Pandemi bitti de bir kac maske takanin haberi mi yok?

aşı ilgili hastalığın olmamasını sağlamaz, hasta olunduğunda hafif atlatılmasını, böylece özellikle yoğun bakımların dolmamasını sağlar.
aşı olmayanların kalabalık ortamlardan uzak tutulacak olmalarının nedeni de onların daha çok korunabilmesi amacıyladır.
vücudunda hali hazırda antikor olanla olmayanın arasındaki risk çok farklıdır çünkü.
kimse aşı olmayana öcü muamelesi yapmaz yani aksine sağlığı için belli kararları alır.

bu bilgiler tüm dünyada anlatılan en basic bilgiler.
Aşı olmamaya kendi iradesi ile karar veren kisiye "ben seni korumak istiyorum" diyerek yaptirim uygulanmasi mantikli degil. Yani gerekcenin bu olmasi inandirici degil.

Olasi bir yaptirim durumunu aşı olanlari korumak, yayilimi azaltmak ve aşı olmayanlara hak mahrumiyeti uygulayarak aşıyı tesvik etmek diye aciklamak daha makul bir gerekce.
 
Aşı olmamaya kendi iradesi ile karar veren kisiye "ben seni korumak istiyorum" diyerek yaptirim uygulanmasi mantikli degil. Yani gerekcenin bu olmasi inandirici degil.

Olasi bir yaptirim durumunu aşı olanlari korumak, yayilimi azaltmak ve aşı olmayanlara hak mahrumiyeti uygulayarak aşıyı tesvik etmek diye aciklamak daha makul bir gerekce.

aslında ilk cümle ilki ile aynı anlama çıkıyor. ben elbette burada yazarken alınacak kararların temel mantığı üzerinden gidip yazdım.
çevremdeki ve ailemdeki doktorlar aşı olmayanların riski çok daha yüksek olduğu için bu mahrumiyetin yapılması gerektiğini yani bunun bir ayrımcılık değil koruma amaçlı olduğunu kendileri söylüyor. günün sonunda aşı olmayanların zararlı çıkma ihtimali çok daha yüksek çünkü.
zaten bu karar alınırsa tüm dünya uygulayacaktır. çünkü bir ülkede dahi tükenmezse bütün ülkeler 1,5 senedir yaşadığımız süreçleri tekrar tekrar yaşayacaklar.
 
aslında ilk cümle ilki ile aynı anlama çıkıyor. ben elbette burada yazarken alınacak kararların temel mantığı üzerinden gidip yazdım.
çevremdeki ve ailemdeki doktorlar aşı olmayanların riski çok daha yüksek olduğu için bu mahrumiyetin yapılması gerektiğini yani bunun bir ayrımcılık değil koruma amaçlı olduğunu kendileri söylüyor. günün sonunda aşı olmayanların zararlı çıkma ihtimali çok daha yüksek çünkü.
zaten bu karar alınırsa tüm dünya uygulayacaktır. çünkü bir ülkede dahi tükenmezse bütün ülkeler 1,5 senedir yaşadığımız süreçleri tekrar tekrar yaşayacaklar.
İşte kimin korunacagi konusunda hemfikir degiliz :) ben yaptirimlarin amacini asisizlari korumak degil cezalandirmak ve asiya zorlamak (pardon teşvik etmek) olarak düşünüyorum. Aşı olmayi reddedenlerin kara kaşı kara gözü icin degil yani. Bilakis "oraya buraya almayalim da gorsunler gunlerini" yaklasimi yani.

Hani Yüksel Aytug'un asisizlar ayirici bileklik taksinlar ki kimse yaklasmasin, işten atilsinlar demesi, Fatih Altayli'nin biz esek basi miyiz asi riskini aldik, almayanlara yaptirim uygulansin demesi gibi. Aşı olmayanlari korumak degil, cezalandirmak amac. Ayrica yaptirimlar ile olmak istemeyenleri zorlamak.

Burada benim demek istedigim yaptirim olsun/olmasin olayi degil. Yaptirim olacaksa "onlari korumak için"in arkasina siginmasin kimse (bunu size demiyorum lutfen sahsi almayın)
 
Son düzenleme:
Ben 2 doz biontech aşımı oldum, havalar da sıcak artık dışarda genelde takmıyorum sadece kapalı alana girerken takıyorum. İnsanlar da bıktı artık bu pandemi ve virüs yok olacak gibi değil. E aşılarını oldularsa neden maske taksınlar dışarda? Aşıdan başka çözüm yok ki, o da geldi zaten. Vaka sayıları artsa da hastalığın öldürücülüğü aşılar sayesinde çok azaldı. Sonsuza kadar pandemi modunda takılanmayacağımıza ve 2 yıldır maske mesafe ve sürekli kapanmayla hiçbir yere varılamadığına göre insanlar artık haklılar bence.
 
İşte kimin korunacagi konusunda hemfikir degiliz :) ben yaptirimlarin amacini asisizlari korumak degil cezalandirmak ve asiya zorlamak (pardon teşvik etmek) olarak düşünüyorum. Aşı olmayi reddedenlerin kara kaşına kara gözü icin degil yani. Bilakis "oraya buraya almayalim da gorsunler gunlerini" yaklasimi yani.

Hani Yüksel Aytug'un asisizlar ayirici bileklik taksinlar ki kimse yaklasmasin, işten atilsinlar demesi, Fatih Altayli'nin biz esek basi miyiz asi riskini aldik, almayanlara yaptirim uygulansin demesi gibi. Aşı olmayanlari korumak degil, cezalandirmak amac. Ayrica yaptirimlar ile olmak istemeyenleri zorlamak.

Burada benim demek istedigim yaptirim olsun/olmasin olayi degil. Yaptirim olacaksa "onlari korumak için"in arkasina siginmasin kimse (bunu size demiyorum lutfen sahsi almayın)

ben olayı cezalandırma olarak değerlendirmediğim için o açıdan bakamıyorum tabi olaya. şahsi algılamadım, fikirlerimizi tartışıyoruz sonuçta :)

ne yazık ki o kadar çok doktor ve sağlık çalışanı arkadaşım yoruldu ki bu süreçte. tek istedikleri yoğun bakım yoğunluğunu azaltmak. sağlık sistemi daha fazlasını kaldırmayacak diyorlar ki haklılar. bu açıdan bakınca da doğal olarak en riskli grubu bazı yaptırımlara tabi tutmak mantıklı geliyor bana. bir nevi o yoğun kısıtlamaları yaşamaya devam edecekler gibi görüyorum.

Yüksel Aytuğ ve Fatih Altaylı'nın kullandıkları kelimeler çirkin. öyle aşısı olmayana yaklaşılmasın falan hoş değil elbette. öte yandan artık dünya bu uygulama sürecine giriyor gibi yavaş yavaş. çünkü sanırım başka çıkar yol da pek yok.

aşının yan etkilerine gelince, yediğimiz-içtiğimiz-giydiğimiz şeylerin ne yazık ki en iyi ihtimalle %50den fazlası zararlıyken açıkçası ben aşının yan etkisinden korkmuyorum kendi adıma.
en basiti her an elimizde tuttuğumuz, en pahalısını almaya çalıştığımız akıllı telefonlar.. hepimizi 20-30 sene sonra kanser edecek pek çok negatif şey hayatımızda. ama onlara alışkın olduğumuz için gözümüze batmıyorlar. adı aşı olunca insanlara tuhaf geliyor.

ki unutmamak lazım; bugün çiçek hastalığı yüzünden ölmüyor yada kör olmuyorsak bunun sebebi o hastalık için bulunan aşının uygulanmasıdır.

bu detayları araştırıp düşününce, işin içine sağlık çalışanlarının yaşadıkları zorlu mücadele girince bana aşı olmak bir vatandaşlık görevi gibi geliyor.
tabi ki herkesin kendi kararı.
günün sonunda da hepimiz kendi kararlarımızın sonuçlarını yaşayacağız.
 
ben olayı cezalandırma olarak değerlendirmediğim için o açıdan bakamıyorum tabi olaya. şahsi algılamadım, fikirlerimizi tartışıyoruz sonuçta :)

ne yazık ki o kadar çok doktor ve sağlık çalışanı arkadaşım yoruldu ki bu süreçte. tek istedikleri yoğun bakım yoğunluğunu azaltmak. sağlık sistemi daha fazlasını kaldırmayacak diyorlar ki haklılar. bu açıdan bakınca da doğal olarak en riskli grubu bazı yaptırımlara tabi tutmak mantıklı geliyor bana. bir nevi o yoğun kısıtlamaları yaşamaya devam edecekler gibi görüyorum.

Yüksel Aytuğ ve Fatih Altaylı'nın kullandıkları kelimeler çirkin. öyle aşısı olmayana yaklaşılmasın falan hoş değil elbette. öte yandan artık dünya bu uygulama sürecine giriyor gibi yavaş yavaş. çünkü sanırım başka çıkar yol da pek yok.

aşının yan etkilerine gelince, yediğimiz-içtiğimiz-giydiğimiz şeylerin ne yazık ki en iyi ihtimalle %50den fazlası zararlıyken açıkçası ben aşının yan etkisinden korkmuyorum kendi adıma.
en basiti her an elimizde tuttuğumuz, en pahalısını almaya çalıştığımız akıllı telefonlar.. hepimizi 20-30 sene sonra kanser edecek pek çok negatif şey hayatımızda. ama onlara alışkın olduğumuz için gözümüze batmıyorlar. adı aşı olunca insanlara tuhaf geliyor.

ki unutmamak lazım; bugün çiçek hastalığı yüzünden ölmüyor yada kör olmuyorsak bunun sebebi o hastalık için bulunan aşının uygulanmasıdır.

bu detayları araştırıp düşününce, işin içine sağlık çalışanlarının yaşadıkları zorlu mücadele girince bana aşı olmak bir vatandaşlık görevi gibi geliyor.
tabi ki herkesin kendi kararı.
günün sonunda da hepimiz kendi kararlarımızın sonuçlarını yaşayacağız.
Babam dahil butun yakin ailem doktor, haliyle babamin çevresi dolayisiyla devamli doktorlarin arasindayim. O nedenle bu konuyu ayri tutuyorum. Ama doktor ve hemsirelerin arasinda da aşı taraftari olmayan cok var-twitterda çığırtkanlık yapanlari kastetmiyorum.

Dunya aşı karsitlarina yaptirim surecine giriyor ama daha bugun Fransa'da sokaga indi bircok insan. Bir yere kadar yaptirim uygulanabilir evet ama butun haklarini, hayatlarini engelleyecek cercevede ne kadar yapılabilir, bekleyip gorecegiz. Ha ben yaptirimlarin da asilamalar %70-80i bulunca sessiz sedasiz kaldirilacagini dusunuyorum. Toplumun cok da az olmayan bir kismini ömrü billah kisitlama altinda tutmak cok sürdürülebilir degil bence.
Dedigim gibi bekleyip gormekten baska yapacak bir sey yok. Zira yaptirimlar birilerini korumak icin degil "madem olmuyorsaniz seyahat edemeyin de görün bak nasil paşa paşa olacaksiniz" mantigiyla yapilacak.
 
Babam dahil butun yakin ailem doktor, haliyle babamin çevresi dolayisiyla devamli doktorlarin arasindayim. O nedenle bu konuyu ayri tutuyorum. Ama doktor ve hemsirelerin arasinda da aşı taraftari olmayan cok var-twitterda çığırtkanlık yapanlari kastetmiyorum.

Dunya aşı karsitlarina yaptirim surecine giriyor ama daha bugun Fransa'da sokaga indi bircok insan. Bir yere kadar yaptirim uygulanabilir evet ama butun haklarini, hayatlarini engelleyecek cercevede ne kadar yapılabilir, bekleyip gorecegiz. Ha ben yaptirimlarin da asilamalar %70-80i bulunca sessiz sedasiz kaldirilacagini dusunuyorum. Toplumun cok da az olmayan bir kismini ömrü billah kisitlama altinda tutmak cok sürdürülebilir degil bence.
Dedigim gibi bekleyip gormekten baska yapacak bir sey yok. Zira yaptirimlar birilerini korumak icin degil "madem olmuyorsaniz seyahat edemeyin de görün bak nasil paşa paşa olacaksiniz" mantigiyla yapilacak.

bağışıklık için istenen oran %80 olduğundan evet onu sağladıklarında yaklaşım değişebilir.
gerçi asıl önemli olan tüm ülkelerde vakaların bitmesi. yoksa avrupada bitmiş afrikada bitmemiş bir işe yaramayacak. bu nedenle de dünya çapında kararlar almaya çalışıyorlar sanırım.
çok uzun süreli bir yaptırım zaten söz konusu olamaz, bence max 6-9 ay arası bir süre olur. hele ki bizim gibi yazın açılıp kışın kapanan bir ülkede uzun süre yaptırım hiç mümkün değil.
öte yandan pek çok ülke türkiyeden gelişler konusunda teyakkuza geçmeye başladı. işe ticaret açısından bakınca da insanları bazı mecburiyetlere sokuyorlar diye düşünüyorum.

günün sonunda iş her zaman kişide bitiyor tabi ki. aşı olan da olmayan da bu salgın bitmedikçe bana göre elinden gelen özeni gösterip kurallara uymalı.

umarım bu iş bu sene son bulur. 1 sene daha sürerse bu sefer virüs yüzünden değil parasızlık yüzünden çekeceklerimiz olacak.
 
bağışıklık için istenen oran %80 olduğundan evet onu sağladıklarında yaklaşım değişebilir.
gerçi asıl önemli olan tüm ülkelerde vakaların bitmesi. yoksa avrupada bitmiş afrikada bitmemiş bir işe yaramayacak. bu nedenle de dünya çapında kararlar almaya çalışıyorlar sanırım.
çok uzun süreli bir yaptırım zaten söz konusu olamaz, bence max 6-9 ay arası bir süre olur. hele ki bizim gibi yazın açılıp kışın kapanan bir ülkede uzun süre yaptırım hiç mümkün değil.
öte yandan pek çok ülke türkiyeden gelişler konusunda teyakkuza geçmeye başladı. işe ticaret açısından bakınca da insanları bazı mecburiyetlere sokuyorlar diye düşünüyorum.

günün sonunda iş her zaman kişide bitiyor tabi ki. aşı olan da olmayan da bu salgın bitmedikçe bana göre elinden gelen özeni gösterip kurallara uymalı.

umarım bu iş bu sene son bulur. 1 sene daha sürerse bu sefer virüs yüzünden değil parasızlık yüzünden çekeceklerimiz olacak.
AB bile kendi icinde ortak karar alamamisken dunya çapında cok zor.
Mesela su an Hirvatistan gibi AB ulkeleri sadece PCRla Turk vatandaslarini kabul ediyor. Bazilari sadece iki doz aşıyla aliyor. Bazıları hic almiyor. Almanya PCRla almaya hazırlanıyor, bazilari asisizlari karantinayla aliyor. Kendi iclerinde bile butunluk yok. Italya, İspanya, Yunanistan gibi turizm ulkeleri kapilari tamamen acmak istiyor, Fransa ve Cekya istemiyor. Gibi gibi.

Onun disinda Fas, Iran, Ukrayna, Meksika, Kuba, bazi guney Amerika ulkeleri vs sadece pcrla aliyor.
Israil hic almiyor. Aşılı bile almiyor en azindan agustos basina kadar. Avustralya birbucuk yildir kapali.

Su anda dunya capinda genel bir kurallar butunu uygulanamaz. Anca ulke capinda olur, onu da bakalım bekleyip gorecegiz.
Turist gelsin diye iki ay dibine kadar yasayip sonra on ay ceremesini cekmesek iyiydi :KK43:
 
AB bile kendi icinde ortak karar alamamisken dunya çapında cok zor.
Mesela su an Hirvatistan gibi AB ulkeleri sadece PCRla Turk vatandaslarini kabul ediyor. Bazilari sadece iki doz aşıyla aliyor. Bazıları hic almiyor. Almanya PCRla almaya hazırlanıyor, bazilari asisizlari karantinayla aliyor. Kendi iclerinde bile butunluk yok. Italya, İspanya, Yunanistan gibi turizm ulkeleri kapilari tamamen acmak istiyor, Fransa ve Cekya istemiyor. Gibi gibi.

Onun disinda Fas, Iran, Ukrayna, Meksika, Kuba, bazi guney Amerika ulkeleri vs sadece pcrla aliyor.
Israil hic almiyor. Aşılı bile almiyor en azindan agustos basina kadar. Avustralya birbucuk yildir kapali.

Su anda dunya capinda genel bir kurallar butunu uygulanamaz. Anca ulke capinda olur, onu da bakalım bekleyip gorecegiz.
Turist gelsin diye iki ay dibine kadar yasayip sonra on ay ceremesini cekmesek iyiydi :KK43:

bizim almanyada iş yaptığımız firmalar buraya montör göndermek istemiyor. çünkü dönüşte uzun bir karantina süreleri oluyormuş. bunu iş kaybı gibi görüyorlar.
adamların yapacakları ölçümleri teams bağlantısı ile bizim operatörlere çeviriler yaparak yaptırtıyoruz, canımız çıktı.

valla bence eylül, en geç ekim ayında geçen son bahar gibi kapanacağız. herşeyi uçta yaşayan yurdum insanı maşallah birbirinin ağzının içinde çünkü tatil mekanlarında.
 
bizim almanyada iş yaptığımız firmalar buraya montör göndermek istemiyor. çünkü dönüşte uzun bir karantina süreleri oluyormuş. bunu iş kaybı gibi görüyorlar.
adamların yapacakları ölçümleri teams bağlantısı ile bizim operatörlere çeviriler yaparak yaptırtıyoruz, canımız çıktı.

valla bence eylül, en geç ekim ayında geçen son bahar gibi kapanacağız. herşeyi uçta yaşayan yurdum insanı maşallah birbirinin ağzının içinde çünkü tatil mekanlarında.
Bence de ekim kasim gibi yine kapaniriz evlere. Yazik, kucuk esnaf, isyeri sahipleri sersefil oldu bir bucuk yildir. Allah hepsinin yardımcısı olsun.
 
Doktorların çoğu hastalanıp hastanede tedavi görenlerin çoğunluğunun aşısız olduğunu söylüyor. Keşke her gün vakanın yanında kaçı aşılı kaçı aşısız onu da öğrensek de ona göre aşı karşıtları propaganda yapsalar.

Bu işin tek çözüm yolu aşı. O da %80 olmalı en az. Aşı oldum dışarıda maske takmıyorum aşırı kalabalık olmadıkça. Kapalı alan tercih etmiyorum ama dikkat edicem diye de evde oturamam. Siz de oturmayın gezdirin çocuğu da. Bebekler için önerilmiyo zaten maske. Tamam virüs hastalık okey de evde kala kala da ruh sağlığımız gitti artık. Yeniden kapanmayı asla kaldırmaz bu ülke. O yüzden herkes aşısını olsun bi zahmet.
 
Sonuna kadar haklisiniz bende asiya karsiyim icinde ne oldugu bile belli deyil yan etkileride belli deyil biryigin insana deneme tavsani gibi asi yaptilar buna ragmen yine covid olanlar var maskemi kapali alanda takarim acik alanda mecburi deyil (Almanya) asiyada herkez oluyor diye ben olmak zorunda deyilim benim bedenimse benden baskasi karisamaz‼️yaptiran yaptirsin yaptirmayanada öcü muamelesi yapmasin ayni dediginiz gibi acik alanda caninin kiymetini bilen baskasinin dibine sokula sokula yütümesin🙄
Aşı ile ilgili söyledikleriniz doğru olabilir bende böyle düşünüyorum . Fakat işleyiş öyle değil aşı olmayana Türkiye’de kısıtlamalar yolda yakında gelecek .Benim bedenim kimse karışamaz diyemiyoruz
 
Pandeminin en başından beri ciddi dikkat ediyorum. Kolay kolay kimseyle kapalı alanda görüşmedim. Ama açık alanda gayet sosyalleştik fırsat buldukça. En baştan beri açık alanda maske takmadım. Çünkü okuduğum hakemli dergilerde yayınlanmış tüm makaleler açık havada maske takmanın gereksiz olduğunu söylüyordu. Onun bunun söylediğine değil bilimin söylediğine göre hareket etmeyi tercih ediyorum. Biri de çıkıp açık alanda maskeni tak derse hadi ordan derim.

Aynı şekilde yine araştırmalar yiyecekle bulaş olmadığını söylüyor. O yüzden açık alanı olan restoranlarda gayet yemek yiyoruz. Hatta bu akşama rezervasyon yaptırdık.

Şu an tatildeyiz. Bu sene de otel tercih etmedik ama kendi havuzu olan bir ev tuttuk. Sakin saatlerde denize gidip geri kalan zamanı evde geçiriyoruz. Başka şehirde yaşayan abime ablama da bu tatilde 1.5 senenin sonunda sarıldım, yeğenlerimi cork diye öptüm. Çünkü hepimiz çift doz aşılıyız artık.

Ona buna şöyle yapma böyle davranma oraya gitme diyenlere de gıcık oluyorum. Sen kendi önlemini kendi bildiğin gibi kendin için al, başkasına karışma. Benim de hiç dikkat etmeyen arkadaşlarım var, onlarla bu süreçte görüşmemeyi tercih ediyorum oluyor bitiyor. İnsanların hayatına neden müdahale edeyim?
Gayet güzel demişsiniz. Ben açık alan kalabalıksa maske takıyorum. Ne var ki benim maske takmam da takmayanlara batıyor, "çıkar" diyorlar. Ben önlemlerimi birazcık ekstra alıyorsam kimsenin de buna karışmaması gerektiğine inanıyorum. Bugün bayram. Yan sitede çok sevdiğim komşularım var, ancak hiç tedbir almıyorlar pandeminin başından beri sürekli misafir ağırladılar. Gitmek istiyorum. Bahçelerinde masa koltuk var. Oturup sohbet etmek bayramlarını kutlamak istiyorum. Bana sarılıp öpmelerinden, ısrarla da maskeni çıkar, şunu ye bunu ye diye ısrar etmelerinden çekiniyorum mesela. Onların evi sürekli misafir dolu, yoksa biz oraya gittiğimizde sadece kendileri olsa maske takmayabilirdim, mesafemi korurdum.
Siz de bilimsel makaleleri takip ettiğinizi söylüyorsunuz. Benim kafamda bir soru var ona bir cevap bulamadım. Yiyecek yoluyla bulaşmadığını biliyoruz. Yani mideye inen virüs enfekte etmez. Orası net. Virüs solunum yolu ile bulaşıyor. Bizler de genelde burun, ayrıca da ağızdan da nefes alıyoruz. Ben ağızdan da alıyorum farkında olmasam da. Enfekte olan bir yiyecek veya restorandaki çatal, bıçak, bardak (düşük bir ihtimal de olsa) enfekte ise, biz bunu (mideye inmeden önce) ağzımıza sürüyoruz. Hani diyorlar ya ağzınıza burnunuza dokunmayın, elimizde virüs olabilir diye. Peki restorandaki yiyecek ve bardak, kaşığı da ağzımıza sürüyoruz sonuçta. Bu konuda bir yanıt bulabildiniz mi? Ben bulamadım.
 
Nerede yaşıyorsunuz bilmiyorum. İzmir ve ankarada bizzat şahidim kapıdan sokmuyorlar maskesiz. Şu an dalyandayım burda da aynı. Bodrum ve marmaris tarafında da kapalı alanda gayet zorunlu maske. Nerede takmıyorlar bilmiyorum, hakim değilim türkiyenin tamamına.

Ancak maskesiz müşteri alan marketleri şikayet etme hakkınız var. Kullanın. Aksiyon almayıp söylenmek bana saçma geliyor.
Ben İzmirin bir yazlık ilçesindeyim. Burada kimse takmıyor. Su ve elektriği üzerimize geçrimemiz gerekiyordu. Su idaresine ve elektrik idaresine ayrı ayrı gittik. Hem devlet dairesi olmasına rağmen ikisinde de personel maskesizdi. Su idaresinin alanı küçüktü ve klima çalışıyordu. Eşim "siz kapalı alanda, maske takmıyorsunuz, hem klima çalışıyor sıkıntı olmuyor mu?" dedi. Kadın "maskem var ama arada çıkarıyorum" dedi. Daha sonra başka insanlar da girdi içeriye biraz kalabalık olunca taktı. Elektrik idaresindeki de takmıyordu ama kapı açıktı, biz bir şey demedik ama kız bizim titiz olduğumuzu anlayınca kendi de taktı sonradan. Marketlere maskesiz almıyorlar içeriye ama burun veya çene altında gezen çok.
 
geçen akşam bir taksici bozuntusuyla bunun kavgasını yaptım.
mecbur kalmadıkça taksi gibi bir araca binmiyorum ama annem yürümek istemedi diye bindik. henüz hareket etmemiştik baktım adamda maske yok. 3 kişiyiz, bir de taksici toplam 4. afedersiniz kç kadar arabada. paşam maske takmayacakmış. uyardım, takar mısınız dedim. önce ben aşılıyım zaten dedi. olabilir, biz de aşılıyız ama takıyoruz, siz de takın dedim. zorunda mıyım dedi :KK70: arabasının camında maskesiz binmek yasaktır stickerından haberi yok tabi salağın. evet zorundasın, iyi aşılısın diye arabana tükürelim o zaman bişey olmaz? dedim ve çat diye indim arabadan. annemleri de indirdim. adam kaldı ama öyle. plakasını da aldım şikayet ettim, ettiğimi kendisine de söyledim. gereken yapılır mı bilmiyorum ama başka bir taksiciye bu durumu anlattım, abla iyi yapmışsınız maske kuralı kaldırılmadı, takmak zorunda dedi.

ben de ikinci doz aşımı oldum, ailem de oldu, açık alanda gerçekten 1-2 metre yakınımda insan yoksa ben de takmıyorum ama kalabalık ve kapalı alanlarda takıyorum, kapalı alanda mecburi zaten.
İyi yapmışsınız, işlem yapılır kesinlikle çünkü zorunlu. Ayrıca taksilerin düzenli aralıklarla dezenfekte edilmeleri şartı da var ve sizin dezenfeksiyon belgesini görmeyi isteme hakkınız da var.
 
İki hafta önce geldim Türkiye’ye . Gelmeden önce eyvah bu sıcakta maskeyle pişeceğiz diye düşünürken insanlardaki bu rahatlık pes dedirtti . Yaşadığım yerde maske kuralı olmamasına rağmen Türkiye’ye gelince maske ve mesafe konusunda çok dikkatli olmaya çalıştım . Zira insanlar nerdeyse üst üste biniyor , kimsenin corona umrunda bile değil .
Ben de bu yüzden etrafta insanlar varsa açık alanda maske takıyorum çünkü bizim kültürümüzde "sosyal mesafe" mevhumu yok.
 
Ben İzmirin bir yazlık ilçesindeyim. Burada kimse takmıyor. Su ve elektriği üzerimize geçrimemiz gerekiyordu. Su idaresine ve elektrik idaresine ayrı ayrı gittik. Hem devlet dairesi olmasına rağmen ikisinde de personel maskesizdi. Su idaresinin alanı küçüktü ve klima çalışıyordu. Eşim "siz kapalı alanda, maske takmıyorsunuz, hem klima çalışıyor sıkıntı olmuyor mu?" dedi. Kadın "maskem var ama arada çıkarıyorum" dedi. Daha sonra başka insanlar da girdi içeriye biraz kalabalık olunca taktı. Elektrik idaresindeki de takmıyordu ama kapı açıktı, biz bir şey demedik ama kız bizim titiz olduğumuzu anlayınca kendi de taktı sonradan. Marketlere maskesiz almıyorlar içeriye ama burun veya çene altında gezen çok.
Arkadaşım Aydın’da ve oda aynı sizin gibi şeyler anlattı . O şehre binlerce kişi girdi tatil için ama vaka öyle artmıyor güya diyor . Ben turizm için gerçek verilerin açıklanmadığına eminim açıkçası .
 
%80 olamaz çünkü nüfusün %25ini 18 yaş altı oluşturuyor. Yurt dışında açık alanlarda maske takılmıyor, bizdeyse mecbur takılıyor sıcak havada nefes almakta insan zorluk çekiyor
 
Zaten aşı bulasmamaya engel değil hastalığın hafif atlatması içindir. Siz hastaneye yatmayın hayatınız kaybetmeyin diye yapılıyor.
Bunun yanında tabiki maske mesafe devam etmelidir.Bulasmamasi daha iyidir.Tabi bazı vurdumduymazlar yüzünden bulaşabilir.Havaalaninda çalışan yakınım şuursuz maskesiz turistler yüzünden maalesef şuan pozitif oldu.Herkes birbirine sorumludur.
Kayınvalidem aşı oldum hiçbir şey olmaz artık modunda maskesini tamamen attı ve diğer kardeşleri ve yeğenleri ile tatilde şu an, herkesle de öpüştü. Tatili bitince gidip onu alacağız ve evimizde kalacak. Büyük risk aslında ama anneye gelme denmiyor, maske tak da denmiyor nefes alamıyormuş maske ile; entübe edildiğinde nefes alır artık ne deyim. Eşimle de konuştuk, en öldürücü olduğu zamanlarda kendimizi koruduk, şimdi aşı olduk yapacak daha da bir şey yok, olacaksak olalım artık dedik ne yapalım. Önlemimizi yine almaya çalışıyoruz ama bazı riskler de önlenemiyor.
 
Back
X