Mutlu bayramlar arkadaşlar.
Bir süredir kendime dert ettiğim ve vesveseye dönüşen bir düşünce var kafamda.
Bu forumda benzer konular olduğunda derdi olan kişinin kendine gelip hayatına devam etmesi için bir şeyler yazıyoruz, bilincindeyiz bir şeylerin aslında. Ama işte.. Bazen kendimizde tıkanıyoruz.
Hayatımda bir süredir kimse yok. En son görüştüğüm kişi ile güzel bir dinamik yakaladığımıza inanıyordum. Bir yıl sürmedi ve ilişki sonlarına doğru beni üzecek kıvam almaya başladığında ben ayrıldım, o da bunu bekliyormuş gibi rahatladı ve ayrılığımızdan bir iki ay sonra eski sevgilisi ile evlendi. Bu süreçte karanlık bir yan varsa, demek istediğim ikimizi idare etmesi ile ilgili vs. kanıtım yok, 6. hissim var, kanıtım olmadığı için kötü düşünmek istemedim. Kimseyi kötü konuşturmadım, iyisi ile kötüsü ile Allah’a havale ettim ve bu defteri kapattım. Çok da mutlu olduğunu duydum. Denecek söz yoktu, o artık evli bir adam sonuçta, işim olamaz düşüncesinde bile.
Bunu anlatmamın sebebi şu.
Bu ilişkinin en güzel yaşandığı sıralarda benimle görüşmek isteyen bir sürü kişi çıktı, hep öyle olur ya.
Ve ben doğrucu davut olduğum için, sadakate önem verdiğim için, kendime yakıştırmadığım için ve en önemlisi hayatımı sürdürebileceğime inandığım kişi ile beraberim niye çıkıyor ki bu kısmetler kafasında olduğum için reddettim. Ben memnundum ilişkiden, o mutluydu yani öyle hissediyordum, böyle düşünmemi sağlıyordu davranışlarıyla ve sözleriyle.
Hatta bir ihtimal farklı bir karakterim olsaydı bile, yani iki üç kişiyi idare etmeye müsait bir karakterim olsaydı bile yapamazdım onunlayken eminim, öyle bir sevgi-şefkat uyandırıyordu bende.
Ben reddettim o kişileri ve kimse olmasaydı muhtemelen şans verirdim. Hiçbir pişmanlık hissetmeden reddettim.
Şimdi kafamı kurcalayan yere geliyorum.
Daha mı soğukkanlı olmalıydım? Daha mı sağlam basmaya dikkat etmeliydim? O ilişkiye son verip, duygularımı içimde öldürüp gelenlere şans mı vermeliydim? 32 yaşındaydım o sıra, 20 li yaşların flört tarzı ile bir olmamalıydı belki? Mantık 4’te 3 mü yer kaplamalıydı?
Belki diyeceksiniz o kişiyi karşına alıp konuşsaydın ona göre karar verseydin diye. Yani o ihtimali düşünmedim bile, o kişiyi 3-4 kişi arasından bir seçenek haline getirmedim içimde.
Öyle bir ruh halindeyim ki şu an, sanki o sıra daha mantıklı hareket etmeliydim, tüm her şeyi teptim, yanlış davrandım. Bunu yenemiyorum, rutinlik mi etki etti anlamıyorum. İçimi döktüğüm arkadaşlarım diyor ki, o sırada gelenlerden hiçbiri de senin nasibin değilmiş, yoksa bulurdu tekrar diye. Ben öyle hissedemiyorum, sanki farklı kararlar alsaydım kafama yatan birini bulurdum, nasibim olurdu gibi geliyor. Ben yanlış hareket ettiğim için nasibim olmamış gibi geliyor. Kendimi suçlu hissediyorum. Kendi hayatımdan çalmışım gibi hissediyorum.
Umarım anlatabilmişimdir kendimi. Çok garip bir ruh halindeyim.