nişanlımın abisi

kendinize ve o kisiye en buyuk iyilik, adamin kendi duzeninin olmasi olacaktir,
bu da kendi basina yasayabilirse kendi evinde bir yardimci veya sizin yardiminizla olabilir,
eger olamazsa da bakim evidir.

Asla kendi evinize onu getirip onu da kendinizi de huzursuz etmeyiniz.

Bakim evini kotu bir yer olarak dusunmeyiniz,
tabi ki gondereceginiz yeri iyi arastirirsiniz.

ayrica hepimiz engelli adayiyiz,
engelli olmazsak da, olur da omur yeterse yaslanacagiz ve bakima muhtac olacagiz.
O durumda da yine kendim icin en sagliklisi bakim evi diyorum.
Elbette kendime bakabildigim surece kendi evimde yasamak isterim ama olmuyorsa da cocuklarimin / sevdiklerimin evine gitmektense bakim evi daha uygun.
 
kendinize ve o kisiye en buyuk iyilik, adamin kendi duzeninin olmasi olacaktir,
bu da kendi basina yasayabilirse kendi evinde bir yardimci veya sizin yardiminizla olabilir,
eger olamazsa da bakim evidir.

Asla kendi evinize onu getirip onu da kendinizi de huzursuz etmeyiniz.

Bakim evini kotu bir yer olarak dusunmeyiniz,
tabi ki gondereceginiz yeri iyi arastirirsiniz.

ayrica hepimiz engelli adayiyiz,
engelli olmazsak da, olur da omur yeterse yaslanacagiz ve bakima muhtac olacagiz.
O durumda da yine kendim icin en sagliklisi bakim evi diyorum.
Elbette kendime bakabildigim surece kendi evimde yasamak isterim ama olmuyorsa da cocuklarimin / sevdiklerimin evine gitmektense bakim evi daha uygun.
Bunu kendi adıma ben de düşünüyorum bazen. Allah kimseye muhtaç etmesin bakılan kişi için de çok zor. Ben de başka düzene gitmek istemezdim, yansıtmasalar bile kötü bir his. Kendi maaşımla evde yatılı bakıcı birinci tercihim olurdu, olmazsa da özel ve güvenilir bir kurum en güzeli. Kendi özel odanda yaşıtlarınla sosyalleşmek de birinin yanına sığınmaktan daha güzel
 
Bunu kendi adıma ben de düşünüyorum bazen. Allah kimseye muhtaç etmesin bakılan kişi için de çok zor. Ben de başka düzene gitmek istemezdim, yansıtmasalar bile kötü bir his. Kendi maaşımla evde yatılı bakıcı birinci tercihim olurdu, olmazsa da özel ve güvenilir bir kurum en güzeli. Kendi özel odanda yaşıtlarınla sosyalleşmek de birinin yanına sığınmaktan daha güzel

ya eskisi gibi olsa, evde her zaman birisi var, cocuklar eve erken geliyor, o zaman belki ev de musaitse dusunulur de,
simdi cocugu da dahil eve aksam giriyor zaten, evde bakilan kisi tamamen yanlizliga terk edilmis gibi oluyor, oyle olacagina bakim evinde daha fazla insanla gorusulur diye dusunuyorum ben. Bir de kendi yasitlarin ya da su durumda sana benzeyen durumdaki kisilerle gorusursun, bu da seni iyi hissettirebilir.
 
Bi kendinize gelin lütfen. Şimdi davulun sesi uzaktan hoş geliyor ama işin içine girip o sorumluluk size ait olunca hiç öyle olmayacak. Buraya da konu açarsınız artık tahammülüm kalmadı diye. Annesi güzelce teklif etmiş işte bakımevini, en mantıklı seçenek. Sizden daha aklı başında ki size öyle bir sorumluluk veremeyeceğini biliyor.
 
merhabalar. öncelikle yazacaklarım çok uzun olacak okuyan herkese çok teşekkürler.

ben yeni nişanlandım ve ne yazık ki içime dert olan şey nişanlımın abisi ile ilgili. nişanlımın babası erken yaşta vefat etmiş, kendisi şuan annesi ve abisi ile ikamet ediyor. yaşı 29. abisinin yaşı 40 ve hafif zihinsel engelli ve obsesif kompulsif bozukluğa sahip. yani kaba tabirle hem zeka açısından çocuk gibi hem de çok yoğun takıntıları var (böyle ifade etmek hiç hoş değil ancak herkes kafasında canlandırabilsin isterim). iki rahatsızlığından biri ile belki zor olsa da baş edilir ancak ikisi birlikte çok zor ne yazık ki. çünkü kendisi takıntılarının hatalı olduğunu anlayamıyor kendisini bilemiyor. örnek vermek gerekirse asla birisi ile fiziksel temasa geçmez, değil sarılmak tokalaşmaz bile. yemek yediğinde öğünleri ortalama 1-1,5 saat kadar sürer çünkü mesela önce çatal bıçağının o görürken yıkanması/silinmesi gerekir. yemekleri değil tabakları dahi birbirine değdiğinde o yemeği yiyemez. bunun dışında sürekli kendi kendisine anlamsızca şeyler konuşur, yemek sırasında da. o yüzden çok ağır yer. her gün el ayak yıkar ancak bunlar birisi kendisini uyarıp "yeter artık çıkmalısın" demezse saatlerce sürer. yani banyoda eğer birisi onu çıkarmazsa saatlerce kalıp el ayak yıkayabilir. banyosunu annesi yaptırır çünkü tek başına zorlanır. tuvalete girdiğinde de asla musluk ve sifona dokunamaz onları da annesi yapar (o konuya da geleceğim annesi 65 yaşında) her şeyi sayarak ve belli sayıda yıkar. olmazsa baştan başlar. erkek arkadaşıma çok sık giderim o da bana gelir. evlerinde çok kaldım yani. bir gün "masumlar apartmanı" dizisini izlerken "bunlar abimin yanında çok hafif" dedi. ne yazık ki benim gözlemlerim de öyle. bunlar dışında konuşmayı çok sever, birisini buldu mu hele de karşılık aldı mı saatlerce sohbet eder. ancak ne yazık ki zaman zaman anlamsız/mantıksız konuşur, çocuksu bir havası vardır ve genelde hep aynı şeyleri tekrar eder. yani bir saat konuşur ama söyledikleri temelde hep aynıdır. aynı cümleyi çevirip çevirip söylemek gibi.

bunlar dışında kendisi ile çok çok iyi anlaşırız. benimle sohbet etmeye bayılır. ortamda ben varsam herkes dururken benimle konuşur:) örneğin annesi kardeşi ben o hep beraber kahve içeriz o gelip bana afiyet olsun der. bana hayrandır. açıkçası ben de ona hayranım. bana sürekli Fear'ım diye hitap eder. bügun çok güzelsin, bugün ışıldıyorsun, evimizin güzel gelini vs der. ben de onunla sohbetten keyif alırım.

ancak kendisi ile ilgili derdim olan kısım GELECEK. ben nişanlanmadan hatta erkek arkadaşımla tanışmadan dahi önce onlar annesi ile arasında bu durumu konuşmuşlar. annesi nişanlıma "gün gelir abine bakamayacak duruma düşersem veya bana bir şey olursa, abini bir bakım merkezine yerleştir, düzenli ziyaret et, senden tek beklentim bu, gözüm arkada kalmaz, en iyi ve sağlıklısı bu olur" demiş. ki zaten abinin kimsenin dokunmadığı ve asla dokunmayacağı devletin engeli nedeniyle bağladığı bir maaşı da mevcut. yeterse yeter yetmezse üzeri tamamlanır. biz daha önce bir iki kez konuşmuştuk ancak ailem nişanlanırken bu konuyu asla açmadı, çünkü bir insana "sana bir şey olursa engelli çocuğuna ne olacak kim bakacak" demek istemediler. ancak kayınvalidem onlara durumu kendiliğinden açtı.

yine de benim içim içimi yiyor. bir yandan acaba evlendikten sonra bizde kalsa biz baksak nasıl olur diyorum. çünkü onu çok seviyorum, o benim adeta büyük bebeğim. bir yandan korkuyor ve çekiniyorum. çünkü normalde annesi hep yanında ancak biz karı koca 9-17 çalışıyor olacağız. o saatlerde ne yapacak? bunun dışında banyosunu annesi yaptırıyor, ben yapabilir miyim? bazen üzülüp kafasına bir şeyler taktığında inat edip büyük tuvaletine çıkmayıp (bilerek yapmayıp tutuyor) kabız oluyor ve annesi lavman yapıyor, nasıl olacak? musluk sifon tuvalet kapısı vs asla dokunmuyor biz yokken ne yapar? benim en çok aklımda kalan ve unutamadığım olay şu. erkek arkadaşım (artık nişanlım:)) bana bir keresinde şöyle iç döktü. "o bana abilik yapamadı, suçu değil elinden gelmedi, abim değil hiç büyümeyen küçük kardeşim gibi oldu, yeri geldi ben ona arka çıktım, hatta babamızı kaybettiğimizde ben ona baba oldum, ona durumu bildiğim halde bazen ister istemez çok kızgınım, arkamda olan beni kollayan bir abi isterdim, ama ben onsuz bir hayatı bilmiyorum, onsuz bir evde yaşamadım, o benim kanım". onun bu lafları çok içime dokundu, o ve ailesi bakım merkezinde daha iyi olacağına inanıyor, açıkçası ben de buna inanıyorum ama bir yandan da kıyamıyorum. sizce evlendikten sonra bakabilir miyiz? veya bir süre bakmayı denesek ancak sonra altından kalkamayıp bir merkeze yerleştirsek daha çok üzülür değil mi? onu asla bırakmam her hafta her özel günde görmeye gideriz buna eminim. ben şimdiden böyle özlemliyken müstakbel eşim benden daha hevesli tabiki. ama bir yanım hep buruk.
Yapabilirmiyim sorunuza cevabım,yapamazsınız...
 
katılıyorum tamamen. ancak çok uzak değiliz hani hiç bilmeden romantik hayallere kapılmadım. aile ile çok çok sık vakit geçirip evlerinde kalıyorum. iki haftanın 4-5 günü onlarlayım ve ailemden çok görüyorum diyebilirim. çünkü onlar 1 saat mesafede ailem ise 7-8 saat mesafede illerde yaşıyor o yüzden hep onlardayım. ancak çok haklısınız tatili çocuğu vs geçtim en basitinden biz işteyken tuvalet ihtiyacı olduğunda? musluk tuvalet kapısı sifona asla ama asla dokunmuyor. bakamayacağım belli ve benden bakmamı bekleyen de yok. ben de her şeyin farkındayım ancak içimdeki burukluk geçmiyor. ki daha doğmamış çocuğa don biçiyorum açıkçası. annesi hayatta ve sağlıklı çünkü ancak yaşlı
1 hafta tam anlamıyla siz bakın,sonra gelin sonuçları yazın,cevabı bulacaksınız...
 
Annesi kaç yaşında. Şimdiden ilerde olabilecek şeyler için dert etmeyin. O zaman şartlara göre karar verirsiniz. Size şimdi götürün bakım evine verin diyen yok. Allah mutlu Mesut etsin bu arada
 
Siz kesinlikle bakamazsiniz. Anneler dahi yeri geliyor zorlaniyor yoruluyor. Bunun lafini dahi etmeyin. Eger kayninizn kulagina giderse boyle bir beklenti icerisinde olabilir.
Ben birde baska bir konuya deginmek istiyorum. Tam olarak dusuncelerimide nasil ifade edecegimi bilemedim ama ben sizin yanlis yerde oldugnuzu dusunuyorum. Belki cok asiksiniz ‘ asktan gozunuz kor olmus’ durumdasiniz. Yada aile ortamini cok ozlemissiniz esinizin ailesini iyice benimsemissiniz. Tam olarak cozemedim orasini. Ama mantikli bir insan 40 yasinda bir adamin ustelik kayninin bakimni ustleneyim diye dusunmez. Haftanin 4/5 gununu kayinvalidesinin evinde gecirmez. Bana cok garip geldi. Sinirlari olan olgun bir birey olarak goremedim sizi. Yasiniz kac merak ettim.
 
Özel bir çocuk annesiyim, her özel çocuk annesi gibi gelecek kaygısı yaşıyorum ve 2. bir çocuğum da yok, olmasını da düşünmüyoruz. Eğer bir kardeşi olsaydı, hayatını ona adamasını istemezdim ama eğer yanlarına alıp bakabilecek gücü kendilerinde bulurlarsa bu çok extra süper olurdu.(bu da biliyorum ki çok zor bir sorumluluk)
Elinizi üstünden çekmeden bir yerde kalabilir ilerde.
 
Annesi hayatta olan biri için şimdiden bu kadar düşünmek konu açmak gereksiz eger size kalacak olursa ilerde fikirleriniz değişir.
Bu konu sanki bana nişanlı burayı okusun ve sevinsin diye açılmış gibi geldi nisanliniz üye adınızı keşfetmiştir bu konuda da tartisma olmuştur falan öyle hissettim çünkü hiçbir gelin kocasının engelli abisine bakmak icin ozlemle o günü beklemez. O benim bebegim falan demez .
sizi çok yaratıcı buldum, tüm bunlar aklınıza nereden geldi bilemedim:) bence mutlaka bir senaryo yazımı kursuna vs gidin, çok parlaksınız bu konuda:) nişanlım değil kk üyelik adımı keşfetmek muhtemelen kk diye bir site olduğunu bile bilmiyordur. hiç aramızda geçmedi bu konu. kaldı ki ekşi sözlükte de yazarlık yapıyorum ve kk'nın aksine onu biliyor, ordaki nickimi bile sormuşluğu yoktur.

ben kocamın engelli abisine bakmayı neden özlemle bekleyeyim? neden kendime ekstra dert ve yük isteyeyim? zaten bu kayınvalidemin hasta olması veya vefat etmesi demek. ben bunu mu dört gözle bekliyorum? kendisi bu kadar düşünceli, güçlü, saygı duyduğum bir kadınken?

bebeğim demedim, büyük bebeğim dedim. yaşı benden baya büyük ama kendisi bir çocuk saflığına ve temiz kalbine sahip. ben bir psikoloğum, daha önce zihinsel engelli, otizmli, down sendromlu vs vs özel insanlarla çok çalıştım. onlara alışkınım, empatim ve sevgim yüksek. kaldı ki bahsettiğim kişi benim ailemden olan/ailem olacak olan birisi ve aramızda en başından beri özel bir bağ olduğunu düşünüyorum.
 
Özel bir çocuk annesiyim, her özel çocuk annesi gibi gelecek kaygısı yaşıyorum ve 2. bir çocuğum da yok, olmasını da düşünmüyoruz. Eğer bir kardeşi olsaydı, hayatını ona adamasını istemezdim ama eğer yanlarına alıp bakabilecek gücü kendilerinde bulurlarsa bu çok extra süper olurdu.(bu da biliyorum ki çok zor bir sorumluluk)
Elinizi üstünden çekmeden bir yerde kalabilir ilerde.
akıl vermek asla haddim değil, zor ve özel bir durumdasınız, Allah kolaylık versin. Ancak hem nişanlımda hem de daha önce çalıştığım yerlerde (psikoloğum ve özel eğitimde senelerce çalıştım, otizmli, down sendromlu, zihinsel engelli çocuklarla da çalıştım) gördüğüm şey şu; özel bir çocuğa sahipseniz diğer çocuğunuza da aynı derecede ilgi gösteremeyecekseniz bu ikinci çocuk için de özel çocuk için de üzücü oluyor. benim gördüğüm genelde birisi özel diye onun üzerine farkında dahi olmadan daha çok eğilen ebeveynler ve kıskançlık ve sevgi arasında sıkışan diğer kardeşler. örneğin nişanlımdan "annem abime bakarken ben biraz yalnız büyüdüm" "küçükken onu hem çok sevdim hem de kıskandım" laflarını duydum. üstelik benim nişanlımın ailesinde ne yazık ki babası büyük oğlunun engelini asla kabul edememiş ve onu görmezden gelmiş. nişanlım "abimi hem severdim hem de babama yaranmak için bazen ondan uzak dururdum" der. yani bu konularda bir denge kurmak çok zor. ancak kendinize bu konuda güveniyorsanız ikinci bir çocuk zor olsa da hem size hem özel evladınıza yoldaş olur. benim bahsettiğim ailede böyle olmamış ne yazık ki.
 
Dur daha evli değilsin eşinle aynı evde kavgasız gürültüsüz huzurlu yaşayacak mısın o belli değil, eşinin abisini sonra düşünürsün. Hem annesi bakımını yapabiliyorken şu an sizin bakmanıza gerek yok.
Hatta ben yıkayabilir miyim demen çok abes geldi ağır yatalak hasta da değil hafif zihinsel engelli adam eşin duruyorken sen ne alaka
Ayrıca annesi daha yaşıyor ölmüş gibi planlar yapmaya gerek yok, belki kadın uzun yıllar yaşayacak siz 5 sene sonra boşanacaksınız o yüzden şimdiden şöyle olursa diye plan kurmaya gerek yok
 
ilerde kendi çocuğunuz da olacağini hesaba katın bence
bakim evi icinize sinmiyorsa yatili bir bakici tutabilirsiniz durumunuz varsa.
birde tedavisi yokmu ?
zihinsel hastaliktan cok takintili gibi
 
Yahu bu kedi değil de alıp bakamayinca barınağa veresiniz. Kaldı ki iyi bı bakım evinde siizn ona vereceğiniz bakımdan çok daha iyisini görebilir, sizin hiç böyle bı tecrübeniz yokken 40 yaşında adama lavman yapabilecek misiniz? İş çıkışı arkadaşlarınızla bı kahve içmek, haftasonu eşinizle sehirdisina bı kaçamak yapmak, arkadaşlarınızı, akrabalarımız evinizde ağırlamak istediğinizde ne yapacaksiniz? Sizin vicdanınıza sigdiramadiginiz şey dünyanın sonu değil, yapmak istediğiniz de duyulduğu kadar kolay değil. Kaldı ki sürekli "onu bırakamam onu bırakamam" diyosunuz. Birakmiycaksiniz zaten, şuan nasıl kendi evinde ziyaretine gidiyorsanız o zaman da bakımevi ne ziyarete gideceksiniz. Ona bakmaktan yilmamis, yorulmamis olacağınız iicn de kaliteli zaman geçirebileceksiniz.
 
merhabalar. öncelikle yazacaklarım çok uzun olacak okuyan herkese çok teşekkürler.

ben yeni nişanlandım ve ne yazık ki içime dert olan şey nişanlımın abisi ile ilgili. nişanlımın babası erken yaşta vefat etmiş, kendisi şuan annesi ve abisi ile ikamet ediyor. yaşı 29. abisinin yaşı 40 ve hafif zihinsel engelli ve obsesif kompulsif bozukluğa sahip. yani kaba tabirle hem zeka açısından çocuk gibi hem de çok yoğun takıntıları var (böyle ifade etmek hiç hoş değil ancak herkes kafasında canlandırabilsin isterim). iki rahatsızlığından biri ile belki zor olsa da baş edilir ancak ikisi birlikte çok zor ne yazık ki. çünkü kendisi takıntılarının hatalı olduğunu anlayamıyor kendisini bilemiyor. örnek vermek gerekirse asla birisi ile fiziksel temasa geçmez, değil sarılmak tokalaşmaz bile. yemek yediğinde öğünleri ortalama 1-1,5 saat kadar sürer çünkü mesela önce çatal bıçağının o görürken yıkanması/silinmesi gerekir. yemekleri değil tabakları dahi birbirine değdiğinde o yemeği yiyemez. bunun dışında sürekli kendi kendisine anlamsızca şeyler konuşur, yemek sırasında da. o yüzden çok ağır yer. her gün el ayak yıkar ancak bunlar birisi kendisini uyarıp "yeter artık çıkmalısın" demezse saatlerce sürer. yani banyoda eğer birisi onu çıkarmazsa saatlerce kalıp el ayak yıkayabilir. banyosunu annesi yaptırır çünkü tek başına zorlanır. tuvalete girdiğinde de asla musluk ve sifona dokunamaz onları da annesi yapar (o konuya da geleceğim annesi 65 yaşında) her şeyi sayarak ve belli sayıda yıkar. olmazsa baştan başlar. erkek arkadaşıma çok sık giderim o da bana gelir. evlerinde çok kaldım yani. bir gün "masumlar apartmanı" dizisini izlerken "bunlar abimin yanında çok hafif" dedi. ne yazık ki benim gözlemlerim de öyle. bunlar dışında konuşmayı çok sever, birisini buldu mu hele de karşılık aldı mı saatlerce sohbet eder. ancak ne yazık ki zaman zaman anlamsız/mantıksız konuşur, çocuksu bir havası vardır ve genelde hep aynı şeyleri tekrar eder. yani bir saat konuşur ama söyledikleri temelde hep aynıdır. aynı cümleyi çevirip çevirip söylemek gibi.

bunlar dışında kendisi ile çok çok iyi anlaşırız. benimle sohbet etmeye bayılır. ortamda ben varsam herkes dururken benimle konuşur:) örneğin annesi kardeşi ben o hep beraber kahve içeriz o gelip bana afiyet olsun der. bana hayrandır. açıkçası ben de ona hayranım. bana sürekli Fear'ım diye hitap eder. bügun çok güzelsin, bugün ışıldıyorsun, evimizin güzel gelini vs der. ben de onunla sohbetten keyif alırım.

ancak kendisi ile ilgili derdim olan kısım GELECEK. ben nişanlanmadan hatta erkek arkadaşımla tanışmadan dahi önce onlar annesi ile arasında bu durumu konuşmuşlar. annesi nişanlıma "gün gelir abine bakamayacak duruma düşersem veya bana bir şey olursa, abini bir bakım merkezine yerleştir, düzenli ziyaret et, senden tek beklentim bu, gözüm arkada kalmaz, en iyi ve sağlıklısı bu olur" demiş. ki zaten abinin kimsenin dokunmadığı ve asla dokunmayacağı devletin engeli nedeniyle bağladığı bir maaşı da mevcut. yeterse yeter yetmezse üzeri tamamlanır. biz daha önce bir iki kez konuşmuştuk ancak ailem nişanlanırken bu konuyu asla açmadı, çünkü bir insana "sana bir şey olursa engelli çocuğuna ne olacak kim bakacak" demek istemediler. ancak kayınvalidem onlara durumu kendiliğinden açtı.

yine de benim içim içimi yiyor. bir yandan acaba evlendikten sonra bizde kalsa biz baksak nasıl olur diyorum. çünkü onu çok seviyorum, o benim adeta büyük bebeğim. bir yandan korkuyor ve çekiniyorum. çünkü normalde annesi hep yanında ancak biz karı koca 9-17 çalışıyor olacağız. o saatlerde ne yapacak? bunun dışında banyosunu annesi yaptırıyor, ben yapabilir miyim? bazen üzülüp kafasına bir şeyler taktığında inat edip büyük tuvaletine çıkmayıp (bilerek yapmayıp tutuyor) kabız oluyor ve annesi lavman yapıyor, nasıl olacak? musluk sifon tuvalet kapısı vs asla dokunmuyor biz yokken ne yapar? benim en çok aklımda kalan ve unutamadığım olay şu. erkek arkadaşım (artık nişanlım:)) bana bir keresinde şöyle iç döktü. "o bana abilik yapamadı, suçu değil elinden gelmedi, abim değil hiç büyümeyen küçük kardeşim gibi oldu, yeri geldi ben ona arka çıktım, hatta babamızı kaybettiğimizde ben ona baba oldum, ona durumu bildiğim halde bazen ister istemez çok kızgınım, arkamda olan beni kollayan bir abi isterdim, ama ben onsuz bir hayatı bilmiyorum, onsuz bir evde yaşamadım, o benim kanım". onun bu lafları çok içime dokundu, o ve ailesi bakım merkezinde daha iyi olacağına inanıyor, açıkçası ben de buna inanıyorum ama bir yandan da kıyamıyorum. sizce evlendikten sonra bakabilir miyiz? veya bir süre bakmayı denesek ancak sonra altından kalkamayıp bir merkeze yerleştirsek daha çok üzülür değil mi? onu asla bırakmam her hafta her özel günde görmeye gideriz buna eminim. ben şimdiden böyle özlemliyken müstakbel eşim benden daha hevesli tabiki. ama bir yanım hep buruk.
Şimdi alırsınız ama yarın öbür gün zor gelir. İnsan evladına sabreder katlanır . Ama kardeş aynı şey değil. Başta alirisniz sonra dayanamazsın Z vazgecince siz kötü olursunuz. Bence madem iki kişi çalışacaksınız kayınvalidenize yardımcı tutun. En azından evin temizlik yükünü almış olursunuz. Kayınvalide elden ayaktan düşer veya vefat ederse onu o zaman düşünün. Kimse canını kanını bakım evine vermek istemez. Ama o zamanki şartlar nasıl olur bilemezsiniz.
 
Yahu bu kedi değil de alıp bakamayinca barınağa veresiniz. Kaldı ki iyi bı bakım evinde siizn ona vereceğiniz bakımdan çok daha iyisini görebilir, sizin hiç böyle bı tecrübeniz yokken 40 yaşında adama lavman yapabilecek misiniz? İş çıkışı arkadaşlarınızla bı kahve içmek, haftasonu eşinizle sehirdisina bı kaçamak yapmak, arkadaşlarınızı, akrabalarımız evinizde ağırlamak istediğinizde ne yapacaksiniz? Sizin vicdanınıza sigdiramadiginiz şey dünyanın sonu değil, yapmak istediğiniz de duyulduğu kadar kolay değil. Kaldı ki sürekli "onu bırakamam onu bırakamam" diyosunuz. Birakmiycaksiniz zaten, şuan nasıl kendi evinde ziyaretine gidiyorsanız o zaman da bakımevi ne ziyarete gideceksiniz. Ona bakmaktan yilmamis, yorulmamis olacağınız iicn de kaliteli zaman geçirebileceksiniz.
Tamamen katılıyorum zaten herkes de bunu bana söylüyor. Ben de sevgime rağmen cesaret edemem muhtelemen. Kurum+biz beraber ancak bakarız. Ama kedi değil ki barınağa bırakasın lafına asla katılmıyorum, ailem birden fazla kedi bakıyor, hepsi evladımız. Ne demek, kediyi bırakacak mısınız? O da can/evlat. ben bakamıyorum çünkü çok fazla şehir değiştiriyorum.
 
X