‎'' Ve sana bir sırda ben vereyim mi ?
onu hiç unutamayacaksın
O mu ?
O bazen pişman olacak,
sende bıraktıklarına üzülecek,ağlayacak belki bazen
... ... Seni hatırlayacak arasıra,
imlasız depresyonlar yaşayacak kağıtlara,
Eli telefona gidecek istemeden
Ama seni bir daha hiç sevmeyecek;
daha önce sevmediği gibi
yine de dönecek birgün ;kalmak için değil,seni nasıl yıktığını görmek için !..
her insan izlemek ister; uğruna bir ölümü ''
Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin. Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin..Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür ; Sen hem bir hastalık, hem de sağlık gibisin...
Hayır sus!
Gitmeni anlarım ama sus!
Bahanelerini cüzdanına kaldır..
Gitmek zorundayım'la başlayan cümlelerini ağzının içine topla..
Küçükken öğrenememişsin!
Ağzında yalan varken konuşma..!
Sonunu görmeyeceğini bile bile ..
Yinede bakarsın ya denize sanki sonunu görecekmişçesine,
İşte bende sana her saniye bakıyorum
.. Sanki bana dönecekmişçesine...
Her şey çok değişti sevgilim. Ben o zamanlar sana sen olduğun için ve olduğun şeye ihtiyaç bile duymadığın halde bile hastalıklı bir şekilde aşık olmuştum.
şimdi beni kendinden nasıl taburcu edeceksin? diye sormuştum.
Ama artık çocuk değildim işte Çok büyüdüm ben sensizlikte.
Bugün anlıyorum ki; bire hiç eklemekmiş gelişin.
Haydi şimdi güle güle
Sana özgürlüğünü, pişmanlığının kölesi olman için veriyorum ve seni kalbimden taburcu ediyorum sevgili!
Ne oldu?
Hoşçakalamadın değil mi?