Özel sektörde çok çalışıp iyi bir maaş mı yoksa sevdiğim meslek olan az maaşlı öğretmenlik mi ?

Merhaba. Temelim var işten çıkmama gerek yok aslında. Beraber götürmeyi denerim ilk etapta. Hemen atanmak zorunda değilim birde. Zamana yayabilirim bu süreci.
Evet 10 sene aynı yerde çalışamam belki haklısınız ama isim gereği piyasada yönetici maaşları bu bantta. 100-110k. Şuan öğretmen maaşının 3 katı.
Mesleğinin başında değilim aslında. 5-6 yıldır mesleğimi yapiyorum. Atama konusu sorun değil eşim de öğretmen. Dilediğim yere gelir. Geçici bir surec o da zaten. Ona çok takılmam ama maaş konusu gerçekten çok düşündürücü. Suanki işimi de seviyorum ama saydığım sebeplerden dolayı öğretmenliği de düşünmek istiyorum
yani, öğretmenliğin maddi imkanları belli
eşiniz de öğretmenmiş
hayatınız boyunca belli bi maddi seviyenin üzerine çıkamamak ile
daha çok çalışıp daha fazla para kazanmak mı buna siz karar vereceksiniz
ülke her geçen gün kötüye gidiyor benim çevrem patır patır yurt dışı bağlantılı işler kovalama peşinde daha fazla kazanmak için
öğretmen bi çift aile dostumuz kamudan istifa edip geçen sene yurt dışına taşınıp sıfırdan düzen kurdu
orada bambaşka işler yapacaklar vs vs
maaş konusu gerçekten düşündürücü ama öğretmen maaşları daha iyi bi seviyeye gelmeyecek bu ülkede
o da net
 
Siz sabah altıda işe giderken öğretmen olan eşiniz çocuklarınızla ilgilenebilir, onun saatleri daha esnek olursa tabi. Ben öğretmenim fakat sabah 6.45te evden çıktığım için çocuğum yine perişan oluyor.
Her neyse, ben olsam istifa etmezdim açıkçası, maddi aralık çok geniş.
Yalnız işe şu açıdan bakmanızı önereceğim, bir süre sonra eşinizin 3 katı maaş alacak olsanız bu evliliğiniz için sorun oluşturur mu?
 
Merhaba. Aslında idealistlik için değil çalışma şartlarını da göz önünde bulundurarak bunu düşünüyorum. Yoksa isimde yukselmem daha büyük bir emek ve ideal istiyor.
Merhaba öğretmenlik bana göre fedakarlık olduğu için idealist sözcüğünü kullandım. Tatillerimiz ve yarım günlerimiz uzaktan tatlı görünüyor ama işin içine girince her şey farklı. Ara tatillerde seminerler oluyor, yarım gün boşum dedigin zamanlarda toplantılar , okul dışı calismalar hiç bitmiyor. Eve iş getiriyorsunuz . İki ay tatil çok cazip geliyorsa öğretmenlik mesleğini tercih edin başka bir güzelliği yok.
Okuldaki mobingler geldi bak aklıma...🥺
 
Kuzenimin bir lafı vardır. Öğretmen ol ama öğretmen koca bulma. Siz o treni kaçırmışsınız. O yüzden özel sektör diyorum hele çocuk varsa. Valla öğretmen maaşı asla rahat keyifli geçinmeye yetmez. Ha kocanız özel dersi bol olan bir branştır o zaman okey. Çünkü matematik saati 800 tl bizim buralarda. Herkes mecbur aldırıyor
 
Herkese merhaba,

İçinden çıkamadığım hayatıma yön verecek ve uzun süredir kafamı meşgul eden bir konu için sizlere danışman istiyorum.

Özel sektörde iyi bir firmada çalışıyorum. Şuan değil ama pozisyonum artıkça iyi maaş alacağım bir iş yapıyorum. Şöyle ki şuan yöneticim 100k alıyor. Yani önümüzdeki 10 yıl içinde tecrübem ve pozisyonum artıkça bu bantlarda maaş skalasını alabilecek bir işim var. Çalıştığım şirketten memnunum. Burada geleceğim iyi görünüyor. Yıllar içinde yetiştirilebilecek yönetici adayı gibi görünüyorum. Uzun soluklu burada çalışabilirim fakat özel sektör tabi ki. Yarın ne olacağı belli olmayan bir durum her zaman mevcut.

İzinler normal yıllık izin şeklinde. 14 gün. İşim gereği ayın belli zamanları izne çıkamıyorum. Ayarlaması biraz zor oluyor.

Çalışma saatlerim 07:30-17:00. Evim yakın sayılır fakat tabi ki servis kullandığım için 06:00'da kalkıyorum. Eve18:15'den önce varamıyorum. Şuan için bir gün evden çalışıyorum. Ama her sabah uyandığımda hayatım böyle erken kalkıp ofiste çalışarak mı geçecek diye sorguluyorum. Anlayacağınız tüm günüm işte geçiyor bir çok insan gibi. Hafta sonu çalışmıyorum. İş yoğunluğum normal. Çalıştığım insanlar iyi insanlar. Ama dediğim gibi bu şartlarım şuan ki iş yerim için geçerli. Başka bir yerde başka şartlarda veya başka insanlar ile çalışabilirim.( Daha önce sorunlu insanlar ile çalışıp stresli günler geçirdim ve işimden de oldum o süreçte. Özel sektör olduğu iş kaygısı yaşıyorsunuz, kamu gibi olmuyor bu açıdan)
Yönetici olursam çalışma saatlerim değişmeyecek. Ekstra toplantılar oluyor ve tabi ki sorumluluğum şuan ki gibi olmuyor, artıyor. Tabi artıları mevcut (şirket aracı, iyi bir maaş gibi). Ama genel itibariyle işimi seviyorum, sevmediğim bir iş değil.

Bunun dışında şuan devlette okul öncesi öğretmeni olabilme ihtimalim var. Ataması iyi bir bölüm, KPSS ye hazırlanırsam atanabilme ihtimalim var. (Ders çalışmayı seviyorum, atanmak için çabalarım). Şayet karar verirsem ders çalışmaya başlayacağım. Öğretmenlik hep sevdiğim ve istediğim bir meslekti. Fakat maaş konusunda tatmin etmeyecek rakamlar oluyor maalesef. Şartlar açısından, yarım gün çalışma imkanım olabilir. Yaz tatilleri ve ara tatiller oluyor. Kamuda olduğunuz için iş güvenceniz oluyor. Bunun dışında çocuklar seviyorum, bana eziyet gibi gelmez. Hayalini kurduğum bazı planlarım var ama zamansızlıktan bir türlü yapamıyorum. Onlara zaman ayırabilirim. Çocuk düşünüyorum, çocuğum ile zaman geçirme ihtimalim şuan ki işime göre çok daha fazla olur. Ama bu artılarının yanında şu var ki on yılda çalışsam alacağım maaş çok değişmeyecek. Ama özel sektörde on yıl çalışsam bir öğretmenin neredeyse 3 katı maaş alabilirim.

Tüm bunları alt alta koyunca ya zaman yaratıp az para ile çalışabileceğim güvencesi olan, çocuklarıma ve kendime daha fazla zaman ayıracağım ama düşük maaşlar ile çalışacağım bir hayat mı, yoksa özel sektörde yine sevdiğim ama zamanımın neredeyse yarısından fazlasını iş hayatında geçireceğim, çocuklarımı kendim büyütemeyeceğim, güvencesi görece az fakat 3 katı maaş alma ihtimalimin olacağı bir hayat mı sorusu ile baş başa kaldım.

Karar verip motivasyonuma göre KPSS çalışmaya başlayacağım. Maaş durumu kafamı karıştırıyor. Fakat gerçekten daha az çalışabilme ihtimalim olan yine sevdiğim bir işim olabilecekken hayat boyu bu kadar çok çalışmak da beni düşündürüyor.

Öğretmenliği sevmesem hiç düşünmezdim ama sevdiğim bir meslek. Şuan ki işimi de seviyorum. Şartlar açısından bakıp karar vermem gerekiyor. Sizlerin fikrini de sormak istedim.

Teşekkür ederim.
Çalışma koşulları açısından sizinkiyle benzer bir ikilem içinde kalmıştım. Kendim için huzurlu olanı tercih ettim. Bence siz ne kadar mutlu olursanız hayatta ilerlemeniz de o kadar kolay olur. Ama mutsuz bir şekilde o bahsettiğiniz 10 yılın sonunu getiremeyebilirsiniz. Huzurlu olanı tercih etmek çok mu kolay? Hayır. Risk almak gerekiyor. Ama bence değiyor. Hem siz ne kadar mutlu olursanız çevrenize de o kadar yararlı olursunuz şahsi fikrim ve deneyimim.
 
Öğretmenliğe saygım sonsuz. Sadece bu işi ve çocukları çok seven insanların yapabileceği bir meslek olduğunu düşünüyorum. Ama devlette öğretmenlik yapmayı asla asla düşünmem. Öğretmenlik yapacak olsam yine özelde yaparım. Daha iyi şartlar olduğu için. En yakınlarımdan annem babam devletten emekli öğretmenlerdi,yıllarca çekmedikleri rezillik kalmadı bana göre. Ama onlar aşkla yaptılar hiç şikayet etmediler bile. Tuvalet temizlediler,çatıda kiremit aktardılar. Ben bunları beceremem de,o yüzden her zaman özel sektör.

Şu anda ben de sizin yöneticiniz pozisyonunda ve ondan biraz daha fazla maaşla çalışıyorum. Bırakmayı düşünmüyorum çünkü katlanarak artacak bir gelirim var ,işimi çok seviyorum,canımın istediği gibi yaşayabiliyorum maddi manevi. Çalışma saatleriniz ileride belki değişir,çünkü ben yönetici olduğumda değişti,biraz da ben patronlarımı ikna ederek esneklik verdim tüm çalışanlara. Siz de yönetici olunca siz de yapabilirsiniz bunu.
 
tam olarak aynı şey değil ama

siz rakam telaffuz ettiğiniz için oradan başlayayım, 100 bin+ dediğiniz maaşı kazanıyordum -kazanabileceğim bir iş yapıyorum.

fakat idealim olduğu için, sevdiğim için akademiye döndüm ben de (öğretmenlik de yapabilirim esasen alanım müsait zamanında formasyon almadım ama istesem şimdi de alırım, mezuniyet notum da yüksekti, öğretmenlik tecrübem de var, neyse)
şu anda akademide 100 bin kazanmıyorum :KK70:

ama ben buna geçici bir süreç olarak bakıyorum 2-3 sene kaldı yani projeyi bitirip istediğim yayınları yapıp, belli aşamaları kapatıp (uluslararası bir projemiz olduğu için angaryası çok maalesef ama akademik getirisi de çok), işime geri döncem. Belki bu projedeki tecrübemle gidip yeni bir girişim düşünürüm (teknokentte bir firma filan gibi). Böyle planlar da var ama esas olarak sevdiğim istediğim ve zamanında yarım kalan ukde olduğu için benim açımdan bir hikayeyi tamamlamak gibi oldu.

KPSS 'ye işinizden çıkmadan da devam edebilirsiniz diye düşünüyorum. Benim etrafımda herkes hem üniversiteye gitti hem KPSS hem aynı yıl YDS ALES Allah ne verdiyse çalıştı 90+ puanlarla atandı ya da zaten çalışıyordu iş değiştirmek için nöbetlerden sonra filan çalışıp 95+ ile atandı...evet burada KPSS için senelerce evde oturanlar olduğunu biliyorum ama özel sektörün senelerce çilesini çekip (bkz. ben gibi) o tempoya alışmış birisi ya da okulla birlikte zaman geçmeden eli soğumadan diyelim, hemen o tempoya giren birisi için o kadar da şart değil işi filan bırakmak diye düşünüyorum. zaten okul öncesinin puanları epey epey düşük, alan sınavı yok, avantajlısınız.

Öte yandan:
Sizinki idealden çok biraz daha rahat çalışmak için anladığım kadarıyla e yanında öğretmenliği zaten seviyor olmak da sizin için + yönü.. Öğretmenlikte 40a kadar yolu var yanlış bilmiyorsam. Şunları dikkate almayı düşünmez misiniz?:

Şu anda ne kadar birikim yapıyorsunuz?
Mesela şu anda dışarıdan yemek, gezmek vs. gibi bütçe yönetimi alışkanlıklarınız nasıl? Öğretmen olsanız size kalan zamanla/enerjiyle bunları telafi edebilecek misiniz? Mesela çok "prezentabl" olunması gereken bir işiniz var mı?

çünkü böyle işler var belli markadan belli makyajdan aşağısı kurtarmıyor. Kadınların aldığı böyle şeylere gidiyor. Ama benim dünya kadar kot-tişörtle de işe gidebilen arkadaşım var (ben de öyle işlerde -genelde- çalıştım)..Hem iyi para alıp hem masrafsız olan bir işiniz varsa iyi birikim yapabiliyor olmanız lazım. durum ne? ev vs. aldınız mı?

iş bahanesiyle gezmek sosyalleşmek vs. gibi durumlarınız var mı? işinizin size getirdiği insan kalitesi nasıl? çünkü hele 1. kademede öğretmenlik bu konuda biraz tüketici bir iş...çok nadir elit bir yere atanma şansınız olur..yoksa genelde sorunlu veliler, düşük sosyo ekonomik bir çevre. acaip acaip sorunlar. alıştığınız iş yemekleri gezileri vs bitince sıkılabilirsiniz mesela -varsa tabi böyle bir iş çevreniz. anaokulu öğretmeni olan 1 düzine kadar kuzenim var. veli grubundan çok mutlu olan sadece 1 vaka vardı (artvindeydi o zaman) acaip seviyordu velilerini, çok uzak diye tayin aldı izmite geldi 5 sene sonra. o da diğerleri gibi velilerle uğraşıyor şimdi. az yani böyle örnek.memlekette çalışan da aynı urfada çalışan da aynı.

Çok önemli bir faktör de eşinizin öğretmen olması

şu an siz onun 2 katı çalışıyorsunuzdur
onun bol bol vakti var. sizi alıp bırakabilir, yemekleri yapabilir, temizlik alışveriş vs. halledebilir. İşin açıkçası bir evde eşlerden biri öğretmen olunca diğerinin olmasına gerek var mı emin değilim :KK70:

bu anlamda eşle olan durum çok önemli diye düşünüyorum
evli değilim.
erkek ardaşımla başka başka sebeplerden çocuk yapmayı düşünenem
ama mesela ben işle değil bölünmekle, dışarıdaki şeylerle daha çok yorulan biriyim. insanlarla uğraşmayı sevmiyorum en başta. işi titizlikle yaparım.

sabah evden çıkıp poğaça almaya gitmem anca gittiğim yerde varsa alır yerim -sadece örnek. Ama o üşenmez dışarıyı sever, herhangi bir yerde 2 saat otursa sıkılır -biraz hiperaktif. otursa uyuyor adam. hatta patlar evde sıkıntıdan. Mesela biz evli çocuklu olsak o beni işe/kampüse bıraksın/alsın, alışverişi yapsın (ben liste yaparım sorun değil), yemek yapsın (çok severek ve güzel yapar, zaten o yapıyor), çocuğu parka götürsün...beni mümkünse bölmesin ben çalışayım, sorun yok yani biz böyle takılabiliriz. (temizlik ve ütü yapmaz, ben titizim o konularda, hiç bulaşmaz) gibi gibi. cep telefonuyla saatlerce oynamasın bunları halletsin zaten. (hayatta oyun oynamam sosyal medya kullanmam o yüzden her şeye fayda gözüyle bakıyorum, evet). neyse. ama eşinizin buna benzer bir iş bölümünü kabul etme daha önemlisi sizin daha fazla çalışmanızı ve kazanmanızı sorun etme potansiyeli varsa o zaman sıkıntı büyük işte...bunları bilemeyiz.
 
Öncelikleri göre karar vermek gerek; benim için işten erken çıkmak çok çok önemli mesela, tatil günlerimin belli ve düzenli olması da aynı şekilde. Mutsuz oluyorum çok uzun saatler çalışıp, geç saatte çıkıp eve gelip yığılıp kalınca, çok yüksek maaş da olsa tatmin etmiyor beni.
Kimisi için para daha önemli ve gereklidir, o zaman ona göre tercih yapılır.
Yani kendi öncelik ve konforunuza göre karar verin.
 
şimdi bunları yapan öğretmen yok.
Fark etmez,devlet yine aynı devlet. Esas konu zaten tuvalet temizleyen öğretmen değil,fedakarlık yapan öğretmen. Köylere ,ücralara giderseniz belki benzerleri yine vardır. İmkansızlıklarla uğraşmak,veliyle sürekli karşı karşıya bırakılmak, sürekli para topluyormuş da cebine atıyormuş gibi görünmek bile yeterli devlette öğretmen olmamak için.
 
Fark etmez,devlet yine aynı devlet. Esas konu zaten tuvalet temizleyen öğretmen değil,fedakarlık yapan öğretmen. Köylere ,ücralara giderseniz belki benzerleri yine vardır. İmkansızlıklarla uğraşmak,veliyle sürekli karşı karşıya bırakılmak, sürekli para topluyormuş da cebine atıyormuş gibi görünmek bile yeterli devlette öğretmen olmamak için.
özel olarak gitmeme gerek yok ki telefon filan çekmeyen, okulu (çoğunlukla) olmayan bir köyüm var :KK70: zaten oralıyım.

mesela okul bu sene açık, (bu da milli eğitim takdiri bazen açıyorlar bazen kapalı kalıyor, servis durumları karışık, bu sene birleştirilmiş sınıf olarak açıldı) köyden bir öğretmen (tabii ki kuzenim, çünkü tüm köyde okuyan herkes kuzenim zaten) ücretli yapıyor. ama ne soba yakıyor ne tuvalet temizliyor ne başka bir şeye dokunuyor, zaten bilmez ki, yapamaz yani bunları. en azından şu son 15 senedir atanan kimse de yapmıyor. vardır da istisna olarak vardır. eskiden istisna yapmayandı. şimdi istisna bunları yapan.

ha ben de dediğiniz şeyler gibi sebeplerle asla devlette çalışmadım. çalışmayı da düşünmem o ayrı.
 
Çıkış saatiniz çok iyi. Giriş saati niye bu kadar erken acaba? Normalde 8/5 ya da 8. 30/6 çalışma saati uyguluyorlar. Hafta sonu olmaması da artı. İşinizi de seviyormuşsunuz.

Ben risk almazdım böyle bir işim varken. Öğretmenlikte yaş sınırı yok. Şirketiniz iflas mı etti gidip çalışır yine atanırsınız. Rahatlık önemli ama iyi kazanç da önemli. Atanınca görev yerleri sorunu yaşayabilirsiniz. Okul öncesi öğretmeni haftanın 5 günü en az 4 5 saat okulda olmak zorunda.
 
özel olarak gitmeme gerek yok ki telefon filan çekmeyen, okulu (çoğunlukla) olmayan bir köyüm var :KK70: zaten oralıyım.

mesela okul bu sene açık, (bu da milli eğitim takdiri bazen açıyorlar bazen kapalı kalıyor, servis durumları karışık, bu sene birleştirilmiş sınıf olarak açıldı) köyden bir öğretmen (tabii ki kuzenim, çünkü tüm köyde okuyan herkes kuzenim zaten) ücretli yapıyor. ama ne soba yakıyor ne tuvalet temizliyor ne başka bir şeye dokunuyor, zaten bilmez ki, yapamaz yani bunları. en azından şu son 15 senedir atanan kimse de yapmıyor. vardır da istisna olarak vardır. eskiden istisna yapmayandı. şimdi istisna bunları yapan.

ha ben de dediğiniz şeyler gibi sebeplerle asla devlette çalışmadım. çalışmayı da düşünmem o ayrı.
Kesinlikle ben de düşünmem. İdealistlikten bütün işler üzerime kalır,verem olurum dert çekmekten 😂kendimi iyi biliyorum. Adaletsizlikleri,çalışmayıp yan gelip yatan zümreleri, mobbingini bilmem neyini,yolsuzluk yapan müdürleri falan görünce deliririm ben 😊hiç benlik değil.
 
Normalde ana okulu öğretmeni olup, özel sektörde 10 yıl sonra da olsa bu derece yükselme imkanı size sağlayan sektör ve şu anki çalıştığınız pozisyon nedir acaba? Ben de bunu merak ettim.
Şu anda bir şekilde tecrubenizden kaynaklı o işi yapiyorsunuzdur ancak en üst seviyeye gelen kişide lisans alanı ile bağlantı isteniyorsa eğer ki istemelerini çok olası buluyorum bu durumda muhtemelen ileride de başkası bu nedenle seçilecektir.

Bu nedenle bahsettiğiniz bu olasılık sizin için geçerli olabilir mi gerçekten yoksa benim gördüğüm gibi olamaz mı bence objektif bir şekilde değerlendirip ona göre bir plan yapmanız daha iyi olacaktır sizin için.
 
Kesinlikle ben de düşünmem. İdealistlikten bütün işler üzerime kalır,verem olurum dert çekmekten 😂kendimi iyi biliyorum. Adaletsizlikleri,çalışmayıp yan gelip yatan zümreleri, mobbingini bilmem neyini,yolsuzluk yapan müdürleri falan görünce deliririm ben 😊hiç benlik değil.
tüm bunlar zaten işin doğasında var, bunlara bile razıyım ben.

ortaokulda nişanlı öğrencileriniz olacak
annesi "ablasına 60 bin istedim, bu yeşil gözlü buna 100 bin isterim" diyecek
çocuklarınızı okula pis göndermeyin dediğiniz anne "hocanım biz çocuğu bakmasını değil yapmasını seviyoruz" diyecek
ve daha neler neler....
 
tüm bunlar zaten işin doğasında var, bunlara bile razıyım ben.

ortaokulda nişanlı öğrencileriniz olacak
annesi "ablasına 60 bin istedim, bu yeşil gözlü buna 100 bin isterim" diyecek
çocuklarınızı okula pis göndermeyin dediğiniz anne "hocanım biz çocuğu bakmasını değil yapmasını seviyoruz" diyecek
ve daha neler neler....
Hiç bir şey değişmedi bazı coğrafyalarda elbette. Bursanın köy okulundan emekli annem hep anlatır bu yazdıklarınızı. Doğuda daha beterleri de vardır eminim. Çoğu öğretmen bunları umursamaz bile bence. Sadece aralarında gerçekten vatansever ve idealist olanlara dert olur bu yaşananlar.
Biz şimdilerde bir köye okul yapmaya niyetlendik birkaç kişi. Daha dakika bir gol bir, hemen muhtarla imamla zıtlaştık bile. Adamlar okul dahi istemiyor. Şimdi bu köye tayin olsam naparım nelerle karşılaşırım kimbilir.
 
X