Merhaba Hanımlar,
Daha önce sevgilimle olan sorunlarımdan bahsetmiştim. Keşke sorunlarım sadece onlar olarak kalsaydı. 2 hafta önce evinde sevgilimin dönmesini beklerken makyajımı tazelemek için yatak odasına gittim tek amacım buydu dağılan saçımı ve makyajımı düzeltmek.Nasıl oldu bilmiyorum odaya girince dikkatimi komidinde duran siyah biraz yıpranmış bir ajanda çekti ve kendimi o ajandayı karıştırırken buldum. Oysa o gün yatak odasına ilk girişim değildi daha önce fark etmemiştim bile. Sevgilimin telefonuna dahi dokunmayan ben o ajandayı okumaya başladım. Sevdiğim adam sevdiği kadını, onunla olan anılarını anlatmış sayfalarca. Boğazım düğümlendi daha fazla okumaya dayanamadım yatağın kıyısında yığılıp kaldım. Sanki o anlatılanlar gözümün önünde canlandı. Ne yapacağımı bilemedim.Biraz kendime gelince telefona sarıldım eski ortak bir arkadaşımızı aradım. Biliyordun dedi o ölünce onunda öldüğünü onu nasıl sevdiğini sende biliyordun yeni öğrenmedin. Evet biliyordum ama benim bildiğim ölen bir sevgiliydi bu kadar büyük bir aşk değil. Arkadaşım kendimi toplamamı ve hiç bir şey yokmuş gibi davranmamı bu konuyu açarak sevgilimi üzmememi söyledi. Kalktım kendimi toparladım sevgilimi karşıladım. Benim için çok zor oldu ama normal bir gün gibi bitti o gün. Ama üzerinden 2 hafta geçmesine rağmen istisnasız her gece rüyamda o ajandayı tekrar tekrar okuyorum. Ve en kötüsü ben o okuduklarımdan sonra sevgilimin o kıza ait olduğunu düşünüyorum sanki o kızı aldatıyormuşuz gibi sevgilime her dokunduğumda kendimi suçlu hissediyorum konuşurken bile yabancı bir adamla konuşuyormuş gibiyim. Sevgilimle baş başa kaldığımız en özel anlarımızda bile o kız bizi izliyormuş hissine kapılıyorum tedirgin oluyorum. Bazen hastalıklı saplantılı bir şekilde bu kızın yaşadığını düşünüyorum ve buna inanmak istiyorum çünkü o ölüp gitmiş kızın sevdiği adamla olan hayallerini ben yaşıyorum ölmüş birine haksızlık ediyorum. Hatta ben onu kıskanıyorum. Daha önce söylediğim gibi yeni öğrenmedim ölen bir sevgilisini olduğunu ama o yazılanları okumadan önce hiç böyle hissetmemiştim. Ondan hiçbir zaman geçmişini unutmasını tamamen silmesini beklemedim zaten bunu kimseden bekleyemezsiniz. Ama biz birlikte güzel yeni bir hayat kurmuştuk geçmiş sadece anılarda kalmıştı . Yani ben öyle sanıyordum o gün biz o yatakta beraberken geçmişin komidinde başucumuzda durduğunu bilmiyordum. Belki yeni yazılmamıştı çünkü 2006 ajandasıydı ama ordaydı işte hayatımızın tam ortasında. Neden yıllar sonra çıktı bilmiyorum hadi çıktı diyelim benim o eve geleceğimi bile bile neden en azından çekmeceye kaldırılmadı. Bugün tam 18 gün oldu hala sevgilime tek kelime etmedim ve bugün yine gördüm ajandayı rüyamda. Sevgilimin fotoğrafını telefonumun ekranından bile kaldırdım her gece başucumda onun fotoğrafıyla uyuyan ben artık ona bile bakamıyorum. İçimde o kadar yoğun bir suçluluk duygusu var ki atamıyorum atamıyorum atamıyorum. Her gün kendimi avutuyorum sen kimseyi aldatmıyorsun o kızın kaderiydi oydu diyorum uyuyorum gece aynı rüyayla uyanıp aynı şeyleri baştan yaşıyorum.
Daha önce sevgilimle olan sorunlarımdan bahsetmiştim. Keşke sorunlarım sadece onlar olarak kalsaydı. 2 hafta önce evinde sevgilimin dönmesini beklerken makyajımı tazelemek için yatak odasına gittim tek amacım buydu dağılan saçımı ve makyajımı düzeltmek.Nasıl oldu bilmiyorum odaya girince dikkatimi komidinde duran siyah biraz yıpranmış bir ajanda çekti ve kendimi o ajandayı karıştırırken buldum. Oysa o gün yatak odasına ilk girişim değildi daha önce fark etmemiştim bile. Sevgilimin telefonuna dahi dokunmayan ben o ajandayı okumaya başladım. Sevdiğim adam sevdiği kadını, onunla olan anılarını anlatmış sayfalarca. Boğazım düğümlendi daha fazla okumaya dayanamadım yatağın kıyısında yığılıp kaldım. Sanki o anlatılanlar gözümün önünde canlandı. Ne yapacağımı bilemedim.Biraz kendime gelince telefona sarıldım eski ortak bir arkadaşımızı aradım. Biliyordun dedi o ölünce onunda öldüğünü onu nasıl sevdiğini sende biliyordun yeni öğrenmedin. Evet biliyordum ama benim bildiğim ölen bir sevgiliydi bu kadar büyük bir aşk değil. Arkadaşım kendimi toplamamı ve hiç bir şey yokmuş gibi davranmamı bu konuyu açarak sevgilimi üzmememi söyledi. Kalktım kendimi toparladım sevgilimi karşıladım. Benim için çok zor oldu ama normal bir gün gibi bitti o gün. Ama üzerinden 2 hafta geçmesine rağmen istisnasız her gece rüyamda o ajandayı tekrar tekrar okuyorum. Ve en kötüsü ben o okuduklarımdan sonra sevgilimin o kıza ait olduğunu düşünüyorum sanki o kızı aldatıyormuşuz gibi sevgilime her dokunduğumda kendimi suçlu hissediyorum konuşurken bile yabancı bir adamla konuşuyormuş gibiyim. Sevgilimle baş başa kaldığımız en özel anlarımızda bile o kız bizi izliyormuş hissine kapılıyorum tedirgin oluyorum. Bazen hastalıklı saplantılı bir şekilde bu kızın yaşadığını düşünüyorum ve buna inanmak istiyorum çünkü o ölüp gitmiş kızın sevdiği adamla olan hayallerini ben yaşıyorum ölmüş birine haksızlık ediyorum. Hatta ben onu kıskanıyorum. Daha önce söylediğim gibi yeni öğrenmedim ölen bir sevgilisini olduğunu ama o yazılanları okumadan önce hiç böyle hissetmemiştim. Ondan hiçbir zaman geçmişini unutmasını tamamen silmesini beklemedim zaten bunu kimseden bekleyemezsiniz. Ama biz birlikte güzel yeni bir hayat kurmuştuk geçmiş sadece anılarda kalmıştı . Yani ben öyle sanıyordum o gün biz o yatakta beraberken geçmişin komidinde başucumuzda durduğunu bilmiyordum. Belki yeni yazılmamıştı çünkü 2006 ajandasıydı ama ordaydı işte hayatımızın tam ortasında. Neden yıllar sonra çıktı bilmiyorum hadi çıktı diyelim benim o eve geleceğimi bile bile neden en azından çekmeceye kaldırılmadı. Bugün tam 18 gün oldu hala sevgilime tek kelime etmedim ve bugün yine gördüm ajandayı rüyamda. Sevgilimin fotoğrafını telefonumun ekranından bile kaldırdım her gece başucumda onun fotoğrafıyla uyuyan ben artık ona bile bakamıyorum. İçimde o kadar yoğun bir suçluluk duygusu var ki atamıyorum atamıyorum atamıyorum. Her gün kendimi avutuyorum sen kimseyi aldatmıyorsun o kızın kaderiydi oydu diyorum uyuyorum gece aynı rüyayla uyanıp aynı şeyleri baştan yaşıyorum.