Melek(Kz ocuu) Anneleri Kulb

ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI VE ıLGıLı KONULAR

YAYGIN ANNE –BABA TUTUMLARI

Anne-Baba Tutumunun Önemi
Doğumdan itibaren çocuk, etrafını saran fizik ve sosyal çevreye uyum savaşını verirken, bu çabasında en büyük desteği anne ve babasından alır. Çocuk kendini ifade edebilmeyi, kendi kendini yöneten(otonom) bir birey olabilmeyi ailesinden öğrenir. Özellikle anne baba, çocuğun kişiliğinin oluşumunda temel rolü olan özdeşim modelleridir. Çocuk bu özdeşim modellerini kendine örnek alır ve adeta onların yaşam biçimlerini taklit yoluyla öğrenir(Aydoğmuş ve ark. 1999; 115 ).
Çocuklar büyüdükçe anne babaların etkisi azalır ve özellikle ergenlik döneminin başlamasıyla birlikte diğer sosyal etkenlerin rolü giderek fazlalaşır. Anne-babalar, bu dönemde artık çocuklarını etkileyemediklerini, onlara söz geçiremediklerini ifade ederler. Ancak, Chapman (2003), batı ülkelerinde yakın bir tarihte yapılan bir ankete göre gençlerin üniversiteye girme, dinsel faaliyetlere katılma, ev ödevi yapma, içki içme, iş ve kariyer planları yapma gibi çeşitli konularda akranlarından çok anne-babaları tarafından yönlendirildiklerini, akranlarının ise gençlerin acil vermesi gereken kararlarda (kiminle flört edeceği, dersi kırıp kırmayacağı, saçını nasıl yapacağı ya da giyim biçimi vb.) ebeveynleriyle kıyaslandığında daha etkili olduklarını söylemektedir.
Modern teknolojinin imkanları insan kültürlerinin en iyisini de en kötüsünü de ergen çocuklarımızın önüne sermektedir. Ayrıca şiddetin, parçalanmış ailelerin, cinsellik ile ilgili bilgilerin artması, ahlaki ve dini değerlerin etkisinin azalması nedenleriyle çocuk ve ergenlerin sağlıklı gelişimleri tehlike altında bulunmakta. Bu nedenle, zamanımız ergenlerinin anne-babalarına her zamankinden daha çok ihtiyaçları var. Bütün araştırmalar ergenlerin hayatlarındaki en etkili kişilerin ebeveynler olduğunu gösterir.

Ebeveynler rollerini ergenin dahil olduğu çeteye, yaşıtlarına ya da okullarındaki arkadaşlarına kaptırdığı takdirde ergenin hayatındaki fonksiyonları da ortadan kalkıyor(Chapman 2003: xiii). Ebeveynler ergen çocuklarını sevecen lider pozisyonlarıyla yani sevgiyle yoğrulmuş disiplin anlayışıyla sağlıklı bir şekilde yetiştirebilirler.

Sevgi Ve Disiplin
Disiplin, çocuğa istenilen davranış ve alışkanlıkları öğretmek, kendi kendini denetleme ya da iç denetim olan ahlak gelişimini sağlamaktır. Bu da dıştan gelen bir zorlamayla olmaz. Önemli olan içselleşmiş bir sorumluluk duygusunun oluşturulmasıdır.
Disiplin, bir anlamda, çocuğun sahip olduğu sorumluluklarıyla yaşantısındaki hareketlerinin doğal ve sosyal sonuçlarını kabul etmesidir.
Sevgi temeline dayanmayan bir disiplin gerçekleşemez. Disiplin, sorumluluğu öğretmektedir. (Aydoğmuş ve ark. 1999; 120)
Sevgi, korunma, kollanma, sevecenlik gibi bütün olumlu duyguları içerir. Çocuk sevgi ve ilgi ortamında ana-babanın standartlarına uymak için çaba sarf eder. Böyle bir

ortamda anne babanın çocuğa sık sık akıl yolunu göstererek açıklamada bulunması onu toplumsal kuralları içselleştirmesine ve hangi davranışın uygun olup, hangisinin uygun olmadığını fark etmesine yardımcı olur.
Sevgiyle beslenme çocuğun gereksinmelerine duyarlı olmayla eş anlamlı yorumlanır. Ana-babanın sevgisi çocukta, güvenlik, düşük kaygı düzeyi ve yüksek benlik saygısı yaratır. Sevgisiz ya da bedensel cezanın uygulandığı aile ortamlarındaysa yüksek kaygı düzeyi ve gerilim ön plandadır. Cezalandırıcı ailenin yarattığı yüksek gerginlik durumu, çocuğun (toplumsallaşma oyununun) kurallarını öğrenmesini zorlaştırabilir ya da engelleyebilir.
Sıcak, sevgi dolu aile ortamlarında anne babalar, ilgisiz ve sevgisiz anne babalara oranla davranışlarını, özellikle saldırgan davranışlarını denetlemelerine yardımcı olabilirler.
Saldırganlığı denetlemek için dayak gibi şiddet uygulama yöntemlerine başvuran ana babalarsa çocuğu hem kırıklığa uğratarak daha büyük öfke nöbetlerine yol açarlar, hem de ona bir saldırganlık modeli göstermiş olurlar.(Aydoğmuş ve ark. 1999; 125)


Anne-babanın çocuklarına karşı takındıkları tutumları şu başlıklarda gruplandırabiliriz:
Aşırı sevgi tutumunda, aile çocuğu sevgiye boğucu, onu çok koruyucu ve aşırı kollayıcıdır. Çocukta; bağımlılık ve güvensizlik gelişir. Çocuk, karşılaştığı her sorunda çözüm kapısı olarak anne babaya dayanır, onlara güvenir fakat kendisine güvenmez.
Sevgi yetersizliği ve yokluğu sonucu ise, çocukta kendine ve çevreye karşı güvensizlik ve olumsuz duygular gelişir. Yetersiz sevginin, aşırı sevgiye göre sonuçları daha ağır olmaktadır.
Sıkı Eğitim, çocuğa olur olmaz yasaklar koyma ve yaşanmaz kurallarla çocuğu yetiştirmektir. Çocuk sıkı bir denetim altındadır, en küçük yanılgı ve hatalar bile gözden kaçmaz ve derhal düzeltilmesi istenir. Fiziksel ceza ön planda, çocuklara kendilerini yönetme fırsatı verilmez. Çocuk; kibar, sessiz, uslu ve dürüst olmasına karşın küskün, çekingen, kolay etkilenebilen, huysuz ve aşırı hassas bir yapıya sahip olur.
Gevşek Eğitimde anne- baba, her şeyi hoş görür; çocuktur her şeyi yapar, çocuk özgür olmalıdır anlayışıyla hareket eder. Aşırı gevşek tutumla yetişen çocuk; bencil, sabırsız ve anlayışsız olur.
Aşırı sevgi ve gevşek eğitim tutumu; (sorumsuz kişilik)
• Sevgi çocuğa şımartılacak derecede çok verilir ve disiplin yok denecek kadar azdır.
• Bu tarz yetiştirilen çocuklar erişkinlik yaşamında sorumluluk taşımayan, hep alıcı bireyler olarak karşımıza çıkar.
• Disiplin tarzları ise yalancı bir hoşgörü biçiminde görünse de aslında ailenin güçsüzlüğünün ve yetersizliğinin bir sonucudur.
• Böyle çocuklar, ilerde doyumsuz ve bencil olma olasılığı fazladır.
Aşırı verici ve koruyucu biçimde sunulan sevgi: (Nevrotik Kişilik) bebek gibi bakılan çocuk, ama çocuktan ileri düzeyde başarı bekleyen tavırdır.
Yetersiz Sevgi ve Aşırı Disiplin: (Saldırgan Kişilik) Yetersiz sevgi, çocuğu kabullenmemektir. Çocuk çoğunlukla aşağılanır ve horlanır. Sıkı eğitim vardır ve disiplin

genellikle aşırı cezalarla uygulanır; en küçük şeyde cezalandırma (dayak,şiddet) yoluna gidilir. Çocuğun kendine güveni kaybolur, kişiliği hiçe sayılır.
Yetersiz sevgi ve sıkı eğitimle yetişen çocuklar; karşı çıkma ve saldırganlık yollarıyla kendilerini kabul ettirmeye çalışırlar ve iç dünyalarını açıklamakta zorlanırlar.
Gevşek Eğitim ve Yetersiz Sevgi: (Pasif Donuk) Çocuğa düşen sevgi ve ilgi payı azdır. Çocuğun eğitimi yetersizdir. Hazır olmadığı çağlarda bağımsızlığa zorlanır.

“Saldım çayıra Mevlam kayıra” anlayışı hakimdir.
Demokratik tutum: En sağlıklı tutum; yeterli sevgi, yeterli disiplin, yeterli eğitim, yeterli hoşgörülü tutumdur. Çocuklara şartsız sevgi gösterilir. Onların kişiliklerine ve bağımsızlıklarına saygı göstermek gerekir. Normal başarı beklemek sureti ile çocukları kabul etmek gerekir. Demokratik anne ve babalar çocukları ile dürüst ilişki içindedir. Onlara sorumluluk verirler. Şefkatli ve tutarlı bir disiplin anlayışları vardır. Bu durumda çocukların kendilerine güveni artar ve daha gerçekçi olurlar.
Hoşgörü sahibi olmak: Anne-babanın çocuklarına karşı hoşgörü sahibi olmaları, çocukların bazı kısıtlamalar dışında, arzuladıkları diledikleri biçimde gerçekleştirmelerine izin vermeleri anlamına gelir. Anne-babanın hoşgörüsünün normal bir düzeyde gerçekleşmesi, çocuğun kendine güvenen, yaratıcı, toplumsal bir birey olmasına yardım eder.
Aşırı hoşgörü ve düşkünlük: Aşırı hoşgörü ve düşkünlük çocuğu bencil yapar. O, daima diğerlerinin dikkatini çekmek ve kendisine hizmet edilmesini ister. Böyle çocuklar, ev içinde ve dışında çok zayıf bir sosyal uyum gösterirler.
Reddetme: Reddetme, bir anlamda, çocuğun sağlık hizmetlerini aksatarak, ona düşmanca duygular beslemek şeklinde tanımlanabilir. Bu ortamdaki çocuk yardım duygusundan uzak, sinirli, duygusal kırıklıkları olan diğerlerine özellikle kendisinden küçük ve zayıflara karşı düşmanca duygulara sahip bir birey olabilir.
Baskı altında bulundurma: Anne ve babadan birisi ya da her ikisinin baskısı altında olan çocuk nazik, dürüst ve dikkatli olmasına karşılık çekingen, başkalarının etkisinde kolay kalan aşırı hassas bir yapıya sahip olabilir.
Suçlayan, cezalandıran ve sürekli karışan anne-babaların çocuklarının kolayca ağlayan çocuklar olduğu görülür. Baskı altında büyüyen çocuklarda, genellikle isyankar tutumlarla birlikte, aşağılık duygusu da gelişebilir.
Çocuklara boyun eğme: Çocuklarına boyun eğen anne ve babalar, evde onların egemenliğini kabullenen kişilerdir. Bu tür ailelerde çocuklar anne ve babalarına hükmeder ve onlara çok az saygı gösterirler. Bu çocuklar yalnız anne ve babalarıyla yetinmeyip, zamanla ev dışındaki kimselere de egemen olmanın yollarını arayan birer birey haline dönüşürler.
Çocuk ayırma: Bütün çocuklarını eşit düzeyde sevdiklerini söylemelerine rağmen bir kısım anne ve babanın, bazı çocuklarını daha çok sevdikleri gözlenmektedir. Böyle durumlarda anne ve babalar sevdikleri çocukları diğerlerinden ayırarak onları kayırırlar. Aşırı sevgi gören bu çocuklar daha çok anne ve babalarıyla oyun oynamayı yeğlerken akranlarıyla olan ilişkilerinde, saldırgan ve baskılı bir görünüm içindedirler. (Aydoğmuş ve diğerleri. 1999: 127)

Sevgi Dili
Chapman, çocuklar (2006), gençler (2003 ) ve sevgililer veya evliler (2005) için 5 sevgi dilini kullanmayı önermektedir. Aynı zamanda öğretmenler de öğrencilerinin

sevgi ihtiyaçlarını karşılamak ve disiplin kurallarını yerleştirmek için 5 sevgi dilini kullanabilirler.
Anne babalar çocuklarını çok seviyorlar. Ama çocuklar, özellikle de gençler bu sevgiyi hissetmiyor, yapayalnız olduklarını düşünüyorlar. Burada bir terslik var.

Konuşma dili gibi sevgi dili vardır. Sevdiklerimizin, çocuklarımızın sevgi dilini bilip o dili konuşmazsak sevgi biter, anlaşılmadıklarını, sevilmediklerini sanırlar.
Sevgi dilini iki amaç için kullanırız.
1- Çocuğumuz, yakınlarımız veya öğrencilerimizin sevgi depolarını doldurarak risklerden korumak ve sağlıklı gelişimlerini sağlamak için,
2- Çocuğumuzun davranışlarını değiştirmek için.

1. Sevgi dili: onay sözleri. Genellikle kadınların sevgi dilidir. Neler olabilir?
• ıltifatlar: tarzına bayılıyorum, … sana çok yakışıyor, gülümsemek sana çok yakışıyor…
• Cesaret sözleri: sen bu işin altından kalkabilirsin, …
• Ricalar: lütfen, rica etsem….
• Sevgi sözleri: seni seviyorum,…eğer bir çocuk seçebilmiş olsaydım yine seni seçerdim,… Seninle olmaktan zevk alıyorum,…öğretmeniniz olmaktan çok memnunum…
• Peygamber efendimiz, sevdiğinizi söyleyin diye buyuruyor.
• Onay sözleri gencin 1. sevgi dili olmasa da bu dönemde güzel sözlere çok ihtiyaçları vardır.
Anne babanın duası kabul olur, bu yüzden güzel söz söylemeli. Örneğin “Allah belanı versin” sözünün yerine “Allah zihin açıklığı versin” denebilir.
Davranışa şekil vermek için bir başarı, bir davranış övülmeli. Belirsiz övgü olmamalı. Ör. “Odanı temizlemene çok sevindim” yerine halıdaki lekeyi nasıl çıkardın,

harikasın”, “Çok zekisin, çalışkansın” yerine “bu soruyu ancak bir bilim adamı adayı sorabilir, bu sınavdaki performansından çok memnunum” sözü söylenebilir.
Sevgi dili onay sözü olan öğrenci ya da çocuğumuzun yanlışlarını ifade etmek, eleştirmek için sandviç yöntemi uygulanabilir. Eleştirimizi olumlu iki sözü arasına

sıkıştırabiliriz. Örneğin: veli toplantısından çıkan bir anne veya baba, duyduğu eleştirileri çocuğuna aktarıp ilişkisini olumsuzlaştırma yerine “bütün öğretmenlerin senin çok

saygılı, efendi bir öğrenci olduğunu söylüyor. Seninle gurur duydum. … dersinden zayıf almışsın, …dersinden 8 almışsın. … dersini başaran …dersi başaramaz mı? Sana

güveniyorum, bu zayıfını da düzeltebilirsin” diyebilir. Bu yöntemle hem eleştiri yapılarak davranış değişikliği sağlanır, hem çocuk ya da genç ile didişmeye fırsat verilmez,

hem de sevgi ihtiyacı doyurulmuş olur.
2. Sevgi dili: fiziksel temas: Fiziksel temas sarılmaktan, öpmeye, omuza dokunma, el şakalarına kadar geniş bir yelpazeye uzanır. Genellikle erkeklerin sevgi dilidir. Bu

yüzden birkaç erkek çocuğu bir araya gelse hemen güreşmeye, el şakalarına başlarlar. Bağımsızlık özelliği nedeniyle fiziksel temasın zamanını, yerini ve nasıl olacağını

gencin isteğine göre ayarlamalı.
Çocuğumuz ergen olunca, karşı cinsteki anne baba gençten fiziksel teması keser. Gencin sevgi dili fiziksel temas ise bu ciddi bir sevgi eksikliğidir ve karşı cinse karşı

aşırı ilgisi olması ihtimalini arttırır.
Genç ile konuşurken onun istediği şekilde dokunmalı. O zaman eleştiriyi kabul eder ve eleştiriye daha kolay katlanır, hem de sevildiğini hisseder.
Doğru olmayan fiziksel temas, şiddet, dövme sadece sevgi deposunu azaltmaz, delik deşik eder. Ne kadar sevgi görseler de sevgiyi hissetmezler.
3. Sevgi dili: nitelikli beraberlik: Sevgi dili nitelikli beraberlik olan kişiler nelerden hoşlanır?
• paylaşmak,
• dinlenilmek,
• birlikte anlamlı faaliyetlerde bulunmaktan
Nitelikli beraberlikte göz temasında bulunmaya, başka bir işle meşgul olmamaya, beden diline, söz kesmeden dinlemeye özen gösterilmeli. Bazı babaların lokal ya da

kahvehaneden çıkmamaları, bazı annelerin ev gezmelerine çok zaman harcamaları, bazı gençlerin arkadaş sohbetlerine veya internetkafelere düşkün olması sevgi

dillerinin nitelikli beraberlik olduğuna işaret eder.
Nitelikli faaliyetlerin iyi taraflarından biri ileriki yıllarda yararlanacağımız bir hatıra bankası sunmalarıdır. Zor anlarda bu hatıralar akla gelir, fotoğraflara bakılır ve insana

zorluklara dayanma gücünü kazandırır. Anne babaların çocuklarına, öğretmenlerin öğrencilerine hatıra bankalarına güzel hatıralar kazandırmaları çok önemli.
4. Sevgi dili: hizmet davranışı: Sevdiğin için yapılan her şeydir. Anne babaların sevgi dili genellikle hizmet davranışlarıdır. Ancak çocuğun sevgi dili örneğin onay sözü ise ve

anne baba sadece fedakarlık yapıyor ise çocuk sevilmediğini sanır.
Hizmet davranışı, isteyerek, karşılıksız olarak sevdiğimiz için yapılmalıdır. Yüzüne kakılmamalı. Ör. Saçımı süpürge ettim. Şartlı hizmet, sevgi değildir. Bu yolu çok

kullanırsak, çocuğumuz da bizi kullanır. Aşırı hizmet, çocuklarımızı beceriksiz, sorumsuz, tembel yapar.
5. Sevgi dili: armağan alma: …beni düşünmüş, beni hatırlamış denebilecek herhangi bir şeydir. Armağanın değeri önemli değildir. Önemli olan armağanı paketleyip, süsleyip

püsleyip, sürpriz şeklinde vermektir. Sevdiğimizin sevgi dili armağan almaksa kriz zamanlarında vereceğimiz en güzel armağan fiziksel varlığımızdır.
Sevgi dilini nasıl keşfederiz?
• Açıkça konuşuruz? Sorular sorarız? Seni en çok ne incitir?
• Eleştirileri dikkate alırız? Beni hiç dinlemiyorsun? Hep TV seyrediyorsun,… hep eleştiriyorsun… Bir hayrını görmedik ki…
• Gözleriz. Sevdiğimiz sevgisini nasıl ifade ediyor? Nasıl hissettiriyor?
• Deney yaparız. Belli sürelerle sevgi dillerini deneriz.
• Her yolun denenmesine rağmen bazı kişilerin sevgi dillerini öğrenmek mümkün olmamaktadır. Bu kişilerin bir kısmının sevgi depoları bomboştur, sevgi davranışlarına

cevap vermezler ya da hemen şımarır dengesiz davranışlar gösterirler. Bu durumda disipline etme çabaları sürerken sevgi depolarının bir miktar dolmasını beklemek

gerekir. Bir kısım kişilerin sevgi depolarının çok dolu olması, şımartılması nedeniyle hiçbir sevgi davranışından etkilenmeyebilirler. Şımartılmış kişilere sınırsızca sevgi

gösterilmesine son verilmeli ve davranış sınırlarını öğrenmesi sağlanmalı.

Sevgi Dilinin Başka Faydaları.
• En değerli kişi biziz. Bizim de sevgi depomuzun dolması gerekiyor. Bizim sevgi depomuz dolmadan kimsenin deposunu dolduramayız.
• Daha anlamlı, mutlu bir aile yaşantısı için eşimiz ile ilişkimizi gözden geçirebiliriz.
• Sevgi çocuğun zeka gelişimini olumlu etkiler. Yetiştirme yurtlarında büyüyen çocukların zeka gelişimleri ailelerinin yanında büyüyen çocuklara göre daha geridir.
• Sevgi paylaşıldıkça artar, üzüntü paylaşıldıkça azalır.

Kısacası; ana-baba, çocuğa sevgi veren, girişim ve yeteneğini ve özgüvenini kazanabilmesi için onu destekleyen kişiler olmalıdırlar. Çocuğa yeterli düzeyde desteğin

sağlandığı bu ortamda, anne-babanın sağladığı disiplin ve eğitimin nitelikleri olumludur. Çocuğun istemi hiçbir zaman engellenmez. Aşırı davranışları anlayışla karşılanır ve

yumuşak bir biçimde düzeltilir. Böyle bir esnek ortamda çocuk, cesaretli ve ortama uyumlu bir insan olarak yetişir. Yaşamını yapıcı çabalar üzerinde kurmayı öğrenir.
ıdeal ana-babayı belirlemek çok zor olmakla beraber, başarılı ana-babalar çocuğun ihtiyacını sezen, onlara uygun yanıtlar veren, aşırı hoşgörülü veya katı olmayıp, çocuğa karşı esnek bir yapıda olan, davranışlarında belirli bir devamlılık ve kararlılık sağlayan, karşı çıkmadan önce her zaman çocuğun isteklerini dinleyen

ana-babalardır.
Yine başarılı ana-babalar, çocuğun kendi kendisini denetlemesi ya da iç denetim olan ahlak gelişimine ortam hazırlayan, çocuktaki sorumluluk duygusunu

geliştiren olayların sonuçlarıyla onları baş başa bırakan, onların hak ve özgürlüklerin sınırını öğreten, çocuklarına korku silahını çevirmeksizin, kendi kendilerini disipline eden ve düşüncelerini özgürce anlatabilen birer birey olarak yetişmelerine imkan hazırlayan kimselerdir. ALINTIDIR...
 
alkisalkisalkisalkisalkisalkis paylaşım için teşekkür miniğim çok güzel
 
alkisalkisalkisalkisalkisalkis paylaşım için teşekkür miniğim çok güzel


rıca ederım canım ne demek
uzun zamandır boyle paylasımlarda bulunamıyordum yogunlugumdan dolayı
sureklı geyık yapıp eglenmekde hosuma gıtmıyor acıkcası.
daha bılınclı bırer bırey ve anneler olmamız ıcın paylasımlarda bulunmamız gerektıgını dusunuyorum
kıtap okuma alıskanlıgımız cok yok zaten toplum olarak hele 1 senedır hıc okumuyorum cocuklar ıs dersler derken
netın faydalarından yararlanalım barı bırbırımızı daha bılınclı bırer anne halıne getırelım ıstıyorum
netıcede bır omur boyu ve oldukten sonra bıle cocuklarımızın yaptıgı herseyle bızlerde anılacagız
hıc bırımız mukemmel degılız ama en ıyısı olmayı basarabılırız ozellıkle annelıkte degılmı amaa.sa.sa.s
 
alkisalkisalkisalkisalkisalkis kesinlikle tatlım bende eskisi kadar kitep okuyamıyorum ama fırsatını bulunca hemen saldırıyorum çünkü seviyorum yeni bir şeyler öğrenmeyi özellikle çocuğum için herşey yavrularımız için değilmi ama
 
Asil Evlatlar


Köylü, yeni dogan bir sıpayı(!)kucağına almıs evine
dönerken,iki ortaokul ögrencisi kendisine takılır ve:
- “ Hayrola amca,” derler.
- “ Oğlunu nereye götürüyorsun böyle? ”
Adam, kendine yapılan bu terbiyesizlige aldırmamıs
görünerek cevap verir:
- “ Gittiğiniz okula kaydını yaptıracağım. ”
Böyle hazır cevap insanlara örnek olarak babamın anlattığı şu hikayeyi her hatırladığımda kendini bilmezlere Ali Ağa gibi cevap vermek isterim.

Vakti zamanında El-aziz’de namıyla, şanıyla, malıyla, mülküyle ve en önemlisi sözü söz, yüreği yürek bir Ali Ağası varmış. ”AĞALIK VERMEKLE, BEYLıK VURMAKLA OLUR’ u, ” aratmayacak kadar cömert ve mert adammış. Muhitinden geçen, köyüne kasabasına uğrayan herkes sofrasından bir tas ayranını içmiş ve bir kaşık pilavından yemiş. Evlenecek kızlara basma, fistan, kumaş satan bohçaçılardan tut da, çerçilere varıncaya kadar ve hatta “ GÖÇMEN KUŞLAR BıLE ” sofrasından nasiplerini aldıkları dilden dile, kulaktan kulağa anlatılırmış.

Devriye gezen karakol askerlerine ise kurdukları sofralar daha bir zengin olurmuş. ınsanın asker olarak Ali Ağaya misafir olası gelirmiş. Ali Ağanında oğlu askerde olduğundan bütün askerleri kendi evladı bilirmiş. Ve işte böyle bir günde devriye gezen askerlere kesmişler kuzuyu, yaymışlar ayranı kurmuşlar yer sofrasını. Çatal, kaşık sesleri “ SAVAŞ MEYDANI ’nı ” aratmayacak gürültüler çıkarırmış ve evin hanımı en çok bu sesi severmiş.

Ağa sofradayken büyük oğlu kapıyı büyük bir ustalıkla ağır ağır açmış ve;

- “ Ağam bir emriniz var mı? ” demiş. Ali Ağa başıyla hayır işareti yaparak eliyle çıkmasını işaret etmiş. Bu sırada askerlerden Murat bu sıcakkanlı ağanın sofrasına ve güler yüzüne ve dostane sohbetini istismar ederek haddini aşan bir ifadeyle ;

– “ Bu pısırık, mıymıntı oğlun muydu? ” demiş. Ali Ağa bozulmuş ama cehaletine vererek askerin;

- ” Evet, ” demiş.
Tadı kaçmış o an. Bir süre sonra elinde bir küp soğuk suyla içeri ağanın eşi ımoş Hanım girmiş. Suyu bırakmış ve tam çıkarken başka birşeye ihtiyaç var mı? diye sofraya göz attıktan sonra da usulende ağaya sorup çıkmış odadan.Daha demin patavatsızlık yapan bizim asker bu seferde;

- “ Bu peşmurde, sümüklü şey eşin mi? ağam, der. “ Ağa sinirlenerek;

- “ Evet, eşim ” der. Bizim asker haddini çoktan aşmış artık sermayeden yiyormuş ama başına birazdan geleceklerden habersizmiş. ınsanın dili ile beyni arasındaki yakınlığın ona akli ve mantiki konuşma yaptırmayacağını bir kez daha tecrübe etmiş ağa.

- “ Kaç para saydın bunu alırken, ağam? ” der, Ağanın hanımını kasdederek.

- “ 5 kilo altın verdim, ” der ağa. Malum o yıllarda “ BAŞLIK PARASI ” alınır, verilirmiş. Fiyatı kız tarafı genel rayiçlere göre belirler ve(ya) erkek tarafı namına göre isterse daha fazla para verirmiş.
Artık gözleri hiçbir şeyi görmez ağanın ama divanında, minderinde oturmuş adama tahammülün ve “ TANRI MıSAFıRı ‘ni ” ağırlamanın da bir adabı varmış... Bunu duyunca bizim askerin gözleri yuvasından çıkaracakmış gibi büyümüş ve içtiği ayran dudaklarından, çenesinden süzülerek dökülmüş ve ağaya;

- “ Ben de seni akıllı bilirdim ağa. Hiç bu karıya bu para ödenir mi? Benim babam anama 5 kuruş vermiş. Seni kazıklamışlar. ” demiş kahkaha atarak.
Ağa çektiği nefesin hepsini boşaltarak ve başını öne doğru sallayarak;

- “ Ben de alırdım 5 kuruşa,3 kuruşa ve hatta bedavaya amma bana “ ASıL EVLADLAR ” versin diye, atasını bilsin diye senin gibi yetiştirilmesin diye 5 kilo altın verdim.”
ALINTIDIR....
okurken gozlerım doldu tuglerım dıken dıken oldu
bır ınsan bu kadar esını yuceltır ancak
super bır hıkayeydı bence ve sız canlarımla paylasmak ıstedım:))
 

aynen canım hamıleyken elıf dogumundan sonra hatta gecen seneye kadar oglenlerı kızlar uyuyup ısımı bıtırdıgımde kahvemı kıtabımı alır okur aksam yatmadan once okuyarak uyurdum
cok buyuk zevk alıyorum kıtabımı okurken uyuyup kalmaktan
ozellıkle psıkolojı ve gelısım kıtapları cok haz verıyor bana
canım sıkkın oldugun donemlerde ustun dokmenın kıtaplarına sarılıp onu okuyarak mantıgımı harekete gecırırdım
o ankı ruh halımle duygularıma yenılmeyım dıye.
su aralar yapamıyorum netten bakınıyorum buda zevklı oluyor elının altında sureklı her an ıstedıgını bulabılmekte cok guzel
evet canım katılıyorum sana hersey evlatlarımız ıcın.
omur boyu sorumluyuz ve hay senı yetıstıren ananın demesınden bır ınsanın aklım cıkıyor oldukten sonra bıle kotu anılmak cok acı bızım ıcın
rabbım hayırlı evlatlar yetıstırmeyı nasıp etsın ınsaallah
gecen gun nette bır sey gordum belkı hurafe belkı gercek ama dehset oldum
genelde dını konularda nette boyle hurafeler olur ama ınanclı olmanın vermıs oldugu kalp ve beyınle ahırete allaha kabır azabına ınandıgım ıcın gerceklık payı olmasada nettekı bu olayın hepımızın yasayacagı seyler dıyorum
netten 18 yasındakı gencın kabır azabı dıye aratırsan gorursun sende merak edersen.gercek oldugunu dusundugumde dehset urperdım
rabbım kımselere yasatmasın ve o sekılde ızdırap vermesın.bunların hepsı hayırlı evlat ahlakla ılgılı ıste sonuca baktıgında oda ıyı evlat yetıstırmeye baglı
 
'Hayırlı evlat' için 5 önemli eğitim şart


"Hayırlı evlat" yetiştirmek, her anne-babanın arzusudur. Fakat çocuğun "hayırlı" mı "hayırsız" mı olduğunu çok geç fark ederiz. Fark ettiğimizde ise büyük oranda iş işten geçmiştir.



Bu nedenle çocuk eğitiminde erken davranmak önemlidir. Zira çocuğun eğitiminde okul öncesi dönem çok önemlidir ve tüm kaynaklar, bu dönemde edinilen davranışların insanın hayat çizgisini belirlediğini belirtirler. Dolayısıyla çocuğun eğitimine bu dönemde başlanmalıdır. Bu eğitim sürecine başlarken ilk elde sorulması gereken soru: Hayırlı evladın nitelikleri nelerdir ve hangi kaynaklardan beslenerek bu nitelikler kazandırılabilir?

Yüce Allah, Lokman Sûresi'nde (13-19) Lokman'ın (as) dilinden çocuğun eğitiminde nelerin öncelenmesi gerektiğini bakın nasıl sıralıyor: Kulluk bilinci; ebeveyne hürmet; vicdan muhasebesi; toplumsal duyarlılık; alçakgönüllülük.

1. Kulluk bilinci verilmeli

Yüce Allah (cc) çocuğun öncelikle tanımasını ve kendisine şükretmesini emreder. Çocuğun bir davranış olarak da özellikle namazla Yaradan'ına şükrünü eda etmesi gerektiği bu ayetlerde zikredilir. Çünkü namaz, en bariz kulluk göstergesi olarak kabul edilir. Kulluk bilinci, insanın ayırıcı vasfıdır. Çocuğa bundan sonra kazandırılacak her davranışın da zemini olarak değerlendirilmelidir.

2. Ebeveyne hürmet önemli

Çocuğun edinmesi gereken ikinci terbiye, ebeveyne özellikle de kendisi için büyük meşakkatlere göğüs geren anneye karşı hürmet ve şükran borcudur. Ebeveyne hürmet duygusu aşılandığında çocuk kendini aynı zamanda topluma karşı sorumlu hissedecektir. Bu sorumluluk hissi neslin sıhhatini sağladığı gibi geleneksel değerlerin aktarılmasını da mümkün kılar. Bu da toplumun safiyetinin korunması anlamına gelir. Veysel Karanî'yi dilden dile taşıyan kültür, abesle iştigal etmemektedir.

3. Toplumsal sorumluluk bilincine sahip olmalı

Çocuğun edinmesi gereken diğer bir davranış ise "toplumsal sorumluluk" bilincidir. Davranışlarından yalnız kendisi sorumlu olan birey, insan olması hasebiyle, zamanla kantarın topuzunu kaçıracaktır. En etkili kanunlar yürürlükte olsa bile kendine ve topluma karşı sorumluluk duygusu kazanmadığı için, birey istese de davranışlarını kontrol edemeyecektir. Buna karşılık, her bir ferdin yek diğerini hayra ve sabra davet ettiği, iyi işlerinde takdir edip, kötü davranışlarında uyardığı bir toplum, menzil-i maksuda en az hasarla ve süratli bir şekilde ulaşabilir. Diğer taraftan, şairin "kim var denildiğinde sağına ve soluna bakmadan ben varım diyebilecek bir gençlik" mısraı kulaklarımızdadır. Tabii ki bu sorumluluğun yükü de ağırdır. Bunun için hem çok çalışmalı -ki sebat ister- hem de başa gelenlere sabretmelidir.

4. Alçakgönüllü olmalı

Son emir ise çağı bir güneş gibi aydınlatır: Böbürlenerek yürüme. Özgüveni tam olarak yetişiyor çocuklarımız. Şüphesiz, böyle olması da gerekir. Ne var ki bu güven, onu yol arkadaşlarından ayırmamalıdır. ınsanların farklı meziyetlere sahip olduğunu bilerek, herkesin kendince değerli olduğunu bilmelidir. Hem elimizdekilerin kaçını, kendi başarımızla elde ettik ve kaçını istediğimiz kadar elimizde tutabiliriz ki? Kaldı ki bu çocuk, sahip olduğu sıradan bir nimet için bile şükretmeyi/teşekkür etmeyi ve en büyük zenginlikler içinde arkadaşlarından biriymiş gibi davranmayı bilmelidir.

5. Her çocuk, vicdan sahibi olarak yetişmeli

Çocuk, vicdanı ile baş başa kaldığında kendini dizginlemeyi bilmelidir. Toplumsal yaralarımızın temelinde bu noktadaki hassasiyet eksikliğinin yattığı, aklı başında herkesin kabul ettiği bir gerçektir. Hardal tanesi kadar bile olsa "bunu bilen bir Yaradan" inancı ile yetişen çocuk, şeffaf bir toplumu kendiliğinden oluşturacaktır. Hatta, şeffaflığın derinleştiği bir ahlakî tutum edinmiş olacaktır. Yunus Emre bu vasfıyla asırlardır aramızda yaşar. ALINTIDIR...

bugunluk bukadar yeter:))
hazır kızlar uyurken kımsecıklerde yokken nette bakınayım dedım hosuma gıden gorduklerımı sızlerle paylastım begenmenız dılegıyle sekerler
accık kacayım bende gorusmek uzere kıb
herkesı opuyorumnanaktan opuyorumnanaktan
 
 
 
merhaba hanımlar
inşallah herkes iyidir
miniğim paylaşımların için teşekkürler canım:1hug:dediğin gibi allah hepimize hayırlı evlat yetiştirmeyi nasip etsin canım:Saruboceq:
burdada çok sıcak bir hava var bunaltıyo insanı.sabahtan beri suyumda yok evide silemedim temizlikde yapamadım
eeee sizlerden naber hanımlar
 
 

bak bugün merak ettim mihriş neredesin şekercim şimdiye çoktan gelmeliydinnlmaz:

naza geçmiş olsun miniğim.annesi dikkat et meleğimize
hadi gözünaydın canım ben gece uyandırmıyorum miniğim ama benim kızda 2 gündür altı kuru kalkıyor
bu arada yukarda yazdığın olayada çok üzüldüm canım:çok üzgünüm:bir anlık dalgınlık nelere mal oluyo yazık
gerçekten çok dikkat etmemiz gereka.s
kamilecim kahvaltı yapalım sağı solu toparlayım derken bu saat oldu canım.merak ettiğin için teşekkürler canım:1hug:
 


sagolasın canım benım
amınnn ınsaallah
bosver bugunde dınlen sekercgım
bende uzanayım bıraz dedım ama sıcak uyuyamadım bakınayım tekrar dedım kızlar uyanmadan



sagolasın canım benım
ohhh ohhh masaallah melegımede hadı bakalım bunuda hallettık seker
evet vallahı bır anlık rabbım yardımcımız olsun ınsaallah
cok zor yaaa
 
evet canım allah yardımcımız olsun hepimizin
sıcakta insanın canı hiçbir şey istemiyo miniğim
ne uyuyabiliyo insan nede iş güç yapabiliyoruzmafoldumben
 
merhaba kızlar,topiğimizin ilk bebişi dünyaya gelmiş.
papatya 0606 mesaj atmış bana,ayın 7 sinde gece saat 1.30 da dünyaya gelmiş meleği.
 
Son düzenleme:
miniğim paylaşımların için çok sağol canım,hepsini okuyamadım daha ama şöyle bi göz gezdirdim önemli yerlere değinmişsin.şu an kızımın arkadaşları var.ev sakin değil sonra okucam canım hepsini.a.s
senin kızlardan birimi rahatsız ben mi öyle gördüm.eğer rahatsız sa çok geçmiş olsun.acil şifalar öpüyorum meleklerinle birlikte senideŞenizŞenizŞeniz
 

sevalcım geçmiş olsun cnm





bitanem çok teşekür ederim




minğim çok üzüldüm ya allah göstermesin
arkadaşininda başi sağolsun cnm
sorma dünü hiç unutmaıyorum allah korudu yavrumu
o kadın bağrmasydı bende döüp bakmasydım işişten geçmişti aman allahım ya aklıma geldikçe fena oluyorum allah sen yavrularımızı koru:Saruboceq::Saruboceq::Saruboceq:

cnm bu arada nazıma çok geçmiş olsun ve öpyorum opuyorumnanaktan
 
hoşbulduk cnm
tayfundan yeni frsat buldum cnm
evde olduğu için artık sık sık giremem
yarın dr gidyorum haberın olsun
şimdiden iyi akşamlar cnm kendıne iyi bak öptüm
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…