- 12 Temmuz 2006
- 34.859
- 29.815
- 60
18. yüzyılın ortalarında (1750′ler) “deniz banyosu” yapmanın bazı hastalıkları tedavi ettiği yayılmaya başlamıştı. Bazı doktorlar bununla ilgili kitaplar yazmışlardı. Daha evvel, insanlar bu tür tedaviler için spa’lara giderken, bu kitapların yayınlanmasından sonra yavaş yavaş deniz kıyılarına inmeye başlamışlardı. Hatta deniz suyunu içmek o kadar popüler olmuştu ki Fransa’da ve İngiltere’de bununla ilgili hastaneler kuruldu.
Bu esnada herkes bu konunun ahlaki yönünü düşünmeye başlamış ve kadınların mahremiyetinin korunması adına fikirler sunulmuştu. Bu düşüncelerin ardından ‘Banyo Makinesi’ icat edildi. Büyük tekerlekli banyo makineleri sahile park edildikten sonra içinde deniz banyosu kıyafetleri giyilirdi. Deniz kıyafeti sektörünü de geliştiren banyo makineleri 1901’de banyo alanlarındaki ayrım yasası ortadan kalkınca 1920’de tamamen ortadan kalktı.
1800’lü yılların başında icat edilen banyo makinesinin ardından mayonun gelişim dönemi başlamış oldu. Günümüz mayosuyla ilgisi olmayan bu mayo, uzun kollu ve altına pantolon giyilen uzun bir elbiseyi andırmaktadır. 1830’larda ise Victoria dönemi ile mayolar değişmeye başlamış ve dönemin sonunda kısa kollu kısa paçalı pantolonlu modelleri gün yüzüne çıkmaktadır. Bu durum 20. yüzyıl Edward devri başlamasıyla birlikte değişir ve kıyafetlerin boyları kısalıp çeşitli aksesuarlarla kullanılır.
Bu arada 1907′de Mayo modellerini derinden etkileyecek bir olay gerçekleşir. Avustralyalı ünlü yüzücü Annette Kellerman bir gösteri için Amerika’da bulunmaktadır ve giydiği mayosu çok açık bulunduğu için tutuklanır. Buna çok içerleyen Kellerman kendi mayo modelini yaratmaya karar verir ve modelin adını ‘The Annette Kellerman’ koyar. Bu model ilk modern mayo modelidir ve birçok ünlü film yıldızı dahil kadınlar ve erkekler arasında moda olur. Bu olaydan sonra mayoların boyu gitgide kısalmaya başlar.
1920’lerde mayonun dizden 15 cm.den yukarıda olmamasına dikkat edilir. Bu dönemde tek parça şort ve body giyilmektedir. Fakat yıllar geçtikçe kolların oyukluğu artar ve şortların boyu kısalır ve 1929 bunalımında ‘çıplaklık akımı’ baş göstermeye başlamıştır.
1923’te Cumhuriyet kurulmuş ve 1920’deki Bolşevik İhtilalı’nın olmasıyla İstanbul’a kaçan Ruslar plajlarda rahat rahat denize girerken, Türklerde de bu sayede deniz kültürü oluşmaya başlamıştır.
mayotarihi.wordpress.com
Bu esnada herkes bu konunun ahlaki yönünü düşünmeye başlamış ve kadınların mahremiyetinin korunması adına fikirler sunulmuştu. Bu düşüncelerin ardından ‘Banyo Makinesi’ icat edildi. Büyük tekerlekli banyo makineleri sahile park edildikten sonra içinde deniz banyosu kıyafetleri giyilirdi. Deniz kıyafeti sektörünü de geliştiren banyo makineleri 1901’de banyo alanlarındaki ayrım yasası ortadan kalkınca 1920’de tamamen ortadan kalktı.
1800’lü yılların başında icat edilen banyo makinesinin ardından mayonun gelişim dönemi başlamış oldu. Günümüz mayosuyla ilgisi olmayan bu mayo, uzun kollu ve altına pantolon giyilen uzun bir elbiseyi andırmaktadır. 1830’larda ise Victoria dönemi ile mayolar değişmeye başlamış ve dönemin sonunda kısa kollu kısa paçalı pantolonlu modelleri gün yüzüne çıkmaktadır. Bu durum 20. yüzyıl Edward devri başlamasıyla birlikte değişir ve kıyafetlerin boyları kısalıp çeşitli aksesuarlarla kullanılır.
Bu arada 1907′de Mayo modellerini derinden etkileyecek bir olay gerçekleşir. Avustralyalı ünlü yüzücü Annette Kellerman bir gösteri için Amerika’da bulunmaktadır ve giydiği mayosu çok açık bulunduğu için tutuklanır. Buna çok içerleyen Kellerman kendi mayo modelini yaratmaya karar verir ve modelin adını ‘The Annette Kellerman’ koyar. Bu model ilk modern mayo modelidir ve birçok ünlü film yıldızı dahil kadınlar ve erkekler arasında moda olur. Bu olaydan sonra mayoların boyu gitgide kısalmaya başlar.
1920’lerde mayonun dizden 15 cm.den yukarıda olmamasına dikkat edilir. Bu dönemde tek parça şort ve body giyilmektedir. Fakat yıllar geçtikçe kolların oyukluğu artar ve şortların boyu kısalır ve 1929 bunalımında ‘çıplaklık akımı’ baş göstermeye başlamıştır.
1923’te Cumhuriyet kurulmuş ve 1920’deki Bolşevik İhtilalı’nın olmasıyla İstanbul’a kaçan Ruslar plajlarda rahat rahat denize girerken, Türklerde de bu sayede deniz kültürü oluşmaya başlamıştır.
mayotarihi.wordpress.com
