Buna ne gülmüştüm ya cahilin bilgisi yok fikri var sksjsjsjsjsj
Bayılacak bir tarafi yokHahaha ay bunu yeni gördüm bayılıyorum bu adamaaklin yolu bir
Benim annem el işi yaparak para kazanırdı. Hani sen bilirsin Mune Abla, pikedir işlemedir kanaviçedir danteldir, eskiler çok önem verirdi çeyiz dizerken böyle işlere. Kuklayı boşaltır gider altın alırdı. Ne altın bilezikler yaptı, böyle kapkalın Adana burmaları alırdı hem de kadınlar, o bilezikleri bozdurup yatırım yaptı. Bir de eskiden bolluk, bereket, paranın değeri varmış babam öyle anlatırdı. En azından et, meyve, balık ulaşılabilir gıda maddeleriydi, çalışan evin eri evine bakar, çocuklarını okutur, evi geçindirirdi. Haftalık köfte, balık günlerimiz olurdu bizim örneğin. Her şey çuvalla, koliyle alınırdı. Bizim ailelerimiz patatesi soğanı çuvalla alabiliyordu. Poşet poşet bazen kasayla meyve alırdık pazardan. Yediğimiz meyve sebze hepsi sulu sulu kütür kütürdü. Ben çocukluğumda yediğim portakalları, mandalinaları, karpuzları unutamıyorum.Bir zamanlar insanlar 40 liraya neler yapardı, bugünlerde “lüks” kategorisine sokulan aktivitelerin halkın rutini olduğunu gösteren bir yazı dizisinin linkini atayım.
90 yıl önce İstanbul halkı hafta sonları nasıl eğleniyordu? 2. Bölüm: Anadolu Yakası
Hüseyin'in Gazinosu'nda gurup vakti, Yeni Dünya Aile Bahçesi'nde cazband... Çay-kahve 20 kuruş, içkiler hususi tarifeye tabi! "90 yıl önce İstanbul halkı hafta sonları nasıl eğleniyordu?" yazımızın ikinci bölümünde Anadolu Yakası'nın şimdi tanınmayacak hale gelen eğlence yerlerine yer verdik.www.sozcu.com.tr
Bunlar masal değil gerçekti, yazı dizisi 1930’ları anlatıyor, ben 1972 sonrasını bizzat yaşadım.
Bir gazinoya gitmek, bir restaurantta yemek yemek, dışarıda çay kahve içmek, tatile gitmek, eve kırmızı ve beyaz et almak, sebze meyve almak lüks değildi olağan bir şeydi.
Bugün kadınlar ayda 1 tane çeyrek alabiliyor belki onu da alamıyorlar artık, eskiden kadınlar kollarına haftada 1 bilezik alırdı.
Evlerde Türk kahvelerinin yanında naneli, muzlu çilekli likörler ve çikolata ikram edilir, şimdiki gibi ağzınızda berbat bir margarin tadı bırakmazdı doğru dürüst hakiki çikolata yerdik, her şeyin en doğalını uygun fiyatlarla yemiş, gezmiş tozmuş bir nesiliz biz, şimdiki çocuklar hiçbir şeyin doğalını yiyemediği gibi ateş pahasına yiyorlar.
Bu kadının ampulu agzına almasının nedenını merak ettım, ne dusundude yaptı acaba
Sorarım sn rte, hanginefret söylemiyle? Biri bu soruyu sorsun sjsjsjsj
Ampulfetişi oldu millet, totosuna da takabilirdiBu kadının ampulu agzına almasının nedenını merak ettım, ne dusundude yaptı acaba
Bu yılları hatırlıyorum, küçüktüm, gözlerim doldu okurken, ne güzelmiş..Benim annem el işi yaparak para kazanırdı. Hani sen bilirsin Mune Abla, pikedir işlemedir kanaviçedir danteldir, eskiler çok önem verirdi çeyiz dizerken böyle işlere. Kuklayı boşaltır gider altın alırdı. Ne altın bilezikler yaptı, böyle kapkalın Adana burmaları alırdı hem de kadınlar, o bilezikleri bozdurup yatırım yaptı. Bir de eskiden bolluk, bereket, paranın değeri varmış babam öyle anlatırdı. En azından et, meyve, balık ulaşılabilir gıda maddeleriydi, çalışan evin eri evine bakar, çocuklarını okutur, evi geçindirirdi. Haftalık köfte, balık günlerimiz olurdu bizim örneğin. Her şey çuvalla, koliyle alınırdı. Bizim ailelerimiz patatesi soğanı çuvalla alabiliyordu. Poşet poşet bazen kasayla meyve alırdık pazardan. Yediğimiz meyve sebze hepsi sulu sulu kütür kütürdü. Ben çocukluğumda yediğim portakalları, mandalinaları, karpuzları unutamıyorum.
Her şeyin keleğine kaldık şimdi çok üzülüyorum.
Kimse onun ne dediğni dinlemiyor. Arada anahtar kelimeler var bayrak, ezan, cami olay tamam.
Biliyorum bilmez miyim, annemin babası gariban adamdı, yıllarca fabrikada işçi olarak çalıştı 4 çocuk büyüttü evlendirdi işçi maaşıyla, İstanbul’da bir de ev yaptı o maaşla.Benim annem el işi yaparak para kazanırdı. Hani sen bilirsin Mune Abla, pikedir işlemedir kanaviçedir danteldir, eskiler çok önem verirdi çeyiz dizerken böyle işlere. Kuklayı boşaltır gider altın alırdı. Ne altın bilezikler yaptı, böyle kapkalın Adana burmaları alırdı hem de kadınlar, o bilezikleri bozdurup yatırım yaptı. Bir de eskiden bolluk, bereket, paranın değeri varmış babam öyle anlatırdı. En azından et, meyve, balık ulaşılabilir gıda maddeleriydi, çalışan evin eri evine bakar, çocuklarını okutur, evi geçindirirdi. Haftalık köfte, balık günlerimiz olurdu bizim örneğin. Her şey çuvalla, koliyle alınırdı. Bizim ailelerimiz patatesi soğanı çuvalla alabiliyordu. Poşet poşet bazen kasayla meyve alırdık pazardan. Yediğimiz meyve sebze hepsi sulu sulu kütür kütürdü. Ben çocukluğumda yediğim portakalları, mandalinaları, karpuzları unutamıyorum.
Her şeyin keleğine kaldık şimdi çok üzülüyorum.
Oralara da led döşemiştir belkiAmpulfetişi oldu millet, totosuna da takabilirdi
En azından ağzına sokmuşBu kadının ampulu agzına almasının nedenını merak ettım, ne dusundude yaptı acaba
Tam olarak neresinde gülmemiz gerekiyordu? Bunun işi tam olarak ne? İnsanlara dini anlatmak mı yoksa komik olmayan espriler ve yandaşlık yapmak mı? Gerçek hoca görmek istiyorsanız hafız Mustafa Efe'yi dinleyin.Hahaha ay bunu yeni gördüm bayılıyorum bu adamaaklin yolu bir
Rte nin bir mitinginde "biz terörle savasan zihniyetlere karşı olan bir zihniyetiz" demişti.
Herkes alkışladı, tahminleriniz üzere kimse ne dediğini anlamadan, algılamadan alkışladı.
Diyeceklerim bu kadar.
İşte onlara göre bir yerde kahve içmek, tıkınmak anlamına geliyoYa bir de gittiğiniz mekanda sadece kahveye para ödemezsiniz ki ortama, ambiyansa da para ödersiniz.
Benim gittiğim bir kahveci vardı. Daima vanilya ve karamelle karışık kahve kokardı. Güzel enstrümantal müzikler çalarlardı, bazen de caz müzik olurdu. Ama böyle böyle bangır bangır değil, ninni gibi huzur verici tonda.
Hep yalnız gidip kitap okur, ders çalışırdım, bazen de kafa dinlerdim. Bayramlarda falan evden kaçınca uğrak yerim olurdu.
Bir yerde kahve içmek, yemek yemek illa tıkınmak demek değildir ki. Yoksa evinde de tıkınırsın, kahveni de içersin.
Benim evimde kahve makinesi var mesela. Aynı şey değil ki.
Ne bileyim ya hiç mi müdavimi oldukları bir şey yok ki insanların? Alışkanlıklar her zaman kötü değildir ki.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?