu gelecek. Böyle bir felaketi önceden haber alsan ne yaparsin???
Türk hiç düsünmeden yanitlamis:
- Bütün paramla dolar alirim!!!!



--------------------------------------------------------------------------------


:) SOSİS
Çocuguna babasi güzel bir is kurmak için paçalari sivamis. Ancak oglan salak oldugu için hiç bir isi beceremiyormus.Babasi ona ne is bulduysa hepsini elini yüzüne bulastirmis berbat etmis.
En sonunda babasi komple bir sosis fabrikasi kurdurmus. Çocugunu elinden tutup, bari isi ogrensin diye hemen fabrikadaki bir sosis makinasinin basina götürmüs.
- "Bak oglum" demis. "Burdan böyle öküzü yolluyosun... aha diger taraftan sosis olarak çikiyor, bu kadar basit anladin mi?".
Çocuk dinlemeden basini sallamis, sallamis ta... sonra babasinin yüzüne salak salak bakmis ve;
- "peki buba, burdan sosisi goysak,oteki taraftan öküz olarak çukar mu ?"
diye merakla sormus. Babasu hemen cevaplamis:
- "Maalesef evladim, o teknoloji bir tek senin ananda var..."



--------------------------------------------------------------------------------


:) SAMANTHA
Adam New York'ta luks bir randevu evinin kapisini calar.
- Merhaba, Samantha ile gorusmek istiyorum.
- Bir dakika efendim.
Adami iceri alirlar. Bir sure sonra cok guzel bir kadin merdivenlerden iner.
- Beni aramissiniz.
-Evet. Geceyi seninle gecirmek istiyorum.
-Tamam ama benim tarifem biraz pahalidir. Geceligi bin dolar.
-Parasi onemli degil. Geceyi seninle gecirmek istiyorum.
Beraberce yukari cikarlar. Geceyi birlikte gecirirler. Ertesi gun adam yine randevuevine gelir.
- Samantha ile gorusmek istiyorum.
- Beyefendi baska kizlarimiz da var.
- Umurumda degil, Samantha ile gorusecegim.
Samantha gelir.
- Yine mi sen!
- Evet. Geceyi seninle gecirmek istiyorum.
- Yalniz fiyatimi hatirliyorsun degil mi? Bin dolar.
- Hic onemli degil. Ben geceyi seninle gecirecegim. Birlikte yukari cikarlar, o geceyi de beraber gecirirler.
Ertesi gun, ayni adam, ayni randevuevi.
- Merhaba, Samantha ile gorusmek istiyorum.
Samantha asagi iner.
- Tanrim, yine mi! Bak, devamli musterilere indirim falan yapmiyorum. Fiyatim ayni, bin dolar.
- Onemli degil. Geceyi seninle gecirmek istiyorum.
Yine yukari cikarlar. Islerini bitirdikten sonra.
- Benden bu kadar hoslanman cok guzel ama anlayamiyorum.
Uc gece ustuste bana bin dolar odedin. Nerelisin sen?
- Istanbul.
- Istanbul mu? Benim kizkardesim de Istanbul da yasiyor.
-Biliyorum, sana getirmem icin bana ucbin dolar verdi..



--------------------------------------------------------------------------------


:) AKILLI KÖPEK
Buyukce bir kopek agzinda bir torbayla kasap dukkanina girer.Agzindaki torbayi yere birakir, kasabin karsisina oturup bekler.
"Bu da nesi" der kasap diger musterilerine bakarak.
"Herhalde et alacak" der birisi.
Kopek de tasdik eder : " hav"
"Nasil et istiyorsun bakalim, kiyma, kusbasi, biftek?"
"Hav" diye keser kopek kasabin sozunu.
"Peki ne kadar?, bir kilo, iki kilo?"
Tekrar "hav" sesi duyulur.
Sasisan kasap siparisi sarar ve torbaya yerlestirirken, etin parasinin da torbada oldugunu gorur.
Kopek dukkani terk ederken kasap meraktan catlayacagina kopegi takibe karar verir, dukkani da yardimcisina emanet eder.
Kopek bir kac sokak otede bir apartmana girer, ucuncu kata cikar ve bir kapinin onunde durarak pencesiyle kapiya vurmaya baslar.
Kapiyi kizgin bir adam acar ve baslar kopege bagirmaya...
Izlemede olan kasap ortaya cikar ve adama ; "Dur bir dakika " der "Ne yapiyorsun?Gordugum en akilli kopek, ona niye bagiriyorsun?"
Adam "Akilli mi?" der," bu hafta uc oldu, anahtarini yanina almayi unutuyor."



--------------------------------------------------------------------------------


:) TAVŞAN NUMARASI
Hayvanlar alemi parasızlıktan kırılıyormuş. Hiç kimsede metelik yokken Tavşan her akşam barda 10 lukla gelip "Herkese bir viski" diyerek hava atıyormuş. Barmen olan Aslan bir gün merakla "Bu bereket nereden geliyor?
Millet iş bile bulamazken sende bu para ne iş?" diye Tavşan'a sormuş.
Tavşan;
- "Olm. İşin kolayı varken ben işe gitmem. Eve gidince benimkini başlıyorum sevmeye. Tam kıvamına gelipte istemeye başlayınca "Bi onluk vermeden olmaz." diyorum. Hehehehe .... İstediğimi de alıyorum tabii" demiş.
Bu işe aklı yatan Aslan eve dönünce doğru karısına gitmiş. "Karıcığım seni çok özledim" deyip işe koyulmuş. İş iyice azgınlaşıp doruğa geldiğinde bıyık altından sırıtıp "Bir 10 luk vermezsen olmaz" demiş. Birden tepesi atan dişi Aslan da;
- "Ah . Gene Tavşan numarası." demiş.



--------------------------------------------------------------------------------


:) KARANLIK
On yildir evlilermis.. Ama gerdek gecelerinden baslayarak, adam hep karanlikta sevismek konusunda israr etmis.. Kadincagiz yillar yili kac kez sabahlara kadar yalvarmis, bir kerecik olsun, isiklari yakip sevismek icin ama adam hep inatla "Hayir" demis.. "Kesinlikle olmaz. Ille de karanlikta sevisecegiz.."
O gece kadincagiz gene isiklari yakmak icin yalvaracak gibi olmus, ama hemen vazgecmis. Kocasi on yil sonra insafa gelecek degil ya..
Vazgecmis ama sadece yalvarmaktan.. Kafasina koymus, bu kez cunku..
Tam sevismenin en heyecanli ani, en doruk noktasinda elini kaydirip, yatagin bas ucundaki gece lambasinin dugmesine dokunuvermis.. Bir de gorsun.. Kocasinin beline, o yapay aletlerden biri bagli degil mi?..
- "Bunu bana nasil yaparsin" diye haykirmis.. "Bunca yildir, bu isi sahte bir aletle yaptigini bana soylemedin bile.. Hemen acikla bana her seyi.. Hemen.."
Adam cok ama cok sogukkanli yanit vermis..
- "Tamam, tamam.. Her seyi izah edecegim sana.. Ama once sen bana su uc cocugumuzu izah et, bakalim!.."
 
AMİN
Üç Amerikan askeri ıraklı bir amcanın bakkal dükkanına girerler.alış veriş yaparken 'kahrolsun amerika'diye bir ses duyarlar.Etrafa bakınırlar ve sesin bir papağandan geldiğini görürler.Bunun Üzerine ıraklı bakkal amcaya 'bu papağanı buradan yok et yarın geldiğimizde görürsek seni mahvederiz'derler.
Askerler gittikten sonra bakkal amca kara kara düşünmeye başlar çünkü papağan kuşunu çok sevmektedir.Derken aklına cami imamlarının papağanı gelir.Hemen imamın yanına koşar başından geçenleri anlatır ve'Hocam eğer sakıncası yoksa papağanları değiştirelim'der.Hoca kobul eder ve değişim gerçekleşir.
Ertesi gün işgalci amerikan askerleri gelir, papağanı görürler ve kızarak
-biz sana bunu yok edeceksin demedikmi?deyince
Bakkal amca bu papağan o değil desede inandıramaz.Sivri zekalı askerin biri ben şimdi anlarım bunun dünkü papağan olup olmadığını der ve papağanın tekrarlamasını umarak bağırır:kahrosun amerika!!
ses çıkmyınca bakkal amca dahil hep birlikte bağırmalarını söyler:
-Kahrolsun amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun amerika!
papağan dile gelir
-Amin evlatlarım

**************
TÜRKİYE' DE VERGİ
kemal derviş,ingiliz ve amerikan ekonomi bakanları bir sohbete katılırlar.sohbet en son vergilerden açılır.ingiliz hemen atılır,biz ülkenin ortasına bir çizgi çekiyoruz,vergileri havaya atıyoruz çizginin sağına düşen devletin soluna düşen milletin oluyor.amerikan ise biz bir çember çiziyoruz havaya atıyoruz içine düşen devletin dışında kalan milletin oluyor.kemal derviş te en son konuşan olur ve şöyle der:biz öyle çizgi falan çizmiyoruz.paraları havaya atıyoruz yere düşen devletin havada kalan MİLLETİN...
***************
BAŞIM BELADA
Siyasal gerginliğin dışında iki toplumun insanlarının arasındaki sosyo-kültürel farklılığın da büyük boyutlara ulaştığı bir dönem de, bir Türk gurbetçisinin evi:
Küçük oğlan, akşam üstü okuldan gelmiş Kapıdan girer girmez
- "Anne!"
diye seslenmiş,
- "ben Alman oldum!"
Annesi:
- "O nasil söz? Sakın bir daha tekrarlama"
- "Anne ben Alman oldum. Bugün sınıfta karar verdik. Ben Almanım artık
Annesi:
-"sus bakayım"
diye tiz perdeden bağırırken, babası da içerden duyup koşmuş. Bir tokat, bir tokat daha... Çocuk bir yandan yediği dayaktan korunmaya çalışırken, bir yandan da konuşmasını sürdürüyormuş:
- "Şu dünyanın işine bakın! Alman oldum. Yarım saat sonra Türklerle başım derde girdi!..."
********************
BAŞBAKAN ECEVİT
Ecevit basbakanliktan ayrildiktan sonra Rahsaniyla artik yuvasinda mütevazi bir hayat sürüyor.... birgün telefonu çaliyor, ortada artik sekreteri vs olmadigi için tabi kendi telefonuna kendi bakmak zorunda.......telefonu açinca bir adam sesi:
- Iyi günler, TC Basbakaniyla görüsebilir miyim?

Ecevit gülüyor:

- Bayim ben artik TC Basbakani diilim.....

Bunun üzerine telefon kapaniyor... derken 5 dakika sonra tekrar telefon......Ecevit açiyor, yine ayni adam..

- Iyi günler, TC Basbakani lütfen?

Ecevit sasiriyor.....

- Az önce arayan siz diil miydiniz? Bakin ben artik TC Basbakani diilim.....

Telefon yine kapaniyor....... Ecevit tam yerine oturucakken tekrar telefon çaliyor...

- Iyi günler, TC Basbakani orada mi?

Ecevit artik çok kiziyor:

- SEN LAFTAN ANLAMAZ MISIN????? KAÇ KERE SÖYLEMEM GEREKIYOR, BEN ARTIK TC.BASBAKANI DIILIM...!!

Bunun üzerine karsi taraf gülüyor:

- BILIYORUM...........BILIYORUM

AMA TEKRAR TEKRAR DUYMAK ÇOK HOSUMA GIDIYOR...!!!


***************
HANGİ SUÇA HANGİ CEZA
İşsizdi, parasızdı, kalacak yeri, yiyecek ekmeği, iki satır muhabbet edebileceği bir arkadaşı da yoktu. Nerden geldiği bilinmez "Küçükistan Ceza Kanunu" diye bir kitap geçmişti eline bir gün onu okuyarak vakit geçiriyordu ki "Ülke başbakanına hakaret etmenin cezası altı ay" kitabı ve gözlerini kapattı.
"Hem bütün hırsımı ondan alırım, hem bütün gazeteler, televizyonlar benden söz eder meşhur olurum, hemde altı ay ekmek elden su gölden yiyecek, yatacak derdim olmadan çiçek gibi kışı geçiririm." diye düşündü.
Ertesi gün mitinge gitti, Küçükistan Başbakanı konuşurken milletin arasından fırlayıp bütün gücüyle bağırmaya başladı.
- İnbe başbakan, inbe başbakan ! Güvenlik kuvvetleri hemen müdahale edip yaka paça götürdüler. Ertesi gün mahkemeye çıktı, şahitler dinlendi, savunması alındı. Hakim kararı açıkladı.
- Sanığın suçu sabit görüldüğünden yirmi sene altı ay hapsine karar verilmiştir.
Birden gözleri karardı ayakta sendeledi, sonra kendini toparladı, ve haykırdı :
- İtiraz ediyorum hakim bey, Küçükistan Ceza Kanunu'nun şu maddesinin şu bendine göre başbakana hakaret sadece altı ay, bir yanlışlık var bu işte !
Hakim acıyan gözlerle adama baktı ;
- Haklısın oğlum, başbakana hakaret altı ay fakat devlet sırrını açığa vurmak yirmi sene.
 
Dört arkadas barda muhabbete dalmistir. Içlerinden biri tuvalete gider. Üç arkadas sohbetlerine devam ederler.
Birinci adam oglundan söz eder, "Benim oglan araba yikamakla ise basladi. Bir baltaya sap olamayacagindan korkuyordum ama bir gün arabasini yikadigi adamlardan biri ona is teklif etmis. Sonra iyi bir araba saticisi oldu. Hatta o kadar iyi para kazandi ki geçenlerde bir arkadasinin dogum gününde ona Mercedes aldi !"
Ikinci adam da mevzuya girer, "Benim oglum da biraz problemliydi. Büyük bir emlak sirketinde çalisirken inanilmaz bir is kapti ve ondan sonra ilerledi acayip zengin oldu. Çalistigi sirketi de satin aldi. Bir arkadasinin dogum gününde ona bir ev bile hediye etti."
Digerlerini dinleyen üçüncü adam da heyecanla söz alir, "Aynen benimki de öyle. Ise bir borsa sirketinde temizlik elemani olarak basladi. Bir gün kendi kendine hesaplar yaparken patron tarafindan fark edilince broker oldu ve büyük basarilarla inanilmaz bir servete sahip oldu. Üstelik de en iyi arkadasina bir milyon dolarlik hisse senedi armagan etti !"
Bu sirada dördüncü adam tuvaletten çikmis ve sohbete katilmistir. Digerleri ona çocuklarindan bahsettiklerini söyleyince adam içini çekerek konusmaya baslar,
"Ehh...benim oglumun bir hayal kirikligi oldugunu itiraf etmeliyim. Dogru düzgün bir iste dikis tutturamadi, berber çirakligi falan yapti, eroine bulasti. Derken onun yoldan çikmis oldugunu fark ettim, maalesef homoseksüelmis ! Çok çok üzüldüm. Bir sürü erkekle birlikte oldugunu duydum."
Adam, gülümsemeye çalisarak konusmasina devam eder, "Ama ise iyi tarafindan bakmaya çalisiyorum. Geçen dogum gününde bu homoseksüel arkadaslari ona bir Mercedes, bir ev ve bir milyon dolarlik hisse senedi hediye etmisler !"
 
Sauna'ya giden bir grup genc erkek, soguk havuzda dinlenirlerken bir cep telefonu calar. Bir adam telefonu acar. Ortam cok gurultuludur; telefonun obur ucundaki kadin sesini zorlukla duyar.
- Sevgilim. Meltem'le disardayim. Biraz once cok guzel bir kurk gordum. 400 milyon liracik. Senin kredi kartindan alabilir miyim? N'oooolur, alabilir miyiiiiimmmm?
- Tabi canim. Al.
- Ah sevgilimmmm! Cok sekersin. Biseycik daha var ama kizmayacaksin, degil mi?
- Hayir, kizmam...
- Buraya gelmeden once Akmerkez'deydik. De Beers'de bir tane tek tas pirlanta yuzuk gordum. Cok guzeldi sevgilim. Butun arkadaslarimda var. Senin kredili kart hesabindan alabilir miyim? 650 milyon liracik. Gelecek ay ikramiye alacaksin. O zaman odersin. N'ooooluuurrrr. Alabilirmiyim?"
- Peki, al canim.
- Sevgilim benim. Bi tanem. Cok sekersin. Bu aksam sana harika bir gece yasatacagim. Caniiiim, bi sey daha var. Ama kizarsin diye korkuyorum...
- Kizmam, soyle bakiyim.
- Son kazadan sonra arabamdan iyice sogudum. Galeride bi tane Peugeot 206 gordum sevgilim. Cok guzeldiiii... 9 milyara birakacak. Senin adina bankadan bi kredi actirsak diyorum sevgilim. Nuran'in kardesi bankada sube muduru... Kefil-belge-imza falan istemiyor, sen tamam dersen hemen yapicak islemleri. N'ooolurrrr sevgilim, seni cok seviyorum....
- Peki, peki. Tamam. Olur. Al bakalim.
- Tatli sevgilim benim. Canim sevgilim. Seni coook seviyorum. Hadi by, aksama gorusuruz.
Genc adam telefonu kapatir ve arkadaslarina sorar:
- Bu telefon kimindi yahu?...
 
Yeni dogan sperm gerekli talimatlari aliyordu:
Sinyali alir almaz ileri atilacaksin...
Olanca gucunu harcayarak tunelin icinden gececeksin...
Sakin durma... Vazgecme...
Derinlerde kirmizi, islak, top gibi bir seyle karsilasacaksin...
Hemen onun yanina gidip kendini tanitacaksin...
"Selam, benim adim sperm" diyeceksin...
O da sana, "Selam, benim adim yumurtalik," diyecek...
Boylece tanisacaksiniz...
Sonra birlikte gelecegin bebegini olusturmaya baslayacaksiniz...
Ve o gun gelir...
Sinyali alir almaz ileri firlar sperm... Var gucuyle ilerler...
O kadar hizlidir ki soluk soluga kalir... Ama pes etmez...
Tunelin icinde ilerlemektedir... Bir ara arkasina bakar...
Cevresinde hicbir arkadasi kalmamistir...
Onlar icin uzgundur ama gorevini de yerine getirmek zorundadir...
Ilerlemeye devam eder...
Derken sozu edilen, top gibi, kirmizi, islak seyi gorur...
Hemen yanina gidip, kendini tanitir:
"Selam ben adim sperm."
Yuvarlak, kirmizi, islak sey cevap verir: "Selam, benim adim bademcik."
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…