Özel sektörde çok çalışıp iyi bir maaş mı yoksa sevdiğim meslek olan az maaşlı öğretmenlik mi ?

Öğretmenlik düsündügünüz kadar tozpembe değil. Cocukları sevmek farkli öğretmenlik farklı. Bir de okul öncesi istiyormussunuz. Tuvalet egitimi olmayan bağıran ağlayan cocuklar da olacaktır. Hijyen sıkıntısını bolca yasayacaksınız. Okul öncesi sürekli materyak isteyen bir bölüm bolca karton kağıt masrafınız olacak, haftada 1 günü belkide buna ayirmanız gerekecem.Ayrıca muhtemelen köy okulunda olacaksınız. Gene 6 da kalkıp 4 gibi evde olacaksınız. Önümüzdeki yıllarda ara tatillerin kalkması söz konusu. Ama olumlu yönleri olarak eve is getirmezsiniz ben ders bitince hicbir velinin telefonunu açmam çok önemliyse yazsın. Tatil konusunda da cok iyi. Calısma saatleride güzel. Cogunlukla 2 de bitiyor. Bazi anasinifladi 1 de bitiriyor hatta. Iyi bir öğrenci ve veli profili denk gelirse cok keyif alırsınızm
 
Öğretmenlik öyle çok rahat da değil. Yarım gün de değil ayrıca. Dersten çıkınca eve geliyorsunuz ama evde de çalışmaya devam ediyorsunuz. Yazılılar, sürekli evrak işleri, ders hazırlıkları, veli görüşmeleri vb. Ayrıca idare iyi değilse, çalıştığınız okulun şartları kötüyse iyice korkunçlaşıyor iş. Doğru, iş garantiniz var ama bunun bedeli çok az maaş(kendinize bile yetmiyor), aslında çok çalıştığınız hâlde az çalışıyormuşsunuz gibi yaygın bir düşünce olduğundan ailede tüm işlerin size yüklenmesi ve açıkçası paranız olmadığından eve temizlikçi çağıramayıp temizliği bile kendinizin yapması zorunluluğu, ileride kucağınızda çocukla ayrılırsanız eşinizden, paranızın yetmemesi hatta belki bu yüzden toksik bir evlilikte kalmak zorunda kalmanız vb.
Araba almanız çok zor. Ev almanız çok zor. Çocuğunuza iyi imkânlar sunmanız çok zor. Ben zamanında özel sektörde öğretmenlik harici işlerde de çalıştım. Orada kalsaydım şu anda evim de olurdu arabam da. Çocuklarıma sunduğum imkânlar çok iyi olurdu. Akşam eve iş getirmezdim ve çocuklarımla geçirdiğim bir saat bile kaliteli olurdu. Para derdim olmaz, temizliğe harcadığım vakti ve enerjiyi çocuklarıma harcardım.
Ben kamuda öğretmenim. Dersim saat 8’de başlıyor. Saat 6’da uyanıyorum. Ertesi gün kendi yiyeceğim ve çocukların yiyeceği her şeyi bir gece önceden hazırlıyorum. Saat 6’da kalkıp hem kendimi hem çocuklarımı hazırlayıp çıkıyorum evden. 8’deki dersime zor yetişiyorum. Haftada bir gün nöbet oluyor. Saat 7.30’da okulda olmam gerekiyor o gün. Saat 15.30 gibi çıkıyorum işten. Çocuklar servisle geliyor, zor yetişiyorum eve. Markete bile zor gidiyorum. Yemek, temizlik, çocukların ödevleri vb. her şey bende. Haftanın 4 günü okula gidiyorum. Bir gün evdeyim hafta içi. Ama o gün boşum diye, banka işleri, çocukların okullarındaki öğretmen görüşmeleri, evdeki büyük temizlik vb. bende. O gün daha fazla yoruluyorum. Hafta sonu da çocukların kursları falan bende. Çamaşır, ütü vb. hep bende. Neden? Çünkü fiziki çalışma saatim daha az diye!!! Üstelik okullarda mesai sonrası veli toplantıları, kurul toplantıları, şök toplantıları vb. habire toplantı olur. Müdür sizden hep proje yapmanızı ister. Bildiğimiz bilimsel çalışmalardır bunlar. Erasmus, e-twinning, tübitak projeleri. Evde bir yandan da buna çalışırsınız. Okulda ders saatinde yapılmıyor çünkü bunlar. Tuvalete bile sadece teneffüste gidebilirsiniz. 45 dk öğle tatilini öğrencilerin sorularını çözerek veya kulüp, disiplin vb. toplantılarıyla geçirdiğinizden yemek bile yiyemezsiniz. Pano(belirli gün ve haftalar için) veya tören hazırlarsınız ders dışı zamanlarda. Bunları da çoğu zaman cebinizden harcayarak yaparsınız. Çünkü idare hem güzel bir iş çıksın ister hem de para vermez.
Servisiniz yoktur. Hasta olup bir gün okula gitmeseniz ek ders ücretinizin o haftasının neredeyse tamamı kesilir. Bir saat izin alıp acil bir iş için çıkamazsınız okuldan çoğunlukla. Temmuz ayı gibi vergi dilimine girersiniz ve kuş kadar olan maaşınız her ay düşer ta ki ocak ayına kadar. Maaşınız tüm gazetelerde çok yüksek ilan edilir ama gerçekte öyle değildir, anlatamazsınız kimseye. Okulda çay paranızı bile kendiniz ödersiniz. Siz çok çalışırsınız ama karşılığında en fazla başarı belgesi alırsınız ancak hiç çalışmayan da aynı parayı alır.
Kısacası öğretmenlikte de hem zamansızlıktan hem parasızlıktan kendinizi gerçekleştiremezsiniz. Kararınızı yukarıda anlattıklarıma göre verin.
 
Ama o gün boşum diye, banka işleri, çocukların okullarındaki öğretmen görüşmeleri, evdeki büyük temizlik vb. bende. O gün daha fazla yoruluyorum. Hafta sonu da çocukların kursları falan bende. Çamaşır, ütü vb. hep bende. Neden? Çünkü fiziki çalışma saatim daha az diye!!!
Eşiniz öğretmen değil galiba, kendimi gördüm çünkü
 
Öğretmenlik branşına,çalıştığın okula,ders yüküne göre değişen şartlar içeriyor.Haftada 37 saat dersle ,zorunluluktan yurt nöbeti tuttuğumu da biliyorum.Çocuklar küçük ve gerçekten çok zordu.Şimdi nasıl dayandım diye düşünüyorum.
Bugün haftada 15 saat dersle haftada bir gün gitmiyorum,üç gün 11 de bitiyor . Hakikaten çalışma saatlerim harika.Öğrencilerimiz çok iyi,müthiş zevk veriyor bu iş.Konu sahibinin çalıştığı sürelerde kabul etmediğim özel derse vakit ayırsam onun kazandığının iki katını alırım.
Bana göre bir kadına en uygun ve güzel meslek öğretmenlik.Hem çalışıyorsun hem de çocuklarınla bol bol vakit geçiriyorsun.Herkese tavsiye ederim.
 
Öğretmenlik branşına,çalıştığın okula,ders yüküne göre değişen şartlar içeriyor.Haftada 37 saat dersle ,zorunluluktan yurt nöbeti tuttuğumu da biliyorum.Çocuklar küçük ve gerçekten çok zordu.Şimdi nasıl dayandım diye düşünüyorum.
Bugün haftada 15 saat dersle haftada bir gün gitmiyorum,üç gün 11 de bitiyor . Hakikaten çalışma saatlerim harika.Öğrencilerimiz çok iyi,müthiş zevk veriyor bu iş.Konu sahibinin çalıştığı sürelerde kabul etmediğim özel derse vakit ayırsam onun kazandığının iki katını alırım.
Bana göre bir kadına en uygun ve güzel meslek öğretmenlik.Hem çalışıyorsun hem de çocuklarınla bol bol vakit geçiriyorsun.Herkese tavsiye ederim.
İyi de sizin durumunuz çok istisna, herkese (!) tavsiye etmeyin bence 😂
 
Eşiniz öğretmen değil galiba, kendimi gördüm çünkü
Kendisinin ex statüsüne geçmesi için geçen hafta boşanma dilekçesi verdim ve evden uzaklaştırdım. Kendisi özel sektörde öğretmen(şu an idareci) ancak çalışma saati benden fazla diye yıllardır tüm yükü bana attı. Yıllardır bir gün bile saat 8’den sonra uyandığımı bilmem. Anlatılacak çok şey var. Bunlar bu evlilikte çektiğim ızdırabın binde biri bile değil. Belki bir gün, foruma yaşadıklarımı yazacak gücü bulurum.
 
Kendisinin ex statüsüne geçmesi için geçen hafta boşanma dilekçesi verdim ve evden uzaklaştırdım. Kendisi özel sektörde öğretmen(şu an idareci) ancak çalışma saati benden fazla diye yıllardır tüm yükü bana attı. Yıllardır bir gün bile saat 8’den sonra uyandığımı bilmem. Anlatılacak çok şey var. Bunlar bu evlilikte çektiğim ızdırabın binde biri bile değil. Belki bir gün, foruma yaşadıklarımı yazacak gücü bulurum.
Allah kolaylık versin, zor işler. Zamanla düzeninizi kurarsınız, çocuklar büyüdükçe rahatlarsınız
 
Öğretmenlik branşına,çalıştığın okula,ders yüküne göre değişen şartlar içeriyor.Haftada 37 saat dersle ,zorunluluktan yurt nöbeti tuttuğumu da biliyorum.Çocuklar küçük ve gerçekten çok zordu.Şimdi nasıl dayandım diye düşünüyorum.
Bugün haftada 15 saat dersle haftada bir gün gitmiyorum,üç gün 11 de bitiyor . Hakikaten çalışma saatlerim harika.Öğrencilerimiz çok iyi,müthiş zevk veriyor bu iş.Konu sahibinin çalıştığı sürelerde kabul etmediğim özel derse vakit ayırsam onun kazandığının iki katını alırım.
Bana göre bir kadına en uygun ve güzel meslek öğretmenlik.Hem çalışıyorsun hem de çocuklarınla bol bol vakit geçiriyorsun.Herkese tavsiye ederim.
Zorunlu 6 saat ekderse ne oldu ?
 
18 senemi doldurdum devlette öğretmenim. Bir 15 sene falan koşa koşa gittim okula. Pandemiden sonra işin cılkı çıktı. Lisede çalışıyorum. Matematikten 10, kimyadan 20, fizikten 15 alan öğrenci yapay zeka mühendisi olmayı hayal ediyor ve buna gerçekten inanıyor. Ama inanıp da ders çalışmıyor yani. Bilgisayar oyunu oynarken oturduğu yerden inanıyor. Şu an tamamen tatillere motive olarak çalışıyorum. Düz maaşım 27bin lira. Bu arada 1/4’üm. Yani gelinebilecek en üst nokta. Eşim beyaz yakalı ve iyi maaş alıyor. Evimiz arabamız var. Rahatız. Ama bir de öğretmenle evli olsaydım büyük ihtimal özel ders kovalayan tipler olacaktık.
He, bana sorsan yine dünyaya gelsem yine öğretmen olurdum. Aslında zengin çocuğu olup ressam falan olmak isterdim öncelikli olarak ama şartlar aynı olsa diyorum. ☺️ Biraz hayallerle de alakalı. Hiç yönetici olmayı düşünmedim. Başarabileceğimi düşünmüyorum. Siz 40 yaşına geldiğinizde hangi meslekte daha mutlu görüyorsunuz kendinizi, ona göre karar verin.
 
Bence işine devam etmelisin. Bir çocuğun olduğunda bakıcıyı asgari ücret +sigorta ile halledersin. Yeni atanmış bir öğretmenin maaşı 21k falandır. Anaokulunda ek ders var mı bilmiyorum ama hadi oldu diyelim 25k alacaksın. 100 k nereye 25 k nereye.
Ben de memurum ve şu an senin gibi çalışıyorum. Servis ve yemeğim de yok. Yani artık para olmayınca mutlulukta olmuyor. Ama eşimin durumu iyi ailemin durumu iyi para benim için önemli değil dersen tabi ki kpss çalışmaya başla
 
Öğretmenlik öyle çok rahat da değil. Yarım gün de değil ayrıca. Dersten çıkınca eve geliyorsunuz ama evde de çalışmaya devam ediyorsunuz. Yazılılar, sürekli evrak işleri, ders hazırlıkları, veli görüşmeleri vb. Ayrıca idare iyi değilse, çalıştığınız okulun şartları kötüyse iyice korkunçlaşıyor iş. Doğru, iş garantiniz var ama bunun bedeli çok az maaş(kendinize bile yetmiyor), aslında çok çalıştığınız hâlde az çalışıyormuşsunuz gibi yaygın bir düşünce olduğundan ailede tüm işlerin size yüklenmesi ve açıkçası paranız olmadığından eve temizlikçi çağıramayıp temizliği bile kendinizin yapması zorunluluğu, ileride kucağınızda çocukla ayrılırsanız eşinizden, paranızın yetmemesi hatta belki bu yüzden toksik bir evlilikte kalmak zorunda kalmanız vb.
Araba almanız çok zor. Ev almanız çok zor. Çocuğunuza iyi imkânlar sunmanız çok zor. Ben zamanında özel sektörde öğretmenlik harici işlerde de çalıştım. Orada kalsaydım şu anda evim de olurdu arabam da. Çocuklarıma sunduğum imkânlar çok iyi olurdu. Akşam eve iş getirmezdim ve çocuklarımla geçirdiğim bir saat bile kaliteli olurdu. Para derdim olmaz, temizliğe harcadığım vakti ve enerjiyi çocuklarıma harcardım.
Ben kamuda öğretmenim. Dersim saat 8’de başlıyor. Saat 6’da uyanıyorum. Ertesi gün kendi yiyeceğim ve çocukların yiyeceği her şeyi bir gece önceden hazırlıyorum. Saat 6’da kalkıp hem kendimi hem çocuklarımı hazırlayıp çıkıyorum evden. 8’deki dersime zor yetişiyorum. Haftada bir gün nöbet oluyor. Saat 7.30’da okulda olmam gerekiyor o gün. Saat 15.30 gibi çıkıyorum işten. Çocuklar servisle geliyor, zor yetişiyorum eve. Markete bile zor gidiyorum. Yemek, temizlik, çocukların ödevleri vb. her şey bende. Haftanın 4 günü okula gidiyorum. Bir gün evdeyim hafta içi. Ama o gün boşum diye, banka işleri, çocukların okullarındaki öğretmen görüşmeleri, evdeki büyük temizlik vb. bende. O gün daha fazla yoruluyorum. Hafta sonu da çocukların kursları falan bende. Çamaşır, ütü vb. hep bende. Neden? Çünkü fiziki çalışma saatim daha az diye!!! Üstelik okullarda mesai sonrası veli toplantıları, kurul toplantıları, şök toplantıları vb. habire toplantı olur. Müdür sizden hep proje yapmanızı ister. Bildiğimiz bilimsel çalışmalardır bunlar. Erasmus, e-twinning, tübitak projeleri. Evde bir yandan da buna çalışırsınız. Okulda ders saatinde yapılmıyor çünkü bunlar. Tuvalete bile sadece teneffüste gidebilirsiniz. 45 dk öğle tatilini öğrencilerin sorularını çözerek veya kulüp, disiplin vb. toplantılarıyla geçirdiğinizden yemek bile yiyemezsiniz. Pano(belirli gün ve haftalar için) veya tören hazırlarsınız ders dışı zamanlarda. Bunları da çoğu zaman cebinizden harcayarak yaparsınız. Çünkü idare hem güzel bir iş çıksın ister hem de para vermez.
Servisiniz yoktur. Hasta olup bir gün okula gitmeseniz ek ders ücretinizin o haftasının neredeyse tamamı kesilir. Bir saat izin alıp acil bir iş için çıkamazsınız okuldan çoğunlukla. Temmuz ayı gibi vergi dilimine girersiniz ve kuş kadar olan maaşınız her ay düşer ta ki ocak ayına kadar. Maaşınız tüm gazetelerde çok yüksek ilan edilir ama gerçekte öyle değildir, anlatamazsınız kimseye. Okulda çay paranızı bile kendiniz ödersiniz. Siz çok çalışırsınız ama karşılığında en fazla başarı belgesi alırsınız ancak hiç çalışmayan da aynı parayı alır.
Kısacası öğretmenlikte de hem zamansızlıktan hem parasızlıktan kendinizi gerçekleştiremezsiniz. Kararınızı yukarıda anlattıklarıma göre verin.
Muhtemelen şuana kadar dinlediğim en güzel öğretmenlik açıklamasıydi. Kızımla vakit geçirmek için çok isterdim öğretmen olmayı ama. İşin bu yüzünü ilk defa siz söyleyince bu sekilde gordum
 
Muhtemelen şuana kadar dinlediğim en güzel öğretmenlik açıklamasıydi. Kızımla vakit geçirmek için çok isterdim öğretmen olmayı ama. İşin bu yüzünü ilk defa siz söyleyince bu sekilde gordum
Daha anlatacaklarım vardı ama yazmaktan yoruldum. Davulun sesi uzaktan hoş gelse de gerçekler öyle değil maalesef.
 
Bir öğretmen olarak yazıyorum devlet harika. Mesela geçen hafta ara tatildi 9 gün evde dinlendim :) hafta sonları ve erken eve geldiğim günleri bayramları vs saymıyorum, deseler gel sana ayda bilmem şu kadar yüksek maaş vericez özelde çalış hayatta çalışmam. Çünkü benim için asıl zenginlik bana kalan zaman, ve kendime sevdiklerime zaman ayırabilmem keyifli olmam. Eğerki bu düşüncede biriysen bence atan. Ama daha farklı hedeflerin varsa devam edebilirsin tabii, önce gerçekten ne istediğini anlamaya çalış derim
Bende tam olarak bunu istiyorum işte. Geçen hafta tatildi eşim de 9 gün tatil yaptı. Ben ise sabah 6 da kalkıp işe gittim. Bunları düşününce milyonlar kazandım ne fayda, harcayacak zamanım yok diyorum. Ama şu da var ki şuanki iş şartlarım bir çok özel sektör şartlarına göre çok iyi. Haftada 5 gün çalışıyorum ama 1 gün evden çalışıyorum. Ama ne olursa olsun yıllık izinlere ve sabah erkenden kalkmaya mahkumum. Durumumu en iyi izah eden sizin söyledikleriniz gerçekten.
 
Öğretmenlik öyle çok rahat da değil. Yarım gün de değil ayrıca. Dersten çıkınca eve geliyorsunuz ama evde de çalışmaya devam ediyorsunuz. Yazılılar, sürekli evrak işleri, ders hazırlıkları, veli görüşmeleri vb. Ayrıca idare iyi değilse, çalıştığınız okulun şartları kötüyse iyice korkunçlaşıyor iş. Doğru, iş garantiniz var ama bunun bedeli çok az maaş(kendinize bile yetmiyor), aslında çok çalıştığınız hâlde az çalışıyormuşsunuz gibi yaygın bir düşünce olduğundan ailede tüm işlerin size yüklenmesi ve açıkçası paranız olmadığından eve temizlikçi çağıramayıp temizliği bile kendinizin yapması zorunluluğu, ileride kucağınızda çocukla ayrılırsanız eşinizden, paranızın yetmemesi hatta belki bu yüzden toksik bir evlilikte kalmak zorunda kalmanız vb.
Araba almanız çok zor. Ev almanız çok zor. Çocuğunuza iyi imkânlar sunmanız çok zor. Ben zamanında özel sektörde öğretmenlik harici işlerde de çalıştım. Orada kalsaydım şu anda evim de olurdu arabam da. Çocuklarıma sunduğum imkânlar çok iyi olurdu. Akşam eve iş getirmezdim ve çocuklarımla geçirdiğim bir saat bile kaliteli olurdu. Para derdim olmaz, temizliğe harcadığım vakti ve enerjiyi çocuklarıma harcardım.
Ben kamuda öğretmenim. Dersim saat 8’de başlıyor. Saat 6’da uyanıyorum. Ertesi gün kendi yiyeceğim ve çocukların yiyeceği her şeyi bir gece önceden hazırlıyorum. Saat 6’da kalkıp hem kendimi hem çocuklarımı hazırlayıp çıkıyorum evden. 8’deki dersime zor yetişiyorum. Haftada bir gün nöbet oluyor. Saat 7.30’da okulda olmam gerekiyor o gün. Saat 15.30 gibi çıkıyorum işten. Çocuklar servisle geliyor, zor yetişiyorum eve. Markete bile zor gidiyorum. Yemek, temizlik, çocukların ödevleri vb. her şey bende. Haftanın 4 günü okula gidiyorum. Bir gün evdeyim hafta içi. Ama o gün boşum diye, banka işleri, çocukların okullarındaki öğretmen görüşmeleri, evdeki büyük temizlik vb. bende. O gün daha fazla yoruluyorum. Hafta sonu da çocukların kursları falan bende. Çamaşır, ütü vb. hep bende. Neden? Çünkü fiziki çalışma saatim daha az diye!!! Üstelik okullarda mesai sonrası veli toplantıları, kurul toplantıları, şök toplantıları vb. habire toplantı olur. Müdür sizden hep proje yapmanızı ister. Bildiğimiz bilimsel çalışmalardır bunlar. Erasmus, e-twinning, tübitak projeleri. Evde bir yandan da buna çalışırsınız. Okulda ders saatinde yapılmıyor çünkü bunlar. Tuvalete bile sadece teneffüste gidebilirsiniz. 45 dk öğle tatilini öğrencilerin sorularını çözerek veya kulüp, disiplin vb. toplantılarıyla geçirdiğinizden yemek bile yiyemezsiniz. Pano(belirli gün ve haftalar için) veya tören hazırlarsınız ders dışı zamanlarda. Bunları da çoğu zaman cebinizden harcayarak yaparsınız. Çünkü idare hem güzel bir iş çıksın ister hem de para vermez.
Servisiniz yoktur. Hasta olup bir gün okula gitmeseniz ek ders ücretinizin o haftasının neredeyse tamamı kesilir. Bir saat izin alıp acil bir iş için çıkamazsınız okuldan çoğunlukla. Temmuz ayı gibi vergi dilimine girersiniz ve kuş kadar olan maaşınız her ay düşer ta ki ocak ayına kadar. Maaşınız tüm gazetelerde çok yüksek ilan edilir ama gerçekte öyle değildir, anlatamazsınız kimseye. Okulda çay paranızı bile kendiniz ödersiniz. Siz çok çalışırsınız ama karşılığında en fazla başarı belgesi alırsınız ancak hiç çalışmayan da aynı parayı alır.
Kısacası öğretmenlikte de hem zamansızlıktan hem parasızlıktan kendinizi gerçekleştiremezsiniz. Kararınızı yukarıda anlattıklarıma göre verin.
Merhaba,

Sizin durumunuz mesleki yükten çok ev yükü gibi geldi bana. Çünkü işten çıkıp bir dünya iş daha yapıyorsunuz anlattığınız kadarıyla. Ben eşimle iş bölümü yapıyorum, bu kadar işi kendi başıma yapmayı zaten kaldıramam. Temizlik, çocuk yemek vs bende demişsiniz. Bu koşullarda hiç çalışmasanız ancak yetişirsiniz. Bizde şuan yemek ben yapıyorsam temizliği eşim yapar. Çamaşırı ben yıkarsam o katlar vs. Tabi benim yüküm ona göre biraz daha fazla oluyor zaman zaman ama anlattığınız şekilde bir ev sisteminde yetişmeniz imkansız.
 
X