Psikologlar ve psikoloji öğrencileri bakabilirmisiniz?

mervecim dur artık,freud mezarda olimpiyat kazanacak kadar takla attı.
 
Freud Amca, sen gittin gideli bak neler söyler oldular. Sen olsan böyle mi olacaktı?! Şimdi çıkıp geleydin de nesnel bir bakış ataydın mesela... fena mı olurdu?
 

Bilmem farkettiniz mi ama bu konu psikoloji nedir diye açılmamış. Sadece bi kaç soru sorulmuş. Buraya gelip insanların kazanmak için bile bi sürü emek verdiği bi bölümle bu kadar dalga geçme amacınızı anlayamadım. Psikolog olmak değil sizin yaptığınız ahlaksızlık.
 
Freud'dan bana ne? ölçülemeyen, öznel, yanlışlanamaz ve mesntesiz görüşleri var sadece. buna bilim denmez. psikanaliz bir bilim degildir.

'normal insan nedir?', 'mutluluk nedir?', 'insanın amacı ne olmalıdır?' gibi soruların cevabını kimse veremez. bu soruların ortaya konabilir net cevapları yok çünkü ortada. bu soruların cevapları topluma göre, zaman göre, kişiye göre, duruma göre sürekli degişir. benimle bir başkasının mutluluk algısı çok farklıdır, herkes için farklıdır. ama Freud ne yapmış? bunları tekeline alıp 'işte budur' deyip standarda dökmeye çalışmış. buna abesle iştigal denir.

bu tarz modellenemeyecek konular üzerinde hak iddia etmek rahiplerin, şeyhlerin, hahamların, astrologların ve günümüzde psikologların işidir. yani boş laf anca.

öyle fotograf, caps falan koymakla olmuyor bu işler maalesef caps koymayı da bilim sanarsınız şimdi. yok o da bilim degil
 

ben düşüncemi lafı dolandırmadan söyledim. cinci hocaların yaptıgını da ahlaksızlık olarak görüyorum ve onu da lafı dolandırmadan söylerim. cinci hocalar da çok emek veriyorlar diye onları haklı görmem.

aslında saglıklı olan bir insanı, hasta olduguna inandırmak ve ona kafadan uydurulmuş sözde çözümler sundugunu iddia ederek onu etki altına alma ve parasını almak, bana göre ahlaksızlıktır.
 
merve bebeğim,sen kabul edemesen de psikoloji bir bilim tatlım bu gerçekle yaşa olur mu?
 
Psikoloji'nin bilim olup olmadığını geçelim de, iki lafından biri psikologların haksız yere çok kazandığıyla alakalı. Ne kadar lazımdı? Yani bir mesleğin kazandığı parayı bu kadar dert etmene neden olan miktar nedir? Aramızda toplar denkleştiririz, valla bak. Üzülme sen.
 
arkadaş psikologların hastayla çiğdem çitleyip dedikodu yaptığını düşünüyor sanırım,bunlar hep dizilerin etkisi..
 
merve bebeğim,sen kabul edemesen de psikoloji bir bilim tatlım bu gerçekle yaşa olur mu?

bilim degil ve bunun sebeplerini de yazdım. sen ise sadece 'bu bilim' diyorsun ama savunamıyorsun bile. iki kelime bile edemiyorsun neden bilim olduguna dair modern bilim metodolojisini bilmemenin zararları işte... sonra cinci hocalar da bilim yaptıklarını zannedecek
 
arkadaş psikologların hastayla çiğdem çitleyip dedikodu yaptığını düşünüyor sanırım,bunlar hep dizilerin etkisi..
Doğru diyosun, neticede dizi karşısında 'nesnel' bir şekilde gördüğü için etkisinde kalmış olması değil mi?
 

maalesef canım, bu gibi utandırma taktikleri bende işe yaramaz cinci hocalar kendisine gelenleri hem taciz edip hem de paralarını alırken de eleştiririm ben. aynen şu anda yaptıgım gibi. psikologlar da hem hasta olduguna inandırıyor hem de paralarını alıyorlar insanların.
 
bilim deneylere ve gerçeklere dayanır,psikoloji de deneylere ve gerçeklere dayanır,senin dediğin şey ise parapsikolojidir.Hatta sadece deneye dayalı davranış psikolojisi diye bir dal vardır.Psikolojide ortaya atılan teorilerin kuramlaşması için belli şartlar vardır,bu şartlar dahilinde teoriler kuramlaşır.Ama sen bana cinci hoca dersen,ben de senin seviyene uygun gelecek şakalı freud capsleri atarım.
 
Bilimsel Psikolojiye Doğru

Bilimsel psikolojinin kuruluşuna yön veren diğer öncüler arasında G. W. Leibnitz (Laybniz, 1646-1716) ve I. Kant (Kant, 1724-1804) gibi bazı Alman düşünürleri vardır. Bu filozoflar zihnin dinamik bir varlık olduğunu, zaman içinde değişim gösterdiğini öne sürmüştür. Onlara göre zihin sadece deneyimler sonucu oluşmamaktadır. Zihnin bazı özellikleri doğuştandır. Psikolojinin bilim öncesi olan döneminin sonlarında ünlü fizyolog/fizikçi H. Von Helmholtz (Fon Helmholtz, 1821-1894), bir zihinsel süreç olan algılamanın fizyolojik temellerini deneylerle ortaya koymuştur. Böylece, zihinsel süreçlerin deneysel yani bilimsel yöntemlerle incelenebileceğini göstermiştir.

Bilimde, olayların ölçülebilmesi gerekir. Matematikçi ve aynı zamanda bir filozof olan G. T. Fechner (Fehner, 1801-1887) zihnin ölçülmesinde kullanılacak psikofizik teknikleri geliştirmiştir. Alman filozofların görüşlerinin psikoloji bilimindeki uzantısı şöyle olmuştur:

• Psikolojik olayların bir kısmı doğuştandır.

• Zihin, uyarıcıları örgütler; zihindeki bilgi uyarıcının aynısı değil, onun yeniden düzenlenmiş şeklidir.

Bilimsel Psikolojinin Kurulması ve Ekoller Dönemi

Yukarıdaki gelişmeler, W. Wundt (Vundt, 1832-1920)’un 1879’da psikoloji bilimini kurmasına zemin hazırlamıştır. Kurduğu bu bilim dalını, Wundt “Yeni Psikoloji” olarak adlandırmıştır. Böylece, bilimsel psikolojiyi daha önce felsefe içinde yer alan psikolojiden ayırmıştır. Wundt Yeni Psikoloji’yi, zihni bilimsel yöntemler kullanarak ve deneysel çalışmalarla inceleyen bilim dalı olarak tanımlamıştır.

Bilimsel psikolojinin başlangıcını beş ekol oluşturmuştur. Ekol; bir kurucusu veya lideri, belli bilim tanımı ve araştırma yöntemi olan, belirli bir coğrafi yörede geliştirilmiş görüşlere verilen addır. Psikoloji ekollerinin her biri, diğerlerinin görüşlerine karşı görüşler öne sürülerek kurulmuştur. Psikoloji ekolleri ve kurucuları aşağıda verilmiştir:
- Yapısalcılık nedir?- Psikoanalitik yaklaşım nedir?
- İşlevselcilik nedir?- Hümanistik yaklaşım nedir?
- Davranışçılık nedir?- Bilişsel yaklaşım nedir?
- Gestaltçılık nedir?

Klasik Davranışçı psikologların reddettiği “zihin” kavramı, 1950’li yıllardan sonra psikolojinin tanımına “biliş” olarak geri gelmiştir. Bunu sağlayan psikologlar, psikolojiyi “doğrudan gözlenebilen davranışların yanı sıra, standart koşullar altında yapılan davranışlardan dolaylı olarak çıkarılan bilişsel süreçler”i inceleyen bilim dalı olarak tanımlamıştır. E. C. Tolman (Tolmın, 1886-1959), E. R. Guthrie (Gatri, 1886-1959) ve C. L Hull (Hal, 1884-1952) gibi Yeni Davranışçılar sayesinde, çağdaş psikolojide incelenmekte olan üç davranış türünden ikincisi de (dolaylı olarak gözlenen davranışlar) psikolojinin tanımına girmiştir.

Psikolojinin tarihsel gelişiminin bu özeti, onun önceleri felsefe içinde olduğunu göstermektedir. Bu dönemde önemli ve yararlı görüşler geliştirilmiştir. Bilimsel psikolojinin kurulmasını izleyen ekollerin her biri psikolojiyi farklı şekilde tanımlamıştır. Böylece psikoloji biliminin kapsamı giderek genişlemiştir. Çağdaş psikolojinin kaynaklarını oluşturan bütün bu gelişmelerin sonunda çok sayıda alt dalı olan bir bilim dalı, toplumlarda önemli yeri olan bir meslek ortaya çıkmıştır.



AYRICA NEYİN PSİKOLOJİNİN ALANINA GİRDİĞİNİ ÖĞRENİP ÖYLE YORUM YAP.
Psikolojinin, bilim olabilmesi için bazı ölçütlere
(gözlenebilirlik, ölçülebilirlik gibi) uyması gerekir.

1. Gözlenebilirlik: Bir dalın bilimsel sayılabilmesi
için, o dalın konusunun gözlenebilmesi gerekir.
Gözlenebilirlik; bir durumun/olayın doğrudan veya
dolaylı gözlenebilmesi demektir. Eğer o durum/olay
doğrudan veya dolaylı gözlenemiyorsa psikoloji
biliminin kapsamına giremez.

2. Ölçülebilirlik: Doğrudan veya dolaylı
gözlenebilen bir olayın veya durumun sayılarla
(puanlarla) betimlenmesidir. Bilim bu ölçümlerle
(istatistik işlemlerle) bir takım sonuçlara varır.
Gözlenebilirlik ve ölçülebilirlik incelenen olayların
özellikleriyle ilgili özelliklerdir (ölçütlerdir).

3. İletilebilirlik: Bilimde iletilebilirlik iki aşamada
gerçekleşir. Bu iletilebilirliğin ilki ve temel olanı;
bilim adamı yazdıklarında ve söylediklerinde ne
kastetmişse diğer bilim adamlarının da onları aynı
şekilde anlamasıdır. Bunun yolu da kavramları,
işevuruk olarak tanımlamaktan geçer. İşevuruk
tanımlama soyut ve ölçülemeyen şeylerin ölçülmesi
için somutlaştırarak tanımlamaktır. İletilebilirliğin
diğer yönü ise bilim adamının yaptığı araştırmayı ve
bunun sonuçlarını başkalarına da
bildirmesi/iletmesidir. Bu iletmeyi makale, kitap
yazma, konferans verme gibi yollarla yapabilir.

4. Tekrarlanabilirlik: Gözlenebilen ve ölçülebilen
olaylar diğer bilim adamları tarafından aynen
tekrarlanabilir olmalıdır. Bu sayede sonuçlar kişiye
bağlı ve öznel olmaktan çıkar ve nesnellik kazanılır.

5. Sağlanabilirlik: Gözlenebilen ve ölçülebilen
olayların sonuçları sağlanabilmelidir, yani sonuçların
doğruluğu araştırılabilmeli, sınanabilmelidir. Diğer
bilim adamlarınca tekrarlanan araştırmalarla bu
sağlama görevi yerine getirilir. Eğer aynı sonuçlar
elde edilirse sonuçlar (bulgular) sağlanmış yani
doğrulanmış olur
 
"Canım" mı? Bir insan diğerinin nasıl canı olabilir ki? Hiç bilimsel değilsin şekerim. Bilimsellikten uzak bir mesaja cevap veremem.


 
Sadece oturup dertleşmiyorlarmış,değil mi?

VI. PSİKOLOJİDE ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

Psikoloji biliminde doğrudan gözlenen davranışların
ölçülmesinde uygun deney düzenekleri kullanılır.
Dolaylı gözlenen davranışların (dikkat, bellek gibi
zihinsel süreçler, zekâ gibi yetenekler, kişilik
özellikleri) ölçülmesinde ise; test veya ölçek adı
verilen ölçme araçları kullanılır.

A. BETİMLEYİCİ YÖNTEMLER

1. Gözlem
a) Doğal Gözlem: Bir olay veya herhangi bir canlı
doğal ortamlarında, doğal halleriyle araştırmacının
herhangi bir müdahalesi olmaksızın izlenmesidir.
Doğal gözlemde, nelerin gözleneceğine ilişkin bir
seçim yapılmaz; her davranış gözlenir ve gözlemler
ayrıntılı olarak kayıt altına alınır. Doğal gözlem
katılımlı ve katılımsız olmak üzere iki türlü yapılır.

b) Sistematik Gözlem: Doğal gözlemin aksine,
araştırmacı, seçilen belirli bir davranış üzerinde
sistematik olarak gözlem yapar. Bir plana göre
yapılır, yer, zaman ve koşullar araştırmacı tarafından
belirlenir. Genellikle bu gözlemler için laboratuar
gibi özel alanlar oluşturulmuştur. Gözlenenler,
gözlendiklerinin farkındadırlar.

c) İç Gözlem (İçebakış): Kişinin kendi üzerinde
gözlem yapmasıdır. Kişinin kendi duygu ve
düşüncelerini anlatmasıdır.

2. Tarama Yöntemleri
a) Test: İnsanların zekâlarını, ilgilerini,
yeteneklerini, tutumlarını, kişiliğini v.b. bireysel
ayrılıkları ölçmek amacıyla kullanılan ve standart
sorular şeklinde uygulanan metottur.

b) Anket: Anket yöntemi de bir çeşit sistematik
gözlemdir. Anket, belirli bir konu hakkında çok
sayıdaki bireyin duygu ve düşüncelerini
ölçmek/saptamak amacıyla hazırlanmış soru
listeleridir. Anket yönteminde sonuçların güvenilir
olması için soru listelerinin amaca uygun hazırlanmış
olması gerekir. Ayrıca örneklem grubunun da evreni
iyi bir şekilde temsil etmesi gerekir.

3. Görüşme (Mülakat): Yüz yüze ve sözel olarak
yapılan bir bilgi toplamadır. Bu konuşma bir kişiyle
olabileceği gibi bir grup insanla da olabilir.

4. Vaka (Örnek Olay) Çalışması: Vaka çalışması
yöntemi de sistematik gözlem çeşididir. Vaka
çalışmasında incelenen konu, enine boyuna ve
derinliğine bütün yön ve boyutlarıyla incelenir. Bu
yöntem bireyin psikolojik durumu hakkında ayrıntılı
bilgi etmek için kullanılır. Bilgiler yapılan
görüşmelerden, klinik psikologların ve psikiyatrların
yaptığı değerlendirmelerden, uygulanan psikolojik
testlerin sonuçlarından, sosyal (aile, arkadaş, okul, iş
çevresi), mesleki ve eğitim durumu hakkındaki
bilgilerden oluşur.
B. KORELÂSYON (İSTATİSTİK) YÖNTEM

Korelâsyon iki değişken arasındaki ilişkiyi ifade
etmektir. Bu ilişki +1 ile -1 arasındaki sayılarla ifade
edilir. Üç türlü korelasyon vardır.

1. Pozitif Korelasyon: İki değişken arasında ilişki
varsa ve biri artıp diğeri de buna bağlı olarak
artıyorsa ya da biri azalırken diğeri de buna bağlı
olarak azalıyorsa (doğru orantı varsa) pozitif
korelasyon vardır demektir. 0 ile +1 değerleri
arasındaki sayılarla ifade edilir.

Mesela; boy arttıkça kilonun da artması, zekâ
bölümü yükseldikçe başarının artması gibi.

2. Negatif Korelasyon: İki değişken arasında ilişki
varsa ve biri artıp diğeri de buna bağlı olarak
azalıyorsa ya da biri azalırken diğeri artıyorsa (ters
orantı varsa) negatif korelasyon vardır demektir. 0
ile -1 değerleri arasındaki sayılarla ifade edilir.

Mesela; kendine güvensizlik artıkça başarının
azalması, dikkat arttıkça hata oranının azalması gibi.

3. Nötr Korelasyon: İki değişken arasında hiçbir
ilişkinin olmamasıdır. 0 rakamıyla ifade edilir.

Mesela; patates yemekle daha iyi araba kullanma
arasında hiçbir ilişki yoktur.





C. DENEYSEL YÖNTEM

Deney, olayların yapay olarak, araştırmacının
hazırladığı koşullarda oluşturulmasıdır. Deneysel
yöntemin temel amacı, davranışları neden-sonuç
ilişkisinde incelemektir. Bunun için araştırmacılar
öncelikle bir hipotez (varsayım, denence) oluşturmak
zorundadır. Hipotez, doğruluğu bir araştırma ya da
deney ile test edilmeye çalışılan öngörülere denir.

Psikolojide deneysel araştırmalarda genellikle
birbiriyle eşleştirilmiş iki grup ele alınır. Bunlar;
deney ve kontrol grubudur.

Deney Grubu: Koşulların değiştirildiği ve bağımsız
değişkenin uygulandığı (deneyin yapıldığı) gruptur.

Kontrol Grubu: Koşullarına müdahale edilmeyen ve
deney grubuyla karşılaştırma yapmak amacıyla
kullanılan gruptur. Bu grupta doğal gözlem yapılır.
Deney grubundan tek farkı bağımsız değişkenin
olmamasıdır. Diğer şartlar bakımından deney
grubuyla birebir aynıdır.

Uyarı: 0 rakamına en uzak sayı en yüksek
korelasyonu ifade eder. Yani en yüksek
korelasyon +1 ve -1‘dir.
6
PSİKOLOJİ 1. ÜNİTE – PSİKOLOJİ BİLİMİNİ TANIYALIM

Deneyde iki türlü değişken vardır. Bunlar bağımsız
ve bağımlı değişkendir.
Bağımsız Değişken: Araştırmada etkisi incelenen
değişkendir. Olayın nedenidir
Bağımlı Değişken: Bağımsız değişkene bağlı olarak
ortaya çıkan sonuçtur. Yani bağımsız değişkenden
etkilenen faktördür.

Mesela; “Düzenli yapılan tekrar öğrenmeyi arttırır”
öngörüsünü deney hipotezi olarak ele alırız.

Her bakımdan denk iki grup ele alırız. Birinci gruba
müdahale ederek tekrar yapmalarını sağlarız. İkinci
gruba ise hiç bir müdahale etmeyerek doğal gözlem
yapılır. 1 aylık süre sonucunda iki gruba aynı
soruların olduğu bir sınav yapılır. Sınav sonucunda
birinci grubun daha başarılı olduğu gözlemlenir.

Deneyde müdahale edilen ve tekrarın yapıldığı
(bağımsız değişkenin uygulandığı) grup olan birinci
grup deney grubu, diğer grup ise kontrol grubudur.
Deneyde etkisi incelenen ve sonucu etkileyen
değişken tekrardır; bu nedenle bağımsız değişken
tekrardır. Deneyde bağımsız değişkene yani tekrara
bağlı olarak ortaya çıkan sonuç ise öğrenmenin daha
iyi olmasıdır; bu nedenle bağımlı değişken de
öğrenmenin daha iyi olmasıdır yani başarıdır.
 
Icinde kalmistir ya bosver ozensin



Takla atarak lafi koydu
 
Temel bilim diye bir şey de varmış,bunlar dinlemeye bile tenezzül etmiyor.

TEMEL BİLİM ALT DALLARI

1. Deneysel Psikoloji: Deney metodunu kullanarak
davranışın temel ilkelerini araştırır. Denekler
üzerinde deney ve gözlem yaparlar. Olayları ve
olguları neden-sonuç ilişkisi içerisinde
değerlendirir. Araştırma konularının başında
bilişsel süreçler yer alır. Uyarıcıların nasıl
duyumsandığını, algılandığını, öğrenilip
hatırlandığını, bellek gibi bilişsel süreçleri
inceleyerek açıklamaya çalışır. Ayrıca hayvan
davranışları da deney metoduyla incelenmektedir.

2. Bilişin Bedenle İlişkisini İnceleyen Alt Dallar:
Bu alt dallar psikolojik süreçlerle bedensel yapı
ve süreçlerin ilişkisini belirlemeye, bu konudaki
ilke ve yasaları keşfedip, kuramlar oluşturmaya
çalışırlar.
Psikolojik süreçlerde etkin olan beden bölümü ise
beyindir. Psikofizyoloji alt dalı, bilişsel süreçler
veya duygular ile beyin yapı ve süreçleri
arasındaki ilişkiyi araştırır. Ayrıca bu ilişkiyi
inceleyen fizyolojik psikoloji alt dalı da vardır.
Psikofizyoloji psikolojik süreçlerin beyne etkisini
araştırırken, fizyolojik psikoloji tam tersine,
beyinsel ve biyolojik süreçlerin (iç salgı bezleri,
hormonlar, sinir sistemi) psikolojik süreçlere
etkisini araştırır. Fizyolojik psikoloji beyinle
ilgili araştırmalarını hayvanlar üzerinde yaparlar.
Biyopsikoloji biliş/beyin ilişkisini incelerken
davranışları daha çok evrimsel boyutta ele alır.
Nöropsikoloji ise beyindeki hasar ve
bozuklukların bilişsel süreçlere, duygulara
etkisini inceler.

3. Gelişim Psikolojisi: İnsanın doğum öncesinden
başlayarak ölümüne kadar yaşa bağlı davranış
değişikliklerini inceleyen daldır. İnsan hayatını
çeşitli dönemlere (doğum öncesi, bebeklik,
çocukluk, ergenlik, orta yaş ve yaşlılık) ayırarak
her dönemin kendine özgü fiziki ve psikolojik
özelliklerini ortaya koymaya çalışır.

4. Sosyal Psikoloji: Bireyin toplum içindeki
davranışlarını inceler. Bireyin topluma, toplumun
bireye olan etkilerini araştırır. Sosyal etki altında
bireyin davranışlarındaki şekillenmeyi inceler.
Tutumlar, önyargılar, itaat etme, sosyal normlar,
kamuoyu, propaganda, liderlik, moda ve reklâm
gibi bireyler ve gruplar arasındaki etkileşim
konularıyla ilgilenir.

5. Kişilik Psikolojisi: İnsan kişiliğini araştıran alt
daldır. Kişiliğin ne olduğunu, nasıl ortaya
çıktığını ve gelişimini inceler. Kişilik yapısını
etkileyen/belirleyen faktörlerin de neler olduğunu
saptamaya çalışır. Kişilik özelliklerini ölçmek
için çeşitli testler ve ölçekler uygular.

6. Psikometrik Psikolojisi: Psikolojide kullanılan
ölçme ve değerlendirme araçların, yöntem ve
tekniklerin geliştirilmesiyle ilgilenen daldır.
Psikometrik psikologlar, psikolojide yeni testleri
bulma ve geliştirmeyle ilgili çalışmalar yapar.
Ayrıca bu testlerin kullanışlılığını ve
güvenirliliğini de değerlendirirler.
 
Artık susuyorum,başka bir alıntı gelirse cevap veririz evelallah zaten uykusuzum.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…