Muhteşem Yüzyıl Star Tv

Eski Hürrem Sultan Meryem Uzerli diziden ayrılması sizi nasıl etkiledi ?

  • Bir daha bu diziyi izlemem

    OY: 54 23,3%
  • Gelen gideni aratacak gibi ama izlerim

    OY: 45 19,4%
  • Kimse vazgeçilmez değildir. Emeğe, ekibe saygı aynı keyifle izlemeye devam

    OY: 65 28,0%
  • Kararsızım ama eski tadı kalmadı. İzlesem de olur izlemesem de.

    OY: 84 36,2%

  • Ankete Katılan
    232
muhtesem yüzyilin eski heyecanini yakalayamiyorum son 3,4 bölümdür öyle :26:
 
mimar sinan olarak kim gelir acaba bu role....
mihrimah her gördüğüne aşık olduğuna göre fazla yakışıklı boylu poslu olması şart değil....
şöyle bi düşündüm de BÜLENT İNAL o kadar güzel yakışır ki adamdan karizma dökülüyor yerlere....tam sinanlık bi karakter...zaten mihricik de görür görmez abayı yakar, malkoçu da hemen gömer maziye, taşlıcalının akıbeti gibi zaar :)
 
mimar sinan yok hürrem bişeyler yaptırmış sinana oda yok sinan unutuldu galiba

Hürrem bu hafta Sülüman'a külliye yaptırmak istediğini söyledi, Hürrem Sultan'ın yaptırdığı külliyeyi Mimar Sinan yapmış, yani birkaç bölüm sonra Mimar Sinan'ı diziye sokarlar

:)))) evet ya ne çabuk unuttu taşlıcalıyı, Bülent İnal bencede çok yakışır Mimar Sinan rolüne
Sen tut taşlıcalı, malkoçoğlu gibi delikanlılar varken Rüstem Paşa gibi çanak kafalıyla evlen
Büyük ikramiye dururken amortiye razı olmak gibi birşey
Her hafta Rüstem Paşayı gördükçe gülüyorum, dizide nerdeyse tüm adamlar kalıplı, kıyafetleri dolduruyor ama Rüstem Paşa narin yapılı, hele savaş kıyafetlerini giydiğinde kafasına taktığı şey çanak gibi duruyor

Ozan Güven özür dilerim ya, oyunculuğunu seviyorum, yıllardırda İkinci Bahar'da Türkan Şoray'ın oğlu rolünde gördüğümden beri takip ettiğim bir aktör ama kıyafetler komik duruyor
 
balibeyi çok çekici yaa o ne kalıptır öyle
kas erkeğe yakışıyor harbi ya kalıplı olunca erkek böyle sanki güç göstergesi gibi oluyor
 
meryem uzerli bir ödül daha aldi hakkiyla

ŞTE TÜRKİYE’NİN EN İYİLERİ
En İyi Yarışma Programı: Ben Bilmem Eşim Bilir
En İyi Magazin Programı: Show Klüp-Mert Öğün
Müzik Eğlence Programı Özel Ödülü: Yavuz Bingöl-Serkan Çağrı / Bir Ses Bir Nefes
En İyi Komedi Dizisi: Pis Yedili / Gani Müjde
En İyi Spor Programı: Telegol / TV 8 Serhat Ulueren
En İyi Erkek Komedi Oyuncusu: Ahmet Kural / İşler Güçler
En İyi Kadın Komedi Oyuncusu: Gupse Özay / Yalan Dünya
Sosyal Medyayı En İyi Kullanan Ünlü: Demet Akalın
Sosyal Medyayı En İyi Kullanan Siyasetçi : Abdullah Gül
En İyi Sosyal Sorumluluk Projesi: Gönül Elçileri / Emine Erdoğan
En İyi Ana Haber Spikeri: Mehmet Ali Birand / Kanal D
En İyi Kadın Programı: Esra Erol’da Evlen Benimle / ATV
En İyi Tartışma Programı: 32. Gün / Kanal D
En İyi Dizi Kadın Oyuncusu: Meryem Uzerli / Muhteşem Yüzyıl
En İyi Dizi Erkek Oyuncusu: Halit Ergenç / Muhteşem Yüzyıl
En İyi Dizi: Muhteşem Yüzyıl
En İyi Günlük Dizi Özel Ödül: Unutma Beni
Özel Ödül: Kültür Sanata Katkı / Temel Bulut
Yılın En İyi Albümü: Orhan Gencebay / Orhan Gencebay ile Bir Ömür
En İyi Video Klip: Mustafa Ceceli Bir Yanlış Kaç Doğru
En İyi Reklam Filmi: Bruno Bebekleri
Sosyal Medyayı En İyi Kullanan Gazeteci: Ahmet Hakan





2. Kristal Fare Ödülleri'nde En iyi kadın oyuncu ödülünü alan Meryem Uzerli yaptığı açıklamalarla da izleyenleri güldürdü.
 

hakkaten mune yaa bende hep gülüyorum onu gördükçe birde hani hünkarın karşısında divana diziliyorlar ya hepsi kalıplı kalıplı heybetliler sarıklarıyla falan...ama o minnak minnak duruyor öyle :)
bülent inal çok yakışır gerçekten hep aklıma gelir ve o kıyfetleri giydiğini şöyle hayal ediyorumda zaten karizma desen adamdan karizma akıyor çok güzel yakışır bıyıklı falan olunca :)
mihri mah da artık gördğü anda hemen o maviş maviş gözleriyle edalı edalı bakar malkoça baktığı gibi :)
ama o bakışlarda iş yok mihrimahcım baksana iki kişi de kabul etmedi seni eminim ki malkoç da o mektupta taşlıcalının mektubuna benzer bişeyler yazdı...işte devleti aliye ihanet edemem bağışlayın beni sultanım bıdı bıdı tarzında
 
yeni fargman çıkmış......... altınlar gerçekmiş.............. kanuni hatice yi münasip bir paşayla, şahsultanda bali beyi kızıyla evlendirmek istiyor........
 
muhteşem sonunda dest-i izdivaca bağlandı..
malkoçoğlu gidiyor hatce evleniyorr
 
bali bey haberi duyunca pek üzüldü...demekki mihrimah da gözü varmış..mihrimah kuduracak hemde kuzisiyle evlendiriyorlar zaten kıskanıyordu....malesef mihriciğim kaytan bıyıklıyla değil,atçı rüstemle halvet olacaksın...
 
Sülü Haticeyi evlendiremeden Hatice ölür, benden söylemesi.

Evet kizlar, Balibeyde elden gidiyor Ama Sahsultanin kizi biraz sönükte olsa yakisirlar.
Kizin Mehmetle hayallari suya düser. Balibeyin Mihrimaha karsi bisey hissetigini zaten düsünmüyordum.

Rüstemde heralde Ayasin yerine gececegine düsünüyor, ama sira Lütfide
Hürremsiz bir fragman olmus, güzel olmus
 
iyide hatice sultan hangi münasip paşayla evlenebilir ki merak ettim şimdi....ibrahim ibrahim diye diye o münsaip paşayı da kendi gibi delirtir, :)
mihri yine ağzı açık bakacak desenize...tühh belki bu sefer olur diye düşünüyordum....:)
zavallı mihri, güzellik de işe yaramıyor mihricim, bahtın yokmuş napalım, minnak rüsteme kalacan yani :)
malkoça üzüldüm yaa o kızı sevmemiştim ben nedense...:) şah sultanın havasından geçilmez artık...
ama tahminimce mihrimah şah sultana düşman olup intikam almak isteyebilir....eee nede olsa hürremin kızı :) bırakmaz bu işin arkasını....
hürremle bir olup bakalım ana kız neler yapıcaklar...
 
Sabah namazına kalkmayan cariyenin üstü çizilirdi


Geçen hafta tarihçi Yavuz Bahadıroğlu, Sadrazam İbrahim Paşa’nın idamına ilişkin ilginç bir görüşle ortaya çıktı. Bahadıroğlu, ünlü tarihçi Solakzade’nin yazdıklarına dayanarak bardağı taşıran son damlanın ‘İbrahim Paşa’nın Hürrem Sultan’a duyduğu aşk’ olduğunu iddia ediyor: “Tezimi çürütecek kimse varsa hodri meydan!”


PARGALI’NIN EŞİ MUHSİNE HATUN’DU

İBRAHİM Paşa Osmanlı’daki sistemin var ettiği biri. Kanuni döneminde küçük adam yoktur çünkü ortada muhteşem bir adam var. Bu ihtişam da İbrahim Paşa’ya bulaşmış ve Avusturya devleti ona ‘Muhteşem Sadrazam, Muhteşem İbrahim Paşa’ demiştir. Kanuni’nin ona bu kadar göz yummasının nedeni dünyayı çok iyi tanımasıdır. İbrahim Paşa dünyada yeni çıkan tüm eserleri yayınlandıktan birkaç ay sonra okumuştur. Dört dil bilir. “Hatice Sultan’la aralarında derin bir aşk yaşanmış mı?” diye soruluyor. Son bulgulara göre Hatice Sultan’la İbrahim Paşa hiç evlenmemiştir. Muhsine Hatun denen bir kadınla evlidir. Tarihte ve tarih dışında aşk hikayeleri insanların hep dikkatini çeker. Bu anlamda Mihrimah Sultan ile Mimar Sinan’ı da aşık ettiler. Güzel bir hikaye ama küçük bir kusuru var, doğru değil! Tabii ki sultanlar da aşık olmuş. Örneğin I. Abdülhamit bir cariyeye sevdalanmış, “Ayağının tozu olayım” diye şiirler yazmıştır.

MEZARININ BAŞINDA BİR ÇİTLEMBİK AĞACI

Pargalı Hürrem’e aşıktı, iddiamı sürdürüyorum. Solakzade tarihinde Hz. Süleyman’dan hareket ederek böyle bir şeye değiniyor. Kanuni eğer İbrahim Paşa’nın siyasi hatalarından dolayı katlettirseydi en az 7-8 yıl önce bunu yapardı. Şehzade Mustafa’yı fazla desteklediği için öldürüldü diyenler var. Kanuni İbrahim Paşa’nın serasker sultan unvanını kullanmasına bile göz yummuştur. O iftar sofrasında kulağına ne fısıldanmış, bardağı taşıran ne olmuş ki padişah bu kadar öfkelenmiş? Yıkanmadan, cenaze namazı kılınmadan gömülüyor İbrahim Paşa. Mezarının yeri bile belli değil. Fındıklı’da diyen de var, Okmeydanı’nda diyen de. Solakzade Fındıklı’da olduğuna dair rivayet ediyor. Mezar taşı bile yok, başında bir çitlembik ağacı bulunuyormuş...

HÜRREM’İN YAPTIKLARI ANNENİN ÇIRPINIŞI

HÜRREM Sultan’ın yaptıkları oğlunu padişah olarak görmek yani bir anlamda hayatını kurtarmak isteyen bir annenin çırpınışlarıdır. Kanuni’nin sekiz şehzadesi var. Şehzade Cihangir küçük yaşlarda, Şehzade Mehmet 20’li yaşlarda vefat ediyor. Sarayda gerçi öz kardeşler arasında bile sempati ve sevgi ilişkisi yok. Aralarında rekabet var. Anneler “En iyi sensin. Babanın tahtına sen oturacaksın” diye telkin ediyor. Eğer Hürrem Sultan “Oğlum padişah olmazsa vali olur” diyebilseydi herhalde farklı davranırdı. Bu bakımdan Şehzade Mustafa’nın katlini istemesi
normal. Benim oğlum edileceğine o edilsin!
Çünkü tahta geçmeyenin yaşama şansı yok. Bu açıdan Kanuni de anlıyor Hürrem Sultan’ın davranışlarını ve bunun annenin çırpınışı olarak değerlendiriyor. Şehzade Mustafa kendi ölümünü kendi hazırlıyor. Mahidevran Sultan’ın Hürrem’den aşağı kalır yeri yok ama onu kimse cadı ilan etmiyor, mağdur gibi gösteriliyor. Neden? Hak sanki Mustafa’nınmış gibi! Oysa Osmanlı’da veliaht yok, kime nasip olursa o tahta çıkar.

KÖLE DEĞİL EV KIZI MUAMELESİ GÖRÜRLERDİ

SARAYA giren cariye her şeyden arındırıldıktan sonra testlere tabi tutulurdu. Mesela yatağının altına bir altın konur, bakalım eli uzun mu, dürüst mü diye... Sarayda musiki aleti çalamayan cariye yoktu. İki tip cariye padişaha eş olamazdı: Diline ve dinine hakim olmayan! Örneğin sabah namazına kalkmayan cariyenin üstü çizilirdi. Haremde beş vakit ezan okunur, dini hayat dibine kadar yaşanırdı. Yetiştirilen cariyelerin çoğu hanım sultanların, şehzadelerin hizmetine ayrılırdı. Bir kısmı enderunda yetişmiş devlet adamlarına eş olarak seçilirdi. Buna çırak çıkma denirdi. Bu cariyeler yerleştikleri bölgenin hanımlarına okuma yazma öğretmek, orayı şehirleştirmek için çalışırdı, herbiri büyük saygı görürdü. Kurban Bayramı’ndan valide sultan onlara süslenmiş koç gönderirdi. Yani köle değil ev kızı muamelesi görürlerdi. Ancak saray hayatı ne kadın ne erkekler için öykünülecek bir şey değildi. Dört duvar arasında geçen bir hayat...

ÇAMURLU AYAKKABILARLA ARZ ODASINA GİRERDİ

KANUNİ'NİN süt annesi Afife Hanım hiç saraya gelmedi, Trabzon’da yaşadı. Ancak oğlu Yahya Efendi geldi. Enteresan bir adamdı, çamurlu ayakkabılarla arz odasına girer, padişahı “Sen kimin yolundan gidiyorsun” diye azarlardı. Bir gün bir papaz Yahya Efendi’nin atının yularına yapışıp “Nedir senin süt kardeşinden çektiğimiz efendi hazretleri. Kilise vergisi koymuş” dedi. Yahya Efendi yolundan dönüp saraya gitti. Çünkü geç gelen adalet adalet değildir! Kanuni’ye “Beri bak, bre karındaşım! Sen ne halt ediyorsun?” dedi. Olanları anlatınca Kanuni durumdan haberi olmadığını söyledi ve sonunda küçük vergi memurlarından birinin bunu akıl ettiği ortaya çıktı. Kanuni “Bak günahsızmışım” dedi. Yahya Efendi “Bu vergi memuru kime bağlı, onun üstü kime bağlı?” derken en son sadrazama kadar gelindi. “Peki sadrazam kime bağlı?” dediğinde Kanuni “Anladım” yanıtını verdi.

EN MUTSUZ İNSANLAR PADİŞAHLARDIR

SANILDIĞI gibi haremdekilerle sık görüşmek mümkün değildi. Fatih Kanunnamesi gereği padişah bile hareme haftada iki gün gidebilirdi. Fatih öyle ayrıntılı bir protokol hazırlamış ki hiçbir padişah onun dışına taşmaya cesaret edememiş. Bayramlaşma nasıl olur, padişah kimin önünde ayağa kalkar, kimi kucaklar, kim el öper, bunlar bile ayrıntılı biçimde belirlenmiş. Fransız gezgin Dr. Brayer diyor ki “En mutsuz insanlar padişahlardır.” Ne istediği eşi alabilir ne istediği işi yapabilir. Padişahın eşini bile valide sultan seçer. Çünkü cariyeleri en iyi o tanır. Her yerde gözü kulağı vardır. Saray içinde adeta bir MOBESE sistemi bulunuyor, kalfalardan oluşan...

SARAYDA ZEHİRLENEREK ÖLEN YOK

OSMANLI kadınları gösterilmeye çalışıldığı gibi entrikacı, güçlü değildi. 600 küsur senelik Osmanlı tarihinde öne çıkan üç kadın var: Safiye Sultan, Kösem Sultan ve Hürrem Sultan. Tarih kitapları Hürrem Sultan’ı elinden zehir şişesi düşmeyen biri gibi gösterir. Ancak Osmanlı’da saray içinde zehirlenerek ölen kimseyi bilmiyorum. Fatih Sultan Mehmet’in Gebze yakınlarında zehirlendiği iddiaları var. Hürrem Sultan’ın böyle gösterilmesi tarihi erkeklerin yazmış olduğundan kaynaklanan bir araz gibi geldi bana araştırdıkça. Tarihe biraz kadın eli değmeli. Biz erkekler nerede bir kadın görsek kafasını koparmaya bayılıyoruz. Bunu Hz. Havva için bile yapıyorlar. Kuran-ı Kerim “Şeytan ikisini de kandırdı, yasak meyveyi yediler” diyor. Buna rağmen peygamberler tarihi kaleme alan ‘dindar’ yazarlar “Hz. Havva, Hz. Adem’i kandırdı” diyor. Bir kadın oldu mu, şeytana ne gerek var diye bakılıyor.

ALINTI

 
[video=youtube;qmJz7ECIGwE]http://www.youtube.com/watch?feature=player_profilepage&v=qmJz7ECIGwE[/video]
 
Vallahi ben Osmanlı'yı anlatır diye değil görüntü kalitesi ve renklerin doygunluğu gözlerimi tatmin ettiği için izliyorum diziyi denk geldikçe.Fragman sonundaki şah sultanın kararına sevindim :)Mihrimahta hem ayran gönüllü hem gurursuz çıktı iyi mi :)
 
hürrem büyünün etkisiyle fragmana bile uğramamış
fragmanlarda zaten filmlerin en heyecanlı yerleri gösterilir....burdan da anlaşılıyor ki bu üç gelişmeden başka bi heyecan yok anlaşılan...
mihri de ne gurursuzmuş arkadaş...mimar sinan gelince ona da aynılarını mı diyecek acaba...o maviş gözleriyle edalı bakışları ile
 
gıcık şahuban ne istiyorsun hürroşumuzun biricik kızının sewdiceğinden. sülüman boynunu wurdururda kurtuluruz inşallah

haticeye de koca lazım. yoksa durmaz bi yerde diye düşünüyo sülüman.
 
Yahu dizi aldı başını gidiyo bir kaos bir kargaşa koskoca hükümdar kadınlar arası çekişmelere dahil oluyo demiyoki beni saçma sapan çekişmelerinizle oyalamayın sefere çıkıcaz diye bi çözüm getiriemiyo bu mevzulara sürekli kadınlar arasında kalıyo yok kardeşleri yok hürrem yok madevran yok firuze .. Koca hükğmdar bi laf geçiremiyor yani ne kardeşlerine ne karısına bi höt dese hepsinin durulması lazım ama hatice hükümdarın nikahlı eşine büyü yaptırabilme mahşdevran hğrremi öldürmek için saraya ajan gönderme şahsultanda mustafa ayaklanma çıkardı diyecek kadar cesaretlişer demekki hiçbiri hükümdardan korkmuyo
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…