ne uzun zaman oldu be sana yazmayalı. aslında bunu da yazmayacaktım. çünkü uzuun zamandır sana o'nunla ilgili şeyler yazmıyordum. ama bunu yazmak istiyorum.
bugün çıktım dershaneden. her zaman ki gibi karşımda o.
bu arada söyliyim hergün dershanenin çıkışına geliyor. bazen gün aşırı, ama kesin 3 günde 1 geliyor. hiç konuşmuyor benimle, elinde sigarası öylece duruyor karşımda ve gidiyor.
bugün çıktım karşımda yine. ve baktım bu sefer adımlarını bana doğru atıyor. geldi yanıma ama konuşmadı benimle, kızlara gitmelerini söyledim. ben gittim o arkamdan geldi. ama içimden geçenleri anlatamam sana. o an varya bütün öfkem geri geldi. adam tutup dövdüresim geldi, elini kolunu, ağzını bağlayıp tekme tokat dövesim geldi.
gittik oturduk bir yere. karşıma oturdu, hiç konuşmadık. garson geldi 1 çay dedim. 1 çay dedi.
ben: seni sevmiyorum.
o:...
ben: şuan burdaysam sadece senden bıktığım içindir. hergün o iğrenç yüzünü görmek zorunda kaldığım, hergün beni aradığın, hergün milyonlarca kez mesaj attığın içindir dedim.
o:...
zaten nerdeyse hiç konuşmadı. tam 15 dakika sustuk.
o: seni çok özlemişim.
ben: (gülerek): ciddi misin? bana öyle geliyo ki özlediğin benimle birlikteyken faceteki 10-15 kızla fantazi kurmak dedim.
o: her zaman ki gibi ben yapmadım Ceyda dedi. öyle çok yemin etti ki. en sevdiği kuzeni üzerine, ölmüş anneannesi-babaannesi, kıldığı namazlar, tuttuğu oruçlar... herşeyin üzerine yeminler etti ben yapmadım diyerek.
ben: ne fark eder ki bu saatten sonra? sen yapmadın diyelim getirebilecek misin akıttığım gözyaşlarını, kendimi banyoya kitleyerek ağladığım zamanlara ne olacak. Allah'ım midem ağrımasın diye dua ettiğim zamanları nasıl geri getiricem ben. sabahları gözlerimim şişliğini kapatmak için harcadığım zamanı, senin için ağladığım için derslerime ayıramadığım vakti, anneme-babama-kardeşime senin yüzünden bağırışımı, beddua ettiğim için işlediğim günahları geri getirebilir misin dedim. sustu...
zaten bunların üzerine de söylenecek söz yoktu. o yapmadı diyelim. farzedelim ki yapmadı nasıl güveniyim ben ona? acaba mı diyerek nasıl yaşıyım. onun yaptığına böylesine eminken nasıl katlanıyım onunla olmaya.
ben: seninle son kez aynı masada oturuyorum o da mecburiyetten. sana yemin ederim ki iğreniyorum senden. seni sevdiğim her andan, elini tuttuğum, öptüğüm her an mide bulandırıcı geliyor dedim.
o: suusss! diye bağırdı. herkes döndü bize baktı.
yüzüne küçümsercesine baktım. senin yaptığın ben bunları söylerken bağırmandan belli dedim. ağlamaya başladı. sana yemin ederim günlük ilk defa o ağlarken içimden birşeyler kopmadı. etimden et korıyorlarmışcasına yanmadı canım. gözünden yaşlar boşala boşala ağladı. sonra yanıma oturdu. elime dokundu. gözyaşları elime, pantalonuma damladı. gerçekten iğrendiğimi hissettim o an. herkes bizi izledi cafede. ittim dokunma bana dedim yine ağladı. seni sevmiyorum dedim yine ağladı. yanımdayken yumuşamadım ilk defa. çünkü biz ilk defa ayrıldık günlük. bu bizim ilk ayrılığımız ve sonsuza kadar bir daha onunla olmayacağım. çayımın parasını koydum masaya ve kalktım. bundan sonrası yine Allah'a kalmış. ben misli misli ödedim çektiklerimi. darısı onun başına. eve beter olmuş ama çok daha beter olsun.
aldattığı kadar aldatılsın.