- 30 Ağustos 2017
- 3.615
- 9.282
- 88
- Konu Sahibi M I N E R V A
- #1
İyi geceler...
İki gündür yüreğim o kadar dolu dolu ki, bağırmak istiyorum. Ben kendi halinde romanını yazmaya çalışan bir insanım. Dört yıllık süreçte insanlar beni o kadar bezdirdi ve bıktırdı ki, farkında olmadan başarısız olacağıma inandım. Bana inanan birçok okurumu da yarı yolda bıraktım. En sevdiğim şeyi yavaş yavaş öldürdüler içimde. Nasıl yenilmişim o insanlara, ne zaman sözlerini kulağıma küpe etmişim, bilmiyorum.
Boş işler bunlar, zamanını saçma sapan şeylerle harcıyorsun, amaaan ne kadar gereksiz, sen mi, yazıp ne yapacaksın gibi şeyler söylemeye başladılar. Bazen çok daha ağır, kırıcı sözler... birden değil, yavaş yavaş kendime olan inancımı kırdılar. Yazamamaya başladım. Hep başka başka kılıflar uydurdum bu duruma ama biliyorum içten içe azmimi kırmalarına ben izin verdim. Çünkü, insanların bu tür küçük görmelerini önemsemez, aksine daha çok azimle sarılırdım her ne yapıyorsam. Çok kitap okuduğum için alay konusu haline getirdiler. Ne yapacaksın o kadar okuyup, dediler. Ne gerek var, dediler derken bir baktım kitap dahi okuyamaz hale gelmişim. İçimde nasıl bir okuma isteği var anlatamam ama okumak yük gibi geliyor.
Uzun zamandır bir köşeye koyduğum taslağı döktüm geçenlerde önüme ve azimle tekrar üstünden geçmeye başladım. Daha tamamlanmamış hali ile dahi konusunu, taslağını gören kişilerin, "Sakın bu kurguyu yazmayı bırakma," dediği kadar güzeldi. Pazar günü yine kalabalık bir geniş aile ortamı oluştu. Konu döndü dolaştı, "Ee sen hâlâ yazıyor musun," sorusuna geldi. Kırdılar beni biraz, bende onları kırdım.
Kimse kendine dönüp bakmıyor. Herkes sanki kendi içindeki eksikliği, başkalarının hayallerini yıkarak doldurmaya çalışıyor. Ne geçiyor ellerine? Kendime de öyle kızıyorum ki... ben izin verdim.
Şimdi yine içimde o başaramayacağım hissi cereyan ediyor. Kötü bir şey mi yazmak, yazar olmak veya olmayı istemek? Bence insanlar daha kötü. Bir zararım mı dokunuyor bu insanlara okuyup yazınca? Üniversiteye hazırlanıyorum diye alay edercesine kahkaha atanları da gördüm. Kötü bir şey mi iki çocukla okumak?
Ben bu değilim. İnsanların ne düşündüğünü (yapmak istediğim şeyler konusunda) önemsemem. Yapmak istiyorumdur, yaparım. Peki neden izin verdim beni bu kadar etkilemelerine? İçimde kendime mi inanmıyorum acaba, diyorum ama öyle olduğunu sanmıyorum. Şimdi nasıl döneceğim o eski halime? Nasıl atacağım üzerimdeki bu ölü toprağını? Nasıl tekrar yazacağım, nasıl aşacağım bu berbat hissi? O taslağı yazıya dökememek üzerimde öyle bir ağırlık yaratıyor ki üzülüyorum. Çünkü çok uzun zamandır, en iyi dostumu yarı yolda bırakmışım gibi hissediyorum. Ailem ve eşim dışında başaracağıma inanan o kadar az insan var ki, ben sanırım alay eden kimseleri haklı çıkarmaktan korkuyorum.
Vaktinizi çaldıysam üzgünüm ama içimi dökmeye ihtiyacım vardı. Tekrar iyi geceler.
İki gündür yüreğim o kadar dolu dolu ki, bağırmak istiyorum. Ben kendi halinde romanını yazmaya çalışan bir insanım. Dört yıllık süreçte insanlar beni o kadar bezdirdi ve bıktırdı ki, farkında olmadan başarısız olacağıma inandım. Bana inanan birçok okurumu da yarı yolda bıraktım. En sevdiğim şeyi yavaş yavaş öldürdüler içimde. Nasıl yenilmişim o insanlara, ne zaman sözlerini kulağıma küpe etmişim, bilmiyorum.
Boş işler bunlar, zamanını saçma sapan şeylerle harcıyorsun, amaaan ne kadar gereksiz, sen mi, yazıp ne yapacaksın gibi şeyler söylemeye başladılar. Bazen çok daha ağır, kırıcı sözler... birden değil, yavaş yavaş kendime olan inancımı kırdılar. Yazamamaya başladım. Hep başka başka kılıflar uydurdum bu duruma ama biliyorum içten içe azmimi kırmalarına ben izin verdim. Çünkü, insanların bu tür küçük görmelerini önemsemez, aksine daha çok azimle sarılırdım her ne yapıyorsam. Çok kitap okuduğum için alay konusu haline getirdiler. Ne yapacaksın o kadar okuyup, dediler. Ne gerek var, dediler derken bir baktım kitap dahi okuyamaz hale gelmişim. İçimde nasıl bir okuma isteği var anlatamam ama okumak yük gibi geliyor.
Uzun zamandır bir köşeye koyduğum taslağı döktüm geçenlerde önüme ve azimle tekrar üstünden geçmeye başladım. Daha tamamlanmamış hali ile dahi konusunu, taslağını gören kişilerin, "Sakın bu kurguyu yazmayı bırakma," dediği kadar güzeldi. Pazar günü yine kalabalık bir geniş aile ortamı oluştu. Konu döndü dolaştı, "Ee sen hâlâ yazıyor musun," sorusuna geldi. Kırdılar beni biraz, bende onları kırdım.
Kimse kendine dönüp bakmıyor. Herkes sanki kendi içindeki eksikliği, başkalarının hayallerini yıkarak doldurmaya çalışıyor. Ne geçiyor ellerine? Kendime de öyle kızıyorum ki... ben izin verdim.
Şimdi yine içimde o başaramayacağım hissi cereyan ediyor. Kötü bir şey mi yazmak, yazar olmak veya olmayı istemek? Bence insanlar daha kötü. Bir zararım mı dokunuyor bu insanlara okuyup yazınca? Üniversiteye hazırlanıyorum diye alay edercesine kahkaha atanları da gördüm. Kötü bir şey mi iki çocukla okumak?
Ben bu değilim. İnsanların ne düşündüğünü (yapmak istediğim şeyler konusunda) önemsemem. Yapmak istiyorumdur, yaparım. Peki neden izin verdim beni bu kadar etkilemelerine? İçimde kendime mi inanmıyorum acaba, diyorum ama öyle olduğunu sanmıyorum. Şimdi nasıl döneceğim o eski halime? Nasıl atacağım üzerimdeki bu ölü toprağını? Nasıl tekrar yazacağım, nasıl aşacağım bu berbat hissi? O taslağı yazıya dökememek üzerimde öyle bir ağırlık yaratıyor ki üzülüyorum. Çünkü çok uzun zamandır, en iyi dostumu yarı yolda bırakmışım gibi hissediyorum. Ailem ve eşim dışında başaracağıma inanan o kadar az insan var ki, ben sanırım alay eden kimseleri haklı çıkarmaktan korkuyorum.
Vaktinizi çaldıysam üzgünüm ama içimi dökmeye ihtiyacım vardı. Tekrar iyi geceler.