Klasik bir kayınvalide görümce konusu olsun isterdim ama biraz farklı. Nişanlıyım ve ailesinden nefret ediyorum. Evrende nefes almalarını lüzumsuz buluyorum. Diyeceksiniz ki neden noldu. Hicbir şey olmadı iyi davranışları oldu kötü olmadı ama yine de nefret ediyorum. Nişanlımı dünya üzerinde ki kimse ile paylaşmak istemiyorum. Kimseyle uğraşmak istemiyorum. Kendi soyuma alasim geliyor. Kv arıyor rahatsız oluyorum, anne demiyorum demek istemiyorum, görümcem kendince konu açıyor tiksiniyorum, kp yemek yiyor nefret ediyorum. Yapmaları gereken fakat Yapmadıkları her şey için onlardan uzaklaşmak istiyorum. Sadece sevgilimle olup evrenden silinsinler istiyorum. Bir bardak su bile içsinler istemiyorum elimden. Ama ne yazık ki bu nefret duygularimin dışarıya karşı hiçbir yansıması yok normal bir gelin gibi davranıyorum. Tüm bu düşüncelerimden nişanlımin haberi var. Içimden geçenlerin hepsini açık haliyle biliyor. Hatasız, muazzam insanlar değiller elbette ama yine de bu kadar nefreti haketmiyorlar. Para yok demeleri sınır ediyor, nişanlıma iş buyurmalari beni çıldırtıyor. Çok basit şeyleri bile savaş varmış gibi içimde büyütüyorum.
Hayat artık benim için yaşanılmaz bir hal almaya başladı. Içimde ki bu duyguların sönmesini istiyorum. Bunu ancak ben yapabilirim. Çok kez normallestirmeye iyi yönünden bakmayı denedim 2 saniye falan sürüyor. Beceremedim. Biliyorum annesi babasi onlar olmasa sevdigim insan da olmazdi. Kendi ailem icin boyle dusunulse cok yara alirdim. Fakat olmuyor iste tum dogru cumleleri biliyorun ama hayatimda hicbir seyi degistirmiyor bu durum. Bana yardımcı olur musunuz? Içimde ki onlara beslediğim kötü enerjiyi nasıl yok edebilirim. Iyi olsun da istemiyorum, kötü olmasın yeter. Içten içe kendimi çok yıpratıyor bu durum, insan sevgimi sorgulatıyor. Duygularımı çok yoğun yaşamak çok yıpratıcı olmaya başladı. Kırıcı olmayan tüm önerilerinize açığım. Bu durumu nasıl sonlandira bilirim ?
İnsan sevgilisini ayrı sever, anne babasını kardeşini ayrı. Nişanlınızın nişanlınız olmasını sağlayan insanlar onlar, onlardan bir parça taşıyor.
Sizin duygunuz sevdiğinizi izole etmek yönünde. Ailesi olmasın, arkadaşları olmasın,sadece benim olsun. Sanırım terk edilmekten korkuyorsunuz... Nişanlınıza bu duyguları söylemeniz de zaman içinde onun ailesiyle olan ilişkilerinde suçluluk duymasına yol açacak.
Peki sevdiklerimizden koparsak, uzaklaşırsak ne olur? Ailemizden, dostlarımızdan eşimiz/ sevgilimiz için uzaklaşırsak ne olur? Ne olur söyleyeyim mi, solarız. Solarız yani bir çiçek gibi. Hayat enerjimiz, ışığımız söner. İnsan sosyal bir varlık, insan ilişkileriyle var olan bir varlık. Sevdiğimiz bizden başka kimseyle görüşmesin istemek, ailesinden bağımsız olsun istemek, onun bu ilişkilerini, yani yaşam enerjisinin bir bölümünü kesmektir. Bir nevi psikolojik şiddettir aslında...
Sizin bu duygunuzun temeli özgüvensizlik, terk edilme korkusu olabilir. Bunun üzerine düşünebilirsiniz klişe olacak ama destek alabilirsiniz. Ben olsam sevgilimin sevilen, annesine iyi davranan, kardeşlerine kol kanat geren, çevresi geniş biri olmasını çok isterdim, böyle birinin beni sevmesini, böyle biriyle hayatımı birleştirmeyi isterdim.
Mesela eski sevgilimin kız kardeşleri vardı iki tane, ikisine de çok özel bir sevgim yoktu, ama sevgilimin onlarla arasının iyi olması artı bir sürü normal kız arkadaşının olması bana şöyle bir dolaylı avantaj sağlıyordu: adam kadınları tanıdığı için, onalrla insani saygılı ilişkiler kurabildiği için, bana da saygılı davranıyordu, benim sınırlarıma saygılıydı, bana bir insan olarak çok saygılıydı anlatabildim mi? İyi ilişkiler kurabilen insanlardan genelde iyi sevgili olur. Mesela başka bir sevgilim vardı annesine inanılmaz saygısız. Ve benim hayatımı mahveden kişidir kendisi. Tabi ki ana kuzusu olsun demiyoruz, sütten kesilmiş olsun, kendi kararlarını kendi alsın. Ama ailesiyle, dostlarıyla mümkün olduğunca güzel ilişkileri olsun, güzel insan olsun. Onun ailesi ister istemez sizin de aileniz olacak.
Bir de buradaki konulardaki KV ve görümcelere bakmayın, çok güzel, çok insani örnekler de var. Mesela bana küçükken halam ve babaannem baktı. Ben dört aylıkken annem bel fıtığından hastaneye yatmış. Halam üşenmemiş, karda kışta her gün anne sütü içeyim diye beni hastaneye anneme götürmüş, anneme bakmış. Annem de halamı ablası gibi görür, ablam der, şu an halam yaşlı, annem her daim yardım eder ona öz ablası gibi. Aynı şekilde annemle babam bir keresinde ayrılacaklardı, teyzelerim ve dayım babamın tarafını tuttu, o kadar öz abileri gibi benimsemişlerdir babamı. Böyle güzel örnekler de var. Ha bu arada babamın babası yok, ve ailesi çok fakir, ne düğün yapmışlar ne nişan, ne takı. Kaldı ki bu devirde bu ekonomik koşullarda erkek ailesi şunu yapar bunu yapar artık kalmadı. Herkesi kendi koşulları içinde değerlendirin, artısı da var herkesin eksisi de... Ona göre kabullenin veya idare edin veya yakınlaşın. Ama nefret sadece sizi yıpratır.
Aile olmayı başarabilirseniz aileniz genişler, size destek olacak insan sayısı artar.