Ömrümün en kıymetli anıydı dediğiniz an....

sevgilimle aileler yüzünden tartışıp ayrılmaya karar verdikten 1 saat sonra aglaya sızlaya tüm işleri bırakıp aynı yere (hep buluştugumuz yere) tesadüfen gidişimiz ve birbirimizi görüp sarıldıgımız o anı unutamam.. ikizinde yanakları ıslak gözler şiş bi halde hiç konuşmadan sarılıp aglamıştık...
anladıkki bizi hiç bişey ayıramazz.!!
 
Son düzenleme:
başka bir şehirde genç kadın arabasınla kamyonun altına girmiş,ve çevredeki köylüler sayesinde kontak kapatılmış ve böylelikle havaya uçmaktan kurtulmuştur.yüzünden boşanan kan perdesinden bir adamın kollarının kendisine uzanmakta olduğunu görür.yardım ayağı altında bu adam genç kadını arabanın içinden çıkarıp kucağına aldığı gibi kendi arabasına koyar ve hastaneye yetiştirir.başına aldığı darbeden dolayı ne adını hatırlar ne de nereye gitmek istediğini.doktor ısrarlı sorularından vazgeçmek üzeredir ki parmağındaki alyans dikkatini çeker.parmaklarını genç kadının gözleri önünde şıklatıp eşini sorar yüksek sesle.genç kadın bir tek buna şak diye cevap verir:'adı xxx,şu an başka bir şehirde ve xxx işle meşgul.'başına ve alnına sayısız dikiş atılır,yüzüne saplanmış cam kırıntıları temizlenir,tetanoz dahil bir kaç iğne vurulup odaya çıkarılır.hemşireyi rüyadaymış gibi duyar:'uyu biraz,sakın kalkayım deme,dikişler atar.ve eğer eşinin telefonunu hatırlarsan seslen...'genç kadın uyumaz ve ısrarla,kendini zorlayarak numarayı hatırlamaya çalışır.saatler sonra,aklına gelir.ağır ağır yatakta doğrulur,ayağa kalkmaya çalışır.sağ bacağı aldığı şiddetli darbeden dolayı isyan çıkarır sağ omzu küfür eder.yine de bir azimle kalkar ayağa.sağ bacağını sürüye sürüye o uzunca koridoru geçer ve merdivenin başına gelir.alnından kan sızmaya başlar.bu genç kadın için önemli değildir,önemli olan o basamakları inebilmektir.çok büyük güçlüklerle bunu da başarır ve aşağıda umduğu şeyi bulur:TELEFON!!! genç bir delikanlı konuşmaktadır.son bir gayretle genç kadın bu delikanlının omzuna dokunur.delikanlı dönünce dehşete kapılır.genç kadın buna aldırmadan:bana kartını verir misin,birini derhal aramam lazım ve no.'yu unutmaktan korkuyorum.delikanlı kartı elbet verir ve genç kadın eşini arar.sesini duyunca hüngür hüngür ağlayarak durumu anlatır ve hastanenin adını dahi bilmediğini söyler....bilir aslında eşinin gelmesi imkansız gibi bişey.eşi o gece hastaneyi bulur ve genç kadının yanına gelir.gözleri dolu dolu:ya ölseydin...der.genç kadın:şşş deyip eşini öper.bu onun için EN UNUTULMAZ AN.olarak kalır
 
ilk evliligimde uc kere dusuk yapmistim
o zamanlar ilk esimden destek gorurken onun feodal aile yapisi
zehirlemisti beynini ve kalbimi kiracak evliligimizi bozacak hatta
icimdeki sevgiyi yok edecek ve
hic bir zaman iyi bir anne olmayacagima dair elestiriler yapabilecek
sozler soylemisti..
etkilenmis ve cocuk sahibi olmayacagimi soylemistim
"iyi bir anne olamam" diye dusunur her zaman dunyaya cocuk getirmenin
luzumsuzlugunu dile getirirdim acimi dindirmek istercesine..

bes sene gecti aradan ikinci evliligimi yaptim
ve biolojik saatim ottu. Anne olmak istiyordum!
ama ben iyi bir anne olamazdim!
hamile kaldim uc ayimdan sonra kanamalar olustu
ve doktorlar dusuk tehlikesini dile getirdi
kendimi yataklara atip "kaybedecegim bebegimi, zaten iyi bir anne olamam beni rahat birak" diye
bagirmistim esime..
ertesi sabah elinde bir mavi bir pembe olmak uzere iki patikle geldi ve bir buket cicek
sen dunyanin en iyi annesi olacaksin ben inaniyorum sende inan yazmisti
bana guvenen beni yureklendiren esim ilk "seni seviyorum" dedigindeki heyecani mutlulugu golgelemisti
cok daha anlami bir sevgiyle..
 
Son düzenleme:
bazen sadece kendileri olduğu gibi yaklaşmalarıdır anı ölümsüz kılan....
 
ay bogazlarim dugumlendi bir aglarsam kimse susturamaz
cikiyorum flockcum o unutulmaz anlarin cogalmasi dilegiyle
ama o anlar HEP GUZEL VE UMUT ADINA OLSUN!
 
ay bogazlarim dugumlendi bir aglarsam kimse susturamaz
cikiyorum flockcum o unutulmaz anlarin cogalmasi dilegiyle
ama o anlar HEP GUZEL VE UMUT ADINA OLSUN!
amin.yaşam aldığımız soluklarla değil,soluk kesen anlarla ölçülür derler.tüm ömrümüz böyle olur inşallah.
 
efeler diyarı olarak bilinen şehrin bir sahilinde genç çift kumsalda oturup ufukta görünen yunan adasının ardında batmakta olan güneşe bakar.sessizliği önce genç kadın bozar:'bu an hiç bitmese,hep böyle kalsa...' genç adam sigarasından derin bir nefes alıp genç eşine döner:'o anı sen şu an konuşarak bitirdin,ama ben seni seviyorum diyerek onu farklı bir boyuta taşıdım.'ikisi de gülümseyerek susmaya devam ederler.bir zamanlar kardeşçe bir arada yaşayan iki farklı ırktan birinin sandallarla kaçarak gittiği yerde, bu genç çift ufuğa doğru bakarak,bu ana tutunabildikleri kadar tutunurlar.
 
küçük bir tatil kasabasında, kumsala bağlanmış olan deniz bisikletinin üzerinde oturuyorduk...
elimizde, tadı dilimizi burkan iki bira...
gecenin karanlığındaki denizin ortasında, alev alev ışıklandırılmış Kız Kalesinin güzelliği gözümüzü alıyordu...
yıldızlar çok yakındı, Ay'ın güzelliği denize yakamoz olarak düşmüştü...
kış olduğu için kasaba hemen hemen boştu...
sadece tam arkamızdaki bir bardan hafif sesli bir müzik yükseliyordu...
ikimiz de hayata küskün, ikimiz de birbirimize tutunmuştuk...
sarıldık ve aynı anda "seni seviyorum" dedik...
o an dünya dursa da olurdu dönse de...
 
ayy herkes ne kadar sevgi pıtırcığı

benim en kıymetli anım sanırım eşimin bana ilk köpeğimi alıp sürpriz yapması falandır
veya artık çiçeklerimin ölmediğini farkettiğim andır
 
bitanemm aşkım canım nişanlım sana bi süprizim var deyip beni günlerce meraktan delirttikten sonra nihayet o gün geldi çattı buluştuk..hayatının en özel anına hazırmısın diye sormuştu.bi taksiye bindik gideceğimiz yere vardık indiğimizde park gibi yeşil bi alana doğru ilerlemeye başladık...oda nee ilerde sarı bi helikopter bizi bekliyo ben olacaklardan habersizim tabiiki aklımın ucundan bile geçmezdi hala takılıyorum benimkine neden geldik buraya helikopteremi binicez hahaha falan evet hayatım dedii tabi ben şokkk bi yandan yükseklik korkusu bi yandan panik atakk Allahım dedim ben nasıl binicemm :18: neyse alana girdik hazırlıkları tamamladık ve bindik helikoptere...İstanbul ayaklarımıızn altındaydı.Aşığı olduğum kızkulesini kuşbakışı görebiliyordum.Çok gürültü olduğundan dolayı kulaklarımızda kulaklıklar takılıydı.Canımda bunu düşünerek cep telefonunun mesajlar kısmına uzunca bi paragraf yazmış.telefonu bana uzattı okumamı istedi.beni nekadar çok sevdiği hayatının geri kalanını benimle geçirmek istediği ve daha bi çok duygu yüklü cümmleler yeralmaktaydı mesajda en sonunda ise o muhteşem cümle BENİMLE EVLENİRMİSİN ve o harika yüzükkk :) Allahım o an nekadar mutlu oldum nekadar şaşırdım nasıl duygulardı onlar tarifi imkansızz işte o an ömrümün en kıymetli anıydı seni çok seviyorummm canımmmm :90:
 
İlk işe girdiğim gün rahmetli babam beni karşısına alıp bana demişti ki: "Bak kızım, kardeşin senden çok küçük. Sen artık ayakların üzerinde durdun, elini O'nun üzerinden hiç çekme, hep kanatların altında tut." O gün babama söz verdim "Kardeşime kıyamayacağım hiçbirşeyi Rabbim bana nasip etmesin." diye...
İşte benim için en kıymetli an, bu hikayeden hareketle okuması için çok mücadeleler verdiğim, O'nun için hep hayatımdan ertelediğim, isteklerimden fedakarlık ettiğim kızkardeşimin üniversite diplomasını aldığı andır. İsmi anons edildiğinde, diplomasını alıp annemle,bana doğru dönüp havaya kaldırdığında, işte o anda biz uzun senelerin mükafatını aldık. Keşke babacığım da görebilseydi.
 
Son düzenleme:
Ben herkesten kolaylıkla etkilenen, hoşlanan, yok aşık oldum öldüm bittim gibi cümleler savuran bir insan değilimdir. Bu yüzden benim hayatımın en kıymetli en unutulmaz 3 anı da aşkla ilgili. 18 yaşındaydım o zaman. Dersaneye gidiyordum.

Birincisi, 'o'nu merdivenlerden çıkarken gördüğümde yerimde kalakaldığım an. Hayatımda ilk kez yaşadığım bir olaydı bir erkeğe ilk görüşte vurulmak.

İkincisi, dersanede hocaya bi soru sormuştum bir yandan da 'o'nu düşünüyordum, sınıfta sadece hoca ve ben vardık. Kapı açıktı sonuna kadar. Ve 'o' aniden gelip kapıda dikildi, sınıfa bakıp çıktı. Ben yine bakakaldım Allah'ım bu nasıl bir güzelliktir diyerekten.

Üçüncüsü de yine sınıfta test çözüyorduk, sonradan bi arkadaş geldi içeri, geç kalmıştı ve benim yanıma gelip 'bil bakalım kimi gördüm' dedi. Ben o an tabi ki onu gördüğünü anladım ve yandaki çalışma odasında ders başında olduğunu öğrendim. Resmen titremeye başlamıştım ve soruların hiçbirini de çözememiştim. Kalbim yerinden fırlayacaktı. Sırf yan odada o olduğu için. Heyy Allahım yaa...

Asla unutamayacağım şeyler. Yaklaşık 4 yıl olacak bunları yaşayalı ama hala capcanlı zihnimde. Bir daha hiç yaşamadım böyle heyecan, böylesi bir sevinç, böyle bir aşk duygusu malesef. ://
 
cikiyorduk seviyorduk birbirimizi
saatler yetmiyordu sonra gunlerimiz gecelerimiz gecmeye basladi beraber
hastalanmisti onda kaldim ona baktim
o kimsesiz oldugunu daha cok anlamisti cunku yaninda benden baska kimse yoktu
ona bakacak
dudaklari yara icinde atesi 39 geciyordu
bir hafta kaldim yaninda bir hafta cocuk gibi baktim ona
iyilesti o geldi yanima yine gunlerce beraber kaldik
ise gidiyordum o evde daha erken cikmam icin baski yapiyordu
mesajlarla isimi birakip nasil ona kosardim
bir ben bilirim
eve gitmek 15 dakikami alirken ben yol bitmeyecek sanirdim
gitmesi gerekiyordu o aksam hala kopamiyorduk
olsun sabah ilk trenle giderim dedi
malum calismamiz gerekti
beraberken ise gidemiyorduk
sabahi ettik uyumadan
ve sabah oldu tren istasyonuna gittik
uykusuzlukta gozlerimiz sismis sekilde
biletleri aldik
trenin gelmesine bir kac dakika kala
icimde bir sikinti sanki hic kavusamayacaz
goz goze geldik ayni anda agizlarimizi acip
ben "gitme" derken o "sende gel" demisti
birbirimize sarildik uzun uzun
tren gelmis inadina onu bekliyordu sanki
tren kapilari kapatti düdüttt yapti
o gozlerime bakarak "evlenelim"dedi
"tamam"dedim
:) iki gun daha kaldi
ve bir ay icerisinde evlendik :)
hic lafi dolandirmadik hic ugrasmadik bastan beri
istedigimiz neyse onu yaptik
benki dakikada fikir degistiren bir yapiya sahibim
beni sabitleyen bir tek o oldu umarim hepte olur :)
 
Eşimle henüz çıkarken bigün beni süslendirip püslendirip dışarı çıkartmıştı.İlk buluştuğumuz yerlere gittik.Önce yemek sonra çay falan filan.Kendi de şık giyinmiş hazırlanmış.
Sürekli gözlerimin içine bakıyo gülümsüyo falan.

Sonra akşamın 11 inde arabanın rotasını avrupa yakasına çevirdi ulus parkına gittik boğaz ayaklarımızın altında.illa en uç tarafta oturucaz denizi görcez diye garsonlara baskı yapıyo.
adamlar meğer liste tutuyomuş oraya oturmak için bi sıra varmış,isim yazdırmak gerekiyomuş.

neyse sonra eşim gitti garsonlara bişeyler söledi.
sıra ne hikmetse bize geldi

gittik boğaza tepeden bakan muhteşem bi masaya oturduk.eşimde bi heyecan.
dili tutuldu sanki,konuşmuyo
üşüdüm üstüme şal falan getirdiler.ben artık durumu anladım tabi
ama bu gidişle bu evlenme teklifi anca sabaha karşı gelecek

saat gece 2 falan oldu istediğimiz masada saatlerdir oturuyoruz boğazın ışıklarını seyrediyoruz

hadi kalkalım dedi

teklif etmeden kalktık.

anadolu yakasına geçtik tekrar.kız kulesinin karşısında arabayı durdurdu.gözlerimin taaa içine bakıp gece 3 civarı malum soruyu sordu

elindeki kutuya baktım ama bişey göremedim çünkü heycandan ters tutmuş yüzük aşağı doğru duruyodu

evet dedim sarıldık falan filan.saat kaçta eve gittim bilmiyorum.zaten o gece uyuyamadım pek

sabah kalkıp yüzüğü parmağımda gördüğüm an gecenin rüya olmadığını anlamıştım o an çok güzeldi işte :78:
 
hırçın dalgaların kayalıklara vurduğu bir sahilde,genç aşıklar paçalarının ıslanmasına aldırmadan birbirlerin sarılmış ufağa doğru bakarlar...öfkeli gökyüzünün kocaman gri bulutlarından zaman zaman anlık şimşekler çakar ufukta...delikanlı genç kıza derince bakar.gözlerinden sevgi,acı ve umutsuzluk okunur.elini kızın yüzünde gezdirir ve yavaşça omzuna düşmüş saçını geriye doğru iter.bir şey söylemek istercesine ağızını açar,sonra vazgeçip susar.genç kızın başını kendi göğüsüne yaslar bir an durur.yeniden tüm cesaretini bir araya toplayıp ürkek ve titrek bir sesle gönlünü deşen konuyu nihayetinde açar:'gideceğim ben...bu aşikardı biliyorsun...' genç kız,delikanlının göğüsüne başı yaslı durmaya devam eder ve gözlerini sıkıca yumarak dinlemeye devam eder.delikanlı devam eder:'bunu ikimizde biliyorduk zaten öyle değil mi?' genç kız cevap vermez.delikanlı kızın omuzlarından sıkıca tutar ve gözleri yaşlı ona doğru bakar:'dönmeyebilirim bunu biliyordun zaten...' genç kız boş gözlerle delikanlıya bakarak:'dönebilirsin de ama'der.delikanlı başını hayır anlamında sallar:'dönüşüm sakat da olabilir ama,beni böyle kabul etmeni istemiyorum.'der.genç kız itiraz eder:'sen herhalinle kabulümsün...'der.delikanlı ağlamaya başlar:'dönemezsem eğer,ölüm haberim gelirse,hayatına devam etmeni istiyorum duyuyor musun?evlenmeni istiyorum,mutlu ol anlıyor musun?'genç kız dehşetle delikanlıya bakar ve ağlamaya başlar:'senden sonrası hiç olmayacak sen beni duyuyormusun?şehadet haberini alır almaz seni izleyeceğimi biliyor musun?' iki genç sevgili ağlamaya başlar,delikanlının tüm itirazlarına rağmen genç kız ayrılmayı red eder.çiselemeye başlayan yağmurun altında iki sevgili ümitsizliklerine boyun eğip birbirlerine sarılarak ağlarlar.o gün herşeyi kaderin gidişatına bırakarak devam etme kararı alırlar,birbirlerine verdikleri ölesiye sözü bugüne kadar sürdürmeyi başarmışlardır...
 

flocke canım okadar güzel tasvir ediyorsun ki anlatım biçimine hayranım sanki orada onları görmüşüm gibi tüylerim diken diken oldu........canım benim ya
 
flocke canım okadar güzel tasvir ediyorsun ki anlatım biçimine hayranım sanki orada onları görmüşüm gibi tüylerim diken diken oldu........canım benim ya
teşekkür ederim canım,senin de paylaşımlarını bekliyorum....
 
Normalde sevgililer gününde hediye alıp vermek saçma gelir.Ama bitanemin askerdeyken ağrıdan istanbula çiçek yollaması çok etkilemişti beni...
Çiçek askerde değiştiğini beni artık eskisi gibi sevmediğini düşündüğüm bir anda geldiği için çok anlamlı gelmişti çok sevinmiştim.canım benim ya orda o soğukta çiçekçi aramış istanbula götürebilecek.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…