Nerde yanlış yapıyoruz?

Bana göre de evde olsak bırakayım ağlasın, susunca gelsin sarılalım.
Ama başka yerde gidip yaşıtına/küçüğüne vuruyor, sonra ortamda bi aaa detip davranışı pekiştirmeler.
Çünkü 27 aylık çocuk hiç vurur mu?

Senin nezdinde sorayım, nasıl parmağında oynattırmayacağız?
Babası ilaç verirken annem içirsin dedi, ikna olmayınca gittim verdim.
Altını değiştirirken babam değiştirsin dedi, mümkün değil artık ben degiştiremezdim.
Bunun gibi şeyler.
Orda ikna edip de işimizi halledemiyoruz, nasıl olacak?
Ilacini ok annesi versin.. altinida zorla alirdim ben.. benim cocuklar laf dinlemediklerinde onlara birseyler anlatmaya baslardim dinlerken hallederdim isimi:) mesela altini alirken kacip gidecek ya.. eline hem oyuncak tutusturup bi ysndan anlatiyorum snlayan cocuga ama.. konusan cocuga.. bi varmis bir yokmus.. altini annesine aldirmayan bi cocuk varmis....bu cocugun annesi oglunu cok seviyomuss.. derken hoopp isim bitti bile:)) gibi gibi.. beni dinlemedigi anda bi hikayeye basliyodun ben..
 
Ben 2 yaşına kadar hiç diyordum. Sonra bi pedagoga gittim. “Dayanamıyorum, içim dışım oyun. Çocuk sosyal değil, yetmiyor. Ben televizyon izleticem, ne kadar süre veriyorsunuz?” dedim. Gün içinde ayrı zamanlarda toplam 1 saat televizyon izleyebilir demişti. Ama telefon ve tabletin yaydığı ışınları kaldırabilecek durumda değiller, ileride göz problemleriyle uğraşırım diyorsan bir şey diyemem demişti. Şimdi öğleden önce 2 öğleden sonra 2 pepe izletiyorum. 10ar dakika. Günde 4 kere talebini yerine getirince “annecim seni çok seviyorum” diye geziyor. He bide inanılmaz şeyler öğrendi, 8-10 şarkı ezberledi sayesinde. Dozu aşmadıkça herkes mutlu oluyor.

Çok çok kasmamak gerekiyor. Dediğin gibi diğer anneler çatışma ortamı yaratmıyor. Ama onların terazilerinde zararlı kefe daha baskın.

Sana bi reset lazım. Sabır yenilemesi lazım. Ben pedagogdan sonra yenilenmiştim. Sende yöntemini bul, biraz rahatla ama yolundan çok da sapma. Bence doğru yapıyorsun.
Televizyon sırası bana gelmiyor ki.
Anneanne bakıyor, 60 yaşında kadın izletme diyemem, çoğu gün yarım saat o izletiyor.
Arada benim erken çıktığım günler babası açıyormuş hazırlanmak için.
Anası tv açmamak için yarım saatte hazırlanacağına 2 saatte hazırlansın, babası zora gelemesin çünkü.
Bu sefer haftasonu da haftaiçi belki fazla izlemiştir diye açmıyorum.
O televizyon sırası bana hiç gelmiyor.

Ben bir süre eve kapanmak istiyorum galiba.
Eşime de dedim hiçbir yere gitmek istemiyorum, etraftan gelen tepkiler çok yoruyor beni.
Ama 5 gün çocuğu annemden alıyorum, nasıl gitmeyeyim.
 
Ben evde de sinir krizlerindeyim, en azından siz bir tarafı kotarabilmişsiniz.
Bu gece aynen şöyle deyip geçtim ağladım, ‘milletin adı da anne benimki de, herkes ne zorluklarla büyütüyoruz diyecek ama hak mı şimdi bu eminim mükafatı farklıdır çünkü bendeki çocuk değil sabır taşı’!
Ki 2 tane oldukları için gerçekten kafayı yiyeceğim bir gün.
Ama çevremde çokça gördüğüm şey, kendi evinde kuralları olan ama dışarıda ya da başkasının evinde çocuğunu tanımazdan gelen anne modeli!
Evinde yere ekmek dökülse bebeğine kızan arkadaşım, restoranda bebeği yerlerde sürünüyor yuvarlanıyor üzerine bir de kış ayı, zemin soğuk ama tınn.
Ben de her garsondan, çevredekilerden özür dileye dileye çocuğu zaptetmek adına ikimize de işkence çektirtorum.
Allah o rahatlıktan nasip etsin ne diyeyim.
 
Her türlü zihin açıklığım ve bilinçliliğim ile bende kendimi böyle defalarca sorguladım.(hala sorgularım) Çünkü; çocuklar çok aktif, çocuklar çok laf dinliyor, çocuklar çok uyumlu. Televizyon izletme, telefon verme, zararlı her şeyden kaçın, göz hizasına in, sallama, bağırma, dokun derken neden dayak yiyen televizyona bağımlı çocuklar benim kızımdan daha sosyal ve inatçı değil diye soruyorum.

Yanıtı bence şu; özgürler ve doya doya benliklerini arıyorlar. Doya doya dirençleri sınıyorlar. Otoriteyi zorluyorlar. Avaz avaz ben diye bağırıyorlar. Bunu o 27 aylık bebe yapıyor. Çok daha erken başlıyor hatta. Şimdim 29 aylık kızım bana, bağırınca ayar veriyor “sakın bi daha bağırma, bak çok üzüldüm” diye.

Sinir krizi geçireceksin, sakinleşeceksin, bi daha geçireceksin. Sen öfkeliyken eşin çocuğa kızsa eşinle kavga edip çocuğa savunacaksın ama değecek. İnanıyorum. Çok güzel ve sağlam bireyler olacaklar. Yeter ki sende o ortam değişikliğinde oluşturduğun otorite boşluğunu farketmesn. Gerekirse az gir kalabalığa ama değişme.


İlk paragraftaki soruyu ben de çok sordum kendime.

Neyse şimdi oğluma bakınca çok dertlenmisim her sey aslında normalmis diyorum;)
 
Ilacini ok annesi versin.. altinida zorla alirdim ben.. benim cocuklar laf dinlemediklerinde onlara birseyler anlatmaya baslardim dinlerken hallederdim isimi:) mesela altini alirken kacip gidecek ya.. eline hem oyuncak tutusturup bi ysndan anlatiyorum snlayan cocuga ama.. konusan cocuga.. bi varmis bir yokmus.. altini annesine aldirmayan bi cocuk varmis....bu cocugun annesi oglunu cok seviyomuss.. derken hoopp isim bitti bile:)) gibi gibi.. beni dinlemedigi anda bi hikayeye basliyodun ben..

Bizde de hikaye uydurma çok işe yariyor.alt açarken ve giydirirken.hatta ikizlerim birbirinin hikayelerini de dinliyor:)
 
Benim 14 aylık ikizlerim var. Birisi 10 aylıkken huyunu belli etti, uyku hariç bütün gün ağlıyor, yırtınıyor. İstediği olana kadar, çığlık atıyor. Ben birazda fıtrat diyorum bu işe. Diğeri hiç öyle değil mesela. Zamane çocuklarının hepsi zor ama bazıları ekstra zor. Allah kuvvet ve bol sabır versin hepimize.
Amin.
Size ve çok çocuklulara 2 kat.

Valla her cocugun sendromu ayri oluyor sanirim,
3 yas sendromu yasamadik biz,
2 yasta dagitip gecti sagolsun,
Kardesi de simdi onun izinde,
Bir haftadir kresten eve geliyor, tam 3 saat agliyor, sonra yatip uyuyor... neden peki? Dun corbasi istedigi sicaklikta degilmis mesela, bugun de yemek 10 dakika kadar gecikti. ..
Bugüne kadar 2 yaş sendromu demedim ben, o daha ağır bir dönem diye düşündüm hep, ama bakıyorum ay 30 gün 2 günü rahat geçiyor anca.
Ne oluyorsa ağlamak istemiyor o günlerde.

Ah ah kelin merhemi olsa ah!dislerimi sıktım da geldim şimdi. 24 aylık bir çocuğu uyutmak bu kadar zor olmamali ya. Doğduğundan beri uykusu problemli 2 senedir yok düzene sokamadik memeyi kestim şimdi memelerimi elleyerek uyuyor. 2 yaşındaki çocuk 11de uyur mu ya?en az 45 dk uyutmaya çalışır mi bi insan?35 yaşındayım bir sürü problem yaşadım hayatımda çocuğu uyuturken yaşadığım problem bunların yanında hiçmis. Bu kadar büyük konuşuyorum işte
Bana da emzirmeyi kes rahat edeceksin diyorlar da külahıma anlatsınlar.
Ben çocuğumu bilmiyorum sanki, bu uykusuzluğa meme talepleri eklenecek bir de.
Allah kolaylık versin.

Ben nerede olursam olayım.Birakiyorum ağlasın.bir kaç seçenek sunuyorum.olmadi mi en fazla rezil olurum diyorum.insanlarin ne düşündüğünü takmam bu konuda.
Kuzunuz inatlasacak tabiki.bagimsizlik savaşı veriyor su an
anda..iki yasin bir süreç olduğunu okudum.bu dönemde düşünme yetisi konuşmanın çok ilerisinde olurmus.yani kelime hazinesi yetmezmis düşündüğünü ifade etmeye.. dolayısıyla sinir inat ağlama krizleri had safhada oluyormuş..

Bence kendinizi sorgulamayın..elimizden gelenin en iyisini yaptığınız konunuzdan belli.
Her ortamda bırakamıyorum.
Gidip 1 yaşındaki kuzenine zarar veriyor, mecbur tutmak zorunda kalıyorum onlar varsa.
Başka yerde insanlar tepki veriyor(sokak ortamı değil, tanıďıklar), kendi çocuğum o tepkilere maruz kalmasın istiyorum, kendi haline bırakamıyorum.
Bilmiyorum yönetemiyorum gerçekten.
 
Son düzenleme:
Bizde de hikaye uydurma çok işe yariyor.alt açarken ve giydirirken.hatta ikizlerim birbirinin hikayelerini de dinliyor:)
Bizim evde 2 kişi gerekir alt değişimine.
Saniye durmuyor sonra her yere malum çiş...
Birimiz kollarından tutuyoruz, diğeri tekmeleri kafasına gelmesin diye bir boksör edasıyla tek eliyle savuşturup, diğer eliyle alt değişiyor.
Hikaye, ninni, kitap okuma, tv vb hiçbiri işe yaramadı.
 
Ilacini ok annesi versin.. altinida zorla alirdim ben.. benim cocuklar laf dinlemediklerinde onlara birseyler anlatmaya baslardim dinlerken hallederdim isimi:) mesela altini alirken kacip gidecek ya.. eline hem oyuncak tutusturup bi ysndan anlatiyorum snlayan cocuga ama.. konusan cocuga.. bi varmis bir yokmus.. altini annesine aldirmayan bi cocuk varmis....bu cocugun annesi oglunu cok seviyomuss.. derken hoopp isim bitti bile:)) gibi gibi.. beni dinlemedigi anda bi hikayeye basliyodun ben..
Altını zorla anca abimin yöntemiyle, kafa ve kollarını ayaklarımla tutarsam değiştirebilirim :)
Bende onu o an oyalayacak veri yok.
Benim başka bi yeğen hikaye dinlerken 3 çeşit yemek yerdi, bizimki de dinliyor ama el ayak tetikte, işliyor.

Ben evde de sinir krizlerindeyim, en azından siz bir tarafı kotarabilmişsiniz.
Bu gece aynen şöyle deyip geçtim ağladım, ‘milletin adı da anne benimki de, herkes ne zorluklarla büyütüyoruz diyecek ama hak mı şimdi bu eminim mükafatı farklıdır çünkü bendeki çocuk değil sabır taşı’!
Ki 2 tane oldukları için gerçekten kafayı yiyeceğim bir gün.
Ama çevremde çokça gördüğüm şey, kendi evinde kuralları olan ama dışarıda ya da başkasının evinde çocuğunu tanımazdan gelen anne modeli!
Evinde yere ekmek dökülse bebeğine kızan arkadaşım, restoranda bebeği yerlerde sürünüyor yuvarlanıyor üzerine bir de kış ayı, zemin soğuk ama tınn.
Ben de her garsondan, çevredekilerden özür dileye dileye çocuğu zaptetmek adına ikimize de işkence çektirtorum.
Allah o rahatlıktan nasip etsin ne diyeyim.
Yarı rahat anneyim diyebilirim.
Avm'de birden gelen emekleme isteğine, asfalta yüzükoyun yatmasına da karışırsam ben çıldırırım.
Daha çok araba önüne atlamasın, insanlar yürüken üstlerine doğru çıkmasın diye çabam.
Evde de zaten tek olduğu için ev onun, at koşturuyor.
 
Bizim evde 2 kişi gerekir alt değişimine.
Saniye durmuyor sonra her yere malum çiş...
Birimiz kollarından tutuyoruz, diğeri tekmeleri kafasına gelmesin diye bir boksör edasıyla tek eliyle savuşturup, diğer eliyle alt değişiyor.
Hikaye, ninni, kitap okuma, tv vb hiçbiri işe yaramadı.
Bi ara biz de iki kişi değiştiriyorduk, şu ara maşallah nazar değmesin eskisi gibi değil.
Size naz yapıyordur diyen olursa anneanne ve babaanne de dede desteğiyle değiştirdi hep.
1 sene sürdü galiba.
 
Şimdi 2 yaş sendromunda. Daha bunun 3 yaş sendromu var, 4-5 yaşı var... :)) Bir sendromdan çıkıp diğerine giriyor bebeler. Biz de insanız, hep doğru şekilde yönetemiyoruz krizleri. Her gün ayrı bir vicdan azabı. Bu da geçecek.
Kızım 8-9 aylıktı doktora kontrole gitmiştik. doğuştan gelen hastalığıydı, kilo sorunuydu, koliğiydi, ek gıda sorunuydu derken o kadar dolmuşum ki doktorun karşısında bir güzel ağladım:)) Daha başıma gelecekleri bilmiyormuşum.
Öyle böyle geçiyor her şey.
 
Altını zorla anca abimin yöntemiyle, kafa ve kollarını ayaklarımla tutarsam değiştirebilirim :)
Bende onu o an oyalayacak veri yok.
Benim başka bi yeğen hikaye dinlerken 3 çeşit yemek yerdi, bizimki de dinliyor ama el ayak tetikte, işliyor.


Yarı rahat anneyim diyebilirim.
Avm'de birden gelen emekleme isteğine, asfalta yüzükoyun yatmasına da karışırsam ben çıldırırım.
Daha çok araba önüne atlamasın, insanlar yürüken üstlerine doğru çıkmasın diye çabam.
Evde de zaten tek olduğu için ev onun, at koşturuyor.
Ben olamıyorum...
Ev aynı dediğiniz gibi, onlara ait sadece tehlikeli durumlara müdahale ediyorum(ki evim başlı başına tehlike zaten) ama sınırlı özgürlükten yanayım.
Bu sebeple ev özgür alanı, dışarısı ise kurallarına göre yaşanması gereken bir ortam bilincindeyim.
Zaten her şeye cıyak cıyak ağlar, yemekler yerlerde zaten yemez, sinirden eşya fırlatır derken; bir de sürünmek, uzaklaşmak, kafasına göre gezinmek gibi şeyleri huy edinirse, kafamda huniyle gezeceğim.
Nerede hata bilmiyorum, fıtrata inananlardanım.
2 bebeğim karakter olarak o kadar zıtlar ki, bir tek yaramazlıkları benzer.
O sebeple artık kendime suç bulamıyorum ben, çare zaten yok.
Bir çarkın içinde programlanmış makine gibi aynı şeyleri milyon kere yaptığım günlere uyanıp yeniden uyuyorum.

Benim için oldukça zor bir gündü, sabah 8 de yatabildim ancak ve gün içerisinde emek edip yaptığım her şeyin 5 saniye içinde bozulmasını izledim defalarca.
Biranda konunuzda içimi döküverdim kusura bakmayın.
 
Pfff benzer seyleri yasadigim zamanlar oldu. Yasi buyudukce azaliyor canim,belki biraz iciniz rahatlar diye soyleyeyim dedim. Allah kolaylik versin annelik cok zor
 
Bana göre de evde olsak bırakayım ağlasın, susunca gelsin sarılalım.
Ama başka yerde gidip yaşıtına/küçüğüne vuruyor, sonra ortamda bi aaa detip davranışı pekiştirmeler.
Çünkü 27 aylık çocuk hiç vurur mu?

Senin nezdinde sorayım, nasıl parmağında oynattırmayacağız?
Babası ilaç verirken annem içirsin dedi, ikna olmayınca gittim verdim.
Altını değiştirirken babam değiştirsin dedi, mümkün değil artık ben degiştiremezdim.
Bunun gibi şeyler.
Orda ikna edip de işimizi halledemiyoruz, nasıl olacak?
Benim kizimda 30 aylik. Bir seyi tutturduu mumkun degil fikrini degistiremiyorum. Bazen yapiyorum, bazen aglatiyorum. Aglayincada 1 saat susmadan aglamisligi var .

İlk cocugu boyle degildi ama daha kolay ikna olurdu. Karakter birazda . Ama genelde burdada gordugun gibi herkes boyle.
Ama geciyor . İlerde her dedigi i yapmamaya calis ama sonra aglayarak yaptiran tanidiklarimda var.
 
Odaya kapandım ağlamam geçti, yazıyorum.
Alınan herkesten peşin peşin özür dilerim, ama ben de bi iç dökeyim yani, şiştim.

Bebe 27 aylık.
Normalde kendimi pek sorgulamam, en azından alenen sorgulamam ama gidip çocuğun yüzüne neden diye bağıramadığıma göre oturdum kendimi sorguluyorum.
Yani yetiştireceğimiz bir bebe, onu da beceremiyoruz.
İlgisiz ebeveyn değiliz, güya az çok da anlıyoruz ama siz deyin fıtrat, beriki desin normal, öteki desin eksik bir şeyler var, ben diyeyim beceremedik.

Çocuğun ağlamasını da, inadını da normal görürüm, zaten mümkün mertebe inatlaşmam.
Ama bu kadar inatlaşmamama rağmen bu tutturmalar cinnet noktasına götürüp getiriyor beni.
Dışarı çıkmamız bağıra çağıra, dışarda gezmemiz bağıra çağıra, eve girmemiz zaten bağıra çağıra.
Tabii benim tepeden tırnağa hazırlanıp geri soyunmuşluğum da çok, çünkü evet benim gücüm çocuğu giydirip dışarı çıkarmaya yetmiyor, çünkü kedi sevelim diye ağlayan bebe ben giyinirken fikir değiştirmiş oluyor.

Neyse bunlar normal.
Tek başımayken ettiği tüm eziyetlere(eziyet mi dedi o?) amenna, o an gerilirim geçer.
Ama insan içinde ben de insanlıktan çıkıyorum.

Bugün annemlerde kuzenleriyle güzel güzel oynarken doğal olarak birsüre sonra işler sarpa sardı.
Saatlerce ona ağladı, buna ağladı.
Neyse.
Bi ara baktım elinde telefon, görmezden geldim.
Sonra bi ara tekrar gördüm kapattım.
O kadar saldırdı ki etrafa, açmalarına ses etmedim, yan odada da bebek uyuyor.
Sonra tekrar çocuk kavgası, telefonu aldım kapattım asıl kriz geldi.
Bu arada bebek uyanacak diye ben gerim gerim gerildim.
Bir taraftan tutturan çocuğa tahammül zor, kendi ailem de olsa rahatsız ediyoruz diye gerildim, kucağımda tutamıyorum, bıraksam yer cücesi gidip 5 yaşındaki kuzenini tırmalıyor.

Buna mı ağladım, evet buna ağladım.
Elinde telefon gördüm diye sinirlendim, sonra tutturmasını yönetemedim diye sinirlendim.
Etrafımızda gözlem yapacak kadar çocuk var, bu kadar tutturan az gördüm diye sinirlendim, demek ki bir yerde hata yapıyoruz.

Ben ne kadar bilinçli davranmaya çalışırsam çalışayım bak ama şu konuda da şöyle rahatız dediğim bir şey yok.
Ohh gelsin kınamalar.
"Aaa ama bu hiç söz dinlemiyor?"
E 27 aylık? Demeyeceğim artık bunu. Aman kimseye bir şey gösterdiğim de yok ama içten içe yara olmuş demek ki ağlıyorum işte.

Ben evetin ve hayırın sınırlarını bilmiyorum herhalde.
Bu gece fıtrat deyip geçmeyeceğim, bu gece kendimi yiyeceğim.

Özet isteyen olursa: Evde sallamadığım tutturmalarını kalabalık ortamlarda yönetemiyorum. Bu kadar.
Bı tanede bende var 16 aylık ama hiç 16 aylık gibi davranmiyo buzdolabının fişini koparmaya çalışma fırını kemirme koltuklarda uçmaya çalışma bezlerini parçalama telefon kumanda için diretme şarj aletlerini kemirme bla bla o kadar bitiyorum ki gün içinde beni parmağında oynatıyor akşam akşam dolap kapasina 2 kere sebebsiz kafa atıp ağlayıp uyudu bende toplum içinde çok tedirgin oluyorum insanlar bsy soylemesin istiyorum ama yapacak bsy yok herşey gibi bunlarda geçecek daha çok sabır
 
Ben olamıyorum...
Ev aynı dediğiniz gibi, onlara ait sadece tehlikeli durumlara müdahale ediyorum(ki evim başlı başına tehlike zaten) ama sınırlı özgürlükten yanayım.
Bu sebeple ev özgür alanı, dışarısı ise kurallarına göre yaşanması gereken bir ortam bilincindeyim.
Zaten her şeye cıyak cıyak ağlar, yemekler yerlerde zaten yemez, sinirden eşya fırlatır derken; bir de sürünmek, uzaklaşmak, kafasına göre gezinmek gibi şeyleri huy edinirse, kafamda huniyle gezeceğim.
Nerede hata bilmiyorum, fıtrata inananlardanım.
2 bebeğim karakter olarak o kadar zıtlar ki, bir tek yaramazlıkları benzer.
O sebeple artık kendime suç bulamıyorum ben, çare zaten yok.
Bir çarkın içinde programlanmış makine gibi aynı şeyleri milyon kere yaptığım günlere uyanıp yeniden uyuyorum.

Benim için oldukça zor bir gündü, sabah 8 de yatabildim ancak ve gün içerisinde emek edip yaptığım her şeyin 5 saniye içinde bozulmasını izledim defalarca.
Biranda konunuzda içimi döküverdim kusura bakmayın.
Dökün lütfen, insan tecrübe istiyor, aslında dertleşmek istiyor.

Dışarıda yemek yiyeceksek oyun alanı olan yerleri tercih ederiz mutlaka.
Kalabalıksa girmez, girse de zaten birine vuracak mı diye gözümüz hep onda.
1 dakika içerde 1 dakika dışarda, arada dalarsa 5 dakika içerde derken ne yediysek o :)
Ek gıdaya geçtiği ilk zamanlar yere atıyor diye çok geriliyordum, şimdi ona da alıştım.
En son kendimiz temizliyoruz onun döktüklerini.
En rahatı eve paket yaptırmak, dışardaki yemek değil, eziyet.
 
Benim kizimda 30 aylik. Bir seyi tutturduu mumkun degil fikrini degistiremiyorum. Bazen yapiyorum, bazen aglatiyorum. Aglayincada 1 saat susmadan aglamisligi var .

İlk cocugu boyle degildi ama daha kolay ikna olurdu. Karakter birazda . Ama genelde burdada gordugun gibi herkes boyle.
Ama geciyor . İlerde her dedigi i yapmamaya calis ama sonra aglayarak yaptiran tanidiklarimda var.
Şu anda o kadar küçük değiller aslında, yani elbette mantıklı düşnemezler ama şimdi istediği gibi davranırsa ilerde önünü alamam diye düşünüyorum, ayarı tutturamıyorum.

Bı tanede bende var 16 aylık ama hiç 16 aylık gibi davranmiyo buzdolabının fişini koparmaya çalışma fırını kemirme koltuklarda uçmaya çalışma bezlerini parçalama telefon kumanda için diretme şarj aletlerini kemirme bla bla o kadar bitiyorum ki gün içinde beni parmağında oynatıyor akşam akşam dolap kapasina 2 kere sebebsiz kafa atıp ağlayıp uyudu bende toplum içinde çok tedirgin oluyorum insanlar bsy soylemesin istiyorum ama yapacak bsy yok herşey gibi bunlarda geçecek daha çok sabır
Geçecek tabii.
Ama doğru tutumla zararsız geçse ne güzel olur.
 
Şu anda o kadar küçük değiller aslında, yani elbette mantıklı düşnemezler ama şimdi istediği gibi davranırsa ilerde önünü alamam diye düşünüyorum, ayarı tutturamıyorum.


Geçecek tabii.
Ama doğru tutumla zararsız geçse ne güzel olur.
Onun için bu sabırlar zaten ama bı yandanda düşünmüyo değilim onlarin psikolojisini düşünürken bizimki nolucak
 
Evli ve çocuklu olmadığım için kendi tecrübelerimi yazamayacağım ama üç çocuklu kız kardeşim bu ara sürekli"Ben mükemmel anne olmak adına,uzmanları dinleye dinleye çocukları ve kendimi mahvetmişim"diyor.O sakinleştikçe çocuklarda öyle olmaya başladı."Bağırmayan Anneler "kitabını okuyor bu günlerde ve "hatalarımı anladım" diyor.Belki sizin de işinize yarar.
 
Offf yine ağladım burda.
Yeminle daha sosyal ve uyumlular ve ben artık senin gibi pozitif bakmıyorum buna.
Şiddet kısmını es geçtim, çünkü onlar çocuklarını germiyor bence.
Biz "Hayır televizyon açamam bıdı bıdı..." diyene kadar açıyor televizyonu, al sana mutlu anne mutlu çocuk.
Sonra bu bebe telefon görüp yapışıyor.
Bugün arada eline verseydik bu kadar ağlamaz mıydı acaba dedim.
Anneme göre çok kısıtlıyormuşum zaten.
Buna cevaben ben de bişeyler yazayım..şöyle ki bizim evde televizyon yoktu,yeni taşındığımız evde bu ay tanıştı yavrum(20 aylık). Babası sağolsun,ben işe giderken kapıdan çıkmadan tv yi açıyor,eline müzik açıp teli de veriyor. Anlata anlata bi hayli azalttım bunu. Bugün tv açmamış mesela ve 3 şarkı dinletmiş sadece. Gün içinde tel i gördüğü zaman diretiyor, kendi videolarını izlemek istiyor, karşı çıkmayıp unutturacak bişey bulana kadar izletiyorum. Çünkü hırçınlaşması benim için daha ciddi bir problem. Telefonları gün içinde ortadan kaldırarak bu konudaki ısrarlarına son vermeyi düşünüyorum sadece. Çikolata vb için de aynı şeyi düşünüyorum. Kesinlikle vermeyeceğim birşeyse göstermemeye özen gösteriyorum. Mesela yazın kv lerde misafirlere çikolata ikram edileceği zaman kızımı ortamdan uzaklaştırır,kabukları toplar,öyle getirirdim ortama. Aksi taktirde kaçışı yoksa ve o esnada hele ki kalabalıkta rezil olacaksak ben de verirdim teli. O hırçınlığın yansımalarıyla(çok baskıcısın yorumları falan) uğraşmak daha can sıkıcı geliyor. Karışık oldu biraz yazım kusura bakmayın kafam kazan günün yorgunluğundan.
Özetle kızınızın hırçınlığı doğal,duruma göre hareket edin. İdeali bu deyip kendinizi de bunaltmayın.
 
Back
X