Papağan

Ben beslemiştim lise zamanlarımda cinsini hatırlamıyorum büyükçede bi kafesi vardı o kadar çok kafamı şişirmişti ki bu arada kitapçı dükkanımız vardı orda kalıyordu kendisi-dükkana gelen ve papağanıma ilgi gösteren ilk kişiye kafesle birlikte 30₺'ye satmıştım. Adam havada kaptı artık Nasıl bezmişsem bu arada pek güzeldi yeşil renkli büyük bi kuştu cinsi neydi acaba :KK64:

Özetle eğer sese tahammülün varsa al derim ama apartman sakinlerini de düşün çünkü çok tiz ve yüksek sesler çıkarıyorlar aynı Zamanda kokuda yapar yeri gelir tüyde döker ve büyükçe bi kafes al derim yazık ya Aslında kafes kafestir ne kadar büyük olursa olsun onu doğal alanından çalıp öyle kötü şartlarda ülkeye sokuyorlar ki :KK62:

Sen bilirsin.
 
Evet her gün:KK70:
Pek uçup kaçan kuşlar değil bizimkiler. Önce bir kaç tur uçup sonra benle eşimin üzerine konarlar. Yemek yiyorsak onlar da tırtıklar falan:)
Çok şenlikli yaaa! Ne hoş, maşallah ;)

Ben acayip tırsardım ama dışardan gelen çocuklara büyülü, sihirli bir mekan gibi geliyordur sizin ev :rolleyes:
 
6 muhabbet kuşu, 3 cennet papağanı, 1 tane de eklektus cinsi büyük papağan besledim. Çok ama çoook seviyorum kuşları. Sevmezsen çekilecek dert değiller gerçekten. Eklektusum hariç hepsi yaşlanıp öldüler.
2 muhabbet kuşum vardı başta, yavruladılar ve 4 yavrusuna ben baktım, 5-6 yavrusunu da büyütüp çevremdekilere vermiştim. Baktığım yavrulardan biri felçliydi, ayakları yanlara doğru açık ve yürüyemiyordu. Uçması bile zordu ama bakımı zorlamıyordu. Kendine alıştırdığın zaman inanılmaz eğlenceli hayvanlar oluyorlar. Sanırım bakımı en kolay olan muhabbet kuşları.
Cennet papağanları daha zor alışıyor. Alacaksan önce tek ve erkek almalısın. Kendine alıştırdıktan sonra eş almalısın yoksa senin yüzüne bakmıyorlar. Bakımı zor mu dersen özgürlüğüne çok düşkündü benimkiler. Sürekli uçmak istemeleri, kızdıklarında yemliklerindeki çekirdekleri tek tek üşenmeden kafesten atmaları biraz el oyalıyordu. Sürekli gözüm üstlerinde olmalıydı yani.
Büyük papağanım ise bambaşkaydı.. Bana çok bağlıydı. Okula gittiğimde kös kös oturup adımı sayıklayıp ağlama sesi çıkarırdı. Annemleri falan pek iplemiyordu, illa beni istiyordu. Annem resmen bir dediğini iki etmiyordu hayvanın ama gene de evde bağlandığı kişi bendim. Uçmazdı evde ki zaten uçsa evde pek manevra yapamazdı o koca kanatlarıyla. Tavuk gibi peşimde geziyordu. Evlilik hazırlığımı yaparken bunalıma girdi. Çok ilgilenemediğim için çok sık küstü.. Cidden küstü ama. Beni görünce arkasını dönüyordu, suratıma bakıp avazı çıktığı kadar bağırıyordu ama sonra bi anda barışıp bana sırnaşıyordu. Gelip önümde bekliyordu, ona sarılınca değişik sesler çıkarıp kucağımda uyuyordu.. Eşimin astımı yüzünden evlenirken götüremeyecektim, annemleri de pek iplemiyor olunca tanıdığım ve güzel bakacağından emin olduğum birine verdim oğlumu. Ona emanet etmiştim ama o da kalkıp bi arkadaşı çok istedi diye bir haftasonu için götürmesine izin vermiş.. Kaçırmışlar ellerinden oğlumu.. Aslında kaçmamış oğlum geri dönememiş ama içimden türlü türlü sövdüğüm insanımsılar söylememiş bize.. Akşama kadar bağırmış ormandan.. Halbuki oğlum korktuğunda odanın bi köşesine tüner bağırırdı gel beni al diye.. Söyleselerdi bana anlatırdım nasıl çağıracaklarını nasıl bulacaklarını ama allahımdan bulsunlar zavallımı öylece bırakmışlar.. Çok ama çok vicdan azabı çektim güvenip de verdim diye.. Haftalarca gittim o ormana çağırdım aradım ama bulamadım.. Tövbeliyim artık kuşa, hele ki papağana.. Demem o ki papağan hele ki büyük cinsler diğer hiçbir kuşa benzemiyor, hayatında ona kocaman bi yer açmalısın. Bakımı zor mu dersen diğer kuşlara göre evet. Çünkü sadece yem verdim su verdimle bitmiyor. Mesela banyo yaptırman lazım, öyle bi tas su koydum hadi yıkan dersen evi temizlemen lazım. Ben banyoda küveti doldururdum biraz, duşakabini kapardım rahat rahat yıkanırdı :) ya da ay çok yorgunum hemen bi uzanayım diyemezsin çünkü baya baya bi insan gibi sosyalleşmek istiyorlar. Konuşup oyun oynamadan uzanıp yatamıyordum. Kısacası sen onu değil o seni sahipleniyor. İlgi alaka konusunda daha fazla talepleri oluyor. Şimdi bir bebeğim var ve bakıyorum da evet bir bebek kadar ilgi bekliyordu benim papağanım. Sorumluluğunu alabilirim diyorsan al, bakımının altından kalkılıyor ama ilgiyi verebileceksen büyük cins papağan al çok fazla ilgi veremeyeceksen daha tatminkar bi cinse yönel bence.
 
ara papağanı şahsen asla istemem cok buyuk ve ürkütücüler sesleri de bence bir okadar itici sadece renkleri guzel africa grisine gelınce bebekten hiçbir farkı yok buyuk sorumluluk istiyor ben aldıgımda yabaniydi hırlamaları bağırmaları oldukça fazlaydı başlarda çok korktum sesi tüylerimi diken diken yapıyordu sonrasında araştırdım onu iplemedim hiç takmadım asla göz kontağı kurmadım kedi gibi oldu 1 ayın sonunda gagasını ve ön kısmını sevdırmeye basladı sabahları ıslıklarıyla uyanıyordum ben kanat ayarı yaptırmamıstım cok ucuyordu özgürlüğünü kısıtlamak istemedim ama gelgelelim komşularım rahatsız oldu oldukça volumlü sesleri var çünkü ayrıca beni çok yormaya başlamıstı sürekli yemlık ve suluklarını atıyordu yere iki dakıka yanından ayrılsak kafesın altı full su oluyordu ayrıca cok pis hayvanlar gerçekten sulu meyveleri duvara saça saça yer duvarlarda karpuz muz ne ararsan :) sürekli peşinde silmek gerekiyor ayrıca evde iki kişiysenız birine cok fena gıcık oluyor asla ve asla yanına yaklasıtırmıyor genelde bir kişiyi secermiş jakolar beni secmişti yakısıklım :) size önerim africa gri alacaksanız bilezikli el beslemesi yavru almanız tamamen kendınız eğitim verebılırsınız ama oldukça pahalı fiyatları ara papağanıda düşündüğünüze göre bütçe sıkıntı olmamalı sizde o yuzden el beslemesi bebek jako tavsıye ederim gerçekten cocugunuz gibi oluyor
Kanat ayarı ne
 
Back
X