arkadaşlar merhaba,
daha önce yazılmış mıdır bilmiyorum ama ben bu süreçteki tecrübelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.her zaman işe yaramıyor ama dünyanın parasını döktüm bazı psikolog ve psikiatristlere. herkesin bu sürece yol açan öyküsü farklı olsa da en azından öğrendiklerim (bir kısmı benim gözlemlerimden ve okuduklarımdan oluşuyor) sizlere de yardımcı olabilir. öncelikle hepimizin bildiği gibi bu sorunları yaşayan tek insan değiliz. biyolojik olarak bazı hormonların azalması süreci tetikliyor. ikinci olarak en önemli tedavi bence umut beslemek,zor ama geçeceğine inanmak ve emek vermek gerekiyor!
panik atak anında yapılabilecekler kısıtlı olabilir,mesela kese kağıdına ya da bir poşete en olmadı ellerinizle silindir şeklinde ağzınızı kapatarak nefes alıp vermek kalp ritmini düzenleyebiliyor. ancak yeni öğrendiğim ve uyguladığım gelişme şu ki alerjiniz veya koku hassasiyetiniz yoksa evinizde muhakkak bir lavanta kolonyası bulundurun. son terapimde geçirdiğim atak sırasında lavanta kokusuyla sakinleşeceğim söylendi ve uygulandı.dışarı fln çıkarken muhakkak yanıma alıyorum. olumlu etkisi olduğunu da söyleyebilirim.
onun dışında beslenme tarzı çok önemli,bol omega 3 almak gerekiyor ve ben bunun olumlu etkisini gerçekten hissediyorum. yiyebilirseniz lütfen haftada en az 2 defa balık yiyin,daha önce yazmıştım doktor kontrolünde omega 3 takviyeleri de alabilirsiniz (ben şu an hamile olduğum için ilaç olarak da alıyorum). öte yandan ara ara kan değerlerinize baktırın bilhassa b12 eksikliğinin de tetiklediğini düşünen yaklaşımlar var.
düzenli uyku ve egzersiz de yine anksiyete ve panik atakla mücadelede çok etkili,serotonin düzeyini yükselterek kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlıyor.yine benim keşfettiğim durum şu ki bizler kendini dinlemeye çok meyilli insanlarız.bu yüzden ne kadar çok aktivite ile meşgul olursak o kadar kar.
panik atağa ya da diğer sorunlarınıza neden olan problemli düşüncenin ne olduğunu bulmak gerek. insan psikolojisi çok karmaşık bir yapı ve bazen sonuca ulaşmak için çok gerilere gitmek gerekebiliyor.bunu elbette tek başımıza yapmak oldukça zor olabilir öncelikle imkanınız varsa muhakkak bir terapistiniz olsun. doğru terapist işin önemli kısmı.açıkçası ben şu ana kadar gittiklerimden çok memnun kalmadım ama deniyorum hala. size tavsiyem daha önce de yazmıştım bununla ilgili akılcı yasam kılavuzu isminde bir kitap var onu mutlaka edinmeniz (ki bu benim çok güvendiğim bir psikiatristin önerisiydi). temel mantık şu: duygularımızı düşüncelerimiz belirler ve bizi duygusal çıkmaza sokan,panikleten,kaygılandıran duyguların temelinde aslında yanlış yerleşmiş hastalıklı/olumsuz bir düşünce yer almaktadır. mesela panik anındaki olumsuz düşünce bir tehlike var olduğunu ve derhal ondan kaçmamız gerektiğini söyler ama neden? odaklandığınız temel şey o an panik ataktan öleceğiniz kaygısı olacak,öncelikle bunu aklınızdan çıkarın çünkü panik atak sırasında ölen biri olduğu bilinmiyor.terapistlerin de bana söylediği bunun vücuda zarar verme ihtimalinin asla olmadığı (ben eskiden bunun öldürmeyeceğini düşünsem de hamilelikte bebeğe zarar vereceğini düşünerek ekstra panikledim ve işler daha da çıkmaza girdi siz yapmayın bunu) sizi buna iten ve temelde yer alan başka sorunlar var bunu sorun kendinize,neden kaçmanız gerektiğini düşünüyorsunuz? tehlike olarak algıladığınız şey ne? o an kendinizle ilgili ne düşünüyor ve hissediyorsunuz? (mesela olumsuz düşünce: güvende olmadığım,bu durumu hak ettiğim.. olumsuz duygu: yetersizliğim,zayıflığım,öfkeli olduğum gibi..) sonra sizi buna iten şey ne ya da bu gerçekten mantıklı mı? neden güvende olmadığınızı düşünüyorsunuz?gerçekten %100 tehlike içeren bir durum var mı? neden kendinizi yetersiz hissediyorsunuz,bunu ilk ne zaman hissettiniz ya da böyle davranmayı kimden öğrendiniz bunları sorgulayın ve yazın. her panik anında bir defteriniz olsun ve bunları kendinizle konuşur gibi yazın. onun dışında bana çok yardımcı olan kitaplardan biri akıl sağlığımızı nasıl koruruz isminde bir kitap oldu. orada da farkındalık seviyemizi artıracak faydalı öneriler mevcut. temellendirme egzersizi denen bir egzersiz var yine yukarıdakilere benzer şekilde diyor ki:
"kendinizi gözlemleyin bunun için şu soruları sorarak başlayabilirsiniz:
şu anda ne hissediyorum?
şu anda ne düşünüyorum?
şu anda ne yapıyorum?
nasıl nefes alıyorum?
bu yeni anda kendim için ne istiyorum?
sadece bu soruları sorarak bile ani değişiklikler yaşayabilirsiniz. örneğin nefes almamıza odaklandığımız zaman onu nasıl engellediğimizin farkına varır ve farkında olduğumuz sürece daha yavaş nefes almaya eğilim gösteririz."diyor ve tabii ki bunu sadece panik anında değil gün içerisinde de yapmak gerekiyor.
bunun dışında akıl sağlığını korumanın yollarından birinin günlük tutmak olduğunu söylüyor kitap,özellikle sabah uyandığınızda çalakalem aklınıza estiği gibi yazın bir süre sonra geçmişe dair farkındalığınız artacak diyor. onun dışında kitapta bazı nefes egzersizleri önerileri var. duygularınızı dikkate alın ama onları abartmayın diyor mesela. zannediyorum ki bizler bu konuda da yanlış bir sistem uyguluyoruz. duygularımızı hayatımızın genelinde abartılı yaşayan ve olayları büyüten insanlar olduğumuzu düşünüyorum. kitap bir bölümünde mesela "duygularımızı kullanmayı ama duygularımız tarafından kullanılmamayı öğrenmemiz gerekir. kızgınım demekle kızgın hissediyorum demek arasında bir fark vardır,ikincisi bir duygunun bildirilmesi olup bizi bütünüyle belirlemez" diyor. yani demem o ki abartma seviyenizi sadece panik anında düşürmeyi beklemeyin,bu çok mümkün olmayabilir ama hayata karşı genel olarak iyi hissettiğimiz anlarda da bakış açımızı sorgular,hatalı noktaları onarmaya uğraşırsak işimiz kolaylaşabilir.
anlatacak daha pek çok şey var ama sizleri sıkmak istemiyorum. bu yazdıklarımın benim öğrendiklerim olduğunu unutmayın,herkesin yöntemi ve önlemi farklı olabilir.
özetle ben bu süreçte ne kadar ağır ve zor şeyler yaşadığımızı iliklerime kadar hissediyorum. panik atak yanında obsesyon hastası da olduğum için işim 2 kat zorlaşıyor ama elimden gelen tek şey aklımı daha fazla kullanmaya çalışmak,denemek ve umudumu taze tutmak.. umarım o etkiyi yapar bu yazı da sizin için çünkü ömür boyu böyle olmak zorunda değiliz.