- 12 Temmuz 2006
- 643
- 9
- 48
İnsan ne kadar zor durumda olursa olsun, ölmekten ödü kopar.Ölmemek için her türlü ahlaksızlığı yapabilir, başkalarının hayatlarına son verebilir.Canını o kadar sever ki artçı depremlerde bile can havliyle tek katlı evden kendini dışarı atar.Hayatından hiçbir bedel karşılığında vazgeçmez.
Aslan tarafından kovalanan antiloplar bile hayata insanlar kadar sıkı sarılmazlar.İnsan muhtemelen ölümden en çok korkan canlıdır.Hayatta kalmak için sınırlarını sonuna kadar zorlar.
Günümüzde insanların çoğu idealizmin etkisindedir.Bizi yaratan bir Tanrı olduğuna inanıyoruz.Yine çoğumuz insanların öldükten sonra tekrar dirileceğine inanıyor.İdealistler için hayat sonsuzdur.Dünya'daki yaşam, hayatın çok küçük bir parçasıdır.Başka bir boyutta ruh varlığını sürdürecektir.Çoğumuz bu görüşü kabul ediyor ve inanıyoruz.
O zaman ölüm bizim yaşam süremizi kısaltmaz.Çünkü biz zaten ölümsüzüz.Sonsuza kadar varlığımız devam edecek, Dünya'daki ölüm sadece başka bir boyuta geçmemize vesile olacak.Neden ölümden korkalım ki?
Eğer materyalizmi tamamen benimsemiş olsaydık ve bütün hayatımızın bir insan ömründen ibaret olduğuna inansaydık, ölüm bizim için tam bir felaket olurdu.İşte o zaman yaşamak için öldürmeyi göze alabilirdik.
Bu durumda bazı soru işaretleriyle karşılaşıyoruz:
*Her yerde ruhun ölümsüz olduğunu vurgulasak da buna gerçekte inanmıyor muyuz?Bütün yaşamın Dünya'dan ibaret olduğunu mu düşünüyoruz?
*Yoksa çok günah işlediğimizi düşündüğümüz için çoğu dinde olan cehennem azabından mı endişeleniyoruz?
*Dünya'dan sonraki yaşam belirsiz olduğu için, ister istemez korkuyor muyuz?
*Son olarak; hiçbir zaman idealist olmadık mı?
Aslan tarafından kovalanan antiloplar bile hayata insanlar kadar sıkı sarılmazlar.İnsan muhtemelen ölümden en çok korkan canlıdır.Hayatta kalmak için sınırlarını sonuna kadar zorlar.
Günümüzde insanların çoğu idealizmin etkisindedir.Bizi yaratan bir Tanrı olduğuna inanıyoruz.Yine çoğumuz insanların öldükten sonra tekrar dirileceğine inanıyor.İdealistler için hayat sonsuzdur.Dünya'daki yaşam, hayatın çok küçük bir parçasıdır.Başka bir boyutta ruh varlığını sürdürecektir.Çoğumuz bu görüşü kabul ediyor ve inanıyoruz.
O zaman ölüm bizim yaşam süremizi kısaltmaz.Çünkü biz zaten ölümsüzüz.Sonsuza kadar varlığımız devam edecek, Dünya'daki ölüm sadece başka bir boyuta geçmemize vesile olacak.Neden ölümden korkalım ki?
Eğer materyalizmi tamamen benimsemiş olsaydık ve bütün hayatımızın bir insan ömründen ibaret olduğuna inansaydık, ölüm bizim için tam bir felaket olurdu.İşte o zaman yaşamak için öldürmeyi göze alabilirdik.
Bu durumda bazı soru işaretleriyle karşılaşıyoruz:
*Her yerde ruhun ölümsüz olduğunu vurgulasak da buna gerçekte inanmıyor muyuz?Bütün yaşamın Dünya'dan ibaret olduğunu mu düşünüyoruz?
*Yoksa çok günah işlediğimizi düşündüğümüz için çoğu dinde olan cehennem azabından mı endişeleniyoruz?
*Dünya'dan sonraki yaşam belirsiz olduğu için, ister istemez korkuyor muyuz?
*Son olarak; hiçbir zaman idealist olmadık mı?