Ömrümüzün sonuna kadar hep strateji mi yapmalıyız?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

alindalin

Geçici Olarak Hesap Pasiftir !
tek ayak cezası
Kayıtlı Üye
9 Kasım 2010
2.051
1.031
35
Merhabalar, biraz dertleşmek istiyorum. Yine destan geliyor. Linç yemeye de hazırım. Direkt konuya giriyorum.

Eşimin halasının gelini beni manipüle edip kendisi sülalenin en sevilen gelini olmak için çok uğraştı. Ve bunu yaparken de hep gözümün içine bakarak, bana canım cicim diyerek, benimle çok iyi olmaya çalışarak yaptı. Oysaki buna gerek yoktu ben zaten sanırım sosyal fobisi olan bir insanım ve son zamanlarda insanlardan köşe bucak kaçar hale geldim. Hele ki eşimin ailesi zamanında çooook canımı sıktıkları için benden uzak Allah’a yakın. Tabiki görüşüyoruz ama hiçbir zaman “en” olmak gibi bir kaygım olmadı. Aksine ben baştan elendim, herkes yarışa devam edebilir modunda bir insanım. Çünkü babası beni başından beri istemedi, kardeşleriyle falan da bir diyaloğum yok. Hiçbir zaman kendimi sevdirmek, kabul görmek gibi bir çabam da olmadı. Olsaydı eminim ki bu bahsettiğim gelinin kv si bile beni baş tacı eder, kendi gelinine yüz çevirirdi. Çünkü beni çok seviyor ve her zaman da söylüyor kendi gelinimden ayırmıyorum diye. Tabi gelini de bu duruma uyuz oluyor. Ben o gelin kadar fettan olup kendisini saf dışı bırakmaya çalışsam onun kadar çaba göstermeme bile gerek kalmadan yapardım bazı şeyleri. Ama yine söylüyorum, asla kimseyle samimi olmak hele ki eşimin ailesiyle hiç ama hiç istemedim bundan sonra da zaten o kaosa hiç girmem.

Gelin özetle şöyle biri. Daha önce şehir dışında yaşarken beni aradığında saatlerce eşinin ailesini kötülerdi. Nefret ediyorum, Allah belalarını versin, gerizekalılar falan derdi. Bugün bile kv si bir şeyler anlatırken yüzünü buruşturuyor, küçümsüyor onları. Öte yandan şu an burada iki çocuğuyla kalıyor. Eşi şehir dışında çalışıyor hala. Birkaç ay daha öyle olacak. Kendisi çocuklarına baktırmak ve çeşitli işlerini hallettirmek için sürekli kv ile beraber. Bir de onların verdiği evde yaşıyor. kimsesi de yok ve yalnızlıktan çok korktuğundan bahsetmişti daha önce. Yani bir yerde onlarla iyi geçinmeye mecbur diyeceğim ama insan sırf mecbur olduğu için bu kadar rol yapabilir mi ya da gerçekten onlarla vakit geçirmekten hoşlanıyor mu bunu gerçekten bilmiyorum.

Benim eşimin ailesini de bana sürekli kötülüyordu. Ne kadar tuhaflar hele senin kp ne kadar gıcık bir adam diyordu. Ay çocuğuna onlar bakmasın bence falan diyordu. Şimdi buraya taşınınca ilk yemeğe davet ettiği misafirlerden biri de benim kv ile kp. Çünkü benim kp elektrikçi ve kendisinin televizyonu duvara monte edilecekmiş bazı elektrik işleri varmış. Kp gitmişken Onları halletmiş. En son olay da bana kv seninle ilgili şunları söyledi diyip ertesi gün onlarla denize gitmişti. Sizi çağırmadılar mı biz yarın onlarla denize gideceğiz falan demişti bana da. Bu olaydan sonra ben iyice emin olmuştum onun niyetinden ve bir daha da hiç iletişim kurmadım kendisiyle.

Bugün eşimin halası ve bu gelin bize geldiler çaya. Onlar gittikten sonra eşimle sohbet ederken ben yine her zamanki gibi eski konuları açtım. Dedim ki ne kadar fettan bir kız herkesin arkasından konuşuyor ama yüzlerine gelince melek gibi ve bütün işlerini hallettiriyor. İşin tuhafı hiçbir şeyi eşine anlatmıyor dedim. Yani gerçek duygularını eşi bile bilmiyor. Bana o aileyle ilgili söylediği hiçbir şeyi eşine belli etmiyor. Onun yanında hep “olsun canım o senin annen, öyle demek istemedi zaten” falan diyor. Sonra ikimiz yalnız kalınca diyor ki ay nefret ediyorum keşke buraya taşınmasaydım.

Sen de benim öyle olmamı isterdin ama ben yapamam dedim. Eşim de dedi ki anlatman bir şey değil de yorum yapmamı bekliyorsun. Karşı taraf ailem olunca her zaman yorum yapamıyorum dedi. Sinir oldum tabi ki. Beni bu hale sen getirdin, tüm olanlara senin yüzünden maruz kaldım, evli kaldığımız sürece anlattıklarıma katlanmak zorundasın dedim. Çünkü kuzeni evlenirken her şeyi bu geline baştan söylemiş. Annem şöyle biridir dikkat et, babam böyledir vs. Hiçbir şey kendisine sürpriz olmamış. Ben ise tam bir cehenneme düştüm. Evliliğimin ilk iki senesi iğrenç geçti bu insanlar yüzünden. Aklımı başıma toplayıp da kendimi geri çekmeseydim, hala onlara sık gidiyor olsaydım tımarhaneyi boylardım. Şimdi bayramdan bayrama gidiyorum ya da binde bir işte.
Eşime gelince başlarda ailesinin yaptıklarını kabul etmedi. Beni hep takıntılı olmakla suçladı. Ben ailemle ilgili hiçbir şey duymak istemiyorum kendi içinde hallet diyerek beni yalnız bıraktı. Tek iyi yanı hiçbir zaman beni ailesine götürmek için zorlamadı ama dengeyi sağlamak, beni ezdirmemek için de hiçbir çabası olmadı. Ben her şeyi kendi başıma hallettim. Kendim mesafe koydum. Belki en başta eşim bu kadar pasif olmayıp gerektiği gibi davransa bu kadar nefret etmezdim ve bu kadar sinirlerim yıpranmazdı. Bi de bana diyor ki keşke sen de bana anlatmasan.

Kendisi de ailesinden darbe yiyince bu sefer o da her şeyi bana anlatmaya başlamıştı. Ailesinin evlat ayrımı yaptığını, küçüklüğünden beri kardeşiyle kıyaslandığını ve bunun kendisinde derin travmalara sebep olduğunu, destek almak istediğini vs söyledi. Ben hep yanında oldum, destekledim. Şimdi bana diyor ki anlatmasan.

Ne demek ya? Bunu gerçekten kabul edemiyorum. Aklım almıyor. İnsan eşine karşı da strateji yapacaksa, olanları olduğu gibi anlatmayıp rol yapacaksa ne anlamı var ki. Ben eşime sadece ailesini değil, her şeyi anlatıyorum. Çünkü beni dinliyor, anlıyor. Artık ailesiyle ilgili de böyle sanıyordum. Yani beni anlıyor sanıyordum. Şimdi diyorum ki beni idare ediyormuş demek. Kavga etmeyelim diye anlıyor gibi yapıyormuş herhalde. Demek ki her an tetikte olmak hep strateji yapmak lazımmış. Politik olmak lazımmış. Ben böyle bir insan değilim, yapamıyorum. Ya da olmalıyım bilmiyorum.

Evet eşinize her şeyi anlatmayın derler. Ben de kendi ailemle ilgili bilmesini gerektirmeyen şeyleri anlatmam. Ama onun ailesinin yaptıklarını da ona anlatmayacaksam kime anlatayım? Sokaktaki insana mı anlatayım? Onun yüzünden muhattap olduğum kişiler sonuçta. Kaldı ki ben öyle bir hale gelmiştim ki hiç kimseyle tek kelime edemez durumdaydım. Bunların hepsi de onlar yüzünden olmuştu. Gidip aileme mi anlatsaydım. Tabi ki eşime anlattım hep. Meğer rahatsızmış. Demek ki o da bana karşı rol yapıyormuş. Şu an ne hissediyorum biliyor musunuz? Sanki eşim, ailesi, bu gelin de dahil hepsi bir olmuşlar da bir ben dışlanmışım gibi. Ne kadar iğrenç bir duygu.

Siz olsanız ne yapardınız? Öncelikle eşime beni çok kırdığını söylemek istiyorum ama şu an ne söylesem beni idare etmek için olumlu konuşacakmış gibi hissediyorum. Beni gerçekten anlamasını istiyorum oysaki. Bunu nasıl yapabilirim? İkincisi de gerçekten ömrümüzün sonuna kadar stratejik mi davranmalıyız? Eşimize bile mi?
 
Siz anlatmayın bırakın da o görsün. İçinizi dökmek istiyorsanız başka güvendiğiniz birilerine dökün. Bu saatten sonra strateji yapsanızda anlar zaten. O yüzden akışına bırakın. En azından neyin ne olduğunu görüyor (ailesinin ayrımcı olduğunu vs) sürekli aynı şeyler ve kişileri şikayet eder gibi konuşmak can sıkar normal olarak. Hele ki söz konusu aile olunca. Kendimizden bilelim.
 
Siz anlatmayın bırakın da o görsün. İçinizi dökmek istiyorsanız başka güvendiğiniz birilerine dökün. Bu saatten sonra strateji yapsanızda anlar zaten. O yüzden akışına bırakın. En azından neyin ne olduğunu görüyor (ailesinin ayrımcı olduğunu vs) sürekli aynı şeyler ve kişileri şikayet eder gibi konuşmak can sıkar normal olarak. Hele ki söz konusu aile olunca. Kendimizden bilelim.

Bu kısmına katılıyorum evet. Aileyi şikayet etmek hiç doğru değil. Ama çok kötü günler geçirdim ve sebebi ailesiydi. Hatta ailesine bu fırsatı verdiği için eşimin kendisiydi en suçlu olan. Çevremde anlatabileceğim kimse de yoktu. Bunu kendisi de biliyor. Ailesinin ne olduğunu da çok iyi biliyor. Ama bugün söylediklerine bakınca diyorumki aslında ailesinde hiç hata görmüyor da sanki ben susayım kavga çıkmasın diye beni haklı buluyormuş gibi davranıyor. Bu insanın güvenini sarsan bir şey. En çok da buna üzüldüm.
 
Allah aşkına derdiniz mi yok eşinizin halasının gelinini en iyi gelin olmayı dert ediniyorsunuz hepsini okumadım bile. ben de nişanlıyım nişanlımın ailesine severlerse sevsinler sevmezlerse sevmesinler olarak yaklaşıyorum. hiç taktik vs yapmadım. ben onlara net bir saygısızlık yapmam ama saygı görüşünü de değişir kişiden kişiye göre. sizin kocanız sıkıntılı bence anladığım kadarıyla. ben diyorum sevgilime ailelerle de evleniyoruz ama ailenle bir sıkıntı yaşarsam beni onlardan çok senin duruşun ilgilendiriyor diye. aynısı benim ailem için de geçerli. eşinizin halasının gelinini size dedikodu yapıyorsa lafı ağzına yneden tıkmıyorsunuz? ben anneme bile bana akraba dedikodusu yapma diyorum
 
Bu konuda sizi kırdığını dile getirmişsiniz. Gözlemleyin kendisini bir süre eğer şikayet etmemenize rağmen hala aynı tavırdaysa o zaman sizi umursamadığı düşünülebilir
 
Allah aşkına derdiniz mi yok eşinizin halasının gelinini en iyi gelin olmayı dert ediniyorsunuz hepsini okumadım bile. ben de nişanlıyım nişanlımın ailesine severlerse sevsinler sevmezlerse sevmesinler olarak yaklaşıyorum. hiç taktik vs yapmadım. ben onlara net bir saygısızlık yapmam ama saygı görüşünü de değişir kişiden kişiye göre. sizin kocanız sıkıntılı bence anladığım kadarıyla. ben diyorum sevgilime ailelerle de evleniyoruz ama ailenle bir sıkıntı yaşarsam beni onlardan çok senin duruşun ilgilendiriyor diye. aynısı benim ailem için de geçerli. eşinizin halasının gelinini size dedikodu yapıyorsa lafı ağzına yneden tıkmıyorsunuz? ben anneme bile bana akraba dedikodusu yapma diyorum

Hepsini okumadıysanız yorumunuz yersiz olmuş. Mesele eşimdi zaten. Konunun devamında bununla ilgili yazmıştım.

Bir de ben de evlenmeden önce dünyanın en objektif, en realist, en yol yordam bilen insanı sanıyordum kendimi. Eşimle henüz sevgiliyken ben de sizin gibi cümleler kuruyordum. Öyle işte.
 
Merhabalar, biraz dertleşmek istiyorum. Yine destan geliyor. Linç yemeye de hazırım. Direkt konuya giriyorum.

Eşimin halasının gelini beni manipüle edip kendisi sülalenin en sevilen gelini olmak için çok uğraştı. Ve bunu yaparken de hep gözümün içine bakarak, bana canım cicim diyerek, benimle çok iyi olmaya çalışarak yaptı. Oysaki buna gerek yoktu ben zaten sanırım sosyal fobisi olan bir insanım ve son zamanlarda insanlardan köşe bucak kaçar hale geldim. Hele ki eşimin ailesi zamanında çooook canımı sıktıkları için benden uzak Allah’a yakın. Tabiki görüşüyoruz ama hiçbir zaman “en” olmak gibi bir kaygım olmadı. Aksine ben baştan elendim, herkes yarışa devam edebilir modunda bir insanım. Çünkü babası beni başından beri istemedi, kardeşleriyle falan da bir diyaloğum yok. Hiçbir zaman kendimi sevdirmek, kabul görmek gibi bir çabam da olmadı. Olsaydı eminim ki bu bahsettiğim gelinin kv si bile beni baş tacı eder, kendi gelinine yüz çevirirdi. Çünkü beni çok seviyor ve her zaman da söylüyor kendi gelinimden ayırmıyorum diye. Tabi gelini de bu duruma uyuz oluyor. Ben o gelin kadar fettan olup kendisini saf dışı bırakmaya çalışsam onun kadar çaba göstermeme bile gerek kalmadan yapardım bazı şeyleri. Ama yine söylüyorum, asla kimseyle samimi olmak hele ki eşimin ailesiyle hiç ama hiç istemedim bundan sonra da zaten o kaosa hiç girmem.

Gelin özetle şöyle biri. Daha önce şehir dışında yaşarken beni aradığında saatlerce eşinin ailesini kötülerdi. Nefret ediyorum, Allah belalarını versin, gerizekalılar falan derdi. Bugün bile kv si bir şeyler anlatırken yüzünü buruşturuyor, küçümsüyor onları. Öte yandan şu an burada iki çocuğuyla kalıyor. Eşi şehir dışında çalışıyor hala. Birkaç ay daha öyle olacak. Kendisi çocuklarına baktırmak ve çeşitli işlerini hallettirmek için sürekli kv ile beraber. Bir de onların verdiği evde yaşıyor. kimsesi de yok ve yalnızlıktan çok korktuğundan bahsetmişti daha önce. Yani bir yerde onlarla iyi geçinmeye mecbur diyeceğim ama insan sırf mecbur olduğu için bu kadar rol yapabilir mi ya da gerçekten onlarla vakit geçirmekten hoşlanıyor mu bunu gerçekten bilmiyorum.

Benim eşimin ailesini de bana sürekli kötülüyordu. Ne kadar tuhaflar hele senin kp ne kadar gıcık bir adam diyordu. Ay çocuğuna onlar bakmasın bence falan diyordu. Şimdi buraya taşınınca ilk yemeğe davet ettiği misafirlerden biri de benim kv ile kp. Çünkü benim kp elektrikçi ve kendisinin televizyonu duvara monte edilecekmiş bazı elektrik işleri varmış. Kp gitmişken Onları halletmiş. En son olay da bana kv seninle ilgili şunları söyledi diyip ertesi gün onlarla denize gitmişti. Sizi çağırmadılar mı biz yarın onlarla denize gideceğiz falan demişti bana da. Bu olaydan sonra ben iyice emin olmuştum onun niyetinden ve bir daha da hiç iletişim kurmadım kendisiyle.

Bugün eşimin halası ve bu gelin bize geldiler çaya. Onlar gittikten sonra eşimle sohbet ederken ben yine her zamanki gibi eski konuları açtım. Dedim ki ne kadar fettan bir kız herkesin arkasından konuşuyor ama yüzlerine gelince melek gibi ve bütün işlerini hallettiriyor. İşin tuhafı hiçbir şeyi eşine anlatmıyor dedim. Yani gerçek duygularını eşi bile bilmiyor. Bana o aileyle ilgili söylediği hiçbir şeyi eşine belli etmiyor. Onun yanında hep “olsun canım o senin annen, öyle demek istemedi zaten” falan diyor. Sonra ikimiz yalnız kalınca diyor ki ay nefret ediyorum keşke buraya taşınmasaydım.

Sen de benim öyle olmamı isterdin ama ben yapamam dedim. Eşim de dedi ki anlatman bir şey değil de yorum yapmamı bekliyorsun. Karşı taraf ailem olunca her zaman yorum yapamıyorum dedi. Sinir oldum tabi ki. Beni bu hale sen getirdin, tüm olanlara senin yüzünden maruz kaldım, evli kaldığımız sürece anlattıklarıma katlanmak zorundasın dedim. Çünkü kuzeni evlenirken her şeyi bu geline baştan söylemiş. Annem şöyle biridir dikkat et, babam böyledir vs. Hiçbir şey kendisine sürpriz olmamış. Ben ise tam bir cehenneme düştüm. Evliliğimin ilk iki senesi iğrenç geçti bu insanlar yüzünden. Aklımı başıma toplayıp da kendimi geri çekmeseydim, hala onlara sık gidiyor olsaydım tımarhaneyi boylardım. Şimdi bayramdan bayrama gidiyorum ya da binde bir işte.
Eşime gelince başlarda ailesinin yaptıklarını kabul etmedi. Beni hep takıntılı olmakla suçladı. Ben ailemle ilgili hiçbir şey duymak istemiyorum kendi içinde hallet diyerek beni yalnız bıraktı. Tek iyi yanı hiçbir zaman beni ailesine götürmek için zorlamadı ama dengeyi sağlamak, beni ezdirmemek için de hiçbir çabası olmadı. Ben her şeyi kendi başıma hallettim. Kendim mesafe koydum. Belki en başta eşim bu kadar pasif olmayıp gerektiği gibi davransa bu kadar nefret etmezdim ve bu kadar sinirlerim yıpranmazdı. Bi de bana diyor ki keşke sen de bana anlatmasan.

Kendisi de ailesinden darbe yiyince bu sefer o da her şeyi bana anlatmaya başlamıştı. Ailesinin evlat ayrımı yaptığını, küçüklüğünden beri kardeşiyle kıyaslandığını ve bunun kendisinde derin travmalara sebep olduğunu, destek almak istediğini vs söyledi. Ben hep yanında oldum, destekledim. Şimdi bana diyor ki anlatmasan.

Ne demek ya? Bunu gerçekten kabul edemiyorum. Aklım almıyor. İnsan eşine karşı da strateji yapacaksa, olanları olduğu gibi anlatmayıp rol yapacaksa ne anlamı var ki. Ben eşime sadece ailesini değil, her şeyi anlatıyorum. Çünkü beni dinliyor, anlıyor. Artık ailesiyle ilgili de böyle sanıyordum. Yani beni anlıyor sanıyordum. Şimdi diyorum ki beni idare ediyormuş demek. Kavga etmeyelim diye anlıyor gibi yapıyormuş herhalde. Demek ki her an tetikte olmak hep strateji yapmak lazımmış. Politik olmak lazımmış. Ben böyle bir insan değilim, yapamıyorum. Ya da olmalıyım bilmiyorum.

Evet eşinize her şeyi anlatmayın derler. Ben de kendi ailemle ilgili bilmesini gerektirmeyen şeyleri anlatmam. Ama onun ailesinin yaptıklarını da ona anlatmayacaksam kime anlatayım? Sokaktaki insana mı anlatayım? Onun yüzünden muhattap olduğum kişiler sonuçta. Kaldı ki ben öyle bir hale gelmiştim ki hiç kimseyle tek kelime edemez durumdaydım. Bunların hepsi de onlar yüzünden olmuştu. Gidip aileme mi anlatsaydım. Tabi ki eşime anlattım hep. Meğer rahatsızmış. Demek ki o da bana karşı rol yapıyormuş. Şu an ne hissediyorum biliyor musunuz? Sanki eşim, ailesi, bu gelin de dahil hepsi bir olmuşlar da bir ben dışlanmışım gibi. Ne kadar iğrenç bir duygu.

Siz olsanız ne yapardınız? Öncelikle eşime beni çok kırdığını söylemek istiyorum ama şu an ne söylesem beni idare etmek için olumlu konuşacakmış gibi hissediyorum. Beni gerçekten anlamasını istiyorum oysaki. Bunu nasıl yapabilirim? İkincisi de gerçekten ömrümüzün sonuna kadar stratejik mi davranmalıyız? Eşimize bile mi?
Ay ben okurken yoruldum. Eşinizin halasının gelini sülalenin en sevilen gelini olmak için uğraşıyosa siz neden bunu dert ediyosunuz? Şöyle bir oturun düşünün bakayım 750 milyon karakterlik konu açacak kadar önemli bir mesele mi diye :işsiz:

Ayrıca eşinizin halasının geliniyle samimi olmanızın suçlusu eşiniz değil adamı neden suçluyorsunuz senin yüzünden muhatabım diye? Yan yana gelince muhabbet edersiniz olur biter. Bu kadar laubalilik sizin suçunuz. Adam kendi sülalesinin dedikodusunu yapmadı diye de yükselmeniz yersiz olmuş. Sonuçta karşı tarafı savunmamış bir şey yapmamış. Sadece konuşmak istememiş gayet doğal.
 
Hepsini okumadıysanız yorumunuz yersiz olmuş. Mesele eşimdi zaten. Konunun devamında bununla ilgili yazmıştım.

Bir de ben de evlenmeden önce dünyanın en objektif, en realist, en yol yordam bilen insanı sanıyordum kendimi. Eşimle henüz sevgiliyken ben de sizin gibi cümleler kuruyordum. Öyle işte.
nişanlıyım gayet mesela babası beni istemiyor olsa şimdi bana bunu hissettirse ayrılırdım. bir de baktım eski konunuza eşinizde yalan sorunu da var. bir de bu adamın ailesiyle mi muhatap olup yaranmaya çalışıyorsunuz. çoğu konu eş ailesi. bence çok sıkıntı ediyorsunuz kendinize bu adamın ailesini. uzak durun. çok uzun okuyamadım. okuduklarım yetti
 
Merhabalar, biraz dertleşmek istiyorum. Yine destan geliyor. Linç yemeye de hazırım. Direkt konuya giriyorum.

Eşimin halasının gelini beni manipüle edip kendisi sülalenin en sevilen gelini olmak için çok uğraştı. Ve bunu yaparken de hep gözümün içine bakarak, bana canım cicim diyerek, benimle çok iyi olmaya çalışarak yaptı. Oysaki buna gerek yoktu ben zaten sanırım sosyal fobisi olan bir insanım ve son zamanlarda insanlardan köşe bucak kaçar hale geldim. Hele ki eşimin ailesi zamanında çooook canımı sıktıkları için benden uzak Allah’a yakın. Tabiki görüşüyoruz ama hiçbir zaman “en” olmak gibi bir kaygım olmadı. Aksine ben baştan elendim, herkes yarışa devam edebilir modunda bir insanım. Çünkü babası beni başından beri istemedi, kardeşleriyle falan da bir diyaloğum yok. Hiçbir zaman kendimi sevdirmek, kabul görmek gibi bir çabam da olmadı. Olsaydı eminim ki bu bahsettiğim gelinin kv si bile beni baş tacı eder, kendi gelinine yüz çevirirdi. Çünkü beni çok seviyor ve her zaman da söylüyor kendi gelinimden ayırmıyorum diye. Tabi gelini de bu duruma uyuz oluyor. Ben o gelin kadar fettan olup kendisini saf dışı bırakmaya çalışsam onun kadar çaba göstermeme bile gerek kalmadan yapardım bazı şeyleri. Ama yine söylüyorum, asla kimseyle samimi olmak hele ki eşimin ailesiyle hiç ama hiç istemedim bundan sonra da zaten o kaosa hiç girmem.

Gelin özetle şöyle biri. Daha önce şehir dışında yaşarken beni aradığında saatlerce eşinin ailesini kötülerdi. Nefret ediyorum, Allah belalarını versin, gerizekalılar falan derdi. Bugün bile kv si bir şeyler anlatırken yüzünü buruşturuyor, küçümsüyor onları. Öte yandan şu an burada iki çocuğuyla kalıyor. Eşi şehir dışında çalışıyor hala. Birkaç ay daha öyle olacak. Kendisi çocuklarına baktırmak ve çeşitli işlerini hallettirmek için sürekli kv ile beraber. Bir de onların verdiği evde yaşıyor. kimsesi de yok ve yalnızlıktan çok korktuğundan bahsetmişti daha önce. Yani bir yerde onlarla iyi geçinmeye mecbur diyeceğim ama insan sırf mecbur olduğu için bu kadar rol yapabilir mi ya da gerçekten onlarla vakit geçirmekten hoşlanıyor mu bunu gerçekten bilmiyorum.

Benim eşimin ailesini de bana sürekli kötülüyordu. Ne kadar tuhaflar hele senin kp ne kadar gıcık bir adam diyordu. Ay çocuğuna onlar bakmasın bence falan diyordu. Şimdi buraya taşınınca ilk yemeğe davet ettiği misafirlerden biri de benim kv ile kp. Çünkü benim kp elektrikçi ve kendisinin televizyonu duvara monte edilecekmiş bazı elektrik işleri varmış. Kp gitmişken Onları halletmiş. En son olay da bana kv seninle ilgili şunları söyledi diyip ertesi gün onlarla denize gitmişti. Sizi çağırmadılar mı biz yarın onlarla denize gideceğiz falan demişti bana da. Bu olaydan sonra ben iyice emin olmuştum onun niyetinden ve bir daha da hiç iletişim kurmadım kendisiyle.

Bugün eşimin halası ve bu gelin bize geldiler çaya. Onlar gittikten sonra eşimle sohbet ederken ben yine her zamanki gibi eski konuları açtım. Dedim ki ne kadar fettan bir kız herkesin arkasından konuşuyor ama yüzlerine gelince melek gibi ve bütün işlerini hallettiriyor. İşin tuhafı hiçbir şeyi eşine anlatmıyor dedim. Yani gerçek duygularını eşi bile bilmiyor. Bana o aileyle ilgili söylediği hiçbir şeyi eşine belli etmiyor. Onun yanında hep “olsun canım o senin annen, öyle demek istemedi zaten” falan diyor. Sonra ikimiz yalnız kalınca diyor ki ay nefret ediyorum keşke buraya taşınmasaydım.

Sen de benim öyle olmamı isterdin ama ben yapamam dedim. Eşim de dedi ki anlatman bir şey değil de yorum yapmamı bekliyorsun. Karşı taraf ailem olunca her zaman yorum yapamıyorum dedi. Sinir oldum tabi ki. Beni bu hale sen getirdin, tüm olanlara senin yüzünden maruz kaldım, evli kaldığımız sürece anlattıklarıma katlanmak zorundasın dedim. Çünkü kuzeni evlenirken her şeyi bu geline baştan söylemiş. Annem şöyle biridir dikkat et, babam böyledir vs. Hiçbir şey kendisine sürpriz olmamış. Ben ise tam bir cehenneme düştüm. Evliliğimin ilk iki senesi iğrenç geçti bu insanlar yüzünden. Aklımı başıma toplayıp da kendimi geri çekmeseydim, hala onlara sık gidiyor olsaydım tımarhaneyi boylardım. Şimdi bayramdan bayrama gidiyorum ya da binde bir işte.
Eşime gelince başlarda ailesinin yaptıklarını kabul etmedi. Beni hep takıntılı olmakla suçladı. Ben ailemle ilgili hiçbir şey duymak istemiyorum kendi içinde hallet diyerek beni yalnız bıraktı. Tek iyi yanı hiçbir zaman beni ailesine götürmek için zorlamadı ama dengeyi sağlamak, beni ezdirmemek için de hiçbir çabası olmadı. Ben her şeyi kendi başıma hallettim. Kendim mesafe koydum. Belki en başta eşim bu kadar pasif olmayıp gerektiği gibi davransa bu kadar nefret etmezdim ve bu kadar sinirlerim yıpranmazdı. Bi de bana diyor ki keşke sen de bana anlatmasan.

Kendisi de ailesinden darbe yiyince bu sefer o da her şeyi bana anlatmaya başlamıştı. Ailesinin evlat ayrımı yaptığını, küçüklüğünden beri kardeşiyle kıyaslandığını ve bunun kendisinde derin travmalara sebep olduğunu, destek almak istediğini vs söyledi. Ben hep yanında oldum, destekledim. Şimdi bana diyor ki anlatmasan.

Ne demek ya? Bunu gerçekten kabul edemiyorum. Aklım almıyor. İnsan eşine karşı da strateji yapacaksa, olanları olduğu gibi anlatmayıp rol yapacaksa ne anlamı var ki. Ben eşime sadece ailesini değil, her şeyi anlatıyorum. Çünkü beni dinliyor, anlıyor. Artık ailesiyle ilgili de böyle sanıyordum. Yani beni anlıyor sanıyordum. Şimdi diyorum ki beni idare ediyormuş demek. Kavga etmeyelim diye anlıyor gibi yapıyormuş herhalde. Demek ki her an tetikte olmak hep strateji yapmak lazımmış. Politik olmak lazımmış. Ben böyle bir insan değilim, yapamıyorum. Ya da olmalıyım bilmiyorum.

Evet eşinize her şeyi anlatmayın derler. Ben de kendi ailemle ilgili bilmesini gerektirmeyen şeyleri anlatmam. Ama onun ailesinin yaptıklarını da ona anlatmayacaksam kime anlatayım? Sokaktaki insana mı anlatayım? Onun yüzünden muhattap olduğum kişiler sonuçta. Kaldı ki ben öyle bir hale gelmiştim ki hiç kimseyle tek kelime edemez durumdaydım. Bunların hepsi de onlar yüzünden olmuştu. Gidip aileme mi anlatsaydım. Tabi ki eşime anlattım hep. Meğer rahatsızmış. Demek ki o da bana karşı rol yapıyormuş. Şu an ne hissediyorum biliyor musunuz? Sanki eşim, ailesi, bu gelin de dahil hepsi bir olmuşlar da bir ben dışlanmışım gibi. Ne kadar iğrenç bir duygu.

Siz olsanız ne yapardınız? Öncelikle eşime beni çok kırdığını söylemek istiyorum ama şu an ne söylesem beni idare etmek için olumlu konuşacakmış gibi hissediyorum. Beni gerçekten anlamasını istiyorum oysaki. Bunu nasıl yapabilirim? İkincisi de gerçekten ömrümüzün sonuna kadar stratejik mi davranmalıyız? Eşimize bile mi?
Eşiniz her içinizden geçeni ve düşüncenizi dinlemek zorunda değil öncelikle. Sizinle evlendi diye böyle bir mecburiyeti yok. Ben de eşimin ailem hakkındaki olumsuz düşüncelerini dinlemek istemem. Ama şöyle de bir şey var ki, mesela annem eşimi çok aradığı zaman ve de ben eşimin rahatsız olduğunu gördüğümde eşimin bana gelip de annen şöyle annen böyle demesine gerek yok. Ben ararım annemi güzel bir şekilde uyarımı yaparım. Ve kimsenin arkasından olumsuzluklarını konuşmak bir şeyi çözmez. Gidip kendi yüzlerine rahatsızlıklarınızı konuşup halletmeyecekseniz, arkalarından yaptıklarını eşinizle konuşmak neye yarar, hiçbir şey değişmekten sonra? Aksine bu ikinizi de yıpratır. Sonuçta eşinizin de ailesi, belli ki onun da rahatsız olduğu şeyler var ve çözemiyor. Tekrar tekrar hatırlamak istemiyordur. Gidip de sorunun kaynağı ile bir şeyi konuşup çözme durumu yok ise arkasından o şöyle böyle, şunu bunu yaptı diye konuşmanın iç sıkıntısından başka sağladığı nedir?
 
nişanlıyım gayet mesela babası beni istemiyor olsa şimdi bana bunu hissettirse ayrılırdım. bir de baktım eski konunuza eşinizde yalan sorunu da var. bir de bu adamın ailesiyle mi muhatap olup yaranmaya çalışıyorsunuz. çoğu konu eş ailesi. bence çok sıkıntı ediyorsunuz kendinize bu adamın ailesini. uzak durun. çok uzun okuyamadım. okuduklarım yetti

Yaranmaya çalıştığımı nerden çıkadınız peki?
 
Yaranmaya çalıştığımı nerden çıkadınız peki?
his geldi öyle. mesela iş kurulmuş para vermişsiniz. resmen sizi dolandırmışlar kıyameti koparmak yerine oğlumu dedesi mi görse. eşiniz de haklı. benim annem de sizin gibi sürekli ailede herkesi bana kötüler. artık ruhum sıkıldı anne bana anlatma diyorum. eşiniz sizi dinlemek zorunda değil görmüyor mu sanki. beni manipüle etti diyorsunuz akşam çaya gelmiş. bu adam sizi istememiş bile. sizi istemeyen aile var. yalancı koca var. nereden baksan elde kalıyor.
 
Halanın geliniyle ilgili açtığınız konular var, samimi olmasaydınız yahu olmasaydınız. Bunun suçlusu da eşiniz olmuş.
Şaka gibisiniz.

Samimi olmadım. Şehir dışındayken bir kere bile aramadım. Kendisi arardı hep. Çoğu zaman açmıyordum, geri de dönmüyordum. Bunu hiç sorun etmeyip beni gördüğünde yine samimi davranıyordu. Şimdi de buraya taşınalı 4 ay oldu sadece bir kere eşimle birlikte evlerine hayırlı olsuna gittik o kadar. Onun dışında yine ne gittim ne arayıp sordum.

Garip bir şekilde benimle yalnız kalmaya çalışıp iki arada bir derede direkt konuya giriyor. Onlara gittiğimizde çay servisine yardım edeyim diye mutfağa gittim, iki küçük çocuğu var neticede. Hemen orada konuya girdi eşinin kardeşi araba almış haberin var mı diye. Yarın biz onlarla denize gidiyoruz sizi çağırdılar mı vs. Ben ilgilenmiyorum haberim de yok diyip geçtim hep. Ama bugün mesela bize geldiklerinde yine ben mutfaktayken hemen yanıma geldi dert anlatıyor iki dakikada
 
Boşanin diye yazmam kolay kolay ama hem mutlu olmanız imkansız Hem sorun eşiniz hemde çok takıntısiniz bu evlilik sizi hasta edecek bu şekilde olmaz
 
Yine her zamanki gibi eski konuları açmanız çok gereksiz olmuş. Eşiniz sizinle oturup kuzeninin karısının dedikodusunu yapacak değil herhalde. Eşiniz size eşlik etse daha ciddi bir sorun. Kalkıp kadınla samimi olan tüm ailenin dedikodusunu dinleyen sizsiniz. Bunda eşinizin ne suçu var? Onun yüzünden muhataplığınız sadece tanışmak gerisi sizin elinizde. Bu kafayla giderseniz eşinizi bıktırırsınız evli olduğu size anlattıklarınıza katlanmak zorundaymış ya katlanmaz boşanır sizden.

Kimse ailesinin kötülenmesinden hoşlanmaz. Bu gelinlerin eşinin ailesini gidip eşine kötüleyip bir de destek beklemesini hiç anlamıyorum. Tam olarak size ne yaptılar anlamadım ama evlenecek yaşa gelmiş yetişkin kadınsınız. İlla birinin sizi savunmasına gerek yok kendinizi gayet savunabilirsiniz.

Olan olmuş biten bitmiş habire eskiyi deşmenin faydası yok. İlla birine anlatmak istiyorsanız hiç mi arkadaşınız akrabanız yok gidin onlara anlatın. Yoksa da edinin eşinizin halasının gelinini kafaya takmazsını başka meşguliyetleriniz olunca. Bu insanlar beğenin/beğenmeyin sevin/sevmeyin eşinizin kök ailesi. Her daim de hayatınızda olacaklar. Evlilik dediğimiz şey politika işidir. Düzgün giden bir evlilik istiyorsanız politik olmayı öğrenmeye mecbursunuz
 
his geldi öyle. mesela iş kurulmuş para vermişsiniz. resmen sizi dolandırmışlar kıyameti koparmak yerine oğlumu dedesi mi görse. eşiniz de haklı. benim annem de sizin gibi sürekli ailede herkesi bana kötüler. artık ruhum sıkıldı anne bana anlatma diyorum. eşiniz sizi dinlemek zorunda değil görmüyor mu sanki. beni manipüle etti diyorsunuz akşam çaya gelmiş. bu adam sizi istememiş bile. sizi istemeyen aile var. yalancı koca var. nereden baksan elde kalıyor.

Uzun diye konuyu okumaktan sıkılıyorsunuz ama bu sırada eski konuların hepsini gözden geçirmişsiniz. Sırf şu an burada bana karşı haklı çıkmak için. Ne gerek var? Sıkılıp okumadığınız bir şeye ısrarla yorum yapma konusundaki motivasyonunuz ne mesela? Ben deşarj oluyorum sürekli konu açarak. Siz?
 
Uzun diye konuyu okumaktan sıkılıyorsunuz ama bu sırada eski konuların hepsini gözden geçirmişsiniz. Sırf şu an burada bana karşı haklı çıkmak için. Ne gerek var? Sıkılıp okumadığınız bir şeye ısrarla yorum yapma konusundaki motivasyonunuz ne mesela? Ben deşarj oluyorum sürekli konu açarak. Siz?
yok okudum konuyu tamamen. başka bir yerde daha dikkatimi çekip okumuştum eski bir konuda. haklı çıkmaya çalışmıyorum haklı çıksam ne çıkmasam ne. keşke deşarj olmak yerine çözüm bulmaya çalışsanız. sadece bir öneri. herhalde günlük olsun diiue değil yorum almak için açıldı bu konu?
 
Boşanin diye yazmam kolay kolay ama hem mutlu olmanız imkansız Hem sorun eşiniz hemde çok takıntısiniz bu evlilik sizi hasta edecek bu şekilde olmaz

Gerçekten dışarıdan bakıldığında böyle mi görünüyor? Çünkü bazen aşırı takıntılı olduğum için kendimi suçluyorum. Adam haklı diyip kendi kendime kızıyorum. Bazen de her şey senin yüzünden diye ona yükleniyorum. Bu arada destek alıyorum ama çok sık gidemediğim için henüz çok başlardayız. Psikolog da zaten direkt olarak boşan ya da boşanma şeklinde bir yönlendirme yapmayacaktır. Ben neyin doğru neyim yanlış olduğunu gerçekten kestiremiyorum.

Keşke sürekli biri yanımda olsa ve şimdi şöyle davran, şu an bunu söyle dese.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X