Özgüvenimi daha da kötüsü kişiliğimi kaybediyorum...

pumpkinspicelatte

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
5 Kasım 2015
58
56
88
34
Merhaba,

Biraz kendimden bahsedeyim öncelikle, 26 yaşında mühendisim. 2 yıl özel sektörde 1 yıldaır da devlette araştırma kurumunda çalışıyorum. Bu zamana kadar hayatta her şeyi iyi niyet ve sevgiyle yapmayı hedefledim. Böyle yapmayan insanlara karşı da sabır ve politik bir yaklaşım izledim. Fakat sabrımın tükendiği yerdeyim. Aylarca süren mülakat ve aşamaların ardından 1 yıl önce çalıştığım yere geldim. Bu süreçte düşe düşe kurumun en kötü kalpli insanının elemanı olarak çalışmaya başladım. Hep bu güne kadar ya sabır diyip bir şekilde anlaştık, bana ünvan verdiler hatta. Bir parmak bal da çalındı diyebilirim ağzıma. Fakat dün farkettim ki ben artık sabahları saat 6 da uyandığımda yine o adamın suratını göreceğim diye içimde bir hayal kırıklığıyla işe gider olmuşum. Gerekçelerimi de aşağıda yazayım:

Toplum içinde sürekli haksız olduğu halde aşağılaması, karşılık vermezsem daha çok üstüme gelmesi, karşılık verirsem de bir üst yönetiviye karşı algı oluşturma yöntemi ile beni karalaması sözkonusu

Mesela bir iş yanlış yapılmış, o da bunun farkında değiş bir yıl geçmiş. İşi yanlış yapan ben değilim işten ayrılan yöneticilerden biri, herkesin ortasında fatırayı bana kesti. Toplantıda beni azarladı. Ağlayarak çıktım sinirimden. Onun da amiri odama geldi ve dedi ki sen bizim en çok memnun olduğumuz çalışanımızsın.

Mesela bir program yazıyor, aa elinize sağlık diyorum. Buna mı hayret ettin şimdi bunu yapamayacak kapasitede misin diyor. Yok hayrette etmedim kapasiteyle de alakası yok diyorum. İyi etme zaten diyor.

Mesela sürekli tehdit ediyor geleceğiniz iki dudağımın arasında diye.


Dün toplantıda ağlayarak çıkınca dedim ki kızım artık gemileri yak, ya birim değiştir ya da ayrıl başka işe geç. Birim değiştirirsem önüme taş koyarlar diye korkuyorum. Başka işe geçersem de benim canım babam burda çalışmam tek hayliydi onu üzmekten korkuyorum. Bense ne yapacağımı bilmiyorum. Cesaretim yok, özgüvenim yok, elimde hiç bir şey yok. Bir senenin sonunda ezik özgüvensiz biri olarak kalmışım en sonunda. Sizlerle paylaşmak istedim. Vaktinizi aldığım için şimdiden kusuruma bakmayın...
 
Merhaba,

Biraz kendimden bahsedeyim öncelikle, 26 yaşında mühendisim. 2 yıl özel sektörde 1 yıldaır da devlette araştırma kurumunda çalışıyorum. Bu zamana kadar hayatta her şeyi iyi niyet ve sevgiyle yapmayı hedefledim. Böyle yapmayan insanlara karşı da sabır ve politik bir yaklaşım izledim. Fakat sabrımın tükendiği yerdeyim. Aylarca süren mülakat ve aşamaların ardından 1 yıl önce çalıştığım yere geldim. Bu süreçte düşe düşe kurumun en kötü kalpli insanının elemanı olarak çalışmaya başladım. Hep bu güne kadar ya sabır diyip bir şekilde anlaştık, bana ünvan verdiler hatta. Bir parmak bal da çalındı diyebilirim ağzıma. Fakat dün farkettim ki ben artık sabahları saat 6 da uyandığımda yine o adamın suratını göreceğim diye içimde bir hayal kırıklığıyla işe gider olmuşum. Gerekçelerimi de aşağıda yazayım:

Toplum içinde sürekli haksız olduğu halde aşağılaması, karşılık vermezsem daha çok üstüme gelmesi, karşılık verirsem de bir üst yönetiviye karşı algı oluşturma yöntemi ile beni karalaması sözkonusu

Mesela bir iş yanlış yapılmış, o da bunun farkında değiş bir yıl geçmiş. İşi yanlış yapan ben değilim işten ayrılan yöneticilerden biri, herkesin ortasında fatırayı bana kesti. Toplantıda beni azarladı. Ağlayarak çıktım sinirimden. Onun da amiri odama geldi ve dedi ki sen bizim en çok memnun olduğumuz çalışanımızsın.

Mesela bir program yazıyor, aa elinize sağlık diyorum. Buna mı hayret ettin şimdi bunu yapamayacak kapasitede misin diyor. Yok hayrette etmedim kapasiteyle de alakası yok diyorum. İyi etme zaten diyor.

Mesela sürekli tehdit ediyor geleceğiniz iki dudağımın arasında diye.


Dün toplantıda ağlayarak çıkınca dedim ki kızım artık gemileri yak, ya birim değiştir ya da ayrıl başka işe geç. Birim değiştirirsem önüme taş koyarlar diye korkuyorum. Başka işe geçersem de benim canım babam burda çalışmam tek hayliydi onu üzmekten korkuyorum. Bense ne yapacağımı bilmiyorum. Cesaretim yok, özgüvenim yok, elimde hiç bir şey yok. Bir senenin sonunda ezik özgüvensiz biri olarak kalmışım en sonunda. Sizlerle paylaşmak istedim. Vaktinizi aldığım için şimdiden kusuruma bakmayın...

Yaşadıklarınızın aynısını yaşadım yaşıyorum. Mobbinge maruz bırakılıyorsunuz. Sebebi parlak bir çalışan olmanız olabilir.
Tayin şansınız yok mu?
Ben 6 yıldır mücadele ediyorum ama pes ettim. Tayin için uğraşıyorum şimdi.
 
İnanamıyorum yaa nasıl böyle konuşabilir sizinle. İşyerinde üstelik de kamu kurumunda bi seviye bi mesafe olmalı. Bi de mühendissiniz yani. Ne zannediyor kendini. Sendikalar böyle durumlar için var. Devlet memuru iseniz bi sendikaya kaydolun ve durumu bildirin.
 
Türkiyedeki iş yerlerinin ve devlet kurumlarının dinamiğini düşününce doğrusu size sadece şunu söyleyebilirim: olaylar ya da yaşadıklarımız belli bir süre değişmeyebilir fakat onlarla başa çıkma şeklimiz değişebilir. Öncelikle sizin özgüveninizi kaybedeceğiniz hiçbir durum yok çünkü o kişinin yaptıkları tamamen onun sorunlu kişiliğinden kaynaklanan durumlar. Panik yapmadan ve acele etmeden alternatifleri araştırmaya başlayın. Bu sürede de onun yaptığı hiçbir şeyi kişiselleştirmeyin ve şöyle düşünün: ‘Sorunlu bir insanla karşı karşıyayım, ben değil de bir başkası olsaydı ona da aynı şekilde davranacaktı. Yani bu benden kaynaklanan bir sorun değil, o yüzden onunla iletişimi minimum seviyede tutarak işime odaklanmalıyım.’ Bu tarz düşünme şekilleriyle ruh halinizi yükseltin ve diğer seçenekleri de gözden geçirin.
 
Şimdi size mobbing davasi acmayi onerebilirim ama cesaret edebileceginizi pek sanmiyorum. Kurumunuzda gerekli yerlere sikayet edebilirsiniz. Bu da olmuyorsa gemileri yakin ne olursa olsun deyin ve asla alttan almayin. Sizin sandığıniz kadar guclu degil kendi sandigi kadar da güçlü degil. Fakat calisma hayatinda bununla basa cikmayi ogrenmeniz gerekir.
 
ama cevap vermeyi öğrenmeniz lazım.
3 yıllık deneyiminiz varsa kimse size yeni mezun muamelesi yapamaz, yaptırmayın.

ayrıca kimler gelir kimler geçer, siz onun iki dudağının arasındaysanız, o da başkasının ağzındadır, belli mi olur bu işler.
hatta kamuda genelde alttaki eleman değil,
stteki sorumludur.

hele ki bi iş yanlış yapılmış olsun, o sizi haşlasa ne yazar, kim diyecek aa pumpkin yapmış diye, onun amiri hesabı ona soracak, yanlışı yapan siz bile olsanız kontrol sorumluluğu onda.

ay ben olsam hiç de dertlenmem, o adamla güzel bir uğraşırım. amirse adam gibi amir olsun, yoksa da gölge etmesin.
versin işi, alsın çıktıyı, fazla muhabbete gerek yok.
 
Devlet kurumunda mısın? Ne hakla bunu yapabilir? O kim ki onun iki dudağı arasında olacakmış. Kaydet konuşmalarını üst merciilere dinlet yoksa karalama kampanyası yapar sosyal medya, haberler ne varsa daha beni tanımıyorsunuz de! Birazcık cazgırlık gerekiyor bazı durumlarda.
 
Babanız bu kötü durumunuzdan, çalıştığınız yerde maruz kaldığınız yıldırma politikalarından haberdar olsa ne düşünür? üzülmez mi? bir de böyle bakın konuya ve kararınızı verin.
 
Merhaba,

Biraz kendimden bahsedeyim öncelikle, 26 yaşında mühendisim. 2 yıl özel sektörde 1 yıldaır da devlette araştırma kurumunda çalışıyorum. Bu zamana kadar hayatta her şeyi iyi niyet ve sevgiyle yapmayı hedefledim. Böyle yapmayan insanlara karşı da sabır ve politik bir yaklaşım izledim. Fakat sabrımın tükendiği yerdeyim. Aylarca süren mülakat ve aşamaların ardından 1 yıl önce çalıştığım yere geldim. Bu süreçte düşe düşe kurumun en kötü kalpli insanının elemanı olarak çalışmaya başladım. Hep bu güne kadar ya sabır diyip bir şekilde anlaştık, bana ünvan verdiler hatta. Bir parmak bal da çalındı diyebilirim ağzıma. Fakat dün farkettim ki ben artık sabahları saat 6 da uyandığımda yine o adamın suratını göreceğim diye içimde bir hayal kırıklığıyla işe gider olmuşum. Gerekçelerimi de aşağıda yazayım:

Toplum içinde sürekli haksız olduğu halde aşağılaması, karşılık vermezsem daha çok üstüme gelmesi, karşılık verirsem de bir üst yönetiviye karşı algı oluşturma yöntemi ile beni karalaması sözkonusu

Mesela bir iş yanlış yapılmış, o da bunun farkında değiş bir yıl geçmiş. İşi yanlış yapan ben değilim işten ayrılan yöneticilerden biri, herkesin ortasında fatırayı bana kesti. Toplantıda beni azarladı. Ağlayarak çıktım sinirimden. Onun da amiri odama geldi ve dedi ki sen bizim en çok memnun olduğumuz çalışanımızsın.

Mesela bir program yazıyor, aa elinize sağlık diyorum. Buna mı hayret ettin şimdi bunu yapamayacak kapasitede misin diyor. Yok hayrette etmedim kapasiteyle de alakası yok diyorum. İyi etme zaten diyor.

Mesela sürekli tehdit ediyor geleceğiniz iki dudağımın arasında diye.


Dün toplantıda ağlayarak çıkınca dedim ki kızım artık gemileri yak, ya birim değiştir ya da ayrıl başka işe geç. Birim değiştirirsem önüme taş koyarlar diye korkuyorum. Başka işe geçersem de benim canım babam burda çalışmam tek hayliydi onu üzmekten korkuyorum. Bense ne yapacağımı bilmiyorum. Cesaretim yok, özgüvenim yok, elimde hiç bir şey yok. Bir senenin sonunda ezik özgüvensiz biri olarak kalmışım en sonunda. Sizlerle paylaşmak istedim. Vaktinizi aldığım için şimdiden kusuruma bakmayın...
Bak burada senin konunla ilgili kendimizden biseyler paylasmak istiyorum ama yazmiycam desifre olurum diye. Sana tek diyecegim su SABIR SABIR SABIR... Sonunda gulen sen olacaksin. Boyle insanlar eninde sonunda belasini buluyor emin ol.
 
Her birinize ayrı ayrı teşekkürler arkadaşlar. Burada sözleşmeli çalışıyoruz ama herkes sözleşmeli. Bu iyi bir şey haklarımız sözleşmesiz gibi ama sonuçta her sene tekrarlanıyor sözleşme mesela 20 yıldır çalışan sözleşmeliler var. Bu özgüven de ondan, amiri bana yaptıklarını görüyor aralarında gizli bir anlaşma varmış gibi koruyorlar birbirlerini.

Bugün başka birime geçmek için başvuru yaptım. Kabul ederlerse proje değiştireceğim. Etmezlerse iş değiştireceğim. Kibriti çaktım, bakalım neler olacak göreceğiz.
 
okadar ıyı anlıyorum kı senı
benım basımda vardı boylesı hergun ınsallah hakkın rahmetıne kavusur da kurtuluruz dıyorduk tum calısanlar
dusun yanı o durumdaydık
enı sonu noldu
tum calısanlar toplu ıstıfa ettık kaldı dımdızlak kendısı
yaptıgı usulsuzlugu de sıkayet ettım mufettıs falan baya ugrastı

ama bızımkı tuzel kısılıktı noter katıbıydım noterle sorun yasadık
memur olsam bukadar buyuk hareket edemezdım sanırım ...

ust mercilere mobıng dıye cıtlatsan nasıl olur ?
 
Ailemle de konuştum eşimle de, herkes önce mücadele et olmazsa bu adamları en başa kadarşikayet edip çık diyorlar. Bakalım az zamanda belli olur...

Ben de bu görüşteyim.

Siz mücadelenizi verin, olmazsa her yere şikâyet edersiniz.

Onlar iyi kötü polis oynuyorlar. Diğerinin gelip de en memnun olduğumuz elemansın demesi hiçbir şey ifade etmiyor. Yapılacak şeyler yapılmıyor.

Kimse elini taşın altına koymuyor yani.

Mobbing ile ilgili haklarınızı okuyun öğrenin. Bir dernek veya sendika üyeliğiniz varsa onlarla da iletişime geçin.

Başkasının hatasını size fatua ettiğinde siz de herkesin içinde bunu onun gözüne sokup rezil etseydiniz.

Ümitsizliğe kapılmayın. Şu hayatta hiçbir şey imkânsız değil, hiçbir haksızlık da baki değil.

Mücadele edin.
 
Merhaba,

Biraz kendimden bahsedeyim öncelikle, 26 yaşında mühendisim. 2 yıl özel sektörde 1 yıldaır da devlette araştırma kurumunda çalışıyorum. Bu zamana kadar hayatta her şeyi iyi niyet ve sevgiyle yapmayı hedefledim. Böyle yapmayan insanlara karşı da sabır ve politik bir yaklaşım izledim. Fakat sabrımın tükendiği yerdeyim. Aylarca süren mülakat ve aşamaların ardından 1 yıl önce çalıştığım yere geldim. Bu süreçte düşe düşe kurumun en kötü kalpli insanının elemanı olarak çalışmaya başladım. Hep bu güne kadar ya sabır diyip bir şekilde anlaştık, bana ünvan verdiler hatta. Bir parmak bal da çalındı diyebilirim ağzıma. Fakat dün farkettim ki ben artık sabahları saat 6 da uyandığımda yine o adamın suratını göreceğim diye içimde bir hayal kırıklığıyla işe gider olmuşum. Gerekçelerimi de aşağıda yazayım:

Toplum içinde sürekli haksız olduğu halde aşağılaması, karşılık vermezsem daha çok üstüme gelmesi, karşılık verirsem de bir üst yönetiviye karşı algı oluşturma yöntemi ile beni karalaması sözkonusu

Mesela bir iş yanlış yapılmış, o da bunun farkında değiş bir yıl geçmiş. İşi yanlış yapan ben değilim işten ayrılan yöneticilerden biri, herkesin ortasında fatırayı bana kesti. Toplantıda beni azarladı. Ağlayarak çıktım sinirimden. Onun da amiri odama geldi ve dedi ki sen bizim en çok memnun olduğumuz çalışanımızsın.

Mesela bir program yazıyor, aa elinize sağlık diyorum. Buna mı hayret ettin şimdi bunu yapamayacak kapasitede misin diyor. Yok hayrette etmedim kapasiteyle de alakası yok diyorum. İyi etme zaten diyor.

Mesela sürekli tehdit ediyor geleceğiniz iki dudağımın arasında diye.


Dün toplantıda ağlayarak çıkınca dedim ki kızım artık gemileri yak, ya birim değiştir ya da ayrıl başka işe geç. Birim değiştirirsem önüme taş koyarlar diye korkuyorum. Başka işe geçersem de benim canım babam burda çalışmam tek hayliydi onu üzmekten korkuyorum. Bense ne yapacağımı bilmiyorum. Cesaretim yok, özgüvenim yok, elimde hiç bir şey yok. Bir senenin sonunda ezik özgüvensiz biri olarak kalmışım en sonunda. Sizlerle paylaşmak istedim. Vaktinizi aldığım için şimdiden kusuruma bakmayın...
Zor bir durum, sizi anlıyorum, ben de 7 yıldır çalışıyorum ve hep amirlerim dediğiniz gibi insanlar oldu. Şu anki müdürüm de aynısı. Ben bu 7 yıl süresince şunu farkettim: Bunu yapan insanlar özgüvensiz ve aşağılık kompleksine sahip. Sizden ve sizin yeteneklerinizden, belki de onun yerine geçeceğinizden korkuyor ve bu şekilde sizi yıldırıp pes ettirmeye çalışıyor. Ben de bu tarz insanlar yüzünden birim değiştirdim ve sonra pişman oldum. Yorgan gitti kavga bitti oldu çünkü dertleri benim gitmemmiş.

Benim yaptığım ve işe yarayan tek taktik; onların anladığı dilden konuşmak. Sizi azarladı mı, alttan almayın, siz de cevabınızı verin, dik olun. Siz dik oldukça sizle uğraşmayı bırakacak çünkü dediğim gibi zaten özgüvensiz. Siz alttan aldıkça üstünüze gidecek.
 
Back
X