neden bosanmalar bu kadar artti

fahri konsolos

Ben giderim adım kalır mı acaba :)
tek ayak cezası
Kayıtlı Üye
12 Aralık 2010
8.367
5.409
248
neden bu kadar cok bosanan - bosanmak isteyen var?
(ben de dahil)
acaba eskiler mi yapiyordu dogrusunu bosanma ihtimalini dusunmeyerek, ya da biz nasil olsa bosaniriz diye mi evleniyoruz?
benim esimle yasadigim sorunlari yasayip mutlu evliligi oldugunu dusunen teyzeler var!
yaptigimiz cogu yorumda bile agzimizdan bosandan baska bir sey cikmiyor!
acaba evlilik gereksiz bir kurum mu?
sahiden mutluyum diyenler evliliklerini oldugu gibi kabul edenler mi? yoksa sahiden mukemmel bir evlilik mi yasiyorlar?
sanirim kendi toplumumuzdan biriyle evlenseydim simdiye bosanmis olurdum. esim ve yetistirilme sekli icin bosanmak imkansiza yakin. esim mi sacmaliyor mutsuz olsak da beraber kalalim diyerek yoksa. ben mi her aksilikte bosanma secenegini aklina getirdigim icin yanlisim?
 
evliliğe biz fazla anlam yüklüyoruz boşanmak da dünyanın sonu değil.. eskiden kadınlar şimdiki kadar maddi açıdan güçlü cesaretli ve haklarını bilir halde değildi ne çekerse kaderim deyip boyun eğerdi bugün kadınları o şekle sokmaya çalışanlar var adam dövsün sövsün sen çek diye telkinde bulunuyorlar..

boşanmaların önemli bir kısmı erkek kaynaklı aldatma ve şiddette 1. sırada dolayısıyla boşanılması çok normal ki sağlıklı toplum için bu gerekli dengesiz evlilikler dengesiz toplumlar yaratıyor.. ufak bir şeyde mahkemeye koşulmamalı ama boşanmaya da öcü gibi bakılmamalı.
 
Bu konuda eskilerin mantığına daha yakınım, ama TAMAMIYLA değil. Onlar bir çok şeye göz yumarak, bir çok şeyi sineye çekerek evliliklerinde bir aşamaya gelebilmişler burası kesin. Şimdilerde bence kendimi ezdirmicem diye kadınlar da eşlerini eziyorlar (psikolojik olarak) ve erkekler bu baskıya dayanamıyorlar, çünkü hayatları boyunca böyle bir gerilim yaşamamışlar. Evlerine geldiklerinde onların deyimiyle "kadın dırdırı" duymak istemiyorlar. O yüzden kadın ne yaşarsa yaşasın üzüntüsünü eşine çok belli etmeden yaşamalı BİR SÜRE. En azından erkek bu kadınla aile olduğunu hissedene kadar.
 
Bu konuda eskilerin mantığına daha yakınım, ama TAMAMIYLA değil. Onlar bir çok şeye göz yumarak, bir çok şeyi sineye çekerek evliliklerinde bir aşamaya gelebilmişler burası kesin. Şimdilerde bence kendimi ezdirmicem diye kadınlar da eşlerini eziyorlar (psikolojik olarak) ve erkekler bu baskıya dayanamıyorlar, çünkü hayatları boyunca böyle bir gerilim yaşamamışlar. Evlerine geldiklerinde onların deyimiyle "kadın dırdırı" duymak istemiyorlar. O yüzden kadın ne yaşarsa yaşasın üzüntüsünü eşine çok belli etmeden yaşamalı BİR SÜRE. En azından erkek bu kadınla aile olduğunu hissedene kadar.

anlayan erkek yok ki onlar alışmışlar kendi ailelerindeki pasif kadınlara kendi eşini de öyle olması için zorluyor e kadın da kendi ailesindeki kadınların çektiği acıları görüp öyle olmak istemiyor şunu anlamadım kadın illa kendini ezdirmek zorundamı neden kendini ezdirmek istememesi bir sorun teşkil ediyor?

erkekleri düzgün yetiştirsek sorun kalmayacak ama olmuyor işte..
 
Tam hatırlamıyorum bi dizidemi duymustum reklamdami görmüştüm ama şöle diyordu yasli bi amca... "eskiden birsey bozuldugunda tamir ederdik bi değeri vardi bizim için bi radyonun, bi Çömlegin. Ama simdi bozulan sey çöpe atılıyor, cunku kıymet bilen yok"

Elbette bosanmaya karsi degilim kimse hayatini zindana cevirmesin ama birazda tamir etmeliyiz sanirim..
 
Eskiden boşanmanın ayıp bir şey olduğu düşünülürdü. Tabi bir de eskiden kadınlar bu kadar ekonomik özgürlüğe sahip değildi.

Şimdi kadınlar da kendi paralarını kazanıyorlar, eşlerine muhtaç değiller. Boşandıkları zaman ayaklarının üstünde durabileceklerini biliyorlar ve dolayısıyla evlilik içindeki dayaklara, küfürlere katlanmıyorlar.

Ha çok basit olaylar yüzünden boşanıyorum diyenlerin çoğu şımarıklık yapıyor ama işin içinde şiddet, hakaret varsa kesinlikle boşanmalardan yanayım.
 
ben dayaktan kufurden aldatmadan bahsetmiyorum arkadaslar.
ornegin ilgisizlik
kayin aile problemleri
evde is paylasimi
monotonluk
ani tartisma sonrasi kararlar
gorus ayriliklari
vs vs
 
En kısa cevabı eskiler başka seçenekleri olmadığından devam etmek zorunda kalmışlar anlattıklarına bakılırsa aslında evlilikleri bizimkilerden de çekilmezmiş...
Boşanmanın çok büyük bir oranı erkek kaynaklı eskiler dönse ailesi kabul etmeyeceği ve kendilerini idame ettirecek ekonomileri olmadığı için eşinin ailesine , aldatılmaya dayağa katlanmış ve devam etmek zorunda kalmışlar.
 
bir de madalyonun diger yuzu var, dayak da yese, aldatilsa da, hayati zindan da edilse bosanmayan kadinlar, maddi durumu iyi olsa dahi bosanmayanlar.
 
ben dayaktan kufurden aldatmadan bahsetmiyorum arkadaslar.
ornegin ilgisizlik
kayin aile problemleri
evde is paylasimi
monotonluk
ani tartisma sonrasi kararlar
gorus ayriliklari
vs vs

erkeğin ailesi yüzünden sorunn çıkması kadınların kafalarını kullanamayıp erkek ailesine yakın veya onlarla yaşamayı kabul etmesinden kaynaklanıyor.. erkek ailesine yakın olacak ama ben ailemden uzaklaşacağım.
niye?
ben ağaç kavuğundanmı çıktım?
 
erkeğin ailesi yüzünden sorunn çıkması kadınların kafalarını kullanamayıp erkek ailesine yakın veya onlarla yaşamayı kabul etmesinden kaynaklanıyor.. erkek ailesine yakın olacak ama ben ailemden uzaklaşacağım.
niye?
ben ağaç kavuğundanmı çıktım?

iste arkadasim sen ve benim gibi dusunenler klasik bir erkege catmissa mutlu bir evlilik yasamalari imkansiz.
 
bir de madalyonun diger yuzu var, dayak da yese, aldatilsa da, hayati zindan da edilse bosanmayan kadinlar, maddi durumu iyi olsa dahi bosanmayanlar.

Aşk heralde , bağımlılk yada kaygılar vardır bir sebebi kendini ölümle burun buruna bırakmıyorsa onada saygı duymak lazım
dört beş sene önceydi bir polis eşini vurmuştu üç kere evi ter edip gitmiş kadın dördüncü kere barıştırmışlar ve kadın canından oldu
 
Aşk heralde , bağımlılk yada kaygılar vardır bir sebebi kendini ölümle burun buruna bırakmıyorsa onada saygı duymak lazım
dört beş sene önceydi bir polis eşini vurmuştu üç kere evi ter edip gitmiş kadın dördüncü kere barıştırmışlar ve kadın canından oldu

insan kendini doven birine nasil asik kalabilir, Baskalarinin kokusu uzerine sinmis adami nasil yatagina(midesine) alabilir :50: saygi duyamiyorum malesef( imkani olmayanlar ve tek seferlik affedenler istisna)
 
eski zamanda ayrılma yokmuş çünkü kadının ekonomik özgürlüğü yokmuş
ben 3 sene ex ten dayak hakaret ne varsa gördüm ama hep sustum.
ta ki çalına kadar işe girdim kendime olan güvenim kendime geldi.
aileme söyledim arkandayız dedi
he arkamda olmasalardı da boşanıcaktım ev tutucaktım vs. hepsini düşünmüştüm ona göre iş verenimle maaş pazarlığına girmiştim çok şükür ailem arkamda durdu..

ananemi dedim bırakmış başka kadın yüzünden daha 29 yaşında iki çocuk biri 7 biri 9 yaşlarında babasının evine dönmüş
çocuklarını bırak öyle gel yoksa olmaz demiş
ona da çok şükür abisi sAHip çıkmış.

eskiden boşanmış kadın olmak ayıpmış. bayanlar ASla arkadaşlık kurmak istemezmiş eşlerini ayartıcak diye.
şimdi öyle mi hayır ?

ben tekrar evlendim hemde daha önce hiç evlenmemiş kökeni doğu olan biriyle çok şükür çokta mutlu huzurluyum :nazar:

ama düşüncem sudur ki

baktın olmuyor bakmayacaksın !
 
olsun istersin…
hatta olsun diye yapılması gerekenden daha da fazla üstelersin.
aşktır; değer verirsin, ödün verirsin, sevgiden de öte saygı gösterirsin, olmayacak kaç şey varsa bir araya bile getirirsin…
bakarsın, ne anlattığını anlayabilmiş ne de çözüm için bir şeyler yapma gayretinde.
iştir; sabahlarsın, “olsun” diye ailenden çaldığın zamanı oraya verirsin…
dosttur; hayatta kimseyi dinlemediğin kadar dinler, kendine ayırmadığın onca şeyi “o’na” ayırmaya çalışırsın…
sonra olayın içinden kendini çıkartır şöyle karşıdan yaptıklarına bir bakarsın… bakarsın ki her şey başladığın gibi!
olmuyorsa, olmuyordur!

gönlün rahat mı?
elinden geleni yaptın mı?
cidden olmuyorsa zorlamayacaksın…
 
insan kendini doven birine nasil asik kalabilir, Baskalarinin kokusu uzerine sinmis adami nasil yatagina(midesine) alabilir :50: saygi duyamiyorum malesef( imkani olmayanlar ve tek seferlik affedenler istisna)

Ne yalan söyliyim benimde bünyem almıyor yada savunduğum birşeyde değil ama içlerinde ne yaşıyorlar bilemeyiz
 
Evlilikten beklentiler yuksek tutuluyor evlenince butun dertler biter sanilir hersey cok guzel olacak ...biz kadinlar daha cok bu beklentiye giriyoruz cunku oyle yetisyoruz yapmak istedklermizi erteleriz hep evlenince yaparsin kocan alir kocanla gezersin mantigi boyle buyuyoruz...ee tabi evlenince nirvanaya ulasacagimizi saniyoruz çünkü beklenti çok yuksek..ve evlendkten sonra bakiyoruz yok oyle bi dunya masallardaki gibi tozpembe degil pembesi gidiyor tozu kaliyor...ne oluyo sonra kocaman bi hayal kirikligi ben boyle hayal etmemistim diye mutsuz olup bosanmayi dusunuyorz hemen.sanirim beklentiler fazla yuksek tutulmamali gerçekçi olunmali ama yasanmadan da anlamiyorz bazi seyleri...bi de flort donemi...buyuk bir aşk yasayan ciftler birbirlerinin herseylerine evet diyorlar ee evlenince oyle olmuyo adam degisti diyoruz adam degismiyor biz yine beklentileri yuksek tuttgumuzdan yine hayal kirikligi yasiyoruz..sanirim biz gencler biraz da tahammulsuz olmusuz ufak bi sorunda resti cekiyoruz oyle olmasak keske....
 
Son düzenleme:
Tum bunlar bence tamamen es secimi ile ilgili...

Ayrica bir kadin once kendi kendini tanimali.
Neyin kendini mutlu edip, neyin etmeyecegini bilmeli
Ve esini de ona gore secmeli.

Yoksa evlendikten sonra genelde degisen erkek degil kadindir.
 
Tum bunlar bence tamamen es secimi ile ilgili...

Ayrica bir kadin once kendi kendini tanimali.
Neyin kendini mutlu edip, neyin etmeyecegini bilmeli
Ve esini de ona gore secmeli.

Yoksa evlendikten sonra genelde degisen erkek degil kadindir.
degisti malesef esim, bence erkek degisir. nikah olduktan sonra rahatlatip gercek yuzlerini gosteriyorlar belki de.
o sebeple secme olayina katilmiyorum
 
Evlenmekten korkuyorum,tamamen bireysel bir korku bu.Çünkü devir babannelerimizin devri değil artık.Teknoloji,farkındalık,bilinç ve eğitim olarak daha üst bir seviyedeyiz doğru,bu bence aynı zamanda bir lanet.Aşağılanmayı,psikolojik olarak hırpalanmayı bir tık öteye kadar yakınlaştıran bir lanet.Aldatmaların çoğu sosyal medya üzerinden yapılıyor biliyorsunuz.İmkanı olan,kaldıramayan boşanıyor.Ama elinde bir mesleği,imkanı olmayanlar,yola sinerek devam etmek zorunda olanlar için bu bir ütopya.Ülkemizde hala gelinlikle çıkan kefenle girer zihniyeti var.Bu kadınlarımızın önüne bir barikat koyuyor.Dayak yiyor,çocuğu aç kalıyor yine de o adamı çekmek zorunda bırakılıyor.Çok yanlış.O evlilikte ihanet ve şiddet varsa o evlilik bitmiştir.Çocuk da bir bahane değil,öyle bir ortamda büyüyen çocuk zaten sağlıklı olamaz.
Ben çiftlerin birbirlerini tanıma sürelerinin uzun olmasını ve ilişkileri oturduktan sonra aynı evi bir süre paylaşmalarını savunuyorum.Öbür türlüsü kumar.Kafelerde fink atmayla karşındakini tanıyamıyorsun..Buna herkesin yapısı,değerleri uygun değildir anlarım,o zaman da nişanlılık/sözlülük döneminde hoşunuza gitmeyen şeylerin üstünü örtmeyin,elalem ne der diye düşünmeyin.
Mantık evliliği de yanlış,sevmediğin bir adamla aynı yatağı nasıl paylaşacaksın? %95 kopma oluyor bu tür evlilikte.Kafa yapısı,karakter,bakış açısı gibi mantıksal değerlerin yanında aşk da olacak..
Günümüzde ilerlemenin hızından dolayı tüketim de arttı.Aşk,sevgi,sadakat çabuk tüketiliyor.İnsanlar paranoyak oldu.Zihniyeti bozuk insan çoğaldı.Günümüz modern erkeği ve kadını en küçük bir kavgada soluğu mahkemede alıyor.Elimi sallasam ellisi,ne çekeceğim,yenisini bulurum düşüncesi toplumu yozlaştırıyor.Böyle düşünenler evlenmesin de zaten..Yukarıda yazdığım ekstrem durumlar harici evliliğin kurtarılma yoluna gidilmesi taraftarıyım...
 
Son düzenleme:
Back
X